
Oyları unutmadan alıyım akçacılar.
Güneş doğuyordu, batıyordu, ay gökyüzünde görünüyordu, şekil değiştiriyordu, deniz kayalıklara vurmaya devam ediyordu, bazen hırçın bazen durgun. Zaman akıyordu, kimse tutamıyordu, hayat devam ediyordu, doğan büyüyor, büyüyen yaşlanıyor, yaşlanan ölüyordu. İnsanların çektiği acılar zamanla azalıyor, bazen de kayboluyordu. Sidelyanın yaraları zamanla kabuk bağlamıştı, zamanla o yaralar iz kalmadan yok olmuştu. 6 yıl olmuştu, o iğrenç olayları yaşayalı, Aslanı kaybedeli, Yavuzu terk edip mükemmel hayatının başlangıcı olan İtalyaya gelişinin üzerinden 6 koca sene geçmişti. Değişmişti, her şey değişmişti, Sidelya, Sidelyanın hayatı, çevresi, acıları, mutlulukları, hiç bir şeyin durağan olmadığını o zaman öğrenmişti Sidelya.
” Şunun üzerinde kendine acı çektirmekten ne zaman vazgeçiceksin çok merak ediyorum.” Demirin sesiyle kapattığı gözlerini açmış, girdiği düşünce aleminden çıkmasıyla ayaklarının altından beyinin sinir uçlarına kadar ulaşan ağrıyı hissetmeye başlamıştı.
” Canım ne zaman bunu bırakmayı isterse o zaman.” Tırabzanlardan tutunarak üzerinde durduğu sadhu tahtasından indi, düzenli olarak sabah koşusundan sonra sadhu tahtasının üzerine çıkıp bir süre ayakta kalıyordu.
“ şu çivilerin üzerinde durmanın ne anlamı olduğunu hala anlamıyorum Sidelya.”
“Anlamana gerek yok, bir çeşit meditasyon gibi düşün, arınma vücudun sağlığı için.” Demir kızın yeni doğan güneşinin ışıklarını bolca alan koltuğa oturmasıyla çaprazına gidip oturmuştu.
” Demir inan sabaha çok güzel başladım şu an senin gereksiz söylenmelerini çekemiycem.”
” Canını gereksiz yakman canımı sıkıyor.”
” bu bir meditasyon, sen niye geldin bu saatte.”
” kliniğe beraber geçeriz diye geldim.”
“ iyi bekle o halde ben duşa giriyorum.” Kızın hırkasını alarak eve girmesiyle Demir de kafasını iki yana sallayarak Sidelyanın yarım bıraktığı kahvesini alıp içmeye başlamıştı, kızın hazırlanması uzun sürebiliyordu.
Demir verdiği sözleri tutmuştu. Sidelyayı toparlamıştı , Eskisinden bile iyi bir hale getirmişti, bütün hayallerini gerçekleştirmesine yardım etmişti, Sidelyayı Avrupanın en ünlü estetik cerrahlarından biri haline gelmesinde onun da katkısı büyüktü.
Vücuduna krem sürerken gözleri odasının boydan boya cam olan kısmından denize bakıyordu, sakinleştiriyordu, düşünmesini sağlıyordu.
“Sidelya geç kalıcaz.” Kapısının aniden vurulmasıyla sıçramıştı Sidelya, dalıyordu, hala bazen dalgınlaşıyordu.
” Tamam üzerimi giyinip geliyorum.” Özenle maşaladığı uzun saçlarını geri atıp üzerindeki saten sabahlığı sıyırdı Sidelya, dolabından büyük bir kararsızlıkla seçtiği kıyafetleri üzerine geçirirken bugün yapması gerekenleri kafasında listeliyordu. Çantasına ihtiyacı olan şeyleri atarken kapısının yeniden sertçe çalınmasıyla sinirle bağırdı.
” Demir bir daha kapımı çalarsan seni işten de evimden kovucam.”
” işten kovamazsın ben o klinikte hissem var.”
” Yüzde 10luk hissesini satın alıp yine kovarım tepemin tasını attırma.” Topuklularını giymeye çalışırken odasından çıkmış ve son sözlerini söylemişti Sidelya. Demir kızın inatçı sözleriyle gözlerini devirip kızı sırtından hafifçe ittirmişti hadi çıkalım manasında.
“ Günaydın Sidelya hanım.” asistanın arabasının önünde onu karşılamasıyla gülümseyerek karşılık verdi.
“Günaydın Senacım.” Asistanın özellikle Türk olmasını istemişti, iyi derecede İtalyanca konuşabiliyor olsa da asistan Türk olursa daha iyi anlaşılırdı.
” Bugün yoğun bir program yok, Türkiyedeki ortaklarla da Demir beyin zoom görüşmesi var, sizin işlerinizin tamamı klinikte.” Arabanın içine yerleşirken Senanın anlattıklarına kafa sallamakla yetiniyordu Sidelya.
“Furkan aradı mı?”
“Hayır, henüz dönüş sağlamadı Sidelya hanım.”
“Furkana mesaj at işi bağlar bağlamaz beni arasın.”
“Peki.”
” Türkiyedekiler sorun çıkarmaz umarım.” Demirin sözleriyle akıp giden yoldan bakışlarını ona çevirmişti Sidelya.
” Çıkarırlarsa hallet Demir. “
” Niye bu denli ısrarcısın Türkiye konusunda.”
” Orası benim vatanım, senin de vatanın, Avrupada bu denli aktifken kendi vatanımızda adımızı bilen sadece yurt dışındaki haberleri takip eden insanlar artı olarak oranın toprağında doğup büyüdük, oraya hizmet vermemek bencillik olur.” Demir kızın sözleriyle gözlerini yola çevirdi, istediğini yaptırmadan durmuyordu.
” Anlaşıldığımı umuyorum Demir.” Sidelyanın ısrarcı sesine kısa bir baş sallamasıyla cevap verdi Demir.
” Güzel, Senacım hastalarımın randevularını liste yaptıysan alabilir miyim lütfen?” Sena Sidelyanın sanki bunu demesini bekliyormuş gibi anında elindeki tableti patronuna uzatırken yandan da Demire bakıyordu, Sidelya hanımla en çok zıtlaşan ortak Demir beydi.
Arabanın durmasıyla Sena hızla inerken Demir Sidelyanın inmesini bekledi. Peş peşe arabadan inerken kliniğinde gezdirdi bakışlarını Sidelya, hayatı burasıydı, yaşama anlamlarından biri burasıydı.
“Ben zoom toplantısına geçiyorum, haberleşiriz canım.” Demirin omzuna dokunarak ilerideki odasına yönelmesiyle Sidelya da bekleme alanındaki hastalara hafif tebessümlerle yukarıdaki odasına çıkan merdivenlere yöneldi. Tamamiyle beyaz olan odasına girdiğinde cam kapıyı kapatarak dışarıdan gelen sesleri engelledi. Rahat koltuğa kendini atarken hafifçe ağrıyan belini rahat bir konuma getirdi. Kafasını arkaya yaslarken çalan telefonuyla sıkıntılı bir nefes vererek çantasına uzandı.
cemre🩷 görüntülü arıyor…
sıkıntılı nefesi gülümseye dönüşürken yanıtladı aramayı. Ekranda yiğeninin yüzünü görmesiyle gülümsemi büyüdü.
“teyzoş.”
“teyzoşumm, günaydın aşkım.”
”günaydın teyzoş, bakkkk bana aldıkların geldi “Yiğeninin elindeki uzun zaman önce ona alıp gönderdiği hediyeleri görünce kaşları hafifçe çatıldı.
“ her şey sağlam demi teyzoşum.”
” Sağlam teyzoş teşekkür ederim ama annem sana çok kızdı.”
“ sen mutlu olduysan önemi yok.”
”oldum teyzoş teşekkür ederim, annemi veriyorum görüşürüz.” Ekranda arkadaşının sinirli yüzünü görmesiyle rahatça geri yaslandı.
“Sana inanamıyorum Sidelya, bu denli hediyeye ne gerek vardı.“
”keyfim istedi ve aldım sanane, yiğenimle arama girmesene kıskanç kadın.”
” Arkadaşım 3 kutu şekerle çikolata , 4 kutu oyuncak, 2 kutu da kıyafet var burda.”
”ay cemre sanane, canım istedi içimden geldi.”
“ sağlıksız bide hepsi.”
” Yalan söyleme be, çikolataların hepsi hem vegan hem laktosuz hem de şekersiz.”
“ yine de çok fazla bunlar.”
“ hatalarımı telafi ediyorum, bırak da biraz olsun vicdanımı rahatlatıyım.”
“Bi hata yapmadın, ne emir ne ben sana kızgınız hem düğünü de Aselin doğumunda gelmen ve benimle doğuma girmende telafi ettin Sidelya, lütfen şu vicdanın rahatlasın artık.” Arkadaşının oldukça ciddi sözleriyle rahatça oturduğu koltuğunda kıpırdandı biraz. Düğününe gidememişti, en yakın arkadaşının düğününde olamamıştı, hala buna üzülüyordu, Cemre ve eşi Emir ona kızmamıştı ama yine de Sidelya affedememişti kendisini.
”parlanın düğününe gidiceksin ama demi?”
“Bilmiyorum yoğun olmazsam belki.”
