
Ben geldim hoş geldim iyi ki geldim
Elimde sarıldığım peluşum ile cama yaslanmış yolu izliyordum ve tabii Mırmırda koltukta taklalar atıyordu
Yolu izlerken ağaçların sıkı sıkıya sarılıyormuş gibi durması, bütün ağaçların aynı cins ve aynı boyutta olması dikkatimi çekti. Bu ağaçları diken adamın çok uğraştığı belli oluyordu.
Biraz daha dikkatli baktığımda ormanın içinde koşan bir hayvan vardı fakat ağaçların sıklığından dolayı belli olmuyordu
Bende Emily'e sorarak "Emily şu karşıdaki ormanın içindeki hayvanı görüyor musun?"
Gösterdiğim yöne baktı ve biraz durdu sonra "ah, hayır yanlış gördün galiba boşver" dedi bende uğraşmayarak sustum buda bir evetti sonuçta
Bacağımda bir acı hissettim minik bir inlemeyle acının olduğu yere baktım
Kedinin pençesi bacağıma takılmış çıkarmaya çalışıyordu. Çınay ile Emily hemen bana döndüler. Emily "Lucia! İyi misin?" Sesin geldiği yöne baktım
Emily ile göz göze geldik kafa sallıyarak onayladım ve titrek ellerimle kedinin pençesini çıkarmaya çalıştım
Korkarak kaçmaya çalıştı ama pençesini çıkaramadığı için bütün çabaları boşa gitti ve pes ederek durdu
Bende patisini tutarak pençesini kıyafetimden çıkardım
Çınar yola dönsede Emily bana hala bakıyordu.Kedi kendi halinde takılmaya başlayınca Emily'de önüne döndü.
Bende ormana bakmaya devam ederken "ne kadar kaldı?" Çınay yola bakamaya devam ederken "1 saat kaldı"
Emily "istiyorsan uyu biz seni uyandırırız" bende "Uykum yok ki" sonra derin bir sessizlik oluştu
Bende sessizliği bozmadım ve ormana bakmaya geri döndüm. Ağaçların arasındaki boşluklar biraz daha büyümüş, açılmıştı.
Ağaçların arasında simsiyah büyük bir ayı boyutunda bir şey koşuyordu biraz daha dikkatli bakamay çalıştığımda bir ayı değil bir kurt olduğunu düşündüm
Bu kadar büyük kurtlar var mı ki? "Emily"diye seslendim. Emily bana dönmeden cevap verdi"efendim"
Biraz düşündükten sonra "sence bir kurt ne kadar büyük olabilir" bir an duraksadı sonra çaktırmamaya çalıştığı titrek bir sesle"neden böyle bir şey sordun?"
Bende omuz silkerek cevap verdim "merak ettim" Emily yine susunca Çınay dikiz aynasından bana baktı ve "türüne göre değişir"
Bende anlamamış bakışlarla ona bakamaya başladım. Çınay'da açıklamaya başladı "Birden fazla kurt çeşidi var. Tabii bunlar cinse görede değişkenlik gösterir ama yaşadığı bölgeye görede değişebilir. Mesela bu taraftaki kurtlar daha büyük iri yarı olurlar. Tahmini bir ayı büyüklüğündedir olabilirler fakat alfaları daha büyük olur"
"Alfa?"dedim anlamıyarak evden çıkamayan bir kız için anlayamayışımı normal karşılamalılardı.
Bu sefer Emily konuştu "alfa sürünün başı yani şey gibi düşünebilirsin. Alfa patron dğer kurtlarda onun sözünü dinlemek zorunda yoksa kovulurlar."
Sonunda anlamış olmanın verdiği mutlulukla kafa sallıyarak onayladım
Gördüğüm kurt yüksek ihtimalle bir alfaydı çünkü bir bir ayıdan biraz daha büyüktü
Aklıma bir şey takıldı
Efendilerin televizyonda izlediği ama benim gizli gizli dinlediğim bir şeyde galiba belesel mi ne diyorlarsa artık onda kurtların yanlız dolaşmadılarını söylüyordu ve bu kurt yanlız
Kurtun olduğu tarafa baktığımda hala peşimizde olduğunu gördüm etrafına baktığımda başka kurt görmedim yada Ağaçlardan dolayı belli olmuyorlardı
Merakıma tekrar esir düşerