
-Huzur:Bana yabancı olduğu kadar bir o kadar da tanıdık bir kelime.
Ben huzuru çok sık bulamazdım ya da o benden kaçardı, bilmiyorum.Fakat bildiğim şu ki ben huzuru tam şuan yakalayabilmiştim.
Ve ben şunu da anlamıştım;çok düşünmek aptallıktı.
Çok düşününce huzur kaçardı,ben bugün huzurun kaçmaması için zihnimin içindeki tüm düşünceleri kovmaya karar vermiştim.
Düşünce artarsa huzur,huzur artarsa da düşünce azalırdı.
Beyaz tül perdenin içinden geçen gün ışığı odayı muazzam bir şekilde aydınlatıyordu.Sanki güneş tüm engelleri aşmışta içeri girmiş gibiydi.
Yatakta birinin zıplamasıyla biraz olsun kendime gelmiştim.
"EDA UYANSANA KIZIM!"sıkıntı içinde gözümü ovuşturduktan sonra yarım yamalak bir şekilde gözüm açık yatakta zıplayan İkra'ya baktım.Uzandığım yerden doğrulduğumda yatakta zıplamayı bırakarak yatağın üstünden yanıma doğru emekledi.
"Eda saat kaç biliyor musun sen?"
"Yok bilmiyorum, bilmekte istemiyorum size iyi sabahlar."
arkaya doğru kendimi bırakıp gözlerimi yumdum,uykuya dalacakken odanın içini dolduran ses ile gözlerimi tekrar açtım,
"İkra sen bırak ben ilgilenirim."
yataktaki ağırlık hafiflediğinde İkra çoktan gitmişti arkadan Kayra bağırdı.
"ALP İLE SEN MUTFAĞA GİRMİYORSUNUZ!"
"TAMAM!"
Dün gece Kayra ile mutfağın halini gördüğümüzde minik bir şok geçirmiştik, evet çok minik.
"Uyuyan güzelin uyanması için neye ihtiyacı var bilir misin?"
gülerek başımın altındaki yastığı alıp ona fırlattım,havadaki yastığı tutup bana fırlatmasıyla savaş başlamıştı.
"Ya Kayra bir git ya!"
"Bu bir savaş ilanı mı?"
başımı onaylar gibi salladıktan sonra yanımdaki bir yastığı daha ona fırlattım, fırlattığım yastığı tutup bana geri fırlatacakken yastığı tutan elleri havada durdu."Birileri eksik."
Elindeki yastığıyla beraber odadan çıktığında yataktan atlayıp adımlarını takip ederek mutfağa ulaştım.Kayra elindeki yastıkla Alp'in başına vurduğunda İkra vakit kaybetmeden etrafına bakındı, sandalyenin üstünde duran yastığı aldığında bana fırlatmasını beklemiyordum.
"İkra döverim seni!"
"Gel döv bebeğim."
Tezgahın üstünde duran tavayı alıp İkra'ya doğru yürüdüm.
"Seve seve aşkım."
İkra çığlıklar eşliğinde mutfaktan çıktığında gülerek elimdeki tavayı tezgaha bıraktım.
Salona geçip L koltuğa kendimi bıraktıktan sonra ellerimi karnımın üzerinde kavuşturup benim gibi koltukta oturan İkra'ya baktım."Sende mi acıktın?"başımı sağa sola salladığımda İkra uzun sarı saçlarını bana doğru savurdu,İkra'ya göz devirip omzuma kadar gelen siyah saçlarımı ona doğru savurdum.Aklı sıra beni kıskandırıyordu."Gözlerimde maşallah yani."İkra'ya alaycı bir bakış yollayıp konuştum,"İkra farkındaysan ikimizin göz rengi aynı.","Benimki daha güzel."
Tartışmamızı içeriyi dolduran adım sesleri durdurdu.Alp elindeki ev anahtarını sallaya sallaya salona girdi,"Hadi çıkıyoruz.","Nereye?","Kamp alanına.Hocalar evden çıktı."
"Ama yemek-"
Alp İkra'yı kendisiyle beraber dışarı çıkardığında ben de ayağa kalktım."Otur sen."başımı gelen sesten tarafa döndürdükten sonra elinde kahvaltı tepsisiyle gelen Kayra'yı gördüm."Niye getirdin ki çıkacağız zaten.","Açsın otur şuraya."
Koltuğa oturduktan sonra önümdeki masaya bıraktığı tepsiye baktım aslında iştahı pek açık olan biri değildim.Kayra elindeki tereyağı sürülü ekmeğin üzerine bal dökerken konuşmaya başladım"Ya kampa geç kalırsa-"elindeki ekmeği ağzıma tıkadıktan sonra konuştu"Eda karnını doyur sonra gideriz."ardından kendisine de bir ekmek yapmaya başladı.Ağzımdaki ekmeği zor yuttuktan sonra Kayra'nın omzuna hafifçe vurdum."Ya yemek istemiyorum!",elindeki çökelekli ekmeği ağzıma tıkadıktan sonra tekrar konuşmaya başladı,"Yav ye sağlıktır işte inat yapma."kaşlarımı kaldırarak Kayra'ya baktım.Galiba ilk defa yanımda şiveli bir şekilde konuşmuştu.
Ağzımdaki lokmayı yuttuktan sonra ayağa kalkacaktım ki bileğime sarılan parmaklar beni geri çekti,bıkkınlıkla oflayarak yerime oturdum."Kayra istemiyorum!","Bak şu peynirin tadı çok güzel."elindeki çatalın ucunda duran peyniri ağzıma yaklaştırırken hızla geri çekildim."Ya Kayra hayır!"omzunu silktikten sonra çatalı kendi ağzına yaklaştırdı.O kahvaltısını yaparken ayağa kalkıp pencerenin önüne doğru adımladım.Ellerimi göğsümün altında birleştirdikten sonra dışarıdaki yeni yeni çiçek açmaya başlayan ağaçlara baktım,malum mart ayıydı.Eşsiz güzellikte olan çiçeklere bakmaya devam ederken aklıma esiveren konuyla ilgili konuşmaya başladım.
"Kayra sen bana tam olarak açıklamadın."
"Neyi açıklamamışım."
"Karay'ın kim olduğunu."
Çatalın tabağa değmesiyle çıkan ses odada yankılanırken sözlerimle kesildi.Bir süre odada sessizlik hakim olduktan sonra vücudumun tamamını ona döndüm.Dalgındı,"Kayra?"
Bakışlarını hızla odaklandığı noktadan çekip bana yöneltti,"Hm?","Rengin attı sanki."omzunu silktikten sonra ayaklandı,"Yok sana öyle gelmiştir.Neyse biz de çıkalım artık."Kayra kapıya doğru ilerlerken peşinden gidip önünü kestim,bu hareketimle beraber kaşları çatılmıştı."Karay'ın kim olduğunu söylemedin?","Eda başka zaman, şimdi sırası değil."Elleri kolumu kavradığında geri çektim."Sen bana doğru dürüst açıklama yapmadan şurdan şuraya adım atmam.","Adem'in oğlu oldu mu!"Gözlerimi kısarak Kayra'ya baktım.Bir şeyler saklıyor gibiydi.Gözlerini kaçırmasından,panik yapmasından, yüzünün solmasından barizdi.
"Öyle olsun."Kendisi süratle evden çıktıktan sonra bende peşinden gittim.Etrafa baktığımda evlerde kimse yoktu,İkra ile Alp'in öğretmenleri oyalayacaklarından emin olduğum için kamp alanına geç kalma konusunda fazla endişe etmemiştim.Etrafıma baktığımda derin bir nefes doldurdum ciğerlerime büyükçe ağaçlar bana huzur veriyordu,kendimi nedense ormanın içinde daha güvende hissediyordum.Sadece ben ve kimse...Ayağımın altında yeni yeni çıkan çiçekleri ezmemek için büyük bir çaba sarf ediyordum.Elbette bu pek kolay olmuyordu.
Başımı kaldırdığım da Kayra'nın eli cebinde bir şekilde yürüdüğünü gördüm.Haddinden fazla sessizdi."Ellerini ameliyatla cebinden çıkarmamız gerek galiba."yanına ulaştığımda dudağını yukarı kıvrıldığını gördüm,"Bence ameliyatla da olmaz","Hakikaten niye ellerin hep cebinde alışkanlık falan mı?","Biraz öyle diyebiliriz."
Kayra adımlarını değiştirip sola doğru ilerlediğinde peşinden gidecekken yerimde durdum.Adım seslerinin yokluğunu fark etmiş olacak ki arkasına dönüp bana baktı."Eda haydi.","Normalde bu yönden gitmeyiz."hafifçe kaşlarını çatıp yanıma gelmeye koyuldu.Önümde durduğunda şüpheci tavrımdan ödün vermeden ona baktım."Eğer o yönden kamp alanına gidersek şüphelenirler çünkü kamp alanından bu evlere doğrudan giden yol orası... Ardından işaret parmağıyla gideceğimiz yolu gösterdi...Eğer bu taraftan gidersek sadece yolu uzatarak kamp alanına gideriz,bizden de şüphelenmezler."
"Güvenmiyor musun bana?"
"Senle alakası yok Kayra.Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin,şüphelenmem normal değil mi?"
Önden yürümeye başladığımda adımlarını biraz daha hızlı tutarak yanıma ulaştı,"Normal normal de bana güvenmemen anormal."
dudaklarımı büzüp bakışlarımı ona yolladım, gözlerinin içindeki parlaklık bariz bir şekilde görünebiliyordu.Ona karşı beslediğim duyguyu bilemiyordum.Adını "Aşk"koysam...Ben aşık olmak için fazla korkaktım.O ise benim aksime fazla cesurdu.Her ne kadar ona bencil desem de bu hikayede bencil olan bendim ve korkaklar aşkını sürdüremezdi.
Eğer olur da Kayra bir gün başka birini severse...
Yutkundum.İhtimali bile acıydı.
Eğer severse düzgün severdi, aşkına sahip çıkardı.Benim gibi korkarlar ise kaybederdi
Bölüm sonu💝
(Olaysiz bir bölümdü sevemedim)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.27k Okunma |
1.04k Oy |
0 Takip |
20 Bölümlü Kitap |