25. Bölüm

16P2

Ayşegül Y.
xqaysegull

Utanç içinde geçirdikleri akşam yemeğinin ardından herkes kendi köşesine çekilmişti. Zeynep ile Roni birlikte salonda oturup sohbet etmeye başlamışlardı.

Roni hem merak ettiklerini sormak hemde son zamanlarda üzgün Zeynep'in kafasını dağıtmak için konuşmaya başladı.

 

"Annen ve Delal hanım önceden yakın arkadaşlarmış. Doğru mu?

 

"Sen nereden biliyorsun bunu? Hayır yani ben sana böyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum." Kaşlarını hafiften çatarak konuşmuştu.

 

"Rohat sağ olsun. Alakasız bir şekilde konunun nasılsın oraya geldiğini bile anlamadığım bir anda söyledi. Bende ne alaka falan dedim ama o beni umursamadan 'Berxwedan'lardan bahsediyoruz yengecim. Her an herşey olabilir.' diyip gitti."

 

"Hah! Başka kim olacak ki zaten. Boş boğaz abim işte."

 

"Özür dilerim. Özel bir mesele olduğunu bilmiyordum."

 

"Saçmalama ne özürü sadece... Yıllardır konuşmuyoruz bu konuyu o yüzden tuhaf hissettim. Ne kadar acı değil mi? Bir zamanlar dostum dediğin bir insanın kuman olması..."

 

"Çok kötü bir durum gerçekten. Çok zor olmalı Zozan hanım için."

 

"Aman hanım dediğini duymasın. Hamile olduğunu öğrendiğinden beri seni kızı gibi görüyor."

 

"Denerim ama becerebilir miyim anne demeyi bilmiyorum..."

 

"Becerirsin ya ne var sanki.. O konuya da gelecek olursak... Annem, amcam ile Delal ananın kaçmasına yardım edip, evlenmelerini sağlamış. Sonuçta biri en yakın arkadaşı diğeri ise kayınbiraderi... Amcam ölünce de işte töre demişler evlendirmişler onları. Annem evi terk etmiş ama babaannem eğer geri gelmezse karşılığında Yeter teyzemi alacağını söyleyince, teyzeme kıyamamış annem. Ve geri dönmüş. O zamandan beridirde affetmedi babamı. Bakma yanımızda tek tük de olsa konuştuğuna. Sadece biz babamıza düşman olmayalım diye yapar bunu."

 

"Çok güçlü bir kadın."

 

"Öyledir annem. Zagros abim zamanında aklı ermeye başlayınca babamla çok kavga etmiş ama annem her zaman abime 'Ne olursa olsun o senin baban. Bizim aramızdaki mesele ne seni nede kardeşlerini ilgilendirmez.' diyip kızmış. 'Belki bana eş olamadı ama size iyi bir baba oldu.' derdi bize.... Öyle işte yengecim."

 

"Gerçekten annen çok güçlü bir kadın. Tıpkı bu topraklar gibi...Herneyse seni daha fazla bu sorulara boğmayacağım. Bu gece bana bu kadar yeter."

 

"Sen bilirsin yengecim."

 

Roni, telefonuna gelen bildirim sesiyle telefonunu eline aldığında kocasından mesaj geldiğini gördü.

Sohbet ettikleri için umursamamış ve geri yerine bırakmıştı. Zeynep'in biraz moralinin bozuk olduğunu anlamış ve derdinin ne olduğunu öğrenmek için baş başa kalmışlardı. Ama üst üste gelen bildirim sesiyle konuşmaya ara vermek zorunda kalıyordu.

 

Kısa kısa cevaplar verdiğinde yeniden Zeynep ile konuşmaya yeltendiğinde konuşabilirdi ama...

 

Tabi kocası buna müsaade etseydi.

 

Telefonuna gelen bildirim sesiyle eline aldığı telefonuna baktığında, hemen üst katta bulunan kocasından yine mesaj gelmişti.

 

"Saatin kaç olduğundan haberin var mı?"

 

Mesajı okuduktan sonra hemen üst kısımdan saate baktığında gece yarısına daha bir saat olduğunu gördü.

 

"Evet." Kısa bir cevap gönderdi. Telefonu sehpanın üzerine koymasıyla yeniden bildirim sesi duyması bir olmuştu. Yeniden eline aldığı telefonda gördüğü mesaj tuhafına girmişti.

 

"Ve hâla burada değilsin!"

 

Derdi neydi bu adamın...

 

"Zeynep ile beraberiz. Ne oluyordu Allah aşkına Zagros. Arjen de uyuyor zaten."

Yazıp gönderdi gece gece tuhaf hallere bürünen kocasına.

 

"Abim rahat bırakmayacak seni."

Hemen yanında oturan Zeynep'ten gelmişti bu ses.

 

"Derdi ne bilmiyorum ki. Hayır Arjen de uyuyor. Burada seninle olduğumu da biliyor."

 

"Roni gerçekten çok safsın."

 

"Niye öyle dedin ki şimdi?" Çatılı kaşlarıyla bakıyordu karşısındaki görümcesine.

 

"Anlasana yengecim. Kocan belki seni özlemiş. Hani işi var belki seninle. Daha açık konuşmamı istemezsin herhalde..."

İmalı imalı konuşan görümcesinin karşısında ne diyeceğini bilememişti.

Sonuçta daha yeni birbirlerine yakınlaşmaya başlamışlardı. Kocasının öyle libidosu yüksek biri olduğunu düşünmüyordu.

 

En azından şuan için...

 

Zeynep'e cevap vermek için dudaklarını araladığı sırada odayı dolduran telefonun bildirim sesiyle, açılan dudaklarını tekrar kapatmak zorunda kalmıştı.

Telefonu açıp, mesaj bölümüne girdiğinde okuduğu mesajla kalbi hızla atmaya başladı.

 

"Sorumlu olduğun tek kişinin Arjen olduğunu düşünüyorsan eğer yanıldığını bilmeni isterim. Artık geceleri koynunda uyutman gereken bir kocan olduğunu unutma. Ve hemen buraya gel!"

 

Telefon ekranına öylece bakakalmıştı Roni.

Ekrana öylece bakarken, nedenini merak eden Zeynep, meraklı bakışlarını hemen yanında duran telefona diktiğinde, eğer yengesi gitmezse birazdan abisinin oraya geleceğini anlamıştı.

 

"Ee daha ne bekliyorsun yengecim?"

Zeynep'in konuşmasıyla hemen telefon ekranını kapatıp, görümcesine ters bir bakış attı.

 

"Utanmıyor musun mesajı okumaya?"

 

"Hayır. Sen öyle bakakalınca bir şey oldu sandım. Ki olmuşda."

 

"Ne olmuş?"

 

"Ateş bacayı sarmış." diyerek kahkaha attı Zeynep.

"Hadi hadi daha fazla bekletmeden git koynunda yatır abimi. Koskoca Zagros Berxwedan karısının koynunda bebek gibi uyuyacak ha!" Gülmeye devam ediyordu Zeynep.

 

Zeynep'in yanından hemen ayaklanıp "Kocam değil mi? Sanane! İster koynumda yatırırım, istersem de.."

 

"Ay! Tamam tamam yeterli bu kadar devamını duymak istemiyorum." diyerek elleriyle kulaklarını kapattı.

 

"Böyle akıllı ol işte görümcecim."

Zeynep'i arkasında bırakarak odasına doğru yol almaya başladı.

 

Her adım attığında içindeki heyecan git gide büyüyordu. Odasının kapısına geldiğinde içeriden gelen Zagros'un biriyle konuştuğuna dair olan sesleri duyunca rahatladı. En azından direkt pijamalarını alıp, banyoya girmek için vakti olacaktı.

Derin bir nefes alıp kapıyı açtığında, pencere kenarında kendisine sırtı dönük bir şekilde yarı çıplak kocasını görmeyi beklemiyordu.

Altında şortu ve geniş sırtıyla onu karşılayan kocası, kulağında telefonla hararetli bir konuşma içerisindeydi. Kocasının kendisine bakmadığını fırsat bilip hemen pijamalarını alıp, giyinmek için banyoya gitti.

 

Kapının acilam sesini duyan Zagros, karısının geldiğini biliyordu ama şuan telefonda Enrico ile konuşuyordu. Çalınan mallarını hâla ortada yoktu.

Enrico, Türkiye’de ne kadar boş depo varsa neredeyse hepsine baktırdığını ama hala bulamadığını söylüyordu. Başka birine satılma ihtimali bile söz konusu olamazdı. Eğer öyle bir durum olsaydı elbette bu Enrico’nun kulağına giderdi.

 

"Yer yarıldı da içine mi girdi bu mallar Enzo?"

Elini sakalına atıp sinirli bir şekilde sıvazlarken konuştu.

 

"İlk defa böyle bir durumla karşı karşıya kalıyorum Zagros. Ne kadar depo varsa baktırdım. Hatta merdiven altı işletmelere bile baktırdım ama yok senin malların hiçbir yerde. Ares'ten bile yardım aldım bu konuda artık. Baktırmadığımız bir senin depoların kaldı."

 

"Benim malımı çalıp, benim depomda mı sağlayacaklar ha Enzo? Herneyse yarın seni tekrar arayacağım. Bu konuyu daha detaylı konuşuruz."

 

"Tamam Zagros, nasıl istersen."

Telefonu Enrico’nun yüzüne kapatıp derin bir nefes çekti ciğerlerine.

 

Kimdi bu...

 

Mallarını ondan çalıp, kimsenin bulamayacağı bir yerde saklayan. Ülke dışına çıkarılmamıştı biliyordu. Çalınan mallar onu zarara uğratacaktı belki ama bunu yapan kişiyi bulduğunda kendisinin neler yapacağını düşünmek bile azda olsa rahatlatıyordu içini.

 

Yeniden derin bir nefes çekti ciğerlerine. Bu gece hiçbirşey düşünmeden sadece karısının kokusuyla uyuyacaktı sözde ama Enrico’nun zamansız araması canını sıkmıştı.

Sakin olmalıydı. Bir olma yolunda adım attıkları bu ilk günde karısını korkutmamalıydı.

 

Adımlarını yatağın yönlendirip karısının gelmesini beklemeye karar verdi.

Zagros Roni'yi beklerken, Roni ise bilerek ağır ağır hareket ediyordu. İçerideki kocasının hala uyumadığını biliyordu. Bir süre daha bekleyip, odaya geri dönmeye karar verdiğinde içinde Zagros'un uyumuş olması için dualar ediyordu.

 

Kapıyı açıp odaya girdiğinde, sırtını yatak başlığına yaslamış yarı çıplak bir şekilde kolundaki saate bakan kocasını görmek heyecanlanmasına neden olmuştu.

 

"Kırk beş dakika." Saatine bakıp konuşmuştu Zagros.

 

Anlamaz gözlerle kocasına bakan Roni, "Hah!" diye bir ses çıkardığında Zagros karısına bakıp konuşmaya başladı.

 

"Tam tamına kırk beş dakikadır pijamalarını giyinmek bahanesiyle kendini banyoya hapsettin."

 

"Hayır. Öyle bir şey yok. Hem bana laf edeceğine kalk git üzerine bir şeyler giyin. Bu ne hâl böyle?" diyerek kendini savunmaya başlayan Roni'ye karşılık vermek iicn araladı dudaklarını.

 

"Karımla nasıl uyuyacağıma ben karar veririm! Kaç aydır yeterince giyinik uyuduğumun sende farkındasın. Bu saatten sonra kimse beni seni daha fazla hissederek uyumaktan mahrum bırakamaz."

 

"Seni mahrum eden mi var?" Ayıplar gibi bir bakış attı kocasına. Daha sonra yavaş ve cilveli adımlarla yatağın kendisine ait olan kısmına geçti.

Kocasına sırtını dönüp, hemen yanı başındaki ışığı kapatmak için uzandığında, beline sarılan kollar buna engel oldu.

 

"Sen çok fena bir şey oldun. Ve bu halin... Benim çok hoşuma gidiyor." Karısının kulağına fısıldarken konuşmuş ve sonunda ensesine bir öpücük kondurmuştu.

 

"Zag..ros." Titrek çıkan sesine yansımıştı yaşadığı heyecan.

 

"Şşşs... Bir şey yapmayacağım sadece ... Bu gece kokunda dinleneceğim."

 

Yatağın içine girip, karısını da kendine çektiğinde burnunu, kokusunu en yoğun hissettiği yere, boynuna yasladı.

Roni ise karnının üzerinde, karnını kaplayan ve arada karnını okşayan kocaman ellerin üzerine kendi ellerini koydu.

 

Zagros, Roni'yi severken, karnındaki bebeği de sevmeyi ihmal etmiyordu.

Bunu anlayan Roni'nin yastığını gözlerinden süzülen birkaç damla yaş ıslatmıştı.

 

Ama bu sefer akan yaşlar mutluluktandı.

 

Bölüm : 03.03.2025 00:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...