41. Bölüm
Yasemin / AKÇA / Bölüm 28-Final

Bölüm 28-Final

Yasemin
yasminkrc

Oyları başlamadan alıyım canolar, pp kesinlikle temsili bizimkiler kdkdkdkd

“YA VERSENEEE.” Kızının Cenkin kızına bağırışı ve elinden oyuncağı çekmeye çalışmasıyla bıkkın bir nefes verdi Sidelya.

” Nükhet, bebeğim rica ediyorum bağırma.” Annesinin kibarca konuşmasını hiç takmayarak oyuncağı çekiştirmeye devam etmişti Nükhet.

” Hele hele şuna bide rica ediyormuş, kızım sen bağıran çocukları iğne yaparım diye tehdit eden birisin.” Cenkin sözleriyle göz devirirken gelen anne sesiyle arkasındaki ağaca dönmüştü.

” Anne bak ben orman çocuğu oldum.” Oğlu Ayazı büyük çınar ağacının en tepesine çıkmış halde gördüğünde bıkkınlıkla kalkıcakken tam karşısındaki koltuklarda oturan Mustafa Kemalin okuduğu dünya klasikleri kitabını bırakarak kalkmasıyla duraksamıştı.

” Sen otur anne ben bakarım ona.” Minnetle en büyük oğlunun saçlarını okşamıştı Sidelya.

Aradan geçen 9 senede hayat Sidelyayla Yavuza 3 çocuk bahşetmişti, Mustafa Kemal Sidelya ve Yavuza göre dünyanın en sakin en akıllı çocukluğunu geçirmiş hala da öyleydi, onun bu sakinliği ardına Yavuz karısını ikna ederek 4 sene sonra bir tane daha yavruları olsun istemişti ama dünyaya gelen Ayaz abisinin yapmadığı yaramazlık hakkını da almış gibiydi, Ayazdan 2 sene sonra tamamen tesadüf eseri doğan Nükhet ise Sidelyanın annesine çektirdiği küçüklüğün bin beterini yaşatıyordu.

Kızının cırtlak sesiyle yeniden bağırmasıyla derin bir nefes alırken Cenkin sesiyle ona dönmüştü. “Lan sen buna hamileyken ekmeğe filan mı bastın, bu ne çingenelik.”

“Bi tık halasının bağırışlarını görüyorum ben.” Arkadan gelen kocasının sesiyle ayağa fırlamıştı Sidelya. 4 gündür yoktu, sonunda gelebilmişti.

” Aşkımmm.” İçli içli kocasına sarılırken Yavuz gülümseyerek karısının sarılmasına karşılık vermişti.

” Çok yordular demi?” Karısının seneler geçtikçe aklar düşen uzun saçlarını severken sormuştu cevabından emin olduğu soruyu.

” Çok değil efsane, Mustafa olmasa kafayı yerim.” Yavuz gülerken arkadan gelen dalların kırılma sesiyle ikisi de telaşla oraya dönmüşlerdi.

” Tuttum merak etmeyinn.” Mustafa kucağındaki Ayazı sıkı sıkı tutarken Ayaz korkmuş halde abisine tutunmuştu.

” Bu çocuk benim sonum olucak.” Sidelya söylediği sözlere eş zamanlı parmağını Ayaza sallayarak sen çok oluyorsun mesajı vermişti.

”BABAMMMMMM.” Nükhetin bağırarak babasına koşmasıyla Sidelya gözlerini kapattı, kız kardeşinin baba sevgisini kimsenin geçemiyceğini düşünüyordu ama kızı Nükhet bütün kız çocuklarının baba düşkünlüğünü karşılıyordu.

” Babacımmmm seni çooooook özledim.” Babasının kucağına tırmanmış kıvırcık saçlarını bir oraya bir buraya atarak babasının yanağına öpücükler konduruyordu Nükhet.

” Babacım ben de seni çok özledim.” Nükhet sıkıca babasının boynuna sarılırken babasına doğru koşan Ayaz abisine yaklaşma manasında çığlık atmıştı.

” Nükhet, Yavuz sadece senin baban değil, abilerinin sarılmasına izin ver.” Nükhet çığlıklarıyla abilerini uzaklaştırırken annesinin uyarısıyla babasının boynuna sıkıca sarılarak çığlık atmayı kesmişti.

” Baba ben ağaca çıktım.” Ayaz da babasının kucağına çıkarken söylediği sözlerle Yavuz hafifçe kaşlarını çatmıştı.

” Hani ağaca çıkmak yoktu, abin olmasa bir yerini kırardın.” Babasının hafif kızgın sesiyle kafasını gökyüzüne kaldırarak duymamış gibi yapmıştı Ayaz. Boynuna giren elle huylanarak kahka atmasıyla annesine dönmüştü.

” Ya anne gıdıklamasanaaa.” Sidelya Ayazın keyifli yüzüyle kucağına alırken Mustafanın da babasına sarılması için yer açmıştı.

” Hoşgeldin baba.” Mustafa Kemal sakince babasının eğilmiş vücuduna sarılırken babası da oğlunun saçlarını okşayarak öpmüştü,

” Hoşbuldum oğlum, annene yardımcı olduğun için teşekkür ederim.” Annesine en çok destek olan çocuğu Mustafa Kemaldi ve bu Yavuza da Sidelyaya da göre takdire şayandı. Yavuz son kez Mustafa Kemalin saçlarını öperek eğildiği yerden dorulmuştu.

” rica ederim.” Sakince annesine dönmüştü ki Ayazın saçında gördüğü şeylerle telaşlanmıştı.

” anne kıpırdamayın” hepsi Mustafa Kemale dönerken , Mustafa Kemal Ayazı annesinin kucağından indirmeye çabalıyordu.

” noldu?”
“Ayazın saçında yapraklar var.” Sidelya telaşı bir yana bırakarak oğlunu abisine vermişti.

“ seni çabuk yıkamamız lazım.” Mustafa Kemal kucağındaki Ayazı sağ sola sallayarak koşarken Sidelya oğlunun titizliğinin nasıl bu kadar kocasına benzediğine bir kez daha hayret etmişti.

” Mustafa ben yıkarım sen gell.” Annesinin bağırışına gerek yok diye bağırırken Sidelya kocasına dönmüştü.

” E ama yaprak varmış saçlarında.” Yavuz Sidelyanın aynı sen cümlesini kullanacağını bildiği için oğlunu savunurken Sidelya gülerek kızını kocasından ayırmaya çalıştı.

” Nükhet ,Cansu seni bekliyor hadi bırak babanı.” Sidelyanın Nükheti çekmeye çalışırken söylediği sözlerle Yavuz da kızına sarılmıştı.

” Az daha sarılalım sonra gider Cansunun yanına.” Kocasına hayret dolu bakışlar atarken ne haliniz varsa görün anlamında arkadaşının yanına ilerlemişti.

Cenk Yavuzun gelmesiyle aile içi özlem gidermeye çok engel olmamak için ailesini toparlayıp kalkarken Sidelya çocukları yatırıp yorgunlukla uzanan kocasının kolunun altına girmişti.

“Kim dedi bize bu kadar çocuk yapalım diye” Sidelya yorgunlukla konuşurken Yavuz gülerek karısının saçlarını öpmüştü.

” Mustafa Kemal çok akıllıydı ondan yola çıktık ama pek öyle olmadı güzelim.” Sidelya yüzünü kocasının boynuna saklarken yorgunlukla gözlerini yummuştu.

“Neyseki zeka seviyeleri yüksek, bide asalak çocuklarımız olduğunu düşünsene.” Sidelyanın olayları değerlendirme şekline gülerken yavaşça açılan kapıya çevirmişti bakışlarını Yavuz.

” Baba ben bugün sizle uyusam olmaz mı?” Kapının yamacında elinde yere değen tavşanı ve pembe pijamalarıyla duran Nükhete gülümseyerek eliyle yanına vurmuştu gel anlamında.

” Sadece bugünlük Nükhet, burası anne ve babanın odası.” Sidelyanın kuralları hatırlatmasına bakmadan çoktan babasının kucağına çıkarak babasının göğsüne uzanmıştı Nükhet.

” Annee” bu defa Kapıdan gelen Ayazın sesiyle ona da gel yapmışlardı.

” Abin nerde?” Yavuzun sesiyle Ayazın aklına abisi gelirken abisini de getirmek için kalkan annesinden önce fırlamıştı. Sidelya odadan koşarak çıkan oğluna gülümserken yeniden kalktığı yere atarak yönünü kocasının göğsünde yatan kızına çevirmişti.

Annesi ve babasının sürekli kendi çocukluğuna benzettiği kızının yeşil yeşil bakan gözlerine bakarken burnuna öpücük kondurdu. Nükhet gülerek annesinin yanağına elini atarken Yavuz ikisinin bu hallerini huzurla izliyordu.

” Anne hani burda uyumak yasaktı.” Söylenerek gelen Mustafa Kemalle yüzünü Nükhetten kurtararak oğluna döndü Sidelya.

” Hala yasak annecim ama bugünlük uyuyabilirsiniz.” Mustafa Kemal annesinin içini rahatlatmasıyla yatakta nereye yatıcağına göz gezdirdi, babasının kucağı doluydu, babasıyla annesinin tam ortasına da Ayaz yatmıştı, kendisine de en sevdiği yer olan annesinin yanı kalmıştı. Mutlulukla annesinin kolunun altına girip göğsüne yatmasıyla annesi her zamanki gibi sıkıca sarmıştı oğlunu.

Kısa sürede hepsi uykuya dalarken gece Yavuz için oldukça huzursuzdu, Ayaz öyle bir yatmıştı ki karısına temas edemiyordu, gece üç saatlik uykudan sonra sabahın erken saatlerinde kalkarken kucağında uyuyan karısının kopyası olan kızının kıvırcık saçlarına parmağını dolayıp çözüyordu.

“Baba.” Mustafa kemalin sesini duymasıyla başını şaşırmayarak soluna çevirmişti Yavuz.

” Günaydın aslan oğlum. Gel yanıma.” Mustafa Kemal annesinin kendini sarmış elini yavaşça annesinin diğer kısmında olan Ayazın üzerine koyarak yatağın diğer tarafına babasının kolunun altına gitmişti.

” Napıcaz senin de bu az uyumalarını.” Yavuz oğlunun koyu saçlarını severken kısıkça konuşmuştu.

” Sende uyumuyorsun.”

”ben koca adamım, büyüyceğim kadar büyüdüm, sen daha büyüyceksin.”

” Ama uykum olmuyor.” Yavuz anlayışla gülümserken kendi çocukluk hali aklına düşmüştü. Kendisi de uyuyamazdı 4 5 saatten sonra.

” Benimde olmuyordu.” Mustafa kemal rahatlamayla babasına daha çok sarılırken Yavuz diğer elini Nükhetten çekerek karısının Mustafanın kalkması üzerine kendinin olduğu tarafa dönerek sarıldığı Ayazın ayağına atmıştı. Eğer tutmasaydı oğlu ayağını annesinin karnına atardı.

“Ayaz çok deli uyuyor baba.” Büyük oğlunun laflarına sessizce gülerken kafasını sallamıştı Yavuz, haklıydı. Sidelya da kısa sürede uyanırken Mustafayla babasının keyiflice yatmasına gülümsemişti.

” Yine bir sabah ve yine erken uyanan baba oğul.” Ayazı uyandırmamaya çalışarak kucağına alırken Yavuz ve Mustafa Kemalle dalga geçmişti.

” Günaydın güzelim.”

” Günaydın anne.” Her ikisine de öpücük atarken kucağındaki oğlunun saçlarını sevmeye başlamıştı.

Mustafa Kemal genellikle babasına benzerken Ayaz kesinlikle tıpatıp babasıydı, Sidelya kocasının özlemini iki oğluyla giderirken minik kızının da tamamen kendisine benzemesiyle Yavuzun da keyfi ikiye katlanmıştı.

” Ayaz okula geç kalıcaksın.” Aşağıdan bağıran annesiyle poposunu devirip yatmaya devam etmişti Ayaz, okuldan nefret ediyordu uykusunu bölmekten daha çok nefret ediyordu. En sonunda babasının onu kucaklayıp lavaboda yüzünü zorla yıkamasıyla üzerini giyinmeye gitmişti.

”Baba beni de işe götürsene.” Elbisesinin eteğini iki yana sallayarak cilveli konuşan Nükhetle göz devirdi Sidelya.

” Napalım biliyor musunuz? Siz ikinizi birbirinize bantlayalım öyle gezin.” Nükhet annesinin dediklerini ciddiye alırken yeşil gözlerini büyüterek başını sallamıştı.

” Ay saçmalama yavrum ya, baban işe abinler okula gidicek sende benimle kliniğe geliceksin.” Sidelya kızının ciddiye aldığı lafları suya düşürürken Nükhet elinden tavşanını bırakmadan mutsuzlukla kollarını birbirine bağlamıştı.

Evden zorlukla çıkarlarken oğullarını kocasına emanet etmiş kendisi kızını zapt etmeye çalışarak kliniğe gitmişti.

” Furkan Dayıııııı.” Kızının kliniği inleticek derecede bağırarak Furkana koşmasıyla kendisi hem kendi hem kızının çantasını taşıyarak arkadan sakince geliyordu Sidelya.

” Cimcimem sen yine mi geldin?”

”bugün benim okulum yok o yüzden geldim.” Nükhetle Furkan oldukça eğlenirken Sidelya kızını ona emanet ederek Ayaz anaokulundan gelene kadar rahatça çalışmak için odasına geçmişti.

”Ben çok sıkıldımm.” Oğlu ayazın sesiyle sıkıntıyla nefesini verdi.

” Tamam hadi gidelim, al çantanı, hadi.” Sidelya sonunda ayaklanırken oğlu keyifle çantasını sırtına takıp annesinin kendisine uzattığı elini tuttu.

” Nükhet hadi bebeğim eve gidiyoruz.” Annesinin sesiyle Furkan dayısının kucağından atlayarak yaptığı resimle beraber annesine koşmuştu.

” Ay bana mı yaptın?” Sidelya şefkatle resme uzanmıştı ki Nükhetin bir anda resmi geri çekmesiyle duraksamıştı.

” Babama yaptım.” Nükhet önünden poposunu kıvırtarak geçerken Sidelyanın yüzü buruşmuştu, Furkan kahka atarken Nükhet çoktan kliniğin sahibi edasıyla hastalara selam veriyordu.

“Lan küçük paracı, naber?” Furkanın Ayazla iletişimine gözlerini büyüterek bakarken Furkan Sidelyayı hiç takmamıştı.

” İşler kesat dayı ya, artık öğretmenler benim numaraları hemen anlıyorlar.” Ayaz oldukça parayı severek dolandırıcılık yapıyordu. Geçen hafta okulda oyuncaklarla oynamak dakikası 5 lira diyerek para toplamıştı.

”ama Ayazda artık söz verdi öyle kötü şeyler yapmıycak dayısı.” Elini oğlunun saçlarına atarken söylemişti uyarı dolu sözlerini Sidelya.

Nükheti hastalardan kopararak alırken Mustafa Kemali okuldan alıp eve geçmişlerdi.
Mustafa Kemal elindeki kitabı okurken bir anda annesinin Ayazla oturduğu televizyon karşısındaki koltuğa gelmesiyle Sidelyanın bakışları oğluna dönmüştü.

” Annem.” Oğlunun içli içli annem demesiyle elini Mustafanın yanağına atarken devamında gelicek cümleyi beklemişti.

” Ben de senin gibi doktor olucam.”
“Olursun annecim, sen istersen olursun.” Annesinin sözleri üzerine kolunun altına girerken Nükhetten gelen sesle gurur dolu anı yarıda kesilmişti.

” Ben dansöz olucam.” Yavuz oyun oynadığı kızına şokla bakarken Sidelya elini alnına atıp gözlerini kapatmıştı.

” Kızım o ne biçim söz bir dolu meslek var, avukat ol, doktor ol, eczacı ol, dansöz nedir?” Yavuz gerginlikle konuşurken Nükhetin omuzunu kaldırıp indirmesiyle çaresiz bakışlarını karısına çevirmişti ki Ayazdan gelen cümleyle bir darbe daha yemişti.

“İkiniz de safsınız, ben dolandırıcı olucam, bütün paraları topluycam.”

“Niyeyse hiç şaşırmadım bu düşüncene yavrucum.” Sidelya bıkkınlıkla kolunun altındaki Ayaza sözlerini söylerken Yavuz şokla oğluna bakıyordu.

” Sen küçücük aklınla nasıl böyle şeyler düşünüyorsun oğlum. Senin yaşıtların daha okula giderken ağlıyorlar.”

” Ya ya bizimki de annesine son kez sarılma vaadiyle o ağlayan çocuklardan para topluyor.” Sidelyanın sözleriyle Yavuz oğlunun yaptıklarını hatırlamıştı.

” Sana parasal işleri yasaklıyorum Ayaz Karaca.” Babasının ciddi sesiyle sıkıntılı bir nefes verip annesine çevirdi bakışlarını, ne diye hatırlatıyordu ki şimdi.

 

DIRIRIMMMM

AY ÇOK DUYGUSALIM ŞU AN BİTİRDİK KİTABIMIZIII.

NASILDI FİNAL BÖLÜMÜ?

NÜKHETİN BABA AŞKI, AYAZIN PARA SEVDASI VE MUSTAFANIN OLGUNLUĞU NASILDI?

EN TATLI HANGİSİ SİZCE?

SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM, BUNCA BÖLÜM, BUNCA ZAMAN BERABERDİK AKÇACILAR.

AŞAĞIYA BİR DOLU TEMSİLİ FOTOĞRAF BIRAKTIM.

ÖZEL BÖLÜMLER OLUCAK, TAMAMEN VEDALAŞMIYORUZ ÜZÜLMEYİNN.

SİZLERİ ÇOOOOK SEVİYORUMMM, İYİ Kİ VARSINIZ.🤍🤍

 


Bölüm : 24.07.2025 11:55 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...