20. Bölüm

15.Bölüm-Son bakış -

Yağmur Benzer
yagmurungokyuzu

Hazan'dan

Yol akıp giderken biz sessizdik.Konuşmamızı, vedalaşmamızı saklıyorduk.

“Buradan sağa döneceksin.”giderken tek konuştuğumuz şey benim yolu tarif ederken konuşmam onunda onaylamasıydı.

Sağa döndüğümüzde dümdüz gittik “Buradan da sola döneceksin.Mahallem orda.” Sola döndü ve arabayı park edecek yeri bulup durdu.

 

Derin bir nefes aldım, aşağı indiğimde ambulansın da durduğunu gördüm.

Turgay indiğinde bana baktı ‘Şimdi ne yapacağız?’ der gibi.

İleride ki kahverengi binayı gösterdim “Oraya gideceğiz.”biz yürürken mahallenin kadınları bize tuhaf tuhaf bakıyorlardı,neden geldiğimizi merak ediyorlardı ama bilmedikleri bir şey vardı.Onlardan önce ben buradaydım, burası benim evimdi,bu sokaklarda onların çocukları değil ben koşturuyordum,bu arabalar onların kocalarının değil babamın arabasıydı,etrafa bakanlar onlar değil annemdi.

 

Evin önüne geldik, gözlerimi yukarı kaldırdım “Biz aslında tek katlı bir evde yaşıyorduk ama biz taşındıktan sonra orayı yıkıp bu binayı yapmışlar.”

Turgay temkinliydi,bir şey yapmamdan korkuyordu.

Ellerimi pantolonumun cebine soktum.

“Evimiz çok eski değildi ama bazı yerlerinde sorun vardı.Mesela çok yağmur yağdığından çatıdan su akardı gerçi babam düzelmişti, çok uğraşmıştı ama değişmişti.”

“Bizim uğraşımızda değecek sen çabalarının sonucunda iyileşeceksin.”omzumu silktim,iyi olmak zorundayım artık yanımda birileri var, bana destek çıkıyorlar,bana değer veriyorlar, beni sahiden seviyorlar…onlar için iyi olacağım.

 

Binanın arkasında park vardı, Turgay'ın elinden tutup sürüklemeye çalıştım ama sadece çalıştım çünkü kar yağdığı için bazı yerlerde buzlanma bazı yerlerde ise kar birinkitileri vardı.Çocuklar ve kadınlar da dışarıya kar oynamak için çıkmışlardı.

Hem birilerine çarpmamak hem de düşmemek için çekiştirmeyi bıraktım.

Turgay da bunu anlayıp elimi sıkıca kavradı ve ben onu gideceğimiz yere yönlendirdim.

 

İki-üç dakika sonra parka gelmiştik ama eski parktan eser yoktu.

Üzerindeki karlardan seçebildiğim kadarıyla hepsi mahvolmuştu.

Kaydırağın rengi solmuş, yer yer kararmıştı.Salıncağın demirleri paslı ve kırıktı.Tahteravalli de oturak kısımları yoktu.

Döner salıncak ise rüzgardan hafifçe hareket ediyordu ama hareketinde gıcırdıyordu.

Bankalara baktım; bazılarının tahtaları yok bazılarının tahtaları çürümüştü.

Çimlerin üstünde ki karlar çimler biçilmediği için yüksekte gözüküyorlardı.

 

“Çocukluğum…çocukluğum paslanmış, çürümüş…ben burada babamla oyunlar oynadım,bu parkta annem saçlarımı narin elleriyle okşadı,bu parkta arkadaş edindim, düştüm, kalktım, ağladım, güldüm.

Benim çocukluğum burada geçmişti,ben evden çok buradaydım.Bu parkla beraber benim çocukluğum da gitmiş ve ben bunu şimdi öğreniyorum.”

Turgay yüzüme dökülen saçları kulağımın arkasına koyup baş parmağının ucuyla göz pınarlarımı sildi.

Dudaklarımı yaladım, soğuktan kurumuştu.

“Keşke daha önce gelseydim,en azından bu kadar mahvolmasına izin vermez ya da bir şeyler yapardım.”

 

Turgay boğazını temizledi “Hazan senin çocukluğun ölmedi çünkü bu park tamamen ölmüş değil.Sen çıktığında tekrardan buraya gelelim,sana bir sürprizim olacak.”