“Parla seni affetmez.”
“Bilmiyorum canım bakıcam, şimdi işim var biraz sonra konuşuruz, öpüyorum.” Aramayı cemrenin bişey demesine fırsat vermeden sonlandırmıştı, parlanın düğünü demek fazla sosyallik demekti, yıllardır görmediği arkadaşlarının sevgi patlamaları demekti, Yavuz demekti. Derin bir nefes verirken kapısının aniden açılmasıyla ters bakışlarını içeri giren Furkan ve Demire çevirdi.
” Kapıda kocaman çalmadan girmeyin yazıyor.”
” Zaten cam, müsait olduğunu görüyoruz abartma.” Furkanın pişkinlikle söylediği sözlere göz devirdi bunun da hissesini alıp kovucaktı yakında.
” Nerdesin sen hem, 2 gündür haber de yok.”
” İşi bağlamaya çalışıyoruz herhalde, işi almadan gelme demedin mi?”
” Sanki her dediğimi yapıyorsun da.”
“Atışmayı keserseniz bir sorunumuz var.” Demir iki ortağının atışmasını bölerek kötü haberi vermeye çalışmıştı.
” Türkiyedeki ortaklar, İstanbula gelmemizi istiyorlar, özellikle senin gelmeni istiyorlar Sidelya.”
” sebep?” Furkanın sorduğu soruya Sidelya yanıt vermişti.
” sürekli bizim ayağımıza geldiler bizim de onlara gitmemizi istiyorlar, tamam olur.” Kızın kabul etmesiyle Furkan ve Demir bakışmışlardı, şu an inatlaşması lazımdı.
” Ne demek tamam olur.”
” Zaten Parlanın düğün hazırlıklarına gitmem lazım, her ikisini birleştiririz, Parlanın düğününe gittiğimizde de kliniğin açılışını yaparız olur biter.” Furkanın kafa sallayarak odadan çıkmasıyla Sidelya işine dönmeye hazırlanıyordu ki Demirin sesiyle durmak zorunda kalmıştı.
” Emin misin?”
” Neden emin olmuyum?”
” parla uygarla evleniyor Sidelya, uygar nerdeyse Yavuz ordadır.”
” yavuz orda diye arkadaşımın düğününe gitmiyim mi?”
” Yani sonra ziyaret edebiliriz.”
” Olmaz öyle şey parla çok kırılır, Hem Yavuz orda diye napabilirim illa ki karşılıcaz.” Demirin kararsız yüzüne bakarken sözlerine devam etti Sidelya.” Demir ben onları aştım, Yavuzla biz her çift gibi bir ilişki yaşadık evet biraz kötü ayrıldık ama sonuç olarak ayrıldık ve ayrı yollara gittik, iki medeni insan gibi aynı ortamda bulunabiliriz bunda bir sakınca yok, lütfen gereksiz endişe yaparak beni de germe. “ Kızın odasından telefonunu alarak çıkmasıyla Demir geri yaslanarak aklındakilerinin dudaklarının arasından çıkmasına izin verdi.
” keşke her ikiniz de aşkınızı unutabilmiş olsaydınız.”
THE ENDDDD
CANOLARIM NAPIYORSUNUZZZ?
ÖZLEDİNİZ Mİ BENİ?
AZCIK ARA VERDİK AMA ÖZLEMİŞ OLABİLİRSİNİZ TABİ. SİDOŞUMUZ NASI AMA , BİG BOSS. WONDER WOMAN GİBİ KADIN VALLA . CEMRE EVLENDİ ÇOCUĞU OLDU.
EVETTT BU BÖLÜM SİDOŞU ANLATTIK SİDOŞLA AZICIK ÖZLEM GİDERİN YAVUZCUĞUMUZA SIRA GELİCEK.
BU ARADA ÖNCEKİ BÖLÜMLERDE DÜZENLEMELER YAPTIM AKÇACILAR, BAZI YERLERE SAHNE EKLEDİM ÖZELLİKLE DEMİRİN KİM OLDUĞUNA DAİR BİR SAHNE EKLEDİM. ÇİFTE ISINAMADIM DİYENLER YENİDEN OKUYABİLİRLER ÖNCEKİ BÖLÜMLERİ.
BÖLÜM NASILDI BU ARADA?
AŞAĞIYA SİDOŞU, EVİNİ VE KLİNİĞİNİ BIRAKTIM KAFANIZDA İYİCE OTURSUN DİYE.
OYLARINIZI VE GÜZEL YORUMLARINIZI UNUTMAYIN.
SİZİ SEVİYORUMMM🤍
sidoşumuz 🤍


Sidoşun evi





Sidoşun kliniği







Sid 31
yavuz 35
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |