6. Bölüm

6. Bölüm

Yağmur Öz
yagmur.oz

 

KEYİFLİ OKUMALAR BALLAR:))

 

-

 

 

 

 

 

-TOPRAK-

Yine okul, yine kantin, yine bizimkilerin boş muhabbeti. Tamam hepsini olduğu gibi seviyorum ama şu boş yapma işini biraz abartıyorlardı sanki. Konu futboldan Batu ve Ayça'nın ders notlarına geldiğinde Ege, Demir ve Nehir ikisiyle dalga geçip onların yüz ifadelerine kahkaha atıyorlardı. Ben ise sadece onları dinliyordum. Bu durumdan sıkılan Batu bana döndü ve yalvarırcasına isyan etti." Şunları susturacak mısın? Yoksa bu muhteşem vücudum dünyadan silinsin mi? dediğinde kahkaha attım. " O muhteşem vücudun içinde biraz beyin olsaydı şu an dalga konusu olmazdı." dediğimde kaşlarını çattı ve omuzlarını düşürdü.

 

"Şu kız kim? Alper neden bu kadar dikkatle izliyor?" diye soran Ayça'nın gözlerini takip edip hepimiz birden kıza baktık. "Kızı tanımıyorum ama Alper'in bakışları iyi görünmüyor" diyen Ege'nin sesiyle bakışlarımı Sarı Kafay'ya çevirdim. Kıza cidden öldürecek gibi bakması nedense canımı sıkmıştı. "Yalnız kız da afet" diyen Demir'e çevirdim bakışlarımı. Evet bizimki gene çapkınlık yapacaktı anlaşılan. Demir için güzellik önemli değildi nefes alan her kıza yazma gibi bir huyu vardı. Gözlerim Batu'yu bulduğunda kızı süzdüğünü gördüm ve ben de bakışlarımı kıza çevirdim. Koluna giren kıza ayak uydurarak kantinin tam ortasındaki masaya oturdu ve bir bize bir de Alper'gile bakıp önünde oturan kıza bir şey sordu. Kız da aynı şekilde etrafına bakıp konuşmaya başladığında bizimkiler çoktan kızı izlemeyi bırakmış muhabbete dönmüşlerdi. Ben ise ne kadar kafamı bizimkilere vermek istesem de istemeden gözlerim kıza kayıyordu.

Karşısındaki kız bir şeyler anlattıkça kaşlarını çatıyor sinirle Alper'e bakıyordu. Derin nefesler alıp kendini sakinleştirmeye çalıştığını görebiliyordum. Bir anda kafasını bana çevirmesiyle nedensiz panikledim. En başta bakışlarımı kaçırmak istesem de bana olan düşünceli bakışları ve beni süzüşü bunu engellemişti. Gözleri gözlerimi bulduğunda onda tandınık bir şeyler sezdim. İlk defa huzurlu hissettim ancak bu normal değildi. Kızın beni süzdüğü gibi bende onu süzdüm. Güzeldi. Kahverengi beline kadar uzanan saçları, dolgun pembe dudakları, koyu kahve gözleri ve siyah kıyafetleriyle Demir'in de dediği gibi tam bir afetti. Bakışlarım onun bakışlarını tekrar bulduğunda dudaklarım kıvrıldı o ise buna şaşırmış gibi bakıp hemen kafasını çevirdi ve karşısındaki kızla konuşmaya devam etti.

" Bakıyorum gözlerini alamadın kızdan" diyen Nehir'in sesiyle ona döndüm ve garip bakışlarıyla karşılaştım. " Garip" dedim." Garip olan bir şeyler var kızda". Demir elini omzuma atıp konuşmaya başladı." Evet dostum tanrıça gibi güzel. Bu okulda güzel kız olmadığından garip geliyor" dediğinde Nehir ve Ayça aynı anda kafasına vurmuştu. Demir acıyla kafasını tutup geri çekilirken Ege ve Batu kahkaha attı.

Tam konuya odaklanmışken kızın olduğu yerden bir ses yükseldi. Hepimiz tekrar kafamızı o yöne çevirdiğimizde Alper itinin kızın kolunu sıktığını gördük. Batu "sikik herif " diye küfür ettiğinde ayağa kalkarken Nehir "bir bildiği vardır bırak" diyerek yerine oturttu. Nehir'in söyledikleriyle hepimiz şaşırırken kızın acı çektiğini belli eden yüz ifadeleri yüzünden çenemi sıktım. Tam onların yanına gidecektim ki Batu benden önce davranıp kalktı ve " Hey! Sarı Kafa " diye bağırdı. Kız ve Alper Batu'ya dönerken kızın yüz ifadesi biraz olsun rahatlamıştı. Batu sakin ve Alper'e göre sinir bozucu bir sesle konuşmaya devam etti. "Gerçekten bir kıza vuracağına inanmıyorum! Boşuna mı dövdüm lan ben seni adam yerine koyup" dedi. Evet Alper Batu'dan, Demir'den, Ege'den hatta benden bile dayak yemişti. Hepsinde de haklıydık. En son Alper insanlardan haraç kesmeye başladığı işin Batu onu temiz bir şekilde dövüp aldığı paraları sahiplerine iletmişti. Daha sonra parmak boğumları kızardığı için iki gün boyunca Alper'e lanetler okumuştu.

 

Kız Alper'e bakıp güldüğünde yüzümde anlamsız bir tebessüm oluştu. Çok güzel gülüyordu. Bir çocuğun gülüşü kadar masumdu...

 

Alper kızın gülmesine sinir olmuş ve kızı hızla Batu'ya bir çöpmüş gibi fırlatmıştı. Kız tam düşerken Batu onu belinden tutmuş ve denge kurmasına yardım etmişti. Kız Batu'dan gözlerini alamadığında ilk defa hissettiğim bir his sinirlerimi bozmuştu. Gözlerimi çekmek istesem de izlemeye devam ettim. Alper nefret dolu bir sesle " O kız senin bildiklerinden değildir Batu." dediğinde Batu kızın belindeki elini daha yeni fark ediyor olacak ki yavaşça çekip süzdü.

 

Bilmediklerimden olduğu belli dedi Batu Alper'e sırıtıp. "Peki sen nerden biliyorsun nasıl biri olduğunu?" dediğinde Alper "Kuzenim çünkü aptal !" Şok olmuştuk. Batu ise hiç bozuntuya vermeden konuştu. "Kuzenin olması ona vurabileceğin anlamına mı geliyor Sarı. Sana vuran ellerime acıyorum şu an. "dedi ve mutsuz bir ifadeyle ellerine baktı sanki onlardan özür diliyordu. Alper'in Bonus kardesi konuşmaya başladığında ise Batu ona döndü. "Batu inan şu an arkandaki kız seni iki dakikada yere serer ve inan o gün abim senden bilerek dayak yedi." dediğinde Batu ve kız birbirlerine bakıp kahkaha attılar.

 

Derya'nın dediği gibi kızın Batu'yu yere serip seremeyeceğini anlamak için kızın vücudunu süzdüm. Hayır yapamazdı. Boyu uzundu ancak çok olmasa da boyuna göre zayıftı.

 

Kız ve Batu yaklaşık dört dakikadır Alper ve Deryaya bakıp gülerken Batu arkasını döndü ve bizimle konuştu. "Duydunuz mu bizim sarı kafa bilerek dayak yemiş" dediğinde bizimkiler de gülüyordu. Kız bize döndüğünde göz göze geldik ve gülüşü yüzünde dondu. Anlamadığım bir nedenden şaşırmıştı. Batu kıza bakıp" Asya bırak şu Sarı Safa ve Bonus'u da seni bizimkilerle tanıştırayım" dedi.

 

Batu'nun söyledikleriyle gülen Alper adının Asya olduğunu öğrendiğim kızın Atlas'ın ikizi olduğunu söylemişti. Batu inanmasa da Asya bunu kendisi onayladığında ondan utandım, gözlerimi kaçırdım. Kardeşinin benim yüzümden öldüğünü öğrense ne düşünürdü acaba...