Parmak uçlarını hâlâ hissederken içim titredi ama soğuktan değil onun dokunuşuyla titredi.

 

Turgay'ın telefonu çaldığında ikimiz de gerildik.

Montunun cebinden telefonunu çıkartıp kimin aradığına baktıktan sonra açtı.

Karşı tarafın konuşma sesinden sonra “Geliyoruz.”dedi ve telefonunu kapattı.

 

Gülümsedim “Gitme zamanım geldi.”

Gülümsemedi ve “Evet,geldi.”dedi.

 

Üşüyen ellerimi onun eline götürüp tuttum.

“Turgay beni orada yalnız…yalnız bırakma.Ben korkarım,izin verirler görüşmemize bir dakika bile olsa gel.”

Yutkunup beni kendisine çekip sarıldı,elleri saçlarımda dolaşırken benim ellerim onun sırtına gitmişti, başımı kalbine yaslayıp kalp atışını dinledim, hayatımda dinlediğim en güzel sesti.

 

Kokumu içine çekti”Asla, asla seni yalnız bırakmayacağım.İzin vermeseler bile bir yolunu bulurum.Ölsem dahi yemin ederim senin yanında olacağım.Mahperim sen yeter ki korkma şartlar ne olursa olsun seni tek başına bırakmam.”

Yanaklarımdan yaşlar süzülürken onunda ağladığını duydum.

“Turgay eğer olurda…”sustum devamını getirmek istemiyordum,bunu duysun istemiyordum.

Ona hiçbir zaman bunları anlatmayacağım.

Beynim “Söyle.” desede kalbim “Söyleme.”dedi.

 

Kalbimi dinledim, ona söylemek istediklerimi yuttum ve içimden defalarca bu cümleleri tekrar ettim;

Turgay eğer olurda ben iyileşemezsem, ölürsem veya durumumum daha kötü olursa beni bırak.Git hayatını yaşa.Yeniden birisini sev, gökyüzüne bak,bir kedinin başını okşa, yaşlı birisine yardım et,bir çiçeği kokla.Beni unut diyemem beni hatırla ama birisini sev o da seni sevsin.

Sen yeter ki mutlu ol.Senin mutlu olman için ben hem bu dünyada hem ahirette mutsuz olmaya razıyım.Toprak kokulum.

 

🍂🍂🍂

 

Yazar'dan

Turgay Hazan'ın elini sımsıkı kavramıştı,onu almasınlar götürmesinler istiyordu.Sevgilisinden kopmak istemiyordu.

Hazan'ın içi kan ağlıyordu ama her zamanki gibi dışarıda belli etmiyordu,güçlü duruyordu.

Ambulansın kapısı açık, görevliler dışarıdalardı.

Sevda ve Emre de hem Hazan'a hem Turgay'a destek için gelmişlerdi.Arabanın önünde dikilmeyi bırakıp genç çiftin yanına gittiler.

Sevda kızın karşısından durup kendisine çekip sarıldı.Adamla kızın elleri birbirinden kopmamıştı.

Hazan da tek koluyla kadına sarıldı,geri çekildiklerinde Sevda dolan gözlerini ağlamamak için kırpıştırdı.Elini Hazan'ın omzuna koyup, nazikçe okşadı.

“Sen…o kadar çok güçlüsün ki bunu da aşacaksın.”

Hazan gülümsedi.

Bu sefer Emre kıza sarıldı “İyi olacaksın, eskisinden bile iyi olacaksın.”

Hazan gülümsedi.

 

Kadınlar balkondan, dışarıdan tuhaf tuhaf bakıyorlardı.Bu insanların kim olduğunu merak ediyorlardı.Hem onları izleyip,kendi aralarında fısıldaşıyorlar hem de soğuk havanın etkisiyle üşüyorlardı.

 

Paramediklerden kadın olanı “Artık hastaneye götürmemiz lazım.”dediğinde Turgay sinirlensede ses etmedi.Ne diye acele ediyorlardı? gerçi onlarında yapacakları bir şey yoktu ki.

 

Hazan ve Turgay yüzlerini birbirine döndüler.Rüzgar estiğinde yerdeki karlar savruldu, kızın saçları uçuştu, Turgay titredi.Hiçbir şeyden etkilenmeyen adam kızın gidişiyle titredi rüzgar bahaneydi.

 

Turgay yaklaştı, yaklaştı ve kızın dudaklarıyla kendi dudaklarını birleştirdi.

Gözlerinden akan yaşlar dudaklarında birleşiyor,bu da aşklarını daha çok bağlı kılıyordu

Sevda daha fazla dayanamayıp ağlarken Emre de zar zor ayakta duruyordu.

 

Kadınlar, görevliler bile duygulanmışlardı.

 

İki aşık ayrılırken ikisi birden konuştu.

“Seni seviyorum.”bu ortak cümle basit gibi görünse de yıllarca sevilmeyen iki insan için nadide bulunan kelimelerin birleşimiydi.

Hazan adama arkasını dönüp ambulansa doğru yürüdü.İçeri girdiğinde Turgay'a baktı,adam zaten gözlerini bir salise bile kaçırmamıştı.

Turgay ağlarken gülümsedi.

Hazan gülümsedi.

 

Görevliler de içeri girdiğinde kapı yavaşça kapandı.O an Hazan kendisini daha fazla tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağladı.

Araba hareket etti, Hazan yeniden gözden uzaklaşırken Turgay boğazını temizleyip Sevda ve Hazan'a baktı “Hadi onu yalnız bırakmayalım.”

Sevda ve Emre aynı arabada Turgay kendi arabasında ambulansı takip ettiler.

 

🍂🍂🍂

 

Ambulans hastane önünde durduğunda Hazan gözlerini kapadı.

Korku, tüm bedenini ele geçirmişti.

Hastaneye adım attığı an ne olacaktı?

Sevdiği adam ne yapacaktı?

 

Kapı açıldığında adam indi sonra kız Hazan'ın koluna girip onu indirdi.

Hazan gözlerini etrafta gezdirdiğinde yanına gelenleri görünce yüzüne gülümseme kondu.

Onu yalnız bırakmamışlardı.

 

Kız onu yürümesi için yönlendirirken Hazan durdurdu “Lütfen dur onlar geliyor.”kız durup Hazan'ın baktığı yere başını çevirdi.

Turgay hızlı adımlarla gelip kızın karşısına dikildi “Seninle hastaneye gireceğim birkaç işlem için…asıl vedalaşmamızı orada yaparız.” Hazan başını sallayıp, onayladı.

 

Hastaneye girdiklerinde bu sefer Hazan'ı bir hasta bakıcı karşıladı.

Kadın kırklı yaşlarında, başında yazması olan,ufak tefek bir kadındı.Orada kıza en büyük yardımı dokunan kişi olacaktı.

 

Turgay'ı ise birisi durdurup ileriye gidermeyeceğini ve kayıtın sol tarafta olduğunu söylemişti.

 

Hasta bakıcı ve Hazan ilerlerken Turgay arkada kalmıştı.Ama yine buluşacaklardı,bundan emindiler.

 

Kadın Hazan'ı gideceği yere götürürken içinden ‘Kim bilir neler yaşadı da bu hâle geldi?'diye düşündü.

Buradaki neredeyse herkes çektiklerini acılardan delirmişlerdi.

Kimisi yaşlı,kimisi genç,kimisi ise daha çocuktu…

 

Hazan'ı bir kapının önüne getirdi “Kızım burada senin vücuduna bakacaklar…”devamını getiremedi.Kapıyı içerideki kadın doktor açıp Hazan'ı içeri aldı.

 

“Kendin soyunabilir misin?”

Soyunmak mı? üstelik bir yabancının yanında?bunu kim yapmak isterdi ki?

Doktor dudaklarını yalayıp, gülümsedi

“Biliyorum senin için zor olacak ama…eğer sonralarda hastalığından dolayı bize yalan söylersen onu tespit etmek için bakmam lazım…daha doğrusu bakmamız lazım.”dedi diğer doktoru göstererek.

Hazan öteki doktoru yeni görmüştü.

Yapacak bir şeyi yoktu.

Gözlerinden yaşlar akarken yavaşça kıyafetlerini çıkardı.

Bunu her akıl hastanesinde yaparlardı çünkü gelen kişilerin vücudunda ki yaraları,izleri önceden kayıt altına alırlar ve eğer kız vücuduna zarar verirse veya bir başkası bunu yaparsa tespit etmesi çok daha kolay olurdu.

Hazan tamamen soyunduğunda vücudunu gören iki doktorda şaşkınlıklarını gizleyemediler.

Genç kız bu utanç dolu anı hiç unutmayacağını anlayınca gözlerinden yaşlar daha hızlı boşaldı.

 

Sevda ve Emre dışarıda kalmışlardı, içeriye girmelerine izin vermemişlerdi.

 

Turgay kağıdı imzaladığında Hazan'ı beklmeye başladı,götürecekleri yere gitmek için buradan geçmeleri gerekiyormuş.

 

Hazan'ın geldiğini hissettiği an başını kaldırdı, evet, geliyordu.

 

Ağlamıştı,neden ağlamıştı güzeli?

Kolunun birinde yine o hasta bakıcı diğer kolunda ise kapıyı açan doktor vardı.Arkalarından diğer doktor da geliyordu.

 

Geldilerinde Hazan onlara baktı “Ne olur izin verin,ona sarılayım.”

Doktorlar izin verdiğinde kız kollarını açıp sevgilisine sımsıkı sarıldı.

Turgay kızın saçlarını koklarken “Ağlamışsın?”dedi.

“Vücudumda ki yaraları gördüler,o pisliğin yaptığını söylemek zorunda kaldım.”

Turgay kızın ne kadar utandığını tahmin ettiğinde doktorlara sinirlendi.Sevdiği kadını ağlatmışlardı.

Kıza sarılırken kapalı olan gözlerini açtı

“Ne hakla yaptınız bunu?”

Arkadaki doktor “Kurallar böyle.”dedi sert bir dille

“Siksinler kuralınızı.”

Hazan'dan geri çekildiğinde parmağını onlara sallayıp “Bu kızı üzerseniz yeminim olsun sizi üzmekten beter hâle getiririm.” diye söyledi.

Kadın da sinirlenmişti “Daha fazla ileriye giderseniz polisleri çağıracağım.”Turgay alayla gülümsediğinde kız elini adamın koluna yerleştirdi.

“Turgay, yalvarırım bir şey yapma.”

Adamın siniri kızın tek dokunuşuyla uçup gitmişti.

“Tamam.” diye fısıldadı.

“Hadi vedalaşmanızı bitirin artık odaya gitmesi lazım.”

 

Bakıştılar,o bakışmada konuştular, ağladılar,vedalaştılar.

 

 

Adam titreyen sesiyle konuştu “Seni seviyorum.”Turgay'ın bunu demesiyle kız “Ben de seni seviyorum.”diye karşılık verdi ve kızı oradan uzaklaştırdılar.

Bir vedanın ‘seni seviyorum’ demesi kadar yürek burkan bir acı yoktu.

 

Son bakışta ki ümitsizliklerini anlamışlardı,i

Son bakışta ki o gözler acı çekiyordu, şimdiden özlemle yanıp kavruluyordu.

İki aşık göz birbirlerini şimdiden görmek istiyordu.

İki kalp tekrar yan yana atmak istiyordu.

İki dudak tekrar buluşmak için can atıyordu.

İkisi de tekrardan birleşmeyi her bir zerreleriyle istiyorlardı.

 

🍂🍂🍂

Turgay gecenin esintisinde bahçeden çıkıp Hazan'ın odasına girdi, yatağa uzanıp yastığa sinen kokusunu derin derin kokladı.

Mayışırken telefonu çaldı, hemen açtı, beklediği bir haber vardı.

“Abi Yakup'u yakaladık.”

“Tamam koçum.”aramayı sonlandırıp telefondan Hazan'ın resmini açtı.

“Canını yakanların hepsinin canını alacağım, onların azraili olacağım.Söz.”

Evet,yine bir bölümün sonuna geldik.

Eleştirilerinizi bekliyorumm

Birde sizden bir şey isteyebilir miyim?

Rica etsem kitabımı birilerine önerir misiniz?okunma sayısı hâlâ 3k olmadı.

Eğer edit falan yapıyorsanız kitabıma yapıp paylaşır mısınız.Tabii beni etiketlemeyi de unutmayın.

Ben de yakında Instagram sayfası açacağım, kitaplarım için.Açtığımda desteklerinizi beklerim.

Soru kısmına geçelim

Son sahne?

Doktorların tavrı?

Turgay?

Hazan?

Emre ve Sevda?

Hasta bakıcı?

Bölüme on üzerinden puan verir misiniz?

Beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yerler?

En sevdiğiniz cümle?

Sizi seviyorum çiçeklerim 🌸

 

Bölüm : 24.05.2025 15:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...