

🔸Bilge🔹
Sonunda düğün günü gelmişti. Sabah erkenden kalkıp Sera'ya gitmiştim yengemle.
Sera'nın makyajı yapılırken bende kendime hafif bir makyaj yapıp, kenarda saçımın yapılmasını bekliyordum.
Bu arada başvurduğum şirketin iş görüşmesine yarın gideceğim. İnşAllah işi alacaktım.
Sıra benim saçıma geldiğimde su dalgası yaptırmıştım.
Nihayet saç ve makyaj işi bitmişti ben ve yengem elbiselerimizi giyip, Sera'nın gelinliği giymesini bekliyorduk.
Serada gelinliğini giyince, damat tarafının gelmesini bekliyorduk.
Kapı çalınca daha önceden de planladığım gibi hemen kapıyı açmaya gittim kapıya ucundan çok hafif açıp elimi uzattığımda avcumun içine - hissettiğim kadarıyla iyi bir miktar- para konmuştu.
Kapıyı hafif daha açıp ne kadar olduğuna bakacağımda, kapıyı açtığım an yine o adamı görmüştüm.
Mert, yine karşılaşmıştık. Ve çok da yakışıklı olmuştu. Siyah spor takım elbise, içine beyaz gömlek giymişti. Ben bir süre bakalınca içeriden öksürük seslerinin gelmesiyle geri çekildim.
Ben geriye çekilir çekilmez yengem yanıma gelip "o bakışların hesabı düğünden sonra sorulur" demişti ve bir şey dememe izin vermeden yanımdan ayrılmıştı.
Olanlardan sonra otele gitmiştik Sera Ferdi'nin resmi nikahı kıyıldıktan sonra eğlence başlamıştı.
Ben pek oynamayı sevmediğim için masada oturup Instagram'da geziniyordum.
Birinin yanıma oturduğunu fark hissettiğimde dönüp bakacaktım ki yoğun bir şekilde gelen Portakal Çiçeği kokusuyla onun yani Mert'in olduğunu fark ettim.
Mert olduğunu bile bile bakma gereği duyup kapımı yana doğru çevirdiğimde, onunla bana onun da bana baktığını fark etmiştim.
Göz göze geldiğimizde, ani bir refleks ile kafamı bacaklarımın üstüne bıraktığım telefonuma döndürürken bileğindeki tokayı fark etmiştim.
O an sanki içinde bir şeyler kopmuştu her stres olduğumda, bir şeylere takıldığında tırnaklarımı ritmik bir şekilde herhangi bir yere vurduğum gibi şimdi de telefonuma vurmaya başlamıştım.
Bir süre sonra daraldığımı nefes alamadığımı fark ettim ne dışarı çıktım .
Ne zannediyordum ki. Bu hayatta hangi isteğim olmuştu da bu olacaktı. Kendime pek açıklayamasam da ben ona karşı gerçekten bir şeyler hissetmişim. Şimdi anlamıştım bunu.
Otel kapısından dışarı çıkan abimi görünce biraz silkelenip azda olsa kendime geldikten sonra bana doğru gelen abimin yanına doğru gitmeye başladım.
Olanlar burada bitmiş değildi elbet ki gece acısı çıkardı.
Abim yanıma gelip "niye dışarı çıktın hava esiyor" dediğinde, "öyle bir daraldım şimdi iyiyim" dedim ve bir şey demesine izin vermeyip "hadi içeri girelim ben biraz üşüdüm" dedim abim beni onayladığında içeri doğru ilerlemiştik.
İçeri girdiğimde dışarı çıkmadan önce oturduğum yere hiç bakmayıp -salonun benim oturduğum masaya göre daha öndeki -masada oturan yengem ve Yasemin ablanın yanına oturdum. "kız Bilge ne oldu iyi misin" demişti " İyiyim iyiyim" diye cevap vermiştim. "kalk da oynasana dediğinde "yok Yasemin abla sevmiyorum ben" demiştim, o da "Peki ,sen bilirsin" demişti.
Düşünüyorum sadece düşünüyorum. Düğün boyunca düşündüm ama sonunda dediğim şey hayırlısı buymuş demek ki oldu. Nereden ona bu kadar tutuldum bilmiyorum ama keşke daha başka durumlarda karşılaşsaydık keşke...
Eve geldiğimizde yengem bende bir haller olduğunu fark etmiş ama pek sorgulamamıştı.
Ben de odama gitmiş, makyajımı çıkarmış ve duş almıştım bütün bunları yaparken yine o vardı aklımda.
Ne zaman geçecekti bu illet. Tamam çok düşünen biriyim ama bu şekilde olmamıştı hiç. Gece yine onu düşünürken uyuyakalmışım.
Sabah uyanınca hasta olmuştum sanırım. Her yerim ağrıyor, başım çatlıyordu. Durumuma ağlamak istiyorum ama ağlayamıyordum. Çokta düzgün olmayan psikolojim iyice bozuldu gibi.
Bu durum yakın zamanda geçmezse halim harap olacaktı.
Eveeeet bir bölümün daha sonuna geldik.
Bölümü dün atacaktım aslında ama uygulamada olan bazı sorunlardan dolayı bugüne kaldı.
Bir hatam olduysa affola.
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |