9. Bölüm

9. Bölüm

Yağmur ağkaya
yagmurmuyummmm

selamlarrr naberrrr.

Üste yine sevdiklerimden bırkatım .

uzatmadan bölüme geçiyorumm.

9. BÖLÜM...

bölüm fotoğrafı

 

 

Derin ile 1 saatlik konuşmanın ardından kalkıp hazırlanmaya başlamıştık.

Önce benim saçımı yapacaktık ama Derin'i yapıp aradan çıkarmak daha mantıklı geldi.

Ama saçı omuzlarını biraz altındaydı ve dağınık topuz gibi birsey yapacaktık.

Derin'e bakıp "bence önce giyin sonra giyinirken saçın bozulmasın " dedim. Beni onaylayarak dolaba doğru ilerledi.

"Derin bu benim dolabım boyu sana kısa gelebilir " dedim. Bana bakmadan "illa ki sana büyük gelen birşeyler koymuşlardır. Bir daha uğraşmayalım git gel yaparak. Hem odadan böyle çıkarsak 1 saatte hiç birşey yapmadığımızı anlarlar" Dedi.

Aklım bugün yerinde değildi. Zaten oda benim aklım meşgul olunca benim yerime daha çok düşünürdü.

Derin siyah bir elbise çıkararak bana döndü. "Bu nasıl?" Dedi. Kafamı olumsuzca salladım. "Rengi kirli siyah pek beğenmedim." Dedim.

Geri dolaba dönerken söyleniyordu "Senin bu siyah nefretini napacağiz acaba?" Dedi.

Biraz daha oyalandıktwn sonra lacivert kabarık bir elbise ile döndü. Cidden çok güzeldi. Böyle bir elbisenin bedeni bana gire olmaması çok acı.

Kafamı hızla sallayarak "çok güzel" dedim. Derin'de bana katılarak "Evet bende çok beğendim benim dolabımda hepsi benim bedenim olmasına rağmen böyle bir elbise bulamazdım. " Dedi.

Hızla üstündekileri çıkarıp elbiseyi giydi. Aynaya baktığında gördüğü görüntüden çok memnun gibi duruyordu.

Lacivert kolları ve eteği kabarık boynunu açıkta bırakan bir elbiseydi.

 

Derin'e aşırı yakışmıştı. Bana dönüp "seninde kıyafetini seçip öyle saçlara başlayalım" Dedi.

Kafamı sallayarak onayladım. "Acaba hangi renk giysem" dedim kendi kendime.

Derin gülerek "mor giyeceksin "Dedi. Çatık kaşlar ile ona döndüm "nereden biliyorsun belki yeşil giycem" Dedim.

Aynen aynen der gibi kafasını salladı "ne zaman kıyafet konusunda kararsız kalsan mor da karar kılıyorsun" Dedi.

Omzumu indirip kaldırdım . Haklıydı ama bu benim umrunda değildi. Dolabın kapağını açıp bir göz gezdirdim.

Turuncu bir elbise gördüm ama tonunu beğenmedim. Beyaz bi elbise gördüm güzel gibiydi.

Onu alıp Derin 'e döndüm. "Bu nasıl sence?" Dedim. Kafasını iki yana salladı "boyu sana büyük gelir sürekli ayağına dolanır etekleri rahat edemezsin." Dedi.

ama çok güzeldi.

Biraz daha zorlayarak "eteklerinden keselim biraz" dedim. Bu sefer "üstten bol gelecek yine kötü duracak" dedi.

oflayarak dolaba geri döndüm. Ve aramaya başladım.

YARIM SAAT SONRA:

en sonunda bıkmışlıkla sabahtan beri gözüme çarpan ama sırf Derin'i haklı çıkarmamak için almafığım mor elbiseyi alıp Derin'e döndüm.

"Bunu giyucem itiraz istemiyorum sakın hemen ben demiştim moduna girme yoksa ruhun benim elimde olur" dedim hızlı bir şekilde.

Gülmemek için kendini sıkarak kafasını salladı. Üzerimdeki elbiseyi çıkarıp hızla seçtiğim elbiseyi giydim

Ayandan kendime baktığımda kalın askıları olan hafif bir göğüs dekoltesine sahip, kabarık bir elbise ile çok güzel duruyordum.

Derin'e baktığımda gülerek "harika oldum mor çok yakışıyor sana" mor kısmını özellikle vurgulamıştı.

Dünya'daolduğumuz zaman trendlerde olan bir sesi canlandırarak "ben mor kadınıyım sen seversin sevmezsin beni ilgilendirmez " dedim.

Gülüşü genişlemişti "Hadi saçlarını yapalım" Dedi. Sandalyeye oturup bir süre öndeki aynaya bakarak ne yapsak diye düşündüm.

Saçlarım düz olunca belimin sonuna kadar geliyordu ama bukleliyken saha kısaydı. Bayadırda düz kullanmıyordum.

Aynadan bakışlarımı Derin'e çevirerek "rüzgar yardımı ile fön mü çeksek acaba" dedim.

Beni onayalyarak benim adıma bir rüzgar büyüsü yaptı. Fön tarağı olmadan zor olsada normal tarakla yapmaya başladı.

Derin yüksek ses ile "saçların bu kadar uzun olmak zorunda değil!" Diye sitem etti.

Gülerek bu sefer "ben uzun saç kadınıyım..." devam edecekken lafımı kesti "tamam anladım sus" Dedi.

45 DAKİKA SONRA:

İkimizde aynanın karşına geçmiş kendimize bakıyorduk. Çok güzel olmuştuk.

'Ayy Derin şunlara bak ne kadarda uzamış benim bebeklerim" dedim. Derin gülerek "benimkide çok güzel olduu" Dedi.

Benim saçım dümdüz bir şekilde kalçalarıma kadar uzuyordu.

Derin'in saçlarını ise ensesinden dağınık ama şık bir topuz yapmıştım. Zor olmuştu ama daha önceden yaptığım için başarmıştım.

yatağın yanına ilerleyip Elif Hanım'dan Derin'in sorduğu bu zamanlarda az bulunan topuklu ayakkabıları giydik.

Topuklu diyorduk ama 3 satim topuğu var yoktu. Derin zaten uzundu yani 3 santimlik bir ayakkabı giyse bile 1.78 olurdu.

Ama buna rağmen Derin'e daha yüksek topuk verilmişti! İkimizin ayak numarası farklı olduğu için değistiremiyorduk.

3 santimlik siyah topuklularımı giyip yataktan kalktım. Derin'de yanımda duruyordu. Oda giymişti anlaşılan.

"Hadi çıkalım da insanların gözü güzel görsün "dedim. Gülerek beni onayladı.

Önde yürüyerek kapıyı açtım çıkmadan önce ona Rövesans yaptım ve kolumu girmesi için açarak "bu davette benimle olur musunuz kraliçem?" Dedim.

Zarif bir şekilde yanıma gelerek önce eteklerini ucunu tutarak hafif eğilip doğruldu. "Benim için müthiş bir zevk olacak kralım." Diyip koluma girdi.

Salona indiriminde herkes buradaydı içeri girdiğimiz an büyük abi Aras "sonunda bir an misafirler geldikten sonra geleceksiniz sandık" Dedi.

Abimler dışında diğerleride aynı yüz ifadesi ile bize bakıyordu. Abimler alıştığı için tepki vermiyordu. Hatta Cenk abim "niye bu kadar erken geldiniz?" Dedi.

Onun ardından Deniz abim "evren değiştirince hazırlanma süreniz kısaldı herhalde" dedi.

Şaşkın bakışlar onlara dönmüstü küçük abi Kerem "erken derken? Bu kısa hali miydi? Davet saatinden kaç saat önce çıktılar. Ve neredeyse misafirler gelmek üzere iken işleri bitti"

Dediğinde abimler kafasını salladı. Cenk abim "asıl tuhaf olan bu ya genelde bir etkinlik başladıktan en az yarım saat sonra hazır olurlar" Dedi.

Deniz abimde ona katılarak "bir kere hiç unutmuyorum şirketin bir daveti vardı ve tam 5 saat önce hazırlanmaya başlamaları rağmen bizi 2 saat bekletmislerdi. Kendi şirketimizin davetine geç kalmıştık." Dedi.

Herkes şaşkınlık ile bize bakıyordu. Ama Saye abla başka birşeye takılıp "şirket ne demek " Dedi. Derin ablasına "insanların para kazanmak için çalıştıkları yer onlar bu yerin sahibiydi. Tabi tel bir tane değil bir çok şirket " Dedi.

Bu sefer Demir "para?" Dedi soru sorar gibi. Bu sefer ben cevapladım "Buraya göre altın elmas Zümrüt bize göre para" dedim.

Uğur şaşkınlık ile "yanlış anlamadıysam biraz önce bir davete 7 saatte hazırlandığınızı söykediler" Dediğinde umursamazca omuz silktik Derinle.

Derin babasının yanına otururken bende yine abimlerin arasına geçtim. Elif Hanım "konuklar birazdan gelir bahçede olacak davet" Dedi.

Kafamızı sallayarak onayladık. Derin abilerine ve ablasına bakarak "nasıl olmuşum?" Dedi. Yalnız olsaydık bende sorardım abimlere.

2. Abi Baran gülerek "en sevdiğim renk olan laciverti giymişsin çok yakışmış " Dedi. Diğer abilerde ona katılırken ablası "çok güzel olmuşsun" Dedi ayriten.

Sonra da babası ekledi "su gibi çok güzel benim kızım" Dedi. Herkes tebessüm ederken. Bende kendimi gülmek için zorluyordum ama heo yaptığım şeyi şuan yapamıyordum.

Yine soğukluğuma görüldüğümü sandıkları için bir tepki vermediler. Ama Derin anlamıştı niye gülemediğimi.

Bakışlarımı Derin'den çekip başka yöne doğrultacak iken Uğur "sende çok güzel olmuşsun Duru. Mor yakışmış" Dedi.

Şaşkın Bakışlarımı ona çevirdiğimde yüzünde silik bir tebessüm vardı. İlk defa ona karşı gerçek bir mimik gösterip şaşırdığım için tebessümü büyüdü.

Şaşkınlığı hızla atıp bende gülümsedim

içtenlik ile

"Teşekkürler" baştan aşşaği onu süzdüm " sende hiç fena sayılmazsın. siyah yakışmış." Dedim onun sonda yaptığı kısma vurgu yaparak.

Abimler kaşları çatmış tam birsey diyecek iken Elif Hanım olaya el atıp "konuklar gelir şimdi bahçeye çıkıp orada oturalım" Dedi.

Abimlerin bakışlarına maruz kalmadan hızla kalkıp bahçeye doğru ilerledim. Etrafıma bakıldığında heryer hazırlanmıştı.

Elif Hanım ve Fırat Bey'in geçtiği masaya doğru ilerledim. Derin'in ablası masanın en sağına geçmişti başta zaten Elif Hanım Ve Fırat Bey vardı.

Ablasının yanına Aras abisi , onun yanına Derin geçti. Diğer abileride Derin'in yanına oturdu.

Abimler biraz arkada kalmıştı. Onları beklemeden Saye ablanın karşısına oturdum.

Ben oturduktan sonra yanımdaki sandalye çekildi. Abimleri beklerken Uğur'u gördüm. Onun yanınada Demir ile Deniz oturmuştu.

Abimler ise ayrılmaz üçlüye kötü bakışlar atıyordu. Uğur onları takmadan "teşekkür ederim" Dedi. Niçin olduğunu anlamıştım. Ama belli etmedim.

"Niçin?" Diye sordum. Tebessüm ederek " biraz önce teşekkür etmeme fırsat kalmadı" Dedi.

Alayla güldüm "2 tane abiye sahip bir kıza yaklaşmaya hiç korkmuyor gibisin" dedim. Gülümsemesini oda alaylı bir hale getirdi "2 tane abiye sahip bir kız için çok rahat duruyordun biraz önce" Dedi.

Kendimi hiç bozmadan "abimlerin ki koruma iç güdüsü. Ama onlar da biliyor korunmaya ihtiyacım olmadığını. Veya onların kıskançlıklarını fazla önemsemediğimi. Zaten genelde bu kıskançlıkların sonucu bana değil takıldığım erkeklere patlıyor. Bana bir zararı yok." Dedim.

Uğur kaşlarını çatmıştı "takıldığım erkekler derken şuana kadar kaç sevgilin oldu?" Dedi. Omuz silktim. "18 yani reşit olduğumdan beri sevgilim olmadı ve fazlada takılmıyorum. Ama önceden 2 sevgilim hiç saymaya çalışmadığım sayıda flortlerim olmuştu" dedim.

Anlamaz bakışlar ile "filüt mü?" Dedi. Gülmemek için kendimi sıktım. Anlamaz gözler ile bana bakıyordu.

Açıklamaya başladım."Benim geldiğim yerde flört sevgili olmadan önce yeni tanışan, sevgili olma yolunda ilerleyen kişilere denir " dedim

Tam birşeyler soyleyecekken Fırat Bey "misafirler geliyor kalkın karşilamaya" Dedi. Ayağa kalkıp gelen misafirleri izledim.

Uğur'a dönüp "Neden kendi klanının yanında değilsin ?" Dedim. Karşısına bakarken "biz altımız düşündüğünden daha yakınız ailemiz artık alıştı kimin masasında oturduğumuzu sorun etmezler" Dedi.

Kafamı sallamak ile yetindim. Kendi klanımın liderini bize doğru geldiğini gördüm. Yönümü ona doğru çevirdim.

Tam önümüzde durdu. Bakışlarında tuhaf birşeyler vardı. "Klanımın kayıp çocukları ait olduğunuz yere hoş geldiniz" Dedi. Akif Bey.

Bütün klanlarda önemli olan isimleri tanıdığımız gibi onuda tanıyorduk. Akif Bey'in yanına baktığımda karısı Derya Hanım ve oğulları Arda ile Atakan'ı gördüm.

"Teşekkürler Akif Bey" dedim. Derya Hanım "Demek burası ile ilgili bilgilere sahip olduğunuz doğru" Dedi.

Deniz abim bıkkınlık ile "niye her yeni tanıştığımız bu tepkiyi veriyor. Buradaki insanlar çok cahil olmalı bizim bildiğimiz 2,3 bilgiye şaşırdiklarına göre." Dedi .

Yine şaka yapıyormuş gibi konuştu ama onu tanıyan ciddi olduğunu bilirdi. Akif Bey'in büyük oğlu Arda "Başka bir evrenden gelince Olimpos ile ilgili bu kadar bilgiye sahip olmanız doğal olarak şaşırtıyor " Dedi.

Onlarda haklıydı ama bu tepkilerden sıkılmıştım artık. Cenk abim "burası ile ilgili genel kültürü babam bize öğretti bu yüzden bilgiliyiz" dedi.

Bunu Dediğinde hepsinin yüzünde garip bir duygu olmuştu ama anlayamamıstım. Benim bir duyguyu çözemediğim çok sık görülmez şaşırtıcı.

Yanımızda bir ruhsuz olduğu ve onun duyguları görebildiği aklıma gelince kimsenin dikkatini çekmeden Demir'in yanına gittim.

Onlar abimler ile konuşurken Demir'in kulağına yükselmeye çalıştım ama başarısız oldum. Demir beni fark edip kendi eğildi.

Hızla kulağına yaklaşıp "Akif Bey ve ailesinin duygularına odaklan ve bana söyle veya kısa süreliğine banada yeteneğinden ver" dedim.

Sorgularcasina bana bakınca hızlı olması için kolunu cimcikledim. Dediğimi yapıp Akif Bey ile ailesine odaklandı.

Bir kaç saniye sonra şaşkınlık ile bana döndü. Sessizce "kader, hüzün ve özlem ama neden?" Dedi. Duyduklarım ile bende şaşırmıştım.

Önüme bakerken Demir'e sessizce cevap verdim "bilmiyorum,ama yakında öğreniriz" dedim.

Üzerimde bakışlar hissedince kafamı çevirdim. Arda ve Atakan bana bakıyordu. Bakışlarında biraz önce çözemediğim duygu özlem vardı.

bu insanlar abimler ve bana karşı bu duyguları besliyorlardı.

Düşüncelere daha dalmadan Akif Bey "Bugün davetten sonra üçünüzü krallığıma davet ediyorum konuşmamız gerekenler var" Dedi.

Tamam anlamında Başımı salladım. Onlar uzaklaşınca geri yerime oturdum. Yemekler gelmeye başlamıştı. Aynı zamanda masaya misafirlerde geliyordu.

Şuanda Uğur'un ailesi masadaydı. Babası Adar Bey, annesi Derya Hanım, abisi Barlas bide Uğur tabi.

Yemeğimdeki soğanları özenle ayıklayarak yiyordum. Yanımda oturan Uğur "Neden soğan yemiyorsun?" Dedi.

Ağzımdaki lokmayı bitirip "soğan ve sarımsak gibi ürünleri sevmiyorum" dedim. Uğur alay ile "burada her yemekte soğan veya sarımsak olur alışmalısın" Dedi.

Omuz silkerek "ben hicbirşeye alışmak zorunda değilim. İnsanlar buna alışmalı. Ben soğanlı yemek yemiyorsam o yemeğe soğan girmemeli. Kimse henüz bu huyumu bilmiyor o yüzden bir yorum yapmadım. Ama illaki hepsi buna alışacak" dedim.

Konu sadece soğan değildi ve bunu o da anlamıştı. Başını sallayarak önüne döndü.

Yemeğimi ayıklayarak yemeye devam ederken tabağima başka birşey konmasıyla Başımı çevirdim.

"Burada soğan konulmayan nadir yemeklerdendir. Bundan ye" Dedi. Beni düşüncesine şaşırmıştım. Ancak belli etmedim.

" teşekkürler" Diyip geri tabağima döndüm. Ne olduğunu anlamasam da Uğur'a güvenip bir kaşık aldım. Tadı gayet güzeldi.

Tabağimı bitirdiğimde önüme döndüm. Bugün yine at yolculuğu yapacağım için biraz fazla yemiştim.

Arkadan müzik çalmaya başladı. Burada böyle bir teknoloji yok. Büyü yapmış olmalılar.

Arkama döndüğümde yanıldığımı gördüm. Solist tutmuşlardı. Şimdi bu büyüyude bilmiyoruz deseler şuracıkta bayılırım. Bayılmak istemediğim için sormadım.

Önüme döndüğümde Uğur "benimle dans eder misin?" Dedi. Kaşlarım havalandı. Ciddi misin der gibi. Başını salladığında onu onaylayarak ayağa kalktım.

Adam yürümüyor uçuyor.

Dans eden çiftlerin arasına karışıp bizde dans etmeye başladık. En sonunda sormak istediğim soruyu sordum "Daha yeni tanıştığın birisi ile neden bu kadar ilgileniyorsun?" Dedim.

güldü "yeni tanıştığımiz ne malum?" Dedi. Kaşlarım hizla çatıldı. "Ne demek istiyorsun?" Dedim.

derin bir nefes alıp verdi. "Bugün senin ile bende gelicem. Klan liderin seninle konustuktan sonra benimde sana anlatacaklarım var." Dedi.

cidden bugün ilk defa kendimi mimik yapmama ve insanalrdan duygularımı gozleme konusunda bu kadar zorlaniyordum.

bakalım 1 günde bilmediğim neler öğreneceğim.

 

7 saat sonra:

Davet bitmişti ve biz atlar ile krallığa gelmiştik. Şuanda salonda oturmuş sohbet ediyorlardı. Ben ise gözlem yapıp dinliyordum.

Dediği gibi Uğur'da gelmişti onun yanında Deniz'de gelmişti. Demir ise Derin'i yalnız bırakmak istediğini söylemişti.

Artık konuya girmek istediğim için sohbetlerini bölüp "Buraya bize söyleyecekleriniz için geldik. Ne zaman anlatmayı düşünüyorsunuz?" Dedim.

Sesimde herhangi bir duygu yoktu. Akif Bey derin bir nefes vererek konuya girdi. "Bu nasıl anlatılır bilmiyorum. Nerden başlamam gerek onuda bilmiyorum. Bu yüzden hazırlıklı olum birden söyleyeceğim." Dedi.

Konu bu kadar ciddiydi demek. Akif Bey konuşmaya başladı "halit Akça sizin gerçek babanız değil yıllar önce..." Bana baktı " daha sen bile yokken aramızda düşmanlık vardı. Aynı şekilde arkadaşınızın ailesi ile de düşmandı. Duru'nun doğduğu gün onun eşide doğum yaptı. ancak hem karısı hemde kızı öldü. Evlat acısı çekiyordu ve aynı gün bizim kızımız olduğu için sevindiğimiştik. bunu yenilgi olarak görüp Duruyu kaçırdı. Olimpos'da nereye gitse bulacağımızi bildiği için farklı bir evrene götürdü sizi. Duruyu kaçırırken sizide kaçırdı çünkü kapıyı açması için aynı kandan 3 kişi lazımdı. Kolay olması için en küçük 2 çocuğumu kaçırdı. Arkadaşınız ise sizin anlattıgınaza göre orada bulunduğu için istemeden gitmiş" Dedi.

Ne?

 

 

 

bölüm sonundan selamlarrrr.

napionuzzz? nabersinizzz?

bu bölümü atarken çok kötü günler geçirdim yataktan bile kalkamıyordum.

neyse sonuç olarak buradayım.

bölüm hakkında yorumları ve oyları unutmayın.

görüşürüzzzz🩶🩶...

 

 

 

 

Bölüm : 16.10.2024 13:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...