 

Batu öğrendiklerinin şokuyla Atlas'a ezik dediğinde deminki savunmasız kadın yerine, cesaretli ,korkusuz bir kadın gelmişti sanki. Batu'nun üzerine yürüyüp bağırmasıyla Batu teslim olmuş bir şekilde ellerini kaldırıp alayla sakinleşmesini söyledi. Asya Batu'nun bu hareketine daha çok sinir olurken ayaklarımı masaya uzatmış onları izleyen beni gördü. Belli ki bu durum onu rahatsız etmişti ki hemen kafasını çevirdi.

 

O sırada Sarı Kafa alayla konuştu "Ee Batucuk şimdi o kızı koruyacak mısın?" dediğinde Batu Atlasa olan gereksiz nefreti yüzünden Asya'ya sırt çevirmişti ve daha demin ondan uzak durmasını isteyen ben şimdi onun yanında kalıp onu korumasını istedim. Daha demin kim olduğunu öğrendiğim kıza bu anlamsız duyguları beslemek benim için çok garipti.

 

Batu arkasını döner dönmez Alper hızla kızın koluna yapışıp bir şeyler söylediğinde çenemi sıktım. Şu an o sarı kafasının pekmezini akıtsam ne kadar güzel olurdu diye düşünürken hiç beklemediğim bir anda Asya yumruk yaptığı küçük ellerini Alper'in suratına geçirdiğinde hem şaşkınlık hem de keyifle baktım Asya'ya. Alper acıyla inlediği sırada Batu arkasını dönüp şok ve hüsran içinde bağırdı." Hadi ama bunu kaçırdığıma inanmıyorum!" ve Demir'den nispet yapar gibi bir cevap geldi. Batu tekrar Asya'ya doğru bağırdığında, Asya Alper'e bir şeyler demişti ve ne dediyse Alper sinirle Asya'ya el kaldırdığında nefesimi tutup ayağa kalktım. Bu hareketimle bizimkilerin bakışlarını üzerimde hissetsem de bakışlarımı Asya'dan ayıramıyordum. Alper yumruğunu salladığı an Asya hızla eğilip karnına yumruk attığında hepimiz şok içinde baktık. Hala nefesimi tuttuğumu fark ettiğimde ise nefesimi verip yerde kıvranan Alper'e bakıp keyifle yerime oturdum.

O sırada Asya'nın bakışları merdiveni bulduğunda bende merdivene baktım. Evet yine keyfimin içine etmeyi başarıyordu bu adam. Merdivenden inen müdür yardımcısı ve müdürü yani babamı gördüğümde modum düştü. Müdür yardımcısının Asya'ya bağırıp Alper'in yanına koşmasıyla o siktiğim adamın ses tellerini sökmek istedim. Galiba vicdanım yüzünden içimde onu koruma isteği yandı.

Asya yüzünü buruşturup onlara baktığı sırada babam Asya'nın dibinde bitip elini uzattı ve bir şeyler söyledi. Asya babamın elini tuttuğunda onu inceledi ve beraber kantinden çıktılar.

 

"Oha oğlum! kız rüzgar gibi esti" diyen Demirin sesiyle ona döndüm. "Okula geldiği ilk gün olay çıkarmak hiç kimsenin harcı değildir." dedi Ege. "Şimdi o düşünsün Cahit hocanın vereceği cezaları " dediğinde Nehir'e bakıp kaşlarımı çattım. Nehir ise ne var dercesine omuz silktiğinde hızla ayağa kalkıp kantinden ayrıldım.

 

Müdür Odası yazısını gördüğümde ayaklarım kıpırdamayı bıraktı. Kapıyı dinlemek için iyice kapıya yaklaştığımda "Ama o sizin öğrenciniz" diye isyan eden Asya'nın sesini duyduğumda yutkundum. Atlas'tan bahsediyor olmalılardı. Hemen sonra baba dediğim iğrenç adamın sesini duydum." Öğrencim olabilir ama benim sorumluluklarım var Asya." dediğinde daha fazla duymamak için kapıdan bir adım uzaklaştım.

 

Nasıl bu kadar iğrenç bir insan babam olabilirdi. Nasıl o kadar şeye rağmen hiç birşey yokmuş gibi davranabiliyordu...

