14. Bölüm

Bölüm 14

Yağmur ağkaya
yagmurmuyummmm


BOLUM 14


Odamda yatarken Poyrazlarin buluşalım demesiyle mağaramdan çıkıp annemlerin yanına gittim günlerden pazardi ve babamda evdeydi

Salkna geçip oturdum " dışarı çıkmam gerek" diye konuya girdim a nem hala dizisinin tekrarlarını izliyordu "nereye" babam gazetesini indirmiş bizi dinliyordu "parka falan giderim" annemin bakışları bendeydi artık " kimle?"

Omuz silktim "sınıftan arkadaslarla" Annem gülmeye başlarken babam kaşlarını catmisti "kız sen daha yeni sınıfa gittin birde orda yeni arkadaş mı yaptın? Hayatta inanmam" Annem işin dalgasindayken babamızın vermiyorum" Dedi.

Bu sefer an evde ciddilesti babama katılır diye düşünürken öyle olmadı "ben izin veriyorum çık biraz sosyalles sürekli evdesin" anneme gülümserken babama döndüm beklentiyle "babanı takma ben izin verdim yeter gidebilirsin"

Koşa koşa odama gidip gruba attıkları konuma benimde geleceğimi yazdım şimdi sırada hazırlanmak vardı.

Nor.alde paraya falan giderken eşofman çeker giderdim ama şimdi öyle değildi

İçimden sürüklenmek geliyordu.

abartmadan

(Saat yok)

Mavi çizgili bir gömlek altın alacivet Jean falan derken şike rahat bir kombin yapmıştım.

Geçen hafta harcamadigim harçlığı alıp çantama sıkıştırıp hızlıca evden çıktım

Okulun yanındaki parkı söylemişlerdi 10 dakikalık yolu kulaklığı takıp daha da hızlandırdım

Bir şarkı bitip diğeri başlarken birinde yüzümde gülümseme oluştu şebnem farah - yağmurlar

Yolları serice yok ederken içimde farkedilecek derecede bariz bir heyecan vardı. Bunu yani sıra kalbim çok hızlı atıyordu ama üzerinde çok durmak istemedim.

sonuçta her gü arkadaşlarımla buluşmuyorum.

sonuçta her gün Poyraz ile buluşmuyorum

kendi kendime düşündüğüm seyle gözlerim irice açıldı ağzıma iki kere vurdum "tövbe tövbe "

Neler oluyordu bana bir kaç gündür telefonda konuşurken de okuldada yüz yüze gelince tuhaf hissediyordum?

aynı tuhaflık ondada var mıydı?

Yoksa kendimi açıkçası bok gibi hissetmem bana mı özeldi?

İçimi heyecanın yanında gerhinlikde kaplamaya basladi. Her gün görüştüğüm çocuk neydi bu halim?

Parkın yakınına geldiğimde şarkıyı kapatıp kulaklıklarımı çıkartıp çantaya koydum.

Parkın içine uzaktan baktığımda Poyraz'ı gördüm ancak Eren yoktu birazdan gelir diye düşünerek hızlıca yanına ilerledim

Bana arkası dönük oturuyordu sessizce yanına gidip arkadan yüzüne bir tokat attım ve yere eğildim

"Asla seni göremiyorum şuan Doğa" Gülerek eğildigim yerden kalkıp yanına oturdum "eee napiyosun poyrazciğim"

"Yarım saattir sizi bekliyorum napicam başka" dudak büktüm "oysaki hızlı çıkmaya çalışmıştım "

Alayla kafasını salladı " ne kadar erken çıktığın belli oluyo" Gülümsedim yerimden kalkıp tam önüme geçip poz verdim "ama güzel olmamış miyim?" Cevap vermek yerine sabır çekti

niye böyle davraniyordu ki hic anlayamamistim

"Sana diyorum ayı insan bari yalandan bi güzelsin der" bakislarini yuzume cikardi "sen zaten hep guzelsin" yerimde donuklastim "öyle miyim?" Oda benim gibi bir anda donakaldi ama daha hızlı atlattı "yani saçların hep çok güzel tarçın gibi"

Gülümsedim ve saçlarımı önüme aldım "teşekkurler" daha önceden mesajlardada bunu söylemişti.

Geri yerime oturup ona döndüm. Biraz oyuncakların olduğu alana baktigimda hiç çocuk göremedim artık çocuklar parklarda oynamiyordu. "Poyraaaaz" saate bakan bakışları bana döndü "efendim" Masumca Gülümsedim "bir şey isteyeceksin?" Dediğinde hızlıca "parkta oyun oynayalım mi?"

Kaşlarını çattı "sacmalama" yanaklarımı içini nefesle doldurdum "ya niye ki?" Eliyle oyuncaklari gösterdi "ben nasılsın sıgayim Doğa bunlara" Gözlerimi devirdim "görende 2 metre ayı sancak neden sığmayasın "

Başını iki yana sallayınca "ya lütfen Eren gelene kadar sadece" bir şey söylemedi ama yerinden kalkıp oyuncakların yanına ilerleyince bende koşarak yanına gittim

Parkın ortasında durdu bana döndü "Neye binmek istiyorsun?"Dudağımı kemirerek etrafıma bakındım tahtiravalide durdum ve koşarak gidip alttaki oturdum.

Poyraz'a baktığımda gülümseyerek yanıma geliyordu yukarıdakine rahatça bindi ve ağırlığını verdiği an benim ayaklarım yerden kesildi o âşagida ben yukarida öylece kalınca "eeee kendini yukarı biraksana" Omuz silkti "niye bırakayım?"

Oturduğum yerde tepinmeye başladım ama gram etki etmiyordu "poyraaaz kaldım ama ben burda bunla böyle oynanmıyor yukarı assagi gidip gelmemiz gerek"

Bacaklarımı aşsagi doğru sallanırken Poyraz'a seslice sovuyordum "belliydi senin hemen kabul etmenden beni gıcık edeceğin " artık seslice gülüyordu "hadi indirelim bari seni"

Bu sefer aşsagidaydim ama yine hareket edemiyorum beyefendinin Ayaklari yere demiyordu ve benim yukarı çıkmamı engelliyordu "ya senin ayarın yok mu?" Omuz silkti "sanada yaranılmiyor"

Si ile oturduğum yerden kalktım ve salıncağa ilerledim buraya gerçekten onun sigarası imkansızdı ama benim değildi rahatça oturdum "Hadi salla " yanıma ilerliyordu "Demirleri sıkı tut düşme onun bağlı değil " Derin bir of çektim "tamam Poyraz hadi "

Akama geçip sallamaya başladı ama yavasti "Hızlı!" Diye bağırdım "demirleri umarım sıkı tutuyorsundur" hızlandı neşeyle kahkaha atmaya başladım.

Poyraz beni sallamaya dalmisken bende ağzım yirtilmak uzereymis gibi guluyordum ta ki arkadan bir sesin gelmesigle ve korkup demirleri bırakmam sonucu yere yapismam ile son buldu. "Napıyonuz lan veletler"

Eren ölüm fermanın yazılmıştı oğlum

Got ustu düştüğüm yerde öylece durarak karşıma bakıyordum yanıma koşarak gelen Poyraz'a baktım "iyiki on kere sana sıkı tut dedim Doğa "

Popom aciyordu gerçketen suan oturduğum yerde sızlamayan başlamıştı.

Kalkıp sakince Eren'e döndüm bana bakıyordu bakışlarımı gördüğü an "siktir" diye bir tepki verip koşmaya başladı. Bende acımı falan görmezden gelip peşinden onu kovalamaya başladım.

Hızlı koşuyordu ama ben daha hızlıydım parkın içinde bağırarak koşarken " ya ben düşeceğini ne bileyim bir bağırma ile"

koşmaya devam ediyorduk

"isteyerek olmadı!"

Hala koşuyorduk

"Özür dilerim!"

Tam arkasına geldiğimde tam gotune tekmeyi indirdim. Tokatlayıp oda benim gibi düşünce Gülümsedim o ise "kıçım kirıldı" diye bağırıyordu.

Poyraz'a baktığımda yüzünde eğlendiği her halinden belli olan bir ifade ile yanımıza geliyordu Eren'in bagirisyla geri önüme döndüm "insafsız kadın öyle vurulur mu "

Göz kirptim "ödeştik " hareket çekti " bok ödeştik ayi" Başımla onu onayaldim " Evet ödesmedik ben hızlıca sallanan bir salıncaktan düştüm bu yüzden bir tane daha vurmaliyim" tam adım atacak iken elleri öle gelmemem için engelledi "Dur be " yavaş yavaş yerinden kalkarken "1.60 cuceden dayak yedik amina koyayim" diye söyleniyordu.

Poyraz geldiğinde gülerek yüzüne baktım "nasıl yapıştırdım ama " dudaklarını içe kıvırdı gülmemek için kendini sıkıyordu "muhteşemdi " Eren Poyraz'ın kafasına vurdu "kardeş dedik bağrımıza bastık seni insan bi korur"

Kollarımı önümde bagladim "ben bu kadar ağlamadım Eren" bana yalandan gozlerini devirip "hergun götüme tekme yemiyorum" Dedi

Poyraz araya girdi "bir kaç kişi daha toplayıp maç yapalım mı?" Futbol maçı ise çok iyi oynayacağımız sanmiyordum "ne maçı? Eren acısını anında unutmuştu "Futbol tabii ki " Poyraz tek kaşını kaldirdi "sana uyar mı istersen voleybol maçı falanda olur"

Dudak büktüm " voleybolda iyiyim ama farklılık olsun size uyarım " Eren belime iki kere vurdu "kral be" biraz sert vurduğu için oksurmeye başladım "hay ben senin elinin ayarını " diyen Poyraz düşüncelerimi paylasiyordu.

kendime geldiğimde kizardigimi hissediyordum "Eren yandım oğlum sen" Poyraz birilerine gelmesi için konum atarken ayni zamanda bizimle konuşuyordu "Bugün biriniz sakatlanmadan şu maçı yaparız umarım "

İkimizinde birbirimize attığımız kötü bakışlar aynı anda ona döndü "çok komik gördüm seni poyrazcigim" Dedim

...

Herkes toplanmıştı altıya altı olacaktık "Evet tekimlar kim kim olcak" Dedi Poyraz . Eren anında atladı ve parmağı ile beni gösterdi "ben canım arkadaşım İnci ile eğer benden korkmazsa karşı takımda olmak istiyorum"

Durusumu diklestirip kollarımı önümde bagladim ve yalnızca başımı salladım "ben Doğa ile aynı takımdayım" diyen Poyraz ile gülümseyerek ona dönüp göz kirptim

Eren ise ağzı açık kalmış bir durumda "Aldatılmış gibi hissetmem normal mi" hiç birimiz cevap vermedik . Digerleride takımlara dağılınca tamamdık.

Sahada iki takım ayrı iki uca geçmiş konuşuyorduk "Eveeeet gençler haberiniz olsun ben futbol oynamayı pek bilmiyorum" Poyraz dışında hepsi kötü kötü bakanya basladi . Adının Selim olduğunu öğrendiğim kişi "o zaman neden buradasin" Omuz silktim "oynamak istedim"

Eski sınıftan tanıdığım poyrazlar iel çok yakın olmasada arkadaşlarından Murat "sen kaleye geç o halde" Eren'i futbol bahanesiyle dövmek istiyordum ama bilemdigim senide inatla yapcam diye tutturanayacagim için kabul ettim.

Herkes yerini kararlaştırınca maç başladı ben ise kalede tetikte bekliyordum.

keşke daha rahat bir şeyler giyseydim.

top Selimdeydi karşı takımdan Ceyhun atlayıp Poyraz'a pas attı. Eren poyraz'i sıkıştırırken bir anda bağırarak Sertaç ortaç söylüyordu.

gerçekten normal değildi bu çocuk

İkisi dip dibe ilerlemeye çalışırken Poyraz yere düştü ve Eren sesini daha çok yükselterek buraya doğru ilerlemeye başladı.

Murat önüne geçip ilermesini engellerden bağırarak söylediği şarkı herkesi rahatsız etmeye başlamıştı.

Murat topu seri bir hareketle alıp yön değiştirirken karşına kerim çıktı topu anında Alp'e pas attı.

Alp karşı takımın kalesine çok yakınken Sertçe bir şut çekti ağzım u şeklinde açılırken Emir topu ustaca karşıladı.

şahsen eger böyle bir şut buraya cekilseydi kaleyi siktir edip kacmistim.

...

Durum şuan 1-0 ve ben kalede değildim çünkü biraz önce salak Eren bana kafamı yaracak bir şut çekmişti ve bende dediğimi yapıp topu tutmak yerine kendimi korumustum.

takim arkadaşlarım bu duruma bir tık sinirlendiği için beni kaleden almişlardı.

top şuanda onlarda Kerimdeydi poyraz topu alıp klaeye dogru kosarken bana bagirdigini duydum daha cevap vermeden bana yolladigi topu tuttum.

İlerlerken önüme Eren çıktı bu sefer Sertaç ortaç - poşet söylüyordu

en sevdigim

Kurtulmaya çalışıyordum ama tuhaf tuhaf hareketler yaparken işim çok zordu . Bir anda gelen cesaret ile topu ileri atıp omzuna Sertçe çarpıp onu geride bırakarak topu yine ayağımın altina alıp kaleye ilerlemeye başladım.

Kimse bende böyle bir hamle beklemediği için afallamisti bizimkiler daha önce kendine gelmişti.

Eren ise arkamdan bağırıyordu "şiddet bağımlısı kadın" arkamdan gelmiyordu onun yerine karşımda Cenan'ı görünce topu hemen Salih'e pas attım.

Salih neden ters yöne ilerliyordu?

Poyraz sorumu cevapladı "Salih onlardan!" Ağzım 2 karış açık kaldı. Eren bu halime hunharca gülerken ben kendimi tokatlamak istiyordum

Poyraz Salih'i henuz ceza sahasina girmeden sıkıştırdı biri topu almaya çalışıyordu diğeri ustaca kaciriyordu .

Poyraz birden benim bile ne ara yaptığını fark etmediğim bir hamle ile topu alınca zaferle gülümsedim.

Topun yönü tekrar değişti Poyraz hizlica onu acik olan Murat'a pas attı. Top ayağının altında olan Murat daha çok ilerlemeden önüne çıkan Caner ile ne yapacağını bilemedi

Ona yakindim aynı zamana kaleyede "bana yolla" diye bağırdım bana ikilemde kalmış bir şekilde baktı

o kadar da kötü değildim

En sonunda mecbur bana yolladı topu ayağımın altina lir almaz bütün hizimla kaleye koştum.

Gerceketen hızlı koşuyordum ve şuan arkamdan koşan Salih'in bana yetisememesi bunun kanıtıydı

öyle hazır topa konmakla olmuyordu bu işler Salih bey

kaleye yaklaştığım an boş gördüğüm köşeye sert bit şut çektim Emir'in topa atlaması ile kılpayi top 1 saniye önce içeri girmişti

Eren'in morarmış yüzüne bakarak hür bir kahkaha kopardim. Daha sonrasında koşarak Poyraz'ın yanına gidip boynuna sarıldım.

O da o anın neşesi iel bana sarılıp ayaklarımı yerden bir kaç saniyeliğine kesti . Ayrildigimizda hala guluyordum "nasıl gol attım ama gördün mü?" Başını salladı " gördüm tabii bu performansın devamını bekliyorum"

Eren'in arkadan sesini duydum "abartmayalım bence daha 1-1"

...

Durum 2-1 ve biz öndeydik 2 golümüzü Poyraz atmıştı üstelik kalede Eren varken

Eren'in o anki yüzü beni kahkahalara boğmustu

golü yedikten sonra ise "arkadaşıma kıyak geçmek istedim" diye kendini avutuyordu.

Şimdi ise top Cenan'in ayağının altındaydı önünü kesip topu almak için hamleler yaptım ustaca kaçıyordu.

Topu birden ayağında ceviremeyince boşluğundan yararlanıp topu kaptım ancak daha ilerleyemeden arka bileğime tekme atıldığını hissedip yere düştüm.

Ben yerde öylece kalırken arkadan Poyraz'ın sesini işittim "hop,hop,hoop" yanıma koştu. "Napiyosun oğlum sen tekme atmak nerden çıktı birden kızın bileğine atiyosun"

Bileğimi cidden acımıştı ve bu bilekle hızlı kosabilecegimi sanmiyordum. Cenan gozlerini devirdi "Biz hep böyle oynamaz miyiz Poyraz herkes yapıyor bunu"

Pouraz kaşlarını carmis hala dik dik Cenan'a bakiyordu "o herkes değil ama Cenan herkese vurduğun gibi benim gözümün önünde ona vuramazsin. Bu bir yana bir erkeğe vurduğun gibi bir kıza vuramazsin"

Eren'de yanımıza geldi "Poyraz haklı Cenan biraz dikkat et " Poyraz'a göre daha sakın olmaya çalışıyordu

ama Poyraz biraz abartiyordu sanki en fazla kenara gecerim onlar devam ederdi.

oturduğum yerden kalktım "Poyraz tamam abartmayalım siz oynayın bende sizi izlerim problem yok "

Bana döndü "yok öyle şey " diğerlerine döndü "bir kişi bizim takıma geçsin biz gidiyoruz" Eren tam ağzını açmıştı ki Poyraz ile göz göze geldi ve geri söndü

mahcup bor gülümseme kondu dudaklarıma "Senin oyunu birakmana gerek yok "

Bana kızgın kızgın bakmaya başladı "bırakmama gerek var seni yalnız mı bırakayım?" Beni bu kadar düşünmesi içimin kıpır kıpır olmasına sebep oluyordu "yakniz olmicam kinirda sizi izlicem" sahanın dişini gösterdim.

Omuz silkti "hava birazdan kararır onlarda az sonra dağılır zaten ben seni eve bırakırım ordan da ben eve geçerim "

Parmaklarimla oynamaya başladım "boşuna yolunu uzatma" ağzının icini havayla doldurdu "ne naz yaptın be Doğa şimdiye eve gitmiştik "

Eren'in bize bagirisini duydum "gidin saha dışında flortlesin burda oyun oynicaz hadi"

Bir şey demeyip saha dışına doğru ilerledim. Poyraz arkamdan geliyordu sahadan çıktığımızda yanıma geldi "çok hızlı koşuyorsun "

"Eskiden abimden çok kaçtığım için böyle bir özellik olarak bende kaldı "

"Niye kovaliyordu ki seni"

Eskiler aklıma gelince gülümsedim "hergun farklı şekilde onu kizdirirdim benimde hoşuma giderdi beni kovalaması. Bir gün gider arabalarını kırardım. Diğer gün uyurken üzerine atlardım. Çok küçükken çişim geldiğinde gider onun yatağına işerdim"

Gozleri irilesti "seni kovalamaktan çok haklı bence ben olsam daha beter yapardim"

