9. Bölüm

9. Bölüm

Yağmur Hanım
yagmurayyer

2 Hafta sonra..

 

Tam tamına 2 hafta olmuştu ve bu süre içerisinde konaktaki herkes benimle fazlasıyla ilgilenmişlerdi. Bu süre zarfında da fizik tedavi ve ilaçlar sayesinde azda olsa toparlanmıştım.

Cihan Azadoğlu 'da her gün mutlaka beni arıyor ve nasıl olduğumu soruyordu. Her gece ise uyumadan önce muhakkak bir iyi geceler mesajı atıyordu.. Tabi ne yalan söyleyeyim bu ilginin hoşuma gittiğinide kabul ediyordum.

Bu süreçte de bana o esrarengiz kişiden gelen krem rengindeki lale buketleri ise hız kesmeden devam etmişti. Anlamıyordum kim bana bu çiçekleri gönderirdi ki? Üstelik neticesinde ben artık sözlü bir kadındım. Kim böyle birşeyi yapma cüretinde bulunurdu? Düşünmekten kafayı yiyecektim.

Fakat şimdi çeyiz alışverişi için hazırlanmam gerekti. O yüzden şimdilik çok kısa bir süreliğine de olsa bunları kenara bırakmalıydım nede olsa er yada geç o kişinin kim olduğunu öğrenecektim!

Ve evet bu süreç daha fazla uzamasın diye herşeyi erkene çekmişlerdi.. Sorun değildi çeksinlerdi.. Bende kendi planımı vaktinden önce devreye sokardım.

(Elbisesi bu..)

Hemen hızlıca vakit kaybetmeden üzerime mavi elbisemi giydikten sonra altına da beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Saçımı da düzleştirici yardımıyla düzleştirdikten sonra açık bıraktım. Ve yüzümede sade bir makyaj yaparak odamdan çıktım. Merdivenlerden inerken avluda gördüğüm tanıdık yüzerlerle adımlarımı daha da hızlandırdım ve yanlarına ulaştığımda ilk olarak Cihan 'ın annesi Aylin Hanım 'ın ellerini öpüp başıma koydum. "Hoşgeldiniz." dedim. Oda bana "Hoşbulduk güzel gelinim." deyince içimden sadece sabır çekmekle yetinmiştim. Bana 'gelinim' denmesini istemiyordum. Sonuç olarak ben onların gelini değildim. Ve asla da olmayacaktım!

 

Yüzüme sahte bir tebessüm kondurarak karşımdaki kadına gülümsedim. Daha sonra Cihan 'ın kız kardeşi Ezlem bana sarılmak isteyince elimi kaldırıp onu durdurdum.

 

Yok artık birde hayatımı karartmamış gibi burada bana sarılacak mıydı?Daha nelerdi!

Ben buna müsade etmezdim!

Kimse kusura bakmasındı , yada bakabilirlerdi kendileri bilirdi. Ama ben bu karşımdaki kızla değil sarılmak, aynı ortamda bile bulunmaya tahammül edemiyordum.

 

Son olarak Cihan 'a bir baş selamı vermiştim. Fakat o beni kolumdan kavrayıp kolları arasına alarak sımsıkı sarılmıştı! İmdat diye bağırasım vardı yani. Kulağına doğru fısıldayarak "Ne yaptığını sanıyorsun sen! Üstelik tüm herkes buradayken , tüm gözler üzerimizdeyken.. " daha cümlemi tamamlamama fırsat bile vermeden hemen lafa girmişti..

 

"Ben sadece müstakbel eşime sarılmak istedim hepsi bu. Ayrıca abartma istersen bu kadar alt tarafı sarıldım, daha farklı şeyler de yapabilirdim." dediği şeylerle kanımın yanaklarıma doğru aktığını ve yüzümün ısısının değiştiğini hissediyordum. Hatta eminimki şuan yüzüm kıpkırmızı olmuştur. Bu adam neler söylüyordu böyle!

 

Hemen sarılmayı sonlandırdım ve kapıya çıktım. Kapıdaki korumalara "Derhal arabamı getirin!" dedim.

Benim arkamdan ise Cihan, Aylin Hanım ve annem gelmişlerdi. Arabam gelince binmek için kapıyı açacağım sırada Aylin hanım konuşmaya başladı..

 

"Kızım yanlış anlamayasın ama şimdilik Cihan 'ımın arabasında, tam yanında oturman daha doğru olur."

 

"Neden onun arabasına özellikle oturmamı istiyorsunuz anlamıyorum. Teşekkür ederim fakat benim kendime ait bir arabam var, çok şükür kimsenin arabasınada ihtiyacım yok. "

 

"Kızım o kimse değilki, senin nişanlın, yakında da kocan olacak. Hem onun yeri nereyse seninde yerin onun yanıdır. Hadi kızım sen arabaya geçesin."

 

"Sizi anlıyorum fakat dediğim gibi benim kendi arabam var onunla giderim, sizde eğer çok istiyorsanız oğlunuzun arabasıyla gelebilirsiniz. " dedim. Başka kimsenin birşey söylemesine fırsat vermeden arabama bindim. Kemerimi takıyorken aniden arabanın kapısı açıldı ve içeriye Cihan Azadoğlu girdi. Oda tam yanıma oturmuştu. Şaka gibiydi resmen! Ben ondan kaçtıkça o benim burnumun dibinde bitiyordu. Yani durum 'İstenmeyen ot dibinde biter' den halliceydi..

Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

"Senin ne işin var burada? Annen ile gitsene."

"Hayır olmaz. Çünkü benim yanım senin yanın, senin yanın ise benim yanımdır. Nişanlım nereye, ben oraya anlayacağın." deyip çapkınca bir göz kırpmıştı.

"Hem madem sen yanıma oturmuyorsun, o zaman ben senim yanına otururum. " dedi.

"Peki ya annem, Aylin Hanım ve kardeşin onlar hangi araca binecek? "

"Merak etme onlarda şoför ile benim aracımla arkadan gelecekler. " dedi.

Ben ise sadece "İyi peki." demekle yetindim. Ve arabamı çalıştırıp çarşıya doğru sürmeye başladım. Arabanın içerisinde derin bir sessizlik hakimdi. Arada bakışlarım ona doğru kayıyordu. Ben saniyelik olarak bakışlarımı onun üzerine çevirdiğimde, onunda beni izliyor olduğunu gördüm. Ve dayanamayıp bu sessizliği bozmaya karar verdim..

"Ne oldu Ciham Ağa? Neden öyle bakıyorsun? "

" Nasıl bakıyormuşum?"

"Aşık gibi.. dedi içimden gelen ses.

Yani bilmem bir tuhaf bakıyorsun.."

"Bakmam için illa bir sebep mi olması lazım? Hem güzele bakmak sevaptır derler. Hiç duymadınız mı bunu Sayın Savcım? "

Bu adam nasıl olurdu da her defasında beni utandırmayı başarıyordu? Anlamıyordum!

"Sen bu cümlede bile utanıp kızarıyorsan seninle işimiz var Savcım."

"Ne saçmalıyorsun sen! Yok canım daha neler! Hem ben neden utanacakmışım ki? "

" Bilmem onu da sen söyle, o zaman neden kızardın da yine al al oldu yanakların? "

Off al işte anlamıştı herşeyi! Ama benim yelkenleri suya indirmeye hiç niyetim yoktu bir kere!

"O şeyden oldu ya.."

"Neyden oldu?"

"Şeyden işte.. Heh, sıcak! Evet evet kesinlikle sıcaktan oldu. Bunaldım ben biraz camı açayım en iyisi." dedim. Ve benim hemen yanımda bulunan camı açtım. Camı açmamla birlikte içime derin bir nefes çektim. Zira buna çok ihtiyacım vardı! Rüzgar sebebiyle saçlarım ikide bir yüzüme geliyordu ve bu oldukça rahatız ediciydi..

Birden bir el belirdi yüzümün önünde. Ve o el, yavaşça yüzümün önünde bulunan saç tutmalarını birer birer geriye doğru çekti, bakışlarımı saniyelik olarak yanımdaki adama çevirdiğimde ise gözlerini kapatmış bir şekilde avucunun içinde bulunan bir saç tutamımı koklayıp, içine derin bir nefes çektiğine şahit olmuştum.. Üstelik yüzlerimiz ise birbirine haddinden fazla yakındı.. Ve bu yakınlık ikimiz içinde hiç iyi değildi.. O sebeple hemen önüme döndüm. Ama ona kısa bir teşekkür etmek istediğim için bakışlarım yoldayken konuşamaya başladım..