 

Derin nefes alıp odaya daldım. Kapıyı açmamla ikisinin gözleri de beni bulmuştu. Sinirle Cahit'e baktığımda uzun süredir ilk defa ona ilk defa bu kadar yakın olduğum için afallamış ve sevinmişti. O sevinci gözlerinde görmek beni sinirlendirirken ne dediğimi duymadan "Bu kızın bu okulda ne işi var?! " diye bağırdım. Kendim bile söylediklerime şaşırırken Asya ilk defa benimle konuştu. "Pardon? Sana mı soracaktım bu okula kayıt olurken? Ayrıca sana ne zararım var ulan sanane?" diye bağırdığında haklıydı. Bana sorması gerekmiyordu ancak bana vicdan azabı çektirirken bana zarar veriyordu ama galiba bunu hak etmiştim. Ben hala Cahit'e bakarken tekrar konuştu "Hey! Sana diyorum kulaklarında sorun mu var?" diye tekrar bağırdığında ona karşı sakin ve aynı zamanda sert bir tavırla konuştum. "Sana sorduğumu hatırlamıyorum ve eğer birazcık beynin varsa bana bir daha bağırma" demiştim. Ona bakmamıştım. Çünkü eğer bakarsam ona karşı tekrar vicdan azabı çekerdim. Tam tekrar konuşacağını hissettiğim sırada Cahit Asya'yı bana karşı savundu. Sinirle her şeyi buraya dökmek istedim ama yapmadım. Asya'ya yeterince zarar vermiştim ve bunu ona yapmam haksızlıktı..

Asya'ya bir kaç saniye göz gezdirdiğimde çocuk gibi zafer benim dercesine bir ifade takınmıştı. Daha sonra Cahit onu kibarca odasından kovdu ve o da söz dinleyip odadan bana dik dik bakarken çıktı.

 

"Oğlum" dedi Cahit. "Sakın." dedim elimi kaldırıp. "Sakın bana oğlum deme. Sakın bir daha beni görünce o iğrendiğim gözlerin parlamasın ve sakın. Sakın o kanlı ellerinde o kıza dokunma " dediğimde Asya hakkındaki uyarılarım onu şaşırtmış olmalıydı. " Neden? Kızdan sanane. Senin yüzünden öldü onun kardeşi seni korudum. Seni hapse girmekten kurtardım. Neden geçmişi unutmuyorsun?" dediğinde bağırdım. " Kim annesini öldüren bir katili affeder söylesene! Kim gözlerinin önünde bıçaklanan annesini unutur. Hangi çocuk unutur lan. Altı yaşındaydım ben " dedim gözlerim sinirle dolarken "Sen benim annemi öldürüp sonra beni kurtardığın için benden af dileyemezsin! Ben demedim beni kurtar diye. Şimdi ne olacak biliyor musun?" diye sorduğumda anlamaz bakışlarıyla karşılaştım. Sinirle sırıtıp bir adım üzerine ilerledim." Şimdi ben o kızın yüzüne her baktığımda seni göreceğim. Sana benzediğim için kendimden nefret etmeye devam edeceğim. Senden her zamankinden daha çok nefret edeceğim. Çünkü senin gibi kurtulmama yardım ettin. Çünkü senin gibi cezasını çekmeyen bir katil oldum!" dedim ve kapıyı hızla çarpıp çıktım.

Ben buydum işte altı yaşında annesinin babası tarafından katledilmesini izleyen bir çocuk ve ne kadar uğraşırsa uğraşsın babasına benzeyen iğrenç bir adam. Kaderimden ne kadar kaçmak istesem o kadar çok çekiliyordum içine...

 

 

 

 

 

BÖLÜM SONUUUU

 

 

 

 

 

 

HAYATINI KENDİ YAZDIĞIM KARAKTERE ÜZÜLDÜM DAHA DEMİN

 

 

 

 

 

GALİBA BEN KÖTÜ BİRİYİM..

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 28.09.2024 21:41 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Yağmur Öz / SAKLI GERÇEKLER: aşkın,ihanetin,karanlık gerçeklerin peşinde... / 6. Bölüm
Yağmur Öz
SAKLI GERÇEKLER: aşkın,ihanetin,karanlık gerçeklerin peşinde...

63 Okunma

14 Oy

0 Takip
8
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...