Simarikca omuz silktim "beni çok kovaladı ama yakalayınca canımı yakmaya kıyamazdı bu yüzden saatlerce kovalayıp beni yoraran öcü u almaya çalışırdı ana ben koştukça yorulmak yerine mutlu olurdum"

Sanki gözünde benim küçük halimi canlandiriyormus gibi gülümsedi "küçükken çok yaramaz olmalısın "

Dudağımı büktüm "yanii" der gibi "evde babam yokken haklısın çok yaramazdim ama o geldiğinde öyle olamıyordum. "

"Baban niye o kadar otoriter küçükken bile ondan korkacak kadar"

Sesim kısılmistı sevmediğim konulardır bunlar " dedemde böyle biri oda dedemden çok korkar hala şu yaşına gelmesine rağmen ama bizi anlayamiyor benim babam yüzünden biri bana bağırınca bile gözlerim doluyor ama babam daha bunun bile farkında değil "

İçli bir soluk verdi "az zaman kaldı biraz daha katlan yeter üniversite başlayınca daha rahat edeceksin bence"

"Umarım"

Konuyu değiştirmeye çalıştı "küçükken yaptığın yatamazliklari anlatsana"

Çok vardı hangisini anlatsam diye düşünmeye başladım "çok vaaar..." aklıma bir tane gelince elimde olmadan gülmeye başladım

"Ben daha 10 yaşında falanim abimde 14, 15 ergenlik dönemi annemle babam yurt dışında biz evdeyiz abim arkadaşlarını çağırmış odasında konusuyorlar. bunlar odasindayken ben her yeri dağıtıyorum ama görmen lazım heryer her yerde ortalığı dağıttım sonrada odama geçtim uyudum abimde mutfağa gitmek için odadan çıkmış evi öyle görünce salak sanmış ki eve hırsız girmiş insan bir düşünür benim yaramaz bir kardeşim var diye . Neyse bu arkadaşlarınıda panik etmiş ben hala uyuyorum benide korkutmamak için uyandırmıyor oysaki uyandirsa herseyi anlatcam der misim tabii ki anlatmazdım daha çok korkuturdum. Neyse bunun arkadaşları falan korkup eve gitmis buda evde hala hırsız vardır diye korkudan annemler akşam gelene kadar apartmanın önünde kalmış ama abiye bak hırsızın içeride olduğunu düşünüyor beni kaldırmadan dışarı çıkıyor. Neyse annemler falan gelince içeri girdiler beni kaldırdılar bende babam kızmasın diye bilmiyorum falan dedim hala da o gün eve hırsız girdi saniyolar"

Sustuğumda nefes nefese kalmış ona bakıyordum gülerek. O ise bana sen ciddimisin bakışlarıni atiyordu "sen gerçekten normal değilsin"

Omuz silktim "Oda beni erken kaldırsaymis annemler gelmeden evi toplasaymisiz napayim"

Birden seslice gülmeye başladı "psikolojin mi bozuldu?" Hala gülerken başını iki yana salladı "bu anlattıklarını seni küçükken yaparken gözümde canlandırdımda cadı gibi bir şey olurdun her halde saçlar falanda turuncu bir şapka eksik"

Kaşlarımı cattim "ne cadısı be prenses gibiydim ben" gülümsemesi tebessüme dönüştü "hala öylesin"

"Ha"

"Yok bir şey boş ver" bir süre sessiz kaldık apartmanın önüne geldiğimizde durup ona döndüm "çok tesekkurler"

"Rica ederim"

Gereğince gülümsedim "gorusuruz"

"Gorusuruz"

"E ben gideyim o zaman"

"E git bari"

"Gideyim mi?"

"Mecbur "

"Tekrar gorusuruz"

"Gorusuruz"

El sallayıp apartmana doğru ilerledim bugün içimde çok tuhaf bir his vardı Poyraz'a karşı anlamanı vermediğim

yada vermek istemedigim


BOLUM 14 SONU.

 

Bölüm : 26.04.2025 16:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...