"Teşekkür ederim."

"Ne demek asıl ben teşekkür ederim saçlarına dokunmama izin verdiğini için, bana o güzel saçlarının büyüleyici kokusunu ciğerlerime doldurma fırsatı verdiğin için, ve yine teşekkür ederim hayatımda olduğun için.."

Bu sözler karşısında ne diyeceğimi bilemediğim için yanlızca susmaya karar verdim. En nihayetinde çarşıya vardığımızda ilk olarak arabadan indik. Bizim hemen arkamızdan da Aylin Hanım ve annem arabadan inmiş yanımıza gelmişlerdi. İlk olarak kına gecesinde giyeceğim bindallı için bir mağazaya girmiştik. Çalışanlar bizler içeriye girer girmez hemen etrafımızda pervane olmaya başlamışlardı.

İlk olarak birkaç bindallıya baktım, ama içime hiç biri sinmediği için geri bırakmak zorunda kaldım. Bir süre sonra nihayet içime sinen bir bindallı bulduktan sonra annemin ve Aylin Hanım 'ın baskılarıyla kabine girdim, ve bindallıyı giyinmeye başladım.

Giyinmiştim giyinmesine fakat bir türlü sırtımdaki fermuarı kapatmıyordum. Bir kaç kez daha denediğimde bunu tek başıma halledemeyeceğimi anladım ve el mecbur bana yardımcı olabilecek bir kadına seslendim.

(Bu arada bindallıyı kına gecesinde göreceksiniz ;)

"Pardon, rica etsem buraya bir bakabilirmisiniz? "

Kabinde arkam kapıya dönük bir şekilde beklemeye başladım. Ve çok geçmeden birisinin kabine girdiğini hissettiğimde elimle tuttuğum fermuarı gösterip konuşmaya başladım..

"Şu fermuarı çekerseniz çok sevinirim." dedim. Ve bunu dememle arkamdaki el yavaşça fermuarı yukarı doğru çekmeye başladı. Ansızın ensemde bir nefes hissedince korkup çığlık atacakken bir el benim ağzımı kapatıp kulağıma fısıldayarak konuştu..

"Şşh sakin ol, benim çok yakında kocan olacak olan nişanlın."

Cihan Azadoğlu 'nun sesini duyunca burnumdan koca bir nefes alıp vermiştim. Bu adamım benimle derdi neydi şimdi? Allah aşkına ne istiyordu benden? Birgün gerçekten de yüreğime indirecekti!

Birşey söylememe fırsat bile vermeden beni duvar ile kendi arasına aldı.

Yüzlerimiz birbirine çok yakındı, nefeslerimiz bile birbirine karşmıştı.. Bakışlarım gözlerine tırmandığında onun bakışlarının hedefinin dudaklarım olduğunu gördüm.. Doğrudan dudaklarıma bakıyordu, arada sırada birkaç saniyeliğinede olsa gözlerini gözlerimle buluşturuyordu.

Bakışlarım yutkunduğunda hareket eden adem elmasına kaydı. Bir süre sadece onun yukarı aşağı olan hareketini izledim, oradan da birkaç düğmesi açık olan gömleğine ilişti gözlerim usulca.. Neler oluyordu böyle? Neden bu şekilde tuhaf hissediyordum? Neydi bu aramızdaki olan şey? Tutku muydu? Yoksa farklı birşey miydi? Bu şey her neyse adını bir türlü koyamıyordum.. Ama şunu çok iyi biliyordum ki bu adamla aramızda karşı konulamaz bir çekim vardı.. Bunu inkar edemezdim ama hemen kendime gelmem gerekiyordu.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen!" dedim ve hemen karnına bir yumruk geçirdim. Karnına attığım yumruk ile birkaç adım geriye doğru sendelemişti.

"Ahh elinde çok ağırmış ama müstakbel karıcım."

"Hay ben senin o müstakbel karıcım diyen dilini.."

"Öper misin yoksa? " diyerek göz kırpmıştı.

"Yok daha farklı şeyler yaparım. Mesela kopartırım!

"Yapacağın bu farklı şeyleri odamızda yapmanı tercih ederim şahsen ben ama sen bilirsin tabi."

"Bana bak yürü git başımdan benim asabımı bozma! Ben senden değil mağza çalışanlarından birinin yardımını istedim."

"Bende nişanlımın yardıma ihtiyacı olduğunu duyunca seve seve yardımcı oldum. Hepsi bu. "

"Senin yardımını isteyen olmadı! Duydunmu beni? Bir daha sakın bana bu şekilde bir davranış sergileme, bu sana son uyarım! Ve emin ol bir dahaki sefere hiç bu kadar sakin olmam!"

"Emin ol herşeyinle, her zerrenle mükemmelsin, sinirlendiğinde de, mutlu olduğunda da, üzgünken de.. Kısacası her halin çok güzel."

Dediklerine daha fazla katlanamadığım için hemen kabinden çıktım. Annem ve Aylin Hanımların yanına gittim. Yanlarına vardığımda gözlerinden neredeyse kalpler fışkıracaklardı!

İkisinin bakışları da beğeni doluydu.

"Annem, kızım çok güzel olmuşsun birtanem. Benim göz nurum büyümüşte evleniyor öylemi?"

Annemin böyle söylemesine karşılık içimden sadece göz devirmekle yetinmiştim .Çünkü ben kendi isteğimle evlenmiyordum. Beni resmen zorla evlendiriyorlardı! Ve burada sanki kendi isteğimle evleniyormuşum gibi davranmasını istemiyordum.

"Daye (Anne) lütfen bak bari burda yapma. Sakın ağlayayım deme! Yoksa yemin ederim akşama kadar çenemle başınızı şişiririm." deyince annemin yüzünde buruk bir tebessüm meydana geldi. Her ne olursa olsun onun ağlamasına dayanamazdım.

"İyi peki madem ağlamayacağım hem bu benim en mutlu günlerim kızım evleniyor, onum mürvetini görüyorum. Ben daha ne isterim ki?"

"Buke (Gelin) çok güzel olmuşsun bu tamda sana yakışır bir bindallıymış, sen en iyisi bunu alasın." dedi Aylin hanım.

"Evet benimde içime pek bir sindi. Tamam o halde o zaman bunu alıyorum." dedim.

Tekrar kabine girdim ve üzerimdeki bu bindallıyı kenara bırakıp, kıyafetlerimi tekrar giyinmeye başladım. Giyinemem bittiğinde elime bindallıyı alıp kasaya ödeme yapmak için ilerledim. Kasanın önüne gelince tam ödeme yapacağım sırada kasiyerin dediği şeyle iyice sinirlenmiştim.

"Sayın Savcım yapmış olduğunuz alışveriş az önce Cihan Azadoğlu

tarafından ödemesi alındı."

"Ne demek ödemesi alındı ya?! O kim oluyormuşta benim yaptığım alışverişin ödemesini yapıyormuş?"

Arkamdan gelen sesle bakışlarımı o sesin sahibine çevirdim. Cihan Azadoğlu gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı..

"Bunu daha ne kadar söyleyeceğim bilmiyorum fakat ben senin çok yakında kocan olacağım, sende Cihan Azadoğlu 'nun karısı olacaksın. Benim olan herşey birtek senin. " Kulağıma eğilip fısıldayarak konuşmaya devam etti.. "Buna bedenim, ruhum, aklım ve özellikle de kalbim dahil."

"Birdaha benim aldığım birşeyin parasını sen vermeyeceksin! Bu konuda oldukça kararlıyım. "

"Bende senin aldığın herşeyin parasını ödeyeceğimde oldukça kararlıyım."

Onu umursamayıp çantamdan kartımı çıkardım ve kasiyere "Lütfen ödemeyi iptal edin ve buradan alın." dedim.

"Üzgünüz fakat dediğim gibi ödemeyi aldık bu sebeple de iptal edemeyiz."

Dışımdan sesli bir off çektim. Cihan Azadoğlu 'na doğru dönerek..

"Pekâlâ, bu seferlik sen ödeyebilirsin kabul ediyorum. Ama dediğim gibi benim aldığım ve alacağım şeylerin parasını sen değil, ben kendim ödeyeceğim." dedim ve önünden geçip hızla yürümeye başladım.

Çeyiz alışverişinin bitmesine son 1 mağza kalmıştı onada girdikmi bu iş tamamdır! Günü bir an önce uyuyarak bitirmeyi çok istiyordum, zira ayaklarımı hissetmiyordum! Ay resmen ayaklarıma kara sular inmişti, bu alışveriş kesinlikle çok yorucu bir şeydi..

