Merhabalar
Bugün sevgililer günü
Öncelikle hepinizin günü kutlu olsun 🌸
Bugüne özel bir bölüm atmak isterdik fakat zaten hazırda bir bölümümüz var ver olayların gidişatına uygun yeni bir aşk sahnesi yazmak uygun olmaz dedik.
Yine de başrol mutlu değil belki ama yan roller bir mutluluk fragmanı versin istedik.
Yeni bir arkadaşlık, yeni bir aşk geliyor bugün.
Başka heyecanlı olaylarımız da var.
Keyifli okumalar.
***
~Geriye dönüş ~
Yiğit ile Asi'nin konuşması gereken şeyler olduğunu düşünerek onu Asi'ye doğru ittim . Benimde İdil ile konuşmam gereken şeyler vardı çünkü .Bana 'ne oluyor arkadaş ' bakışları attıktan sonra keyfide pek yerine gelmişti paşamızın.
İdil ise niyetimi anlayıp onları yalnız bırakmayı kabullenmişti.Böylece benimle aynı yol hizasında yürümeye başladı.
"Yarın güvenlik kamerası için erken gelecek misiniz ? "
" Evet "
" Nuri amca ile halledebilecek misin peki ?"
" Sandığından daha samimiyim o yüzden sorun yok" Yüzüme değil de direk yola bakıyordu.
"Yarın bizim de erken gelmemizi gerektiren bir durum yok o zaman ?"
"Sensiz çoğu şeyi de halledebiliyorum Maraz Ali" daha fazla ısrarcı olmanın bir anlamı yoktu. Daha fazla sessizliğimizi bozmadan yolu tamamlamıştık. Görkemli evlerine geldikten sonra Asi ile Yiğit'i birbirinden ayırmak zor olsa da kızlarla vedalaşıp sahil yoluna doğru ilerledik.
Yol boyu giderken aklıma gelen şey ile durakladım. Yiğit sanki ne diyeceğimi biliyormuş gibi yüzüme bakıyordu.
"İster misin bizim müdürle Cengiz'in rakip iş yapmasını ? "
"Benimde aklıma gelmiyor değil. Bunca dert içinde birde bu çıktı. Anasını satayım geçenki ev olayını mı çözelim, ölüm çiçeği midir ne boksa onu mu bulalım yoksa müdürün ne işlerde olduğunu mu ? "
Aynı isyan bende de vardı. Evimize geldiğimizde saat bir hayli geç olmuştu. Yarın okulun tanışma partisi vardı. Hasan'ın Kader'e olan aşkı için uğraşacaktık bir de. Düz bir şekilde 'seni seviyorum' demek çok zor çünkü. İç sesimin bana tokat gibi "Sen daha bir kızla mesajlaşmayı bile beceremiyorsun nerde kaldı seni seviyorum demekte ,balonlar ,güller, havai fişekler.." Kafamı yastığa koyup düşünceleri bir kenara atmaya karar verdim.
**
Sabah babamla Tülin cadısının evde olmayışına şükrederek yatağımın üstüne Fatma Teyze'ye okula resim kursuna kayıt olmak için erken gidiyorum yalanı attığım bir not bıraktım. Asi'ye geceden tek gideceğimi söylemiştim. İkimiz gidersek Tuğçe'nin bir şeylerden şüphelenip bizi ispiyonlaması kaçınılmaz olurdu. Çünkü kendisinin her şeyi bozma gibi bir huyu vardı.
Uzun bir sahil yürüyüşünden sonra okula gelmiştim. Güvenlikçi abi hariç kimse yoktu bahçede. Abiyi selamlayıp okula girdim. Şans benden yanaydı ki önüme Nuri amca çıkmıştı.
"Hayırdır kızım ? Bir sorun mu var sabahın altısında ne işin var burada? "
"Sorma Nuri amca dün bodrum katında telefonumu unutmuşum akşam da almaya geldiğimde müdür ve görevli güvenlikçiler beni hırsız sandılar güç bela ellerinden kaçtım. Güvenlik kameralarında yüzüm gözüksün istemiyorum. Sende anahtar var mı ben gidip o kayıtları silsem? "
" Eh be kızım müdür beye anlatsaydın kızmazdı ki sana ?" Cebinden güvenlik kamerasının olduğu odanın anahtarını seçmeye çalışıyordu.
"Nuri amca biliyorsun ki ben sorunlu bir öğrenciyim bu okulda. Müdürün şimdi bodrum katta ne işin vardı da telefonunu unuttun derse nasıl açıklarım durumu?" yalan ağzıma yuva yapmış benim.
"Tamam tamam haklısın al bakalım benim çok işim var ama kendin halledebilecek misin? Buraları silmem gerekiyor yoksa müdür senle beraber beni de topa dizer geldiğinde" dedi gülümseyerek.
"Yaşa be Nuri amca ! bu iyiliğini unutmayacağım " Fatma teyzem gibi ton ton yanaklarını sıkmak istesem de elinden anahtarı alıp odanın yolunu tuttum. İçerisi monitör sesinden dolayı çok rahatsız ediciydi. Müdür pintilikten bilgisayarları değiştirmeyi hiç düşünmüyordu sanırım. Neyse düne ait kamera görüntülerine baktım. Asi ile Yiğit'in hiçbir görüntüsü görünmüyordu. Yiğit'in bu kadar profesyonel kaçması taktire şayan idi. Sadece bir bölümde gölgeleri görünüyordu o da kim oldukları seçilmeyecek kadar siyahtı. Hiçbir şey yapmama gerek kalmadığından Nuri amcaya anahtarını teslim edip hazır kimse okulda yokken biraz gezmeye karar verdim. Geçen Asi'nin bayıldığında gitmiş olduğumuz spor odasına gittim. Kum torbaları ve bazı spor egzersiz aletleri mevcuttu. Bunlara bu kadar para döken müdürün güvenlik kamerasının bilgisayarlarına özenmeyişi beni düşündürmüştü. Belki de bazen çalışmasını istemiyordu kameraların. Başka bir odaya girdiğimde ise büyülenmiş gibiydim. Çünkü burası hocanın bahsettiği resim atölyesi olabilirdi. Efsane çalışmalar yapmışlardı. Bir gün benimde çizdiklerim sergilenir mi diye düşünürken bana anca "katil çocuk ve annesi " portesi çizdirirler diye düşündüm.
Kafamdan kötü düşünceleri atıp bu odadan da çıkıp artık sınıfa doğru ilerledim. Yeni yeni gelmeye başlayan öğrenciler vardı. Sınıfa ilk gelen kişi geçen derste beni Nevin'e karşı savunan Kader isimli kızdı. Benim geldiğimi gördüğünde yüzünde gülümseme ile "günaydın" dedi. Bana mı dedi o? Arkamı dönüp başka birinin olup olmadığını kontrol ettim. Şaşkınlık içinde olduğumu fark edip "Kimse yok , senin günün aysın istedim " . Ne kadar romantik bir kızdı bu böyle diye düşünürken suratımda sebepsiz bir gülümseme vardı muhtemelen.
" Günaydın" sesim çok kısık çıkmış olabilirdi. Çantamı ve elimdeki kulaklık ile telefonumu sırama bıraktım. Bana iyi davranması neden garip geliyordu. Alışkın olmayınca her şeyi yadırgıyordum sanırım.
"Bu akşam ki tanışma partisine gelecek misin ?"
"Okuldaki zorbalık yetiyor birde bunun müzikli, içkili tarzını hiç almak istemem." Yüzü asılmıştı. Halbuki kendimle ilgili kötü bir yorumda bulunmuşum.
" Ben gitmek istiyorum. Çünkü.." dudaklarını ısırmaya başlamıştı.
"Çünkü? " Ne diyecekti. Neden bu kız bu kadar esrarengiz konuşuyordu?
"Katil damgası yemiş birine sır verip vermemek senin tercihin." Dedim şaşkınca gülümseyerek.
"Hasan gidecekmiş o yüzden gitmek istiyorum." Anlaşıldı. Bizim iyi kız Alilerin sürüsünden birine aşık olmuştu.
"Birtakım gönül işleri.. hiç anlamam maalesef. Bol şans." İç sesim 'Evet İdil hiç anlamazsın dün Ali ile uyurken öyle demiyordu kelebeklerin ama.' diye beni tokatlıyordu.
"Benim hiç arkadaşım yok. Sınıf da pek sıcak kanlı değil biliyorsun ki . Bana eşlik etmek ister misin? "
"Ben bu ortamlardan pek haz almıyorum. Kibar teklifin için teşekkür ederim. Bence bu teklifi direk Hasan'a yapsan hedefine daha rahat ulaşırsın." deyip göz kırptım. O sırada iyi insan olsa gerek içeriye Hasan, Hüseyin, Yiğit ve Ali girmişti. Arkasından da dünyalar güzeli ikizim ve üvey kardeşim. Yavaş yavaş sınıf doluyordu. Ali sıraya gelince bana gözleriyle ne yaptın halledebildin mi der gibi bakıyordu. Sessiz sorusuna cevap vermek için yerimde biraz dikleştim.
"Yiğit oldukça profesyonel ilerlemiş. Gölgeden başka bir şey yok o da seçilmiyor. Silecek hiçbir ekran görüntüsü yoktu yani."
Rahatlamış gözüküyordu. Tam o an da Tuğçe sıramıza gelip bana sevimsiz şekilde gülümseyerek Ali'ye döndü.
" Bu akşam partide bana eşlik eder misin Ali ?"
Ne diyeceğini merak ediyordum. Ve bunu gizleyemiyecek şekilde Ali'ye bakıyordum. O da bana döndü uzun uzun baktı sonra Tuğçe'ye bakarak1
" Benim böyle davetlere çift gitme huyum yoktur." dedi. Tuğçe'nin suratı mosmor olmuştu. Ama bir dakika tek de olsa gidecek miydi?
"Bir kerelik de olsa alışkanlıklarını köşeye bıraksan olmaz mı ?" Oflarcasına nefesini dışarı vermişti. Morarmasını umursamayıp ısrara devam ediyordu yüzsüz.
"Alışkanlığımı bıraktıracak kişi sen değilsin ,üzgünüm."
Ali'nin cevabına içten içe kahkaha atıyordum. Tuğçe'nin suratı mordan bambaşka renklere dönerken ben ona yanık kremi vermek istiyordum. Çünkü başka bir yerlerine sürebilirdi.
"Kim peki var mı öyle biri ?" Tuğçe'nin gözleri bende geziyordu. Bende hiç kaçırmıyordum bakışlarımı. Çünkü neden kaçırayım. Bunca yıl herkesi bana düşman etmişti, Ali herkes gibi değildi. Onu bana düşman edemezdi. Bende buna izin vermeyecektim.
Tuğçe Ali'den cevap beklerken arkadan biri Ali'nin cevap vermesine fırsat vermeden " belki o kişi üvey kardeşindir Tuğçe, katil olan yani ." dedi.
Tuğçe göz temasını benden hiç kesmedi. Cevap bekliyor gibiydi ama Ali cevap vermedi. Beni Tuğçe'nin öldürücü bakışlardan kurtaran öğretmenimiz olmuştu. Herkes sırasına geçmiş dersin kitap ,defterini çıkartmakla meşguldü.
"Partiye gidecek misin?" Merakıma yenilip sormuştum.
"Küçük bir işimiz var parti de bu yüzden uğrayacağım sen peki?"
"Gitmeyi düşünmüyorum da ne işi bu ?" Hep böyle meraklıyım evet Ali bakma bana öyle!
"Duygusal işler.." Nasıl yani? Beni delirtmek için mi kesik kesik cevaplar veriyordu bu? Daha fazla onu umursadığımı düşünmesin diye sohbeti bıraktım.
Son derse kadar okulda herhangi bir olay olmadığı için şükrettim. Zil çaldığında Hasan yanımıza gelip
"Abi kesin geliyorsunuz değil mi bak çok önemli benim için ?" dediğinde kafama bir taş 'dank' dedi . Duygusal işler derken Hasan'ı mı kastetmişti bu ? Eğer o kişi Kader değilse çok üzülecekti. Onu yalnız bırakmamalıyım diye düşünmek istemiyorum. Çünkü yapmam dediğim şeyleri yapabilirim. Ve çok geçmeden bir çırpıda Kader'e seslenesim geldi.
"Kadeeer.." Bütün sınıfın bana doğru bakması kaçınılmaz oldu tabi. İkizim boş gözlerle bana bakıyordu. Mecbur onu da dahil etmem gerekiyordu buna. Yalnız gidemezdim.1
"Biz Asi ile sana eşlik edelim akşam olur mu? " Kader şaşırmış bir şekilde yüzüme bakıyordu. Sonra yüzünde gülücükler açtı. Şaşkın ama bir o kadar mutlu cıvıl cıvıl sesiyle "Oo..olur tabi çok sevinirim." dedi. Gazamız mübarek olsun.
Asi'nin kuru öksürükle 'ne alaka' demek istediğini anlamıştım. Ama o yinede sessizce ağzını oynatıp basit el işaretleriyle "Biz... partiye ..gidiyoruz üçümüz? " dedi. Çaktırma dercesine bir bakış attım.
"Peki öyleyse Kader'ciğim sınıf grubundan telefon numaranı alırım haberleşiriz" Canım ikizim olaya çok çabuk adapte olup gene durumu kurtarmıştı.
"Tamamdır" Kader biraz bana yaklaşarak " Bu iyiliğini unutmayacağım " dedi.
Ne güzel işte İdil kırk yılın başı bı garibanı sevindirip Ali'yle de aynı ortama gireceksin' diyen iç sesimi susturdum.1
Tuğçe ve Nevin'in bunlar ne ara samimi oldu bakışları ve fısıldaşmalarına şahit olurken Asi beni kolumdan tutup dışarı sürüklerken arkasına dönüp Tuğçe'ye " bizim işimiz var , sen eve geç geliriz biz." dedi. Ne diye açıklama yapıyorsa.
Olabildiğince sakin bir yerde, kimsenin bizi dinlemeyeceğini düşündüğümüzde kolumu bıraktı. Bana doğru dönerek "Yine neler karıştırıyorsun cadı? Böyle partilerden nefret ediyorum bilmiyor musun?" dedi yalandan bir sinirlilikle.
"Biliyorum ama bazı durumlar oldu bende Kader'i yalnız bırakmak istemedim."
"Ne ara samimi oldun yalnız bırakmak istemeyecek kadar?" Haklıydı evet ama okulda hatta sınıfta bana iyi davranan biri olmuştu. Ali dışında. Hem Hasan'ın düşündüğü kişi Kader değilse kendini çok kötü hissedecekti. Yalnız kalmamalıydı.
"Bazı gönül işleri var gibi kızın orada tek başına kalmasını istemiyorum." dedim direk düşüncemi söyledim, yorum katmadan yalansız. Asi yüzüme doğru oflarken arkamızdan gelen Batuhan ve Ege önümüze geçip yolumuzu kesti.
"Sizinle partiye gitmek bizim için şereftir güzellikler ne dersiniz ?Aa pardon katilimiz mafya bozuntusu sıra arkadaşı Ali ile mi gitmek ister acaba ? "dedi Batuhan o iğrenç gülmesini suratına yayarak. Ben tam cevap vermeye yeltenirken Ali'nin orda olmasını ve böyle bir cümle kurmasını beklemiyordum.
" Katil ve mafya bozuntusu ilişkisi sizleri rahatsız etmiş anlaşılan?"
"Kaçta alalım Asi sizi ?" Yiğit Ege'ye öldürücü bakışlar atıyordu. Ve sanırım bizim onlarla gideceğimizi düşünmelerini istiyordu. Ama buna gerek yoktu.
"Biz kendimiz gelebiliriz partiye , ayaklarımız var. Siz t*şak yarışlarınızı bizim olmadığımız yerlerde yaparsınız. Hadi İdil gidiyoruz." Bütün erkeklerin Asi'nin ağzından çıkan argolu cümleye odaklandığına hem fikirim. Çünkü bende onlar gibi şaşkınım. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Bu kızın beklenmeyen anlardaki laf sokmalarına hastayım. Yol boyunca da gülerek Asi'nin taklidini yaptığımdan Asi'nin iyice sinirlerini bozduğum doğrudur. En son bana katlanamayıp kulaklıkla yaşamaya devam etmişti.
Eve geldiğimizde bu akşam ne giyineceğiz diye düşünmeye başladık. Tuğçe beyaz bir gömlekle yapışık siyah tulum giymişti. Abiyemsi bir parti olmadığı için herkes günlük kıyafet ile gelmeyi düşünüyordu. Doğru bir seçim yapmış Süslü, beğendim. Ben her zamanki gibi yırtık siyah bir kot paltolon ve üstüne de siyah hırkamı aldım. Amaç zaten Kader'in yanında olmaktı çokta şık olmaya gerek yoktu . İkizim de deri ceketli , baştan aşağı siyah süzülen bir kombin yapmıştı. Babam akşama doğru geleceği için şöforümüz Çetin abiden bizi parti yerine götürmesini rica ettik. Fatma teyzem kapıdan çıkarken bildiği bütün nazar dualarını okurken iki üç damla üstümüzü ıslatmayı da ihmal etmemişti. Ya Rabbi şükür deyip yola koyulduk.
Parti yerine geldiğimizde herkes oldukça sonbahar havasına uygun giyinmiş , kokteyl masalarını çevreleyip duruyordu. Haberleşip yol üzerinden Kader 'i de almıştık . Mekana girdiğimizden beri gözleri Hasan'ı arıyordu. İtiraf etmeliyim benim gözümde Ali'yi arıyordu. Ne kadar bakınsam da sanırım biz erken gelmiştik. Bunların duygusal işleri geç saatte de başlıyor olabilirdi. Tuğçe Nevinlerin yanına gitmiş Batuhan Ege olarak dörtlü masa oluşturmuşlardı. Ne kadar da uyumlu gözüküyorlardı 'kötüler' olarak . Yarım saat kadar üç kız birbirimize bakmakla zaman geçirdik. Çok derinleşmeden hoş sohbet ettik. Kader gerçekten çok tatlı bir kız.
Sonra arkadan gelen seslere kulak kesildim. Sesin Ali'ye ait olduğunu duyduğumda çocuk gibi sevinerek yüzümü döndüm. Bu halimi anlamış olacak ki ağzının kenarı kıvrılmıştı . Nedense o varken her yer daha korunaklı gibi hissediyordum.
Masamızda bulunmak için ilk teklif Hasan'dan gelmişti. Başka bir kıza yazılacaksa bunu Kader'in önünde yapmamalıydı. Bu yüzden biraz tedirgindim.
" Masanıza bizleri de eşlik eder misiniz hanımlar ?"
Teklifi Hasan yaptığı için cevap verecek kişi de belliydi.
" Ta.. tabiki buyrun . İçecekler şu taraftan alınıyor sanırım. " Sesinden bile belliydi Kader'in heyecanı.
Müzik birden bire değişti. Böyle anlarımı kollar bu dans müzikleri bilmiyorum. Yada zaten planlı ilerliyordu her şey..
" Dans etmeyi sever misin ? " Yiğit bu durumdan istifade ikizime yürümeyi ihmal etmiyordu. Yiğit'e bakıyordum ama Asi'nin cevabını çok merak ediyordum. Acaba kabul edecek mi?
" Buraya dans etmeye gelmedim." Sert kaya Asi Çınar. Aferin benim kızıma!
" Ne için geldiniz ? " bu meraklı sorunun sahibi Ali idi.
" Fikir ortaklığı diyelim. " dedim çat diye. Anlamamak için aptal olmak lazım. Sen Hasan'ın yanındasın bizde Kader'in işte ne uzatıyorsun. Erkek avlamaya gelmedik hoş .
Hasan çoktan Kader'i dansa çekmişti. Hasan'ın düşündüğü de Kader'di, ne zaman itiraf gelecek dememe kalmadan Ali'lerin Hasan'ın etrafında konfeti patlatıp , balonları Kader'in eline tutuşturdular. Ardından gelen gökteki havai fişeklerle herkes şaşırmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Hasan diz çöküp Kader 'e çıkma teklifi ediyordu. Böyle anları genelde televizyonda izlerdik. Gerçeğine şahit olmak kalbimi ısındırmıştı. Özellikle Kader adına çok mutlu olmuştum.
Herkes anın büyüsüne kapılmış hayaller kurarken Ali'nin telefonunun çaldığını farkettim ve Yiğit ile göz teması kurup hadi gidelim dercesine kafa direktifi verdi.
Yine meraklanıyordum işte . Nereye gidiyorlardı şimdi bunlar ?
" Nereye gidiyorsunuz?" Önüne geçmiştim. Bu kadar merak bir gün ölümüme sebep olacaktı. Ama engel olamıyordum.
" Bende ne zaman soracaksın diye bekliyordum zaten " dedi gülerek gıcık.
Tam Ali'ye cevap vermeye yeltenecekken arkadan Batuhan'ın ıslık çalması bir oldu. Ali'ye baktığımda Batuhan'ı dövmek ister gibi bir hali vardı.
"Parti yeni başlıyor Aliii...sıra arkadaşını kurtlara emanet edip gidiyorsun sanırım." Ellerini iki yana açmış Ali'ye doğru geliyordu. Pişmiş kelle gibi sırıtarak.
"Sen yeni sınıf arkadaşlarımızı kuzu zannettin herhalde ? Kurdun bir de dişisi vardır dikkat et ısırmasınlar "
Batuhan'ın cevap vermesini beklemeyip göz kırpmalı vedasıyla Ali'ler çoktan mekandan çıkmışlardı. Ve sorumu cevaplamadan.. Hasan ve Hüseyin partiye devam edecek gibiydiler. Tuğçe ise okulun diğer yakışıklı erkekleri ile meşgüldu. Ben ise Ali'lerin arkasından bakıyordum.
Asi yanıma gelip "Takip etmek istediğini biliyorum. Gitmeyeceğiz değil mi?" diye sordu. Bence cevabı biliyordu. Ama yine de söyleyeyim.1
***
Evet bölüm sonu.
Nasılız?
Hasan ve Kader piyangodan çıkar gibi manit oldu.
Ali ve Yiğit'in arkadaşlarına olan yakınlığı ve samimiyetini de görün istedik.
Hayatları bambaşka olabilir ama onlarında normal olmak istemeleri ve bunun için çabalarını da konu alacağız ilerleyen bölümlerde.
Ve ve ve.. İdil'e şaşırdık mı?
Ali'nin peşini asla bırakmayacak?
Bunun sebebi sadece aşk olabilir mi?
Yoksa kendinden uzaklaşıp başka problemli hayatlara ulaşmak mi istiyor sadece?
Yorumlarınızı merakla bekliyor olacağız.
🤍
Okur Yorumları | Yorum Ekle |