4. Bölüm

4. Bölüm 'Mavi Gözler'

Yaren
yarenrumeysq

Çok güzel çiçek kokusu geliyordu burnuma. O kadar huzurlu uyuyordum ki hiç uyanmamak istiyordum. Gözüme çarpan güneş ışığı gözlerimi açmam için diretiyordu.

 

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda hala o sıcacık anne kucağında olduğumu hissettim. Kafamı kaldırıp anneme baktığımda onun derin bir uykuda olduğunu gördüm.

 

Onu uyandırmadan yavaşça yataktan kalktım. Banyoya doğru yürüyüp, kapıyı açıp içeri girdim. Hızlıca ihtiyaçlarımı halledip yüzüme Soğuk su çarptım.

 

 

Olanları düşünmeye başladım. Daha düne kadar 2 günde anne diyemem demiştim değil mi?

Dün uyumadan önce demiştim ama.

 

Derin bir nefes alıp banyodan çıktım. Bugün okula gidecektim.

Kırık telefonumun ekranından saatte baktım. Daha erkendi.

 

Annemi uyandırmadan parmak uçlarımla yavaşça odadan çıktım.

 

"Günaydın çilli." Ödüm kopmuştu. Bi anda öyle seslenilir mi canım? Arkamı döndüm. Poyraz demişti. Çilli demesine üzülmüştüm. Sevmiyordum o lakabı.

 

Yinede ona karşılık verdim.

"Günaydın." Gülümsedi. Gülümsedim.

"Erken kalkmışsın. Bu kadar okula gitmeye hevesliysen benim yerime de gidebilirsin." Şakasına söylemişti. Kıkırdadım.

 

 

"Benimle gel sana okul formanı verim." Heyecanlandım. Yeni okul. Merak ediyordum, nasıldı acaba? Arkadaş edilebilecek miyim?

 

Poyraz önden ben arkadan merdivenlerden iniyorduk. 1. Kata geldiğimizde sağdan 4. Odaya girdi. Evet her katta çok oda vardı. Benim girmem için açık bırakmıştı.

 

Bende arkasından girip kapıyı kapattım. Odayı incelediğimde buranın onun odası olduğunu anladım. Tek kişilik yatak. Duvarda asılı kocaman gitar. Basketbol topu bir kaç madalya asılıydı. Basketbol oynadığını da anladım.

 

 

Yatağının karşısında ki dolaptan bir şey çıkarttı. Dolabın kapağını kapatıp, bir kaç adımda yanıma geldi. "Babam dün verdi senin için." Uzattığı paketi elime aldım. Okul formasıydı. Paketinden çıkartıp baktım. Beyaz bir forma, lacivert etek, beyaz gömlek, kravat ve lacivert ceket güzeldi ve uyumluydu. Gömlek giymek istemeyenler için forma ve ya tam tersi.

 

"Teşekkür ederim." Elimde ki eteği eline alıp havaya kaldırdı. Bir kaç bir şey homurdandı. Boğazını temizleyip bana döndü.

"Eğer istersen sana pantolon verim ne dersin?" Eski okulumda kızlar pantolon giyiyordu. Ama yeni okulda kızlar etek giyiyorsa tek pantolon giyen ben olmak istemem. Çok utanç verici olur.

 

 

"Hayır teşekkürler bu iyi." Diyip elinde ki eteğimi aldım.

"Üşürsün sen onla. Hem havalarda soğudu." Bir dakika ikizim şuan benimi kıskanıyordu? Hoşuma gitti aslında. Biraz daha onu zorlamak istedim.

 

"Neden etek giymemi istemiyorsun?" Gözlerini büyüterek bana baktı.

"Yok ya istediğini giy sen yani niye istemeyeyim. Sadece orada ki serserilere güvenmiyorum ben." Kolej ve serserilik? Ben zengin bebesi bekliyordum.

 

"Boşversene sen beni. İstediğini giy ben seni korurum orada abin var burada." Elini göğsüne vurdu. Küçük bir kahkaha attım. "Abim değilsin yalnız."