"Off annecim bu son kalan mağazaya da gitmesek olmuyor mu?! Hem benim ayağımın koptu burada! Lazım bana bu ayaklar! Hadi gel yeter artık bu kadarı, hem sabahtan beri girmediğimiz mağza kalmadı çarşıda."

"Ay dur kızım acele etmeyesin hem daha girmediğimiz mağza var, onada girip alışveriş yapalım sonra zaten gidecez eve. Hem bu ne acele böyle? Sen karnımda 9 ay nasıl durdun ben asıl ona şaşıyorum! "

 

Annemin bu tatlı sitemine karşılık hafifçe bir tebessüm ettim. Kısa bir süre sonra mağazanın önüne geldiğimizde bu mağazanın iç giyim mağazası olduğunu gördüm.

İçeri girdiğimizde 2 çalışan hemen gelip bizimle ilgilenmeye başladılar. Annem ve Aylin hanım 'da benim için birşeyler bakmaya başlamıştı. Beğendiklerini bana gösteriyorlardı ama sorun şuydu ki benim ile onların zevki birbiriyle uyuşmuyordu. Bende ilgimi çeken geceliklere bakmaya başladım.

Elime kırmızı, kumaşı saten olan ve göğüs dekolteli, kısa bir gecelik aldım. Ve incelemeye başladım. Bayılmıştım, bunu kesinlikle alacaktım! Ensemde bir nefes hissettiğimde tam arkamı dönüyordum ki kulağıma fısıldayarak konuşan Cihan 'ı dinlemeye başladım.

"Hmm kırmızı mı? Eminimki sana çok yakışacaktır, ama bence bunu giymene bile gerek kalmayacak. Çünkü giymene bile fırsat vermeden bizzat ben memnuniyetle üzerinden çıkaracağım. Buda sana sözüm olsun."

Arkamı döndüm ve tam gözlerinin içine baktım ardından dudaklarımda oluşan alaylı bir tebessümle konuşmaya başladım.

"Birşey söyleyeyim mi?" Kafasını aşşağı yukarı salladığında bende yüzümü boynuna doğru yakınlaştırdım. Derince bir yutkunduğunu gördüm. Ve oradan da kulağına doğru fısıldayarak lafımı tamamladım.

"Çok beklersin!"

"Beklerim ben, eğer sen bana geleceksen, ben bir ömür boyunca beklerim. Sonunda sana kavuşacaksam ben senden gelecek herşeye razıyım."

Yanından hızla uzaklaşarak başka şeylere de bakmaya başladım.

Aradan geçen yarım saat sonucunda da bir sürü şeyler almıştım kendime, ve ödemeyi de tabiki ben kendim yapmıştım. Şimdi ise Cihan 'ın arabasıyla bizim konağa gidiyorduk. Cihan 'ın bizi bırakmak için ısrar etmesiyle kıramamış, hemen kabul etmiştim.

Aslında bu durum işime de gelmişti. Çünkü ayaklarım o kadar çok ağrıyordu ki tüm gün gezmekten ciddi anlamda ayaklarıma kara sular inmişti ve bu ayaklarla araba falan süremezdimde. Araba konağın önüne gelince durdu. Ben emniyet kemerimi çıkarırken bir yandan da konuşuyordum..

"Bugün bizi eve bıraktığın için teşekkürler."

"Ne demek rica ederim. Sen ne zaman istersen emrine amadeyim Savcım." dedi.

Çapkın bir şekilde göz kırptığında gülümsemeden edememiştim. Kemeri çıkardıktan sonra arabadan inerek eve girdiğimde koşarak odama çıktım. Yatağımın üzerine neredeyse uçarak atladığımda, üzerimdeki kıyafeti umursamadan içine girip gözlerimi kapattım ve karanlığın beni içine çekmesine izin verdim..

 

~ Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya alabilirim efenim.. 💅😌

 

~ İleride görmek istediğiniz sahneler varsa buraya yazabilirsiniz..🤭

 

~Cihan ve Nare hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

 

Evvet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik, umarım beğenmişsinizdir.. Sizden ricam lütfen ama lütfen bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

 

Öyleyse ne diyoruz? Bir sonraki bölüme kadar hoşçakalın, sağlıcakla kalın. Sizleri seviyorreee..✨💫💖

 

 

Bölüm : 28.12.2024 23:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...