Bölüm 23

Oyları başlamadan alıyım akçacılar…

“Ay çıldırıcam gerçekten” sidelya kuaförün ona garip garip bakmasına aldırmadan arkasındaki arkadaşlarına doğru bağırmıştı.

” Kuzum emin ol sen çıldırırken bizi de çıldırtıyorsun.” Cemrenin sözleriyle dudaklarını kemirmeye devam etmişti Sidelya.

“ sidelya hanım çıldırırken çok kıpırdamadan çıldırsak da saçınız bozulmasa.” Kuaförün sözleriyle aynadan ona bakıp gözlerini kapatmıştı tamam anlamında.

” Yavuz yazdı mı bir bakın.” Sidelyanın telefonunu elinde kız kardeşlik görevi olarak sayarak tuttuğu Zümra ekrana bir defa tıkladı.

” Hayır.”

” Babam nerde?”

” Aşağıda amcamlarla.”

” Tembihlediniz demi? İstenince kızım ne derse desin ben hallederim gerisini. Ya da eşim sen ne dersin desin annem de halleder. Ya da isteme olmasın ben kurbanlık koyun muyum niye isteniyorum ki?” Sidelyanın ard arda duraksamadan konuşmasıyla Parla uzanıp arkadaşının elini tutup durdurmuştu onu.

” Lütfen sakin ol, bişey olmuycak, gelicekler istiycekler ve her şey çok güzel olucak.”
“Ya bir sorun çıkarsa.”

” Çıkmıycak sidoş en kötü vermiyorum kızımı der giderler yarın akşam bi daha gelip isterler seni.” Cenkin sözleriyle Sidelyanın biraz azalmış gerginliği artmıştı.

” Ya vermiyorum derse gerçekten.” Hiç kimsenin cevap vermeye mecali yokken zümranın elindeki çalmaya başlayan telefonla zümra adeta telefonu fırlatmıştı.

Yavuz🤍 arıyor

“bu sıçtığımın telefona bakmıycaksan neden var Yavuz.”

” Aşkım işim vardı.”

” Ya ne işin olabilir siz geliceksiniz istiyceksiniz bir damatlık giyiceksin ne kadar zor olabilir.”

” Tamam hayatım haklısın özür dilerim.”

” Ben çok gerginim, ya vermezse babam, ya çıkın gidin derse.”

” Çıkın gidin derse çıkıp gideriz ertesi gün bi daha geliriz güzelim.”

”ya yine vermezse ya sen vazgeçersen benden.”

” Sidelya iki cihan bir araya gelse, dağlar ovalar yarılsa ben senden vazgeçmem, vermiyorsa en kötü kaçırırım seni kıyarız nikahı öyle isterim bu defa vermek zorunda kalır.”

” Tamam,”

” rahatladın mı?”

” rahatladım.”

” Güzel, keyiflice hazırlan , arkadaşlarına da kendine de dünyayı dar etme, iki saate ordayız, seni seviyorum.”

” Seni seviyorum.”

telefonu kapatıp yeniden kız kardeşine verirken sakince arkasına yaslanıp saçlarını rahatça kuaförün eline bıraktı.

”Elbisen geldi, topukluların da burda, klima da açık, rahatsız olduğun bişey var mı ?” Furkanın çevresinde sürekli bişey ayarlayarak dolanmasına sadece kaşlarını kaldırmıştı Sidelya, şu an keyifliydi ve bozulmazdı.

” Sağol canım.” Sidelyanın sakinliğiyle duraksadı Furkan.

” Lan az evvel terör estirdin iki saniye yavuzla konuşunca mı pamuğa döndün.”

” Beni yorma Furkan.” Furkan kendini yorgunlukla sidelyanın çarprazındaki koltuğa atarken gözlerini deviriyordu.

bir buçuk saate Sidelya hazır olurken etrafı denetliyordu.

” Anne içeri çok mu soğuk ki ? Klimayı azcık kıssalar mı?” Kızının ortada dolanmasıyla derin bir nefes verip oturduğu yerden ayaklandı Deniz hanım.

” Değil annecim hadi gel otur biraz.” Annesinin yönlendirmesiyle otururken amcasının ve dedesinin yanında oturan babasına ters ters bakmayı ihmal etmemişti Sidelya.

” Ne bakıyorsun öyle.” Babasının sesiyle göz devirirken on beş dakika önceki kavgayı yinelememek için annesine dönmüştü.

” Lütfen eşine sahip ol anne bir sorun çıkarmasın.” Deniz hanım arada kalmanın verdiği rahatsızlıkla kızının saçlarının uçlarını bozmamaya özen göstererek düzeltirken başını sallamıştı.

Kapının aniden çalmasıyla yeni oturmuş Sidelya fırlarken Zümra elindeki telefondaki canlı konumu takip etmeyi unuttuğu şokunu ablasına belli etmemeye çalışıyordu.

Kapıyı aile bireyleri dizilerken Sidelya söylenerek kapının orada bekliyordu.

” Sübhaneke boncuğu gibi dizilmişsiniz bu ne böyle ya.” Sidelyanın sözlerine çoğu aynı anda göz devirirken Sidelya cemreye dönmüş saçının ,üstünün düzgün olduğuna emin olduktan sonra kapıyı açmıştı.

” Hoşgeldiniz.” Sözlüsünün elinden gül buketini alırken Yavuzu hızlıca süzmüştü Sidelya. Yavuz sübhaneke boncuğu ekibine geçerken Sidelya da onun ardından gelen uzun kuyruğu karşılamakla meşguldu.

” hani aile arasında gelicekti bunlar, ne bitmez aileymiş bu.” Sidelya son kişiden sonra kapıyı ayağıyla kapatırken arkadaşlarına doğru söylenmişti.

”doğulu aileye gelin olma sorunsalı.” Zümranın sözleriyle hepsi kafa sallarken Sidelya elindeki koca buketi tutmaya çalışarak salona geçmişti. Kayınvalidesine gülücükler saçarak babasının inatla uzaklaştırdığı sandalyesini Yavuzunkine yaklaştırarak oturmuştu.

” Çok güzel olmuşsun.” Kulağına ulaşan kısık sesle gülümsemesi artarken gül buketini bir kez daha sabitlemeye çalışıp Yavuza kısa ama keyifli bir bakış atmıştı. Beş dakikalık hasbihalden sonra görümcesi ve eltisini de peşine takarak mutfağa geçmişti.

” Kahveye bişey katmadınız demi?” Sidelyanın telaşla sorduğu soruya Parla cevap vermişti.

” Tükürücektim de cemre sidelyayı bekle dedi.”

” Parla sakın tükürme, hiçbir şey koymuycam, keyiflice içsin kahvesini.”

” Yenge sen şaka mısın? Tabi ki koyucaksın. Zümra nerde tuz karabiber.” Yaseminin sözleriyle Zümra aradığı desteği bulmuş elinde hazır olan baharatları uzatmıştı.

” Ya ne gerek var .”

” ay yenge inan siz birbirinizi bunca sene beklediğiniz için kıyamıyorsunuz ama bende 20 senedir abim evlensin de küçükken yaptıklarını çıkarıyım diye bekliyorum.” Yaseminin inatçı sözlerine karşılık koymasına ses çıkartmamıştı.

Bol tuzlu ve acı kahveyi tepsideki diğer kahvelerin yanına karışıcak şekilde koyarken kimsenin bişey demesine fırsat vermeden ilk tepsiyi kapıp salona girmişti Sidelya, kahveyi önce kapının tam karşısındaki oturan nişanlısına verirken işaretli olana uzanmasıyla kaşlarını kaldırıp orta şekerli kahveyi göstermişti, Yavuz kaşlarını çatarken yine de sözlüsünün işaret ettiği kahveyi almış, Sidelya da tuzlu kahveyi Yavuzun solunda hafif mesafeyle oturan Furkana kakalamıştı.

Yavuz kahveyi içerken kızların heyecanı artarken normal şekilde içip indirmesiyle çoktan sözlüsünün yanına oturan Sidelyaya dönmüşlerdi ki Furkandan gelen öksürük sesiyle herkes ona dönmüştü.

” Bunu karıştırdın mı?” Furkan sitemkar şekilde Sidelyaya dönerken Sidelya oldukça rahat şekilde kafasını hafifçe iki yana salladı

” Yavuzun o kahveyi içmesine müsade edemezdim.” Yavuz sözlüsüne tebessüm ederken uzanıp Furkanın elindeki zıkkım gibi olan kahveyi almıştı.

“Bir kahveye dayanamıycaksam neden burda mertçe oturuyorum ki.” Yavuzun sözleri ardına kahveyi başına dikmesiyle bitirip önündeki masaya koyması bir olmuştu, Sidelya şaşkınlıkla bakarken Yavuza uzattığı suyu da reddetmesiyle iyice gözleri büyümüştü.

” Manyak o kahve seni tansiyon hastası eder.” Kısık sesle söylenmesiyle Yavuz bişey olmaz anlamında elini sallamış söze giren babasına odaklanmıştı.

” sizi rahatsız etme sebebimiz belli, oğlum kızımızı görmüş tanımış gönlünü vermiş, e kızımız da ona gönlünü açmış bize de allahın emri peygamberin kavliyle istemek düştü.” Sidelya gerginlikle babasına dönerken babasının kaşları çatık yüzüyle karşılaşınca elini aniden ağrı giren karnına atmıştı.

” Ay iç kanama.” Kısık sesle söylediği sözlerle Yavuz ona dönerken iyiyim iyiyim diyerek onu geri babasına döntürmüştü.

“ Benim iki tane kızım var ama her ikisi de kendine has Haluk bey, oğlunuz kızımı zamanında üzdü ama görüyorum ki hatalarını telafi etmiş ki kızım yeniden oğlunuza gönlünü vermiş, benim kızım istediyse bize pek laf düşmez, verdim gitti.” Babasının sözleriyle rahatlarken karnındaki elini akciğerlerinin üstüne atarak nefes vermişti.

Herkes keyiflice ikramlıkları yerken bir anda Yavuzun halalarının kendisini kaldırmasıyla çaresizce kayınvalidesine bakmıştı, allah ona pamuk gibi bir kayınvalide vermişti ama bir kayınvalidenin yirmi beş katına bedel olan her şeye karışan yavuzun halalarını da vermişti.

“ takı takılmadan olur mu hiç gelin hanım” en küçük halanın kendisiyle konuşmasıyla bakışlarını yardım dilenir gibi baktığı yavuzdan çekip ellerinde kutu kutu altınla bekleyen ekibe çevirmişti bakışlarını.

” Seni burdan değil Yavuz abi , hızır gelse zor kurtarır abla.” Zümranın kulağına söylediği sözlerle Sidelya sıkıntılı bir nefes verip kaderine razı gelerek beklemeye başlamıştı.

kısa zamanda beyaz elbisesinin her yeri altınlarla dolup taşarken Sidelyanın sırtı ağırlıktan kamburlaşmaya başlamıştı. En son Yavuzun halaların ve onun yandaşçısı olan akrabaların arasına dalıp onu kurtarmasıyla çölde su bulmuş insanlar gibi nişanlısının koluna yapışmıştı.

” Nolur kurtar beni Yavuz, altın zehirlenmesi yaşıycam yoksa.” Yavuz Sidelyanın sözlerine istemsizce gülerken annesine gel artık anlamında işaret etmiş sevgilisinin üzerindeki altınları azaltmaya başlamıştı.

” Canan hanım ben sizden altın istemiyorum, halalar ekibi yeterince taktı bence.” Sidelya kendisinin üzerindeki altınları çıkarmaya yardım eden kayınvalidesine sözleriyle yakın çevreyi güldürürken Canan hanım anlayışla gülümseyip gelininin saçlarını okşamıştı.

” Sen ne istiyorsan o lafımı boşuna etmedim kızı , ben sen ne istiyorsan onu yapıcam ama halaları birazcık daha mazur gör ben onların ayarını vericem yakında,” kayınvalidesinin sözlerine sadece kafa sallarken arkadan elinde siyah iki kutuyla gelen Yasemine gözlerini büyütmüştü.

” ben görümcemlerin huyunu bildiğim için senin bu zehirlenmenden sonra iyi gelicek bişeyler alıyım dedim.” Canan hanımın sözleri üzerine kutudan çıkan setle yüzündeki sıkıntılı ifade dağılmıştı Sidelyanın. Altınların tamamı kendi ailesinin taktığı ajda bilezikler dışı çıkarken boynuna kayınvalidesinin asil hediyesini takmıştı Sidelya.

kısa sürede babasından beklemiyceği bir performansla düğünün olabiliceği tarihler belirtilirken Canan hanım halaları sinir edicek şekilde her şeyin son kararını Sidelyaya verdirmişti.

DIRIRIRIRM

AY ANNEMİ VE KENDİMİ YAZMAK NE GARİPTİ BE

BİR TAKIM İSTEMELER OLDU.

AY BU HALALAR GERÇEKTEN, DAHA DA BİR KÖTÜLÜYCEKTİM Kİ NEYSE DEDİM BABAMIN HATRI VAR.

NASILSINIZ BU ARADA, BÖLÜM NASILDI?

FURKAN YİNE KURBAN GİTTİ DJKDKDKDKDKD.

AŞAĞIYA CANAN HANIMIN GÜZEL HEDİYESİNİ, SİDOŞUN ELBİSESİNİ VE YAVUZU BIRAKTIM

OYLARI VE YORUMLARI UNUTMAYALIM AKÇACILAR.

SİZİ SEVİYORUMM.🤍🤍🤍