"5 dakika erken doğdum. Ben senden 5 dakika büyüğüm abi diyeceksin bana." Bunu söylerken elini kaldırıp göstermeyi de ihmal etmedi.

 

 

"Yok ya. 5 dakika alt tarafı abartma! İkizimsin sen benim." İkimizin de gözleri parladı. İçten bir şekilde güldü. Başıyla beni onayladı.

 

Biraz daha yakınlaşıp "korur musun beni gerçekten?"

"Korurum tabiki ben seni hep korurum." Kollarını açtı. Hemen kollarımı ona doladım. Sıkıca sarıldık. Sanki kayıp parçamı bulmuş gibi hissediyordum. İkiz olmak böyle birşey miydi? Eğer böyleyse çok güzelmiş.

 

"Sende hissediyor musun?"

"Evet."

"Seni seviyorum kardeşim. Bir daha asla bırakmayacağım seni." Dolu gözlerimle ona baktım. "Bende seni seviyorum kardeşim."

 

Beraber biraz vakit geçirdik. Sonra ben üstümü giymek için kaldığım odaya geldim. Oda üstünü giyecekti. Yatağın boş olduğunu görünce annemin uyandığı anladım.

 

Alışmıştım. Diğerleri yakınlık göstermemişti ama zamanla onlarla da anlaşıcaktık. İnanıyordum inanmaktan başka çarem yoktu.

 

Annemin aldığı ayıcıklı pijamaları çıkartıp, formamı giydim. Ardından eteği ve uzun dizimin altında biten çorap. Hava sıcaktı o yüzden ceketi giymeyecektim. Forma giydiğim için kravat'a ihtiyacım da yoktu.

 

Aynadan kendime son kez baktım. Hazır olduğumu hissedince aynanın önünden çekildim. Dün annem örmüştü saçımı o yüzden örgümü açmamıştım. Yeniden örmesini isteyecektim.

 

Annemin aldığı çantaya Poyraz'ın verdiği bütün kitapları koydum. Ders programım yoktu. 2. Dönemin ortasında okul değiştirmiştim. O yüzden işimi garantiye almak istedim. Biraz ağır olmuştu ama olsun.

 

Çantayı zorlukla alıp odadan çıktım. Merdivenlerden yavaş yavaş inerken Aziz geldi. Yanımdan geçecekti, o yüzden yana kaymıştım. Bana kısa bir bakış atıp kollarımda zorla tuttuğum çanta'yı eline aldı.

"Ben taşıyabilirim." Çantamı diğer eline aldı.

"Ben taşırım." Babamız'a gerçekten çok benziyordu. Veee çok yakışıklıydı neyse şimdi size abimi anlatıp aşık edemem.

 

Ona kafamı salladım. Madem çok istiyor taşısın o zaman. O kadar kası var sonuçta. Boğazını temizleyip konuştu.

" Günaydın nasılsın? Alıştın mı?" Ona baktım merakla bana bakıyordu. Sert biri gibi görünüyordu ama bence pamuk gibi adamdı.

"Alışmam biraz zaman alacak." Kafasını salladı. Beraber merdivenlerden iniyorduk. Diğer sorusunu da yanıtsız bırakmadım. "İyiyim. Sen nasılsın?" Bana döndü. Ve tebessüm etti. Yanlış görmüyorum. Ben değil mi? Aziz Yıldırım gülüyordu.

 

"Sen gülüyor musun? Yoksa ben rüyada mıyım?" Bana ciddi miyim diye baktı.

"Gülemez miyim? Niye şaşırdın?"

"Bilmem, görmedim hiç güldüğünü o yüzden." Dedim. "Sen iste ben sana hep gülerim." Bu kez kocaman gülümsedi.

 

Bugün çok güzeldi resmen. Hayallerimden bile güzeldi.

"Tamam." Dedim. Ardından işaret parmağını kaldırıp hafifçe burnuma dokundurdu. "Hadi ben çok acıktım." Kıkırdadım.

 

Beraber yemek yenilen odaya geçtiğimizde herkesi masa da görünce şaşırdım. Herkes günaydın diyince bende kocaman gülümseyip günaydın dedim.

 

Berkay ve Baran'nın arasına oturdum. Masa da 2 boş sandalye vardı zaten. Aziz de oturunca kahvaltıya başladık.

 

Ben patates kızartmasına uzanmadan Aziz alıp koydu. Ona gülümsedim. Oda bana. Ardından bir bağırış koptu.

"Oha! Abim şuan gülüyor mu? Yoksa ben rüyada mıyım? Abla beni cimciklesene." Diyen Berkay'a baktım. Ağzı açık Aziz'e bakıyordu. Hiç mi gülmüyordu bu adam. Etrafıma baktığımda tek Berkay'ın değil herkesin şaşırdığını gördüm.

 

Bir tek babam şaşırmamıştı. O tebessüm ediyordu. Aziz kimseyi takmayıp kahvaltısına devam etti.

 

"Balım ne kadar güzel olmuşsun böyle." Anneme dönüp gülümsedim. "Teşekkür ederim." "Abla harbi çok güzel olmuşsun. Okulda ki bütün erkekler senden ilk günden hoşlanacak." Berkay bunu diyince yanaklarım biraz kızarmış olabilir. Ama yanaklarımı kızarması dan daha önemlisi bütün abi takımı ve babam çatık kaşlarıyla Berkay'a bakıyorlardı.

 

 

Berkay biraz tırsmış olabilir ki benim dibime kadar geldi. "Ay! bu kadar erkekle uğraşmak çok zor. Ben bunca sene mağaralarında yaşayan erkeklerle uğraşıyorum. Sende hoş geldin kızım." Babam annemi kınadı. "Aşk olsun anne yani. Hadi bunlar neyse de ben hiç öyle miyim?" Diye soran Baran ellerini kaldırıp abi takımını göstermişti.

 

 

Annem"Hepiniz aynısınız."

Bu kez hepsi annemi kınadı. Annem de karşılık olarak göz devirdi. "Güneş sevgilin var mı? Eğer varsa tanışmayı çok isterim." Anneme şaşkınca baktım. Daha önce hiç sevgilim olmamıştı. Çıkma teklifi almıştım ama ben kabul etmemiştim. Daha önce tabiki de hoşlandığım bir kaç kişi olmuştu ama aşkımdan ölüp bittiğim kimse olmamıştı.

 

Herkes bana bakıyordu. Vereceğim cevabı bekliyordu. Bende şuan tırsıyordum. Bu kez ben Berkay'a yanaştım. Başımı hayır anlamında iki yana salladım. Abi takımı belli etmemeye çalışsalarda rahatlamışlardı.

 

Kahvaltı Faslı bittikten sonra herkes oturma odasına geçmişti. Annemin saç örgümü bitmesini bekliyordum. Hepside dudaklarında tebessümle bizi izliyordu. Özellikle babam. Annem saçımı bitirip tokamı da takınca teşekkür ettim.

 

 

 

 

 

 

***********

 

 

 

Okulun kocaman bahçesinde durmuş karşımda ki koca binaya bakıyordum. Okul değil saray resmen mübarek.

Annem koluma girdi. "Beğendin mi?" Ne beğenmesi canım. Öldüm! Efendiliğimi bozmayıp. "Evet çok güzel" dedim.

 

 

"Okulun adı Yıldırım ama tek bizim okulumuz değil. Bizim de kendimize ait okullarımız var tabi ama biz buraya ortağız." Okullarımız kısmında kalmıştım.

"Öyle mi? Okul ortağınız var yani." Babam girdi araya. "Tek okul değil bir çok şirketlere de ortağız." Kolunu omzuma attı.

 

 

Biz önden abi takımı arkadan geliyordu. Okula girdiğimizde ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anladım. Asansöre bindik ve 5. katta indik. Aslında eski okulumda da asansör vardı ama öğrencilerin kullanması yasaktı.

 

Müdürün odasına geldiğimizde kapıyı tıklatıp içeri girdik. Babamı görünce hemen ayağa kalktı müdür. Kel ve göbekli biriydi. Takım elbise giymiş ve gözlükleri vardı. Ben yakışıklı genç birini bekliyordum. Özel okulda ki müdür ve yardımcısı genç oluyor diyorlardı. Yalanmış.

 

 

"Hoşgeldiniz Halit bey." Oda da bulunan koltuklara oturduk. Boran ve Toprak ayakta kalmıştı. Ailecek gelmiştik sonuçta ve baya kalabalıktık.

"Hoşbulduk Faruk." Ardından bana bakıp yanına çağırdı. Oturduğum yerden kalkıp tıpış tıpış babamın yanına gittim.

 

Ben kalkınca Toprak yerime oturmaya çalışmıştı. Çalışmıştı diyorum çünkü o küçük yere sığamadı. Yanında olan Baran'ı ittirip rahatça oturdu.

 

 

Onların bu haline güldüm.

"Kızım Sera Güneş Yıldırım. Okula kayıt yaptıracaktık o yüzden hepimiz geldik."

Annem"Hiç birimiz bu anı kaçırmak istemedik." Dedi.

Müdür bana baktı. "Kızınız?" Niye öyle ters ters baktın ki sen şimdi ya rabbi.

 

"Poyraz'ın ikizi. Yıllar sonra bulduk Güneşimi." Kel kafa kafasını salladı. "Anladım." Anlamasaydın bide. Her neyse.

 

 

"Poyraz'la aynı sınıfa kaydını yaptırıyorum." Babam başını salladı. Bilgisayar dan işini halleden müdür gülümseyip kimliğimi babama uzattı.

 

Babam kalkınca herkes kalktı. Babamla kel el sıkıştılar. Ve odadan çıkıtık. Poyraz'la aynı sınıfta olmak güzeldi benim için oda mutlu olmuştu.

 

 

"Abla bende alt sınıftayım senin sınıfının 2 kat altı." Berkay'la da aynı okuldaydık. Bizden 1 yaş küçüktü. "Teneffüslerde görüşürüz o zaman." Yanağından makas aldım. O da beni öptü. Boyu benden biraz uzundu, burnuna geliyordum.

 

 

"Ben gidiyorum size görüşürüz canım ailem." Elini salladı. Tam arkasını dönüp gidiyordu ki Toprak ensesinden yakaladı. "Nereye? Daha zil çalmadı."

"Ya abicim benimde bir aşk hayatım var sonuçta değil mi? Bırakında yaşayayım." Hepimiz şaşkınca baktık. Babam sabır diledi. "Oğlum ne aşkı daha kaç yaşındasın?" Berkay babama yaklaşıp. "15 babacım senin anneme aşık olduğun yaştayım." Babamla annem çocukluk aşıklarıydı demek.

 

 

Annem ve ben ufak bir kahkaha attık. Diğerleri sırıtmakla yetindi. Berkay babama doğru elini kaldırıp işaretle baş parmağını birbirine sürttü. Babam sabır dileyip cebinden cüzdanını çıkardı. 200 TL çıkartıp verdi. Berkay parayı alıp çenesine sürttü. "Kesene bereket." Hepimiz yine gülerken o arkasına bile bakmadan koştu.

 

 

Babam bana yaklaşıp Berkay'a verdiği paranın aynısını verdi. Sonra Toprağa ve Poyraz'a da. Hepsiyle tek tek sarıldım. Poyraz'la sabah sarılmıştık. Diğerleriyle ilk defa sarılıyorduk. Babam ve anneme de sarıldım. Ayriyetten onlar beni öptüler. Ve hepsi tek tek dikkat etmem için uyardı ve bir şey olursa onları aramamı istediler. Hepsine başımı sallayarak yanıt verdim.

 

 

Aziz tekrar yanıma gelip cebinden son model telefon çıkardı. "Bu senin. İçinde sadece bizim numaralarımız var. Telefonuna dokunmadım. Sadece numaraları ekledim." O adamın aldığı telefonu daha fazla kullanmak istemiyordum.

"Teşekkür ederim." Tekrar sarıldı. Bende ona sıkıca kollarımı doladım. Annemin gözleri dolmuştu. Kesinlikle balık burcu olmalıydı.

 

 

Telefonu aldım. Diğer telefonumu isteyince bir şey demeden verdim. O adamın üstüneydi. Atıcaklardı büyük ihtimal. Onları aradığımda ulaşamamıştım. Hepsi beni bir günde silmişti. Ne ara engellediyseler artık.

 

 

Annemle bir kez daha sarıldım.

"Anne sanki kız bir yere gidiyor niye bu kadar duygusala bağladın?" Bunu diyen Poyrazdı. Annem"Napim ama kızımın ilk okul gününde yanında olamadım şimdi oluyorum." Anneme gülümsedim. Yine dikkat et kendine arkadaş edinmeye çalış cümlelerini dinledim.

 

Aziz Poyraz'a dönüp.

"Sana emanet dikkat et."

"Saçmalama abi canım, kanım ve ikizim tabi ki de dikkat edicem." Yanıma gelip kolunu omzuma attı ve kendine çekti. Abi takımına dönüp. "Kıskanmayın bu kadar beni." Dedi. Ardından yanağıma öpücük kondurdu. Aziz sinirler baktı.

 

Baran yanıma gelip. "Fıstık ben seninle kalayım mı?" Abartıyorladı. Sanki ilk defa okula gidiyorum. "Bence de nasıl olsa işsizsin oğlum kal sen burada." Babamın dediğine kahakaha attık. Baran tip tip babama baktı.

"Ya abartmayın ilk okul günüm değil. Çocukta değilim. Kendime bakabilirim." Annem gelip yanağımdan öptü.

"Sen benim küçük bebeğimsin." Dedi.

 

 

Annem herkese dönüp.

"Gelin bir araya hadi fotoğraf çekinelim." Hepsi onayladı. Birinden isteyip telefonu verdi annem. Hepimiz yan yana durduk ve bir çok fotoğraf çekindik. Beni tek çekti annem. kendisiyle sonra babamla herkesle tek tek çekindim.

Sonra Aziz beni kucağına aldı öylede çekindik. Abi takımının kucağındayken de çekindim bir sürü anı biriktirdik. Annem üzülüyordu hiç fotoğrafım yok diye en az 500 tane çekmiştir.

 

 

Gitmişlerdi. Annem beni bırakmak istememişti tabi babam zor ikna etimişti.

Derin bir nefes aldım. Sınıf kapısının önünde duruyorduk. Poyraz'la ders çoktan başlamıştı.

 

 

"İstersen girmeyelim." Hala çok heyecanlıydım. Kafamı iki yana salladım.

"Hayır girelim. Sadece biraz heyecanlıyım."

"Biliyor musun? Bende çok heyecanlıyım. İkizlik duyguları sanırım." Güldü. Güven verircesine elimi tuttu.

 

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

Sarıldık bir süre.

"Hadi girelim." Dedim. Beni onayladı. Elini bırakıp. Kapıyı iki kez tıklatıp açtı ve içeri girdi. Derin bir nefes alıp arkasından bende girdim.

 

Orta yaşlarda bir kadın öğretmen vardı. Gülümseyerek bana baktı. Poyraz elini uzattı gelmem için. Elini tutup yanına geldim. Tam sınıfın karşısındaydık. Az kişi vardı. Bizim sınıflar genelde 40 kişilikti. Burada toplasan 25 öğrenci vardı. Özel okulun faydaları.

 

 

Kızlar bana yiyecekmiş gibi bakıyorlardı. Galiba sevgilisi sanmışdılar. İkizimi şuan kıskanıyordum kimseye yar etmem onu. Tamam tamam biraz abartmış olabilirim ama çok heyecanlıyım napabilirim.

 

Ardından biriyle göz göze geldim. Mavi gözler. Çok güzel gözleri vardı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Evetttt nasılsınız?

 

yıldıza basınnn🌟

 

Yeni karakterler girecek kitaba onun için erkek ve kız isim önerileri alabilir miyim?

👉 Şuraya.

 

Bu hikayeyi paylaşın lütfen okunma sayımız çoğalsın.

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Kitapla alakalı önerilerinizi belirtin lütfen.

 

Sizi seviyorum okurlarım😊🫶

 

Gelecek bölümde görüşmek üzere 🤍

 

 

Bölüm : 07.12.2024 22:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...