

2 GÜN SONRA/İSTANBUL
Hastaneden taburcu edileli iki gün olmuştu,hastanede kalmayı eve geri dönmeye yeğlerdim çünkü en azından bomboş hastane odasınının atmosferini değiştirecek olan bir kişi olurdu.İkra.
Bugün okula geri dönmem de gerekti ve ilk defa yalnız başıma hazırlanacaktım,yanı başımda saçlarını düzleştirirken bir yandan şarkı söyleyen İkra olmayacaktı artık.Ben hastanedeyken yengemler çoktan eşyalarını toplamışlardı bile artık bu odanın bana ifade ettiği tek şey;dört duvar,bir yataktan oluşan bir yer olmasıydı.Aynadaki yansımama baktığımda formanın yakasını düzeltip yerdeki çantamı koluma taktım ve odadan çıktım.Kapıyı açacakken arkamda babamın sesini duydum,"Kızım kahvaltı yapmadın daha.","Afiyet olsun baba,iştahım yok bugün."kapıyı hızla kapatıp ayakkabılarımı giydim ve koşar adımlarla rezidanstan çıktıktan sonra okulun yolunu tuttum.Eğer ilk günden bu kadar İkra'yı özlüyorsam kesinlikle yengemlerde yaşama fikrini tekrar bir gözden geçirmem gerekti.
"EDA!"arkamda duyduğum bir erkek sesiyle arkama döndüm,gelen kişi karşı sınıftan Berk'ti.Bu çocuğu ha bire sevgili değiştirmesinden tanıyordum.
Çocuk fazla yakışıklı olmamasına rağmen okulun kızlarının yarısıyla sevgili olmuştu, yemekhanedeki kızların çoğunun ağzında dolanan beddualarının içinde Berk'in ismi geçtiğinden hatırlıyordum.
"Eda geçmiş olsun hastaneden çıkmışsın."düzensiz nefes alış verişlerinden, kızarmış yüzünden koştuğu az çok belliydi,
"Geçmiş ki okula geliyorum değil mi?Ayrıca sen nereden öğrendin?"
elini ensesine yerleştirip kaşımaya başladığında utanmış bir tavır takındı.
" Onu boşver,Bişey diyecektim de bugün ayrı bir havan var,tarzın fal-"
Berk'in lafını bölen arkadan Kayra'nın sesi oldu.
Mükemmel zamanlama(!)
"Bana mı dedin koçum?"
gözlerimi devirdikten sonra karşımdaki ikiliye gözlerimi diktim.Kayra başını Berk'in kulak hizasına gelecek kadar eğmiş, kulağına sırıtarak bir şey fısıldıyordu.Kayra artık ne demiş ise Berk'in gözleri yuvalarından çıkıncaya dek açıldı, yalvaran gözlerle ona bakıyordu.Kayra alaycı bir ses tonuyla,"Sen bilirsin yani."dedikten sonra Berk'i yanımızdan uzaklaştırdı.Son kez Kayra'ya baktıktan sonra kollarımı önümde birleştirmiş bir vaziyette yürümeye başladım.Arkamdan gelen adım seslerinin yaklaşmasından yanıma ulaştığını anlamam pek zor olmamıştı,
"Nasılsın?"
başımı ona çevirdiğimde çantasının yanında olmadığını gördüm.Kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım,"Çantan nerede?","Bugün okul yok ki kamp var."olduğum yerde durup gözlerimi belerterek ona baktım,Hayır ben bu kadar yolu geri dönemezdim."Ya hayır ya!"kollarımı iki yanıma düşürdükten sonra sesli bir şekilde nefesimi dışarı üfledim.Elleri cebinde bir şekilde yürümeye devam etti.
ellerini cebinden ameliyatla çıkartabilirdik galiba.
omuz üstünden bakış attıktan sonra önüne döndü,
"O değilde dağın başında sizle nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum."
~~~~~~30 dakika sonra~~~~~~~~~~~
"HAZIR MIYIZ GENÇLER!?"otobüsteki herkes neşeli bir sesle "EVET!"diye bağırıyordu,bu bağırışmaların içinde yanımızda duran İkra ile Alp'te dahildi.Heyecan içinde birbirlerine bakıp sarıldıklarında boş bakışlarla bu ikiliye bakıyordum,bir çocuktan farkları yoktu!İkra ile Alp yan yana oturmayı diretince Kayra ile mecbur kalarak yan yana oturmuştuk.
çantamdan telefonu çıkarıp saate baktığımda saat henüz 08.28'di.Evet,Eda demek uyku demekti.O dağın başına gidene kadar elbette uykumdan ödün verecek değildim.Gözlerimi kapatıp başımı arkaya doğru yasladım...
yerimden art arda sallandığımda yavaşça gözlerimi araladım gelen ışıkla tekrar gözlerimi kapattım.En güzel,en rahat uyku kesinlikle arabada olandı.Beyaz gürültü beni mayıştırıyor daha rahat uyumamı sağlıyordu buna içime çektiğim koku da dahildi.Başımı yanımdaki kişinin omzuna daha iyi yerleştiğimde erkeksi bir gülme sesi geldi, kaşlarımı çatıp hızla gözlerimi açtım ve başımı kaldırıp yanımdaki kişiye baktım, gördüğüm kişiyle beraber gözlerim fal taşı gibi açılmıştı, Omzuna yaslandığım kişi Kayra'ydı.Yanımda duran çantayı İkra'ya fırlattım.
"Baldız sevgilime niye çanta atıyorsun hayırdır?"
Alp İkra'yı savunmaya geçtiğinde pencerenin yanında duran su şişesini de Alp'in kafasına fırlattım,
"Eda arkadaşıma vurma hakkın yok."
Kayra'nın sözlerinden sonra etrafıma göz attım, şişeyi ve çantayı fırlattığım için ona karşı saldıracak başka bir şeyim yoktu.Bakışlarım tırnaklarım ve Kayra arasında mekik dokuyordu.Kayra bakışlarımı takip ettiğinde gözü tırnaklarımı bulunca yüzündeki gülümseme silindi,"Eda sakın."başımı sallayıp üstüne atladım, yüzünü çizmeye çalışırken bir yandan da İkra'nın sesi ve otobüsteki öğrencilerin sesi kulağımı doldurmaya başlamıştı,
"Ben size demedim mi uykudan uyanınca canavar oluyor diye!"
Kayra gülerken sinirimden tırnaklarımı derisine geçirmeye çalışıyordum,bileklerimi tuttuğunda bu imkansızlaşmıştı."HOP HOP GENÇLER!"yanımıza yaklaşan öğretmenle Kayra'nın üzerinden ayrıldım, üstümü başımı silkelediğimde önümüzde duran öğretmene baktım,
En nefret ettiğim öğretmen;Serkan Hoca namıdiğer fasulye sırığı
boyu çok uzun ve kilosuda bir hayli az olduğundan okuldakiler ona bu lakabı takmışlardı.
"NAPIYORSUNUZ SİZ!KAYRA HADİ EDA'NIN HUYU ÖYLE YA SEN?!"
duyduklarımla tek kaşımı kaldırıp Serkan Hoca'ya baktım ardından gözlerimi Kayra'ya çevirdiğimde az önceki halinden eser kalmadığını gördüm yüzüne her zamanki ciddi ifadesini takınmıştı, ardından bakışlarım Kayra'nın yanında birbirine sarılıp uyumuş numarası yapan Alp ile İkra'ya değdi.
Hainler!
"Suç Eda'da değil hocam,ben hoşuna gitmeyen bir şaka yaptım."
Serkan Hoca bu sözleri beklemiyordu ki tek kaşını kaldırdıktan sonra boğazını temizledi ve tekrar bakışlarını Kayra'ya çevirdi,"Tamam o zaman arkadaşından özür dile Kayra."
Kayra başını bana döndüğünde kaşlarımı kaldırdım,"Özür dil-"
arkadan gelen Aysel hoca koşar adımlarla Serkan Hoca'nın yanına ulaştı,"HADİ İNİN ÇOCUKLAR ÇOK GÜZEL BİR YERE GELDİK!"Aysel hoca heyecanla Serkan Hoca'nın kolunu çekiştirip götürürken yavaş yavaş herkes otobüsten binmişti,
Alp ile İkra'ya seslendim,"Pışt hainler uyanın hadi hocalar gitti."
hızla yumdukları gözlerini açtıklarında etrafi taradılar kimsenin olmadığını gördüğünde rahat bir nefes verdiler.
Üçü de yerinden kalktığı zaman Alp ile İkra doğal olarak heyecanlı bir şekilde önden ilerlemişlerdi,Kayra otobüsün içinde ilerlerken arkasını döndü,
"Oradan kalkmayı düşünüyor musun?"
koltuktaki çantamla suyumu aldıktan sonra saçımı savura savura Kayra'nın önünden geçip otobüsten indim,
"Trip mi yiyoruz?" Kayra'ya yandan bir bakış attıktan sonra gözlerimi devirdim,"Pardon neyim oluyorsun da sana trip atacağım?","Bilmem."hızlı adımlarla kamp alanına yürümeye başladığımızda karşımızda büyük bir alan ve etrafta bir sürü çadır bulunuyordu,herkes iki kız iki erkek olarak gruplanmışlardı."HEY GELİN BURAYA!"sol taraftan gelen sesle başımı döndüm.İkra bizi çağırıyordu,ne ara çadırı hazırlamışlarsa..."Oba kursaymışsınız bu biraz küçük gibi(!)"Kayra'nın dediği şeyle gülerken onlar yüzünü asmışlardı.Alp'in getirdiği çadır gerçekten büyüktü."Biz o kadar uğraşalım siz mutlu olun diye sizin yaptığınıza bak kardeşim." dayanamayıp çadırın içine girdiğimde büyülenmiştim.Gerçekten çok güzeldi...led ışıklar, yünlü battaniye ve kılıflar, çadırın krem rengi, içerideki tül perde her bir detayı ayrı güzeldi.
Çadırdan çıktıktan sonra koca alanın ortasında duran müdür ve müdür yardımcılarına baktım, bağırarak konuşuyorlardı
"ÇOCUKLAR HEPİNİZİN GÜVENLİĞİ SAĞLANMAKTADIR.SİZİNLE BERABER BİZ ÖĞRETMENLER DE BURALARDA OLACAĞIZ.YİYECEKLERİNİZ SINIRLIDIR, SONUÇTA BU BİR HAYATTA KALMA YARIŞIDIR.ORMAN DA EN FAZLA KALAN EKİP MÜCADELEYİ KAZANIR!"
Koluma sarılan parmaklar beni geri çekerken küçük bir çığlık attım,
"Çığlık atmasana!"Alp'in söylediği sözleri kaşım çatık bir şekilde dinliyordum,
"Ya neden anlamıyorsunuz! Hocaların kaldığı yerde bizim de tuttuğumuz bir ev var diyorum kaç gün boyunca bu ormanda nasıl dayanırız?Yiyeceklerimiz bile sınırlı."
Alp'in dediği şeyle beraber Kayra başını olumsuz anlamda salladı ki ben bu teklifi geri çevirecek değildim çünkü gerçekten sınırlı yiyeceklerle-ha bir de bizim okuldakilerle-bir ormanda bulunmak epey zordum
"Ne yapacaksın Kardeşim,bir hafta boyunca nehir kenarında ayı gibi balık mı avlayacaksın bize.Ne yapacaksın?"
Alp Kayra'nın itirazina sitem ederken İkra ortaya atıldı."Üf siz gelmiyorsanız gelmeyin be, iyilik yapan kabahat.Biz Alp ile gideriz siz de burda kalırsınız ormanda da rahat yaşarsınız merak etmeyin."
ikisi el ele tutuşup ayağa kalktıklarında ben de ayağa kalktım ve ikisinin birleşmiş eline vurarak onları ayırdım,-fazlasıyla cıvıklardı-
"Ay ne vuruyorsun be!"Alp kızarmış eline bakarak söylenirken İkra hemen Alp'in elini tutmuştu bile."Ya Eda kırdın bebeğimi."Allah'ım nasıl bir günah işledim de bunlar başıma geldi."ALLAH AŞKINA Bİ OTURUN ŞURAYA ADAM AKILLI BİR PLAN YAPMAYI DA BİLMİYORSUNUZ!"Kayra'nın sesiyle hepimiz ona doğru döndük.Yavaşça dizlerimizi kırıp yere oturduğumuz zaman Kayra planı anlatmaya başladı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Şimdi gidelim mi?"Alp'in deminden beri durmadan sorduğu soruydu ve korkuyordum ki biraz daha çenesini kapalı tutmazsa Kayra fikrinden vazgeçerdi.Buraya geldiğimizde telefon ve diğer teknolojik ürünleri bizden almışlardı, yiyecek olarak sadece yanımızda getirdiğimiz şeyler ve bir de kıyafetler,tabii ki hepsini getirmeyi unutmuştum hatta şuan da bile üzerimde İkra'nın pembe eşofman takımı duruyordu.İkra çadırın fermuarını açıp dışarı kısa bir göz attıktan sonra tekrar çadırın içine girip bize döndü."Ortalık temiz,kimse yok.Uyumuş olmalılar."Kayra kaş göz işareti verdiğinde çadırın içinden çıktık.Plan şöyleydi;
Biz tam olarak hocaların kaldığı evlerin orada kalacaktık.Olası bir durumda eğer bizi denetime gelirlerse onları önceden görebileceğimiz için kamp alanına kestirme yoldan gidip daha hızlı ulaşacaktık.Şuanlık plan güzel görünüyordu kestirme yoldan gittiğimiz esnada ağaçların arasından bir ses geldi."Kayra kardeşim birşey yoktur dimi?"Alp'in korkarak söylediği cümlenin ardından Kayra sessiz bir şekilde gülmeye başladı,"Korkuyor musun yoksa?","Yok ne korkması yanımda dağ gibi sevgilim var dimi İkra?"İkra'ya baktığımda o da Alp'in koluna girmiş ürkek bakışlarla etrafı inceliyordu, ardından Kayra tekrar konuşmaya başladı:
"Hem ayı,kurt falan çıkagelse siz direkt elendiniz zaten sizi yer.","Sen?"kollarımı birleştirerek Kayra'dan cevap beklediğimde geç olmadan yanıt verdi:"Ben hayatta kalırdım, babamdan dinlediğim çok taktik var."dudaklarımı büzüp kaşlarımı kaldırdım,"He baban sana evde ormanda ayı saldırısına karşın nasıl hayatta kalacağını mı anlatıyor Kayra yoksa ben mi yanlış anladım?"
"Yok sen yanlış anladın çünkü o hayatta kalmamı değil direkt ayıyı öldürmemin taktiklerini veriyor."
"Bizi korursun dimi Kayra?"İkra'nın söylediklerine karşın Kayra sinsice sırıtarak onlara baktı,"Valla İkra seni kurtarırdım da yanındaki embesili kurtarmak için kendimi yormazdım.",Alp kaşlarını çatmış bir şekilde Kayra'ya bakarken gülmemek için yanaklarımı içini ısırıyordum yoksa aksi takdirde Alp ile İkra alınır bizden uzaklaşıp kaybolurlardı.Bir süre daha yürüdükten sonra evlere varmıştık anlaşılan hocalarda uyuyordu çünkü evlerin tümünün ışıkları kapalıydı.Güvenlik tarzı bir kulübe ileride gözüktüğünde oraya ilerlemeye başladık,tahmin ettiğim gibi güvenlikti.
"Abi ben Alp."yaşlı güvenlik masadan aldığı gözlüğü taktığında gözlerini kısıp Alp'e baktı, ardından Alp'i tanımış olmalî ki yüzünde büyük bir gülümseme pay etti,"He sen bizim o deli oğlan."Alp ile güvenlik arasında kısa geçen konuşmadan sonra Alp evin anahtarını alıp eve doğru yürümeye başladı,ev gayet güzel ve tatlı gözüküyordu gördüğüm kadarıyla iki katlıydı.Evin içine girdiğimizde her yer çok karanlık olduğu için doğal olarak önümüzü göremiyorduk,"Alp bu evin ışığı yok mu?"Kayra'nın adımları evin içini doldururken ardından sert bir inleme sesi geldi,"KAYRA!"Alp ışığı açtığında hepimiz Kayra'nın yanına koşarken Kayra sol kaşının üstünü tutmuştu ağzından bir kaç küfür gevelediğinde elini çekip yarasına baktım,"Biraz kesilmiş sadece nereye çarptın?"İkra Kayra'nın yanında duran mobilyanın yanına adımladığı da durdu,"Mobilyanin şu üzerindeki kaplama çıkmış biraz büyük ihtimalle keskin olduğu için..."Kayra'yı ayağa kaldırdığım zaman Alp içeriden bir elinde ilk yardım çantasıyla bir elinde yapıştırıcı gibi bir şeyle gelmişti herhalde mobilyanın kırık yerini onaracaktı.Alp'in elinden çantayı aldıktan sonra Kayra'nın yanına oturdum yarayı sterilize ettikten sonra bir yara bandı çıkardım ufak bir kesik olduğundan fazla şeye gerek olduğunu sanmıyordum,
"Eda sen benimle ilgileniyor musun?"hayran bir şekilde söylediği söz üzerine gözlerimi kısıp elimdeki yara bandı paketini masaya fırlattım."Tamam,tamam gel."bileğimden tutup beni geri çektiğinde tekrar koltuğa oturdum,masadaki yara bandı paketini alıp açtığımda içinden bir yara bandı çıkardım,"Doğruyu söylemek gerekirse bu ilgiyle bile yaram hafifledi."gözlerine kısa bir an bakıp tekrar işime geri döndüm,
İşveli bir ses ile,"Kayra..."dedikten sonra konuşmaya başladı,
"Kayra kurban olsun sana."
yara bandını alnına yapıştırdıktan sonra üzerinden geri çekildim."Sonra da "Kayra seni sevmiyorum, Kayra senden nefret ediyorum"bu yanakların kırmızılığı ne o zaman?"gülümsedikten sonra elini kalbime götürüp yaklaştı,"Eda bu kalbin atışı bile şuan normal değil."aramızdaki yakınlıktan dolayı geri çekilmek istedim fakat bir yandan da ilk defa kıpırdamak istememiştim...
Bölüm sonu🎀✨
Yorum/soru👉🏻
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.27k Okunma |
1.04k Oy |
0 Takip |
20 Bölümlü Kitap |