42. Bölüm

Bölüm 29-ÖZEL

Yasemin
yasminkrc

OYLARI SON KEZ BAŞLAMADAN ALIYIM AKÇACILAR.

“SA-NA-NE!” Kızının bağırışıyla umutsuzca gözlerini kapattı Sidelya, neden kınadığı çoğu şey kızında vardı ki

” Ne demek sanane kızım, abinim ben senin tabi ki banane olamaz.” Ayazın sözleriyle umutsuzca gözlerini açmadan başını eline yasladı.

” Ya sen benim sevgilime karışamazsın.”

” Bal gibi de karışırım.”

”Karışamazsın, karışamaz demi anne?” Aniden kızının kendisine yönelttiği soruyla gözlerini açıp üç çocuğunun kendisine merakla baktığı gözlerinin altında kalmıştı.

” Beni bulaştırmayın.”
“Bak karışabilirmişim.” Ayazın sözleriyle Sidelya masum bakışlarını tehtid ediciye döndürmüştü

“Karışabilirsin demedim Ayaz.”

” Anne hırbonun biri kız kardeşimle sevgili olma gibi bir hataya düşmüş tabi ki karışıcam ki çocuk ölmesin.” Ayazın şiddet dolu sözleriyle göz devirdi Sidelya.

” Olayı adam gibi anlatırsanız yorumu daha düzgün yapıcam.” Çocukları eve geldiğinden beri kavga ediyordu, olayı tahmin ediyordu ama detay bilmiyordu.

” Biz bunu okuldan almaya gittik sorumlu abiler olarak bi baktık ki bizim canımız kız kardeşimiz bir herifle kol kola.” Ayazın sinirle anlattıklarıyla tek kaşı kalkmıştı Sidelyanın.

” Eee ne var bunda?”

” Ne demek ne var anne gizlemiş hepimizden, senden de.”

” Yoo benim haberim var, kız kardeşiniz ilk bana söyledi.” Sidelyanın sözleriyle kurşun yemiş gibi abisine döndü Ayaz, abisinin de en az kendi kadar şaşkınlıkla annesine bakıyor oluşuyla biraz rahatlamıştı.

” Her ikiniz gibi onun da ilişkisi olabilir.” Sidelya kızını savunmaya geçmişti ki Mustafanın sinirle doğrulmasıyla duraksamıştı.

” Olamaz demiyoruz anne ama kimse de bizim karşımızda öyle elini kolunu Nükhetin sağına soluna atamaz.” Burda Nükhetten acı bir ses gelmişti.

” Mustafa abim çocuğun burnunu kırdı anne.” Sidelya şokla büyük oğluna dönerken Mustafa oldukça rahattı.

” Ne demek kırdı?”

” Kırmadım burnu yamuktu bedavadan estetik bir hamle yaptım.” Oğlunun sözlerine kınayıcı bakışlar atmaya devam etmişti Sidelya, karşısında resmen Yavuzun gençliği vardı, aynı kıskançlık, aynı öfke.

” Artık sizin yüzünüzden beni sevmiycek.” Kızının ağlamaklı sesiyle kendi vericeği cevabı oğlundan duymasıyla duraksamıştı.

” Bir dayak yüzünden seni sevmekten vazgeçiyorsa zaten seni hiç sevmemiş demektir, bak bana kaç defa dayak yedim pes ettim mi?” Ayazın sözleriyle kızının suratında kendisinin alaycılığı oluşmuştu.

” Hangi sevgilinin abisinden yedin acaba sen? Saatlik değiştiği için zamparalıktan yemişsindir sen.” Nükhetin Ağır laf sokmasının ardından ayaklanıp keyifsizce odasına çıkmasıyla oğullarına en ters bakışlarından birini attı Sidelya. Konuşmaya başlıycakken çalan kapıyla parmağını siz görürsünüz anlamında sallayıp ayaklanmıştı.

” canımm.” Kocasının kendisini sevgiyle öpmesiyle Sidelya da ellerini hala geniş olan omuzlarına sarmıştı.

” Hoşgeldin.” Hoşbulduk anlamında kafa sallarken içeride keyifsizce oturan oğullarını görünce kaşları çatılmıştı.

” Nükhet nerde?” Yavuzun sorusuyla Sidelya kalktığı yere oturarak bacak bacak üzerine attı.

” Anlatmak ister misiniz?” Annesinin sözleriyle ikisi de birbirine bakıp keyifsizce önlerine dönmüşlerdi.

” Kız kardeşlerinin sevgilisini dövdükleri için Nükhet odasında hayatım.” Yavuzun sevgili sözüyle kaşları daha çok çatılırken oğullarına dövdü.

” Hanginiz dövdü?” Mustafa düz ifadesiyle çenesini oynatarak elini kaldırınca Yavuz duraksamıştı, bunu Ayazdan bekliyordu.

” Sebep?”

” Ne sebebi baba? Bi baktık elini bizim kızın beline atmış.” Ayazın hala aynı gerginlikle konuşmasıyla annesinin sert bakışlarına hedef olması bir olmuştu.

” Bende senin kafanı bir kırarsam görürsün ne sebebini Ayaz efendi, medeniyetsiz medeniyetsiz hareketler.”

” Neden dövdün?” Yavuz büyük oğluna odaklanırken Mustafa annesinin kopyası olan gözlerini babasına dikerek neden dövmeyim anlamında başını oynattı.

” Senin sevgilin var demi?” Babasının sorusuyla kaşlarını çatarak başını salladı, biliyorlardı, Uygar amcasının kızı Aylayla senelerdir sevgiliydi.

” Var hatta senelerdir yemeğe, çaya, düğüne, etkinliklere hep beraber geliyorsunuz. Hiç benden ya da annenden ya da en önemlisi kız kardeşinden ters bir tepki aldın mı Mustafa Kemal?” Babasının sorusuyla başını iki yana salladı, almamıştı.

” Ya sen, hıyar herif, çorap değiştirir gibi sevgili değiştiriyorsun seni o kadar uyarıp kızıyoruz Nükhet sana bağırıyor mu? Ben cevap veriyim hayır! Aksine seni koruyor açıklarını kapatıyor.” Yavuz bu defa Ayaza dönerken Ayaz duraksamıştı. Fazlasıyla hızlı bir ilişki hayatı vardı.

”Nükhet benim canım, sizin de canınız biliyorum, ne hissettiğinizi anlıyorum, halanızdan alışığım ama kalkıp bir kere bile halanızın sevgililerine bir kez bile el kaldırmadım. Ne kadar sinirlenirseniz sinirlenin ne kadar kıskanırsanız kıskanın kız kardeşiniz o çocuğu sevmiş ve siz onun başını yere eğdiniz.” Babasının sözleriyle ikisi de duraksamıştı.

” Ben size bir kere el kaldırdım mı? Ya da anneniz size bir defa el kaldırdı mı? Siz neden şiddet kullanıyorsunuz?” Kocasının gerginlikle ettiği sözlerle etrafta sessizlik olurken Sidelya biraz daha sakinlikle büyük oğluna dönmüştü.

“Sen hipokrat yemini etmiycek misin? Ediceksin, önce zarar verme diyerek ediceksin. Nasıl zarar vererek insanlara şifa dağıtıcaksın.” Mustafa Kemal tıp okuyordu ve sonlara yaklaşmıştı, annesinin sözleriyle yüzü daha da düşmüştü, haklıydı.

“Biraz oturup düşünün sonra gidin kız kardeşinizden özür dileyin.” Babasının son sözleri üzerine ayaklanmasıyla ikisi de birbirine bakmıştı.

Yavuz hızlıca üzerini değiştirip kızının odasına giderken Sidelya kocasının yatakta dizlerini kendine çekmiş bir halde oturan kızlarına sarılmasını kapıya yaslanmış halde izliyordu.

” Duydun mu?” Nükhet babasının göğsüne yaslanırken hafif bir gerginlikle sormuştu sorusunu, Yavuz sıkıntıyla nefes alıp başını salladı, bu sevgili işi hiç hoşuna gitmemişti ama dicek bişey yoktu.

” Baba ben sana söyliycektim ama hani biraz daha zaman geçsin diye şey ettim.”

” Annenin haberi vardı demi?”

” Vardı ilk ona söyledim hatta sevgili olmadan önce söyledim.” Yavuzun sıkıntılı nefesi biraz rahatlarken kızının dalgalı saçlarını sevdi, en azından annesinden gizlememişti.

” Kim bu çocuk?” Kızına sakince sorduğu soruyla Nükhetin aniden heyecanla doğrulmasıyla şaşırmıştı.

” Adı Burak, bizim üniversite de ama o elektrik elektronik mühendisliği okuyor, 3. Sınıf, biz de arkadaşlarımız sayesinde tanıştık hani benim o fakültede bir arkadaşım var ya sizle tanıştırmıştım, onun arkadaşıymış öyle tanıştık yani.” Nükhetin nefes almadan anlattıklarıyla Yavuzun kaşları hafifçe çatılmıştı, bu ne heyecandı?

” Sana fotoğrafını gösterim mi baba?” Kızının heyecanla konuşmasına devam etmesiyle başını ufakça aşağı eğmişti sadece Yavuz, kızı telefonundan fotoğraf bulurken karısına çevirdi bakışlarını, gayet huzurluydu ifadesi bu ne böyle anlamında kafasını yana eğerken sidelya kaşlarını kaldırıp omuz silkmekle yetinmişti.

” Bak baba.” Kızının yüzüne tuttuğu telefonu alıp fotoğrafa odaklandı Yavuz, oğlanın koyu kahve saçları koyu gözleri vardı, kameraya gülümserken yanında oturan arkadaşının omzuna elini atmıştı, ikisinin de üzerinde fenerbahçe forması vardı.

” Fenerbahçeli mi?” Nükhet başını sallarken telefonunu geri almıştı.

“Baba.” Yeniden babasının kolunun altına girerken sorucağı soruya kendini hazırladı Nükhet.

” Kızım?”

” Kızdın mı?”

” Kızmadım ama kıskandım biraz.” Babasının dürüstçe dedikleriyle daha sıkı sarıldı Nükhet.

” Benim ilk aşkım hep sen olucaksın, hep önceliğim sen olucaksın baba.” Kızının sözleriyle gülümserken saçlarını öptü Yavuz. Seneler kızının kendine olan düşkünlüğünü hiç azaltmamıştı.

”Dedeni iyi anlıyorum şu an.” Nükhet kahka atarken Yavuzun bakışları yeniden karısına dönmüştü, yüzünde eğlenen bir ifade vardı. Nükhet babasına cevap vermek için dudaklarını aralıycakken camına gelen taşla duraksamıştı.

” O ne kız?” Babasının sorusuyla gözleri büyüyerek sevinçli bir çığlık atmıştı, sevgilisi gelmişti.

” Burak.” Yataktan ayaklanırken babasının şaşkın bakışlarına aldırmıyordu.

” Ne burağı?” Yavuz şaşkınlıkla sorarken Sidelya kocasını dışarı çekmeye çalışıyordu.

” Bırak camdan konuşsunlar gel sen.”
“Bu çocuk benim kızımın camına mı geliyor?” Sidelya cevap vermezken odanın kapısını çekip kocasını itelemişti.

”NÜKHET SAKIN TIRMANMASIN O ÇOCUK, TAMAM DEDİYSEK BOKUNU ÇIKARMAYIN.” Yavuz odanın kapısından bağırırken kızının tamam bağırışıyla karısının beline elini atarak aşağı inmişlerdi.

********

“Bence diğeri oğlum.” Kolunun altına yatar pozisyonda olan büyük oğlunun gösterdiği bilekliğe yorum yaparken sol tarafında karnına uzanmış halde yatan Ayazın da saçlarını okşuyordu Sidelya.

” Tamam ben bunu alırım.” Mustafanın dedikleriyle kafasını sallarken diğer elini de onun alnına koyarak saçlarını geriye doğru taramıştı.

Gözlerini diğer koltukta babasının karnına yatmış olan kızına çevirdi, babasıyla konuşmasından sonra sevgilisiyle barışmış, abilerinden de özürü keyfini yerine getirmişti.

” Baba sen hiç mi gizli saklı bişey yapmadın yani?” Kızının sorusuyla kocası hayır anlamında başını salladı.

” Kızım öyle bir imkanım yoktu, askeriyede nasıl yapıyım.”
“Anne sen?”

” Üniveristede mi?”

” Lise ve üniversitede.” Sidelya dudaklarını düşünür gibi büzerken aklına gelen şeyle gülümsemişti.

” Lisede soruları çalmıştık.”

” Ne?” Ayaz kendisine şokla dönerken Sidelya gülümsemişti.”

” Anne ben yaptığımda neden kızdın o zaman?” Ayaz liseyi de hareketli geçirmişti.

” Çok kızmamıştım.”

” Çok kızmamış mıydın? Anne bana iki hafta evin temizliğinde Esra teyzeye yardım ettirmiştin.” Sidelya aklına gelen anlarla gülümserken kocasına çevirmişti bakışlarını, o da oğulları gibi şaşkındı.

” Okuldan da kaçtım, kopya da çektim, soru da çaldım ve pişman değilim, lise hayatım çok eğlenceliydi.” Omuzlarını kaldırarak söyledikleriyle Ayazın isyanı artmıştı.

” Anne ben de bunların hepsini yaptım ve bana neler çektirdin?”


“Sende her yaptığını yakalatmasaydın, benim hiç disiplin suçum var mı? Yok, yapıyorsan yakalanma.” Annesinin söyledikleriyle doğrulup şüpheyle baktı Ayaz.

” Anneannemin bunlardan haberi var mı anne?” Annesi kafasını iki yana sallarken duraksadı Ayaz, annesi çok kurnazdı.

” Bende okuldan kaçmıştım.” Abisinin sözleriyle ona döndü, sen ne ara kaçtın lan bakışlarıyla.

” Ama annemin haberi vardı.”

” Kaçarken annemi arayıp ben okuldan kaçıyorum mu dedin?” Ayazın sorusuyla Mustafa Kemal kafa sallarken vay anasını anlamında elini bacağına vurmuştu Ayaz.

” Sen ne dedin anne?”

” Ne diycem kaç dedim.”
“Ya güzel annem benim niye ağzımdan burnumdan getirdin o zaman.”

” Sen gizli kaçtın, o haber vererek kaçtı ve yakalanmadı, sende kaçıp sonra ben kaçtım deseydin sana da kızmazdım.” Ayaz annesinin sözleriyle efkarlı şekilde kendini yeniden Sidelyanın kucağına bırakmıştı.

” Sen hep abime tolerans gösteriyorsun ben şamar oğlan mıyım?”

” Abin 4 senelik lise hayatında bir kere kaçtı Ayaz, senin yaptıklarını saysak 48 saati tamamlarız, annen her hafta müdürün odasındaydı.” Yavuzun sözleriyle sidelya başını iki yana sallamıştı, neler çekmişti.

”Bu inek ders çalışmaktan vakit bulamıyordu ki yaramazlığa.” Abisini işaret ederek söylediği sözlerle Mustafa tarafından yüzüne yastığı yemesi bir olmuştu.

” Ben en azından tıp okuyorum gerizekalı, sen işletmeye zor girdin.“

“Bi zeki sensin sanki bende tıp istesem bende oturup ineklerdim ama ben enayi olmadığım için ufak bir efor sarf ederek gelecekte senin çalıştığın hastaneyi satın alabilicek bir bölüm seçtim.” Mustafa kardeşinin sözlerine he he anlamında başını sallarken eline telefonunu almıştı.

” Sonuç olarak hepiniz güzelce bir üniversiteye yerleştiniz ve hepinizle gurur duyuyoruz.” Annesinin sözleriyle Ayaz gururla doğrulurken annesinin ittirmesiyle geri yattığı yere düşmüştü.

” Seninle az duyuyorum.”

”Sebep?”

” Çapkınlığın sebebiyle.” Ayaz bozulurken kardeşlerinin kahkasına ters bakışlarını atmıştı.

” Ya anne sen beni küçükken daha çok seviyordun sanki.” Annesine isyanıyla Sidelya gülerek oğlunun saçlarını öpmüştü.

” Ben hep seni çok seviyorum ama sen beni kızdırıyorsun. Daldan dala atlanmaz ki, onca kızın kalbini kırıyorsun.” Annesinin öpücüğüyle daha çok yattığı yere yerleşip annesine sarılırken dediklerini hiç takmamıştı Ayaz.

” Bir günlük dünya anne kasma hayatını yaşa.” Oğlunun sözlerine göz devirirken kendisine sardığı kollarının üzerine elini koymuştu Sidelya.

Oğullarına baktıkça kocasının gençliğini görüyordu. Mustafa Kemalin yüzünde kendi izlerini de görse Ayaz aynı babasıydı, kızıda büyüdükçe kendisine benzerken onda da halasının izlerini görmek hoşuna gidiyordu.

Kocasına gülümseyerek bakarken çocuklarının atışmalarına kulaklarını tıkamıştı Sidelya. Mutluydu, mutluydular, huzurluydular. Daha ne isterdi ki.

DIRIRIMMMMM

VEEE AKÇANIN SON BÖLÜMÜ DE BİTTİ.

BÖLÜM NASILDI? ÇOCUKLARIMIZ BÜYÜDÜLERRRR.

AYAZ NASIL? KDKDKDKKD

HANGİSİNİN GENÇLİĞİ DAHA EĞLENCELİ?

SİZE AYRI BİR BÖLÜMDE VEDA ETMEK İSTİYORUM BU YÜZDEN ÇOK UZATMIYCAM.

SİZLERİ ÇOK SEVİYORUMMM.

 



 

 

 

 

Bölüm : 29.07.2025 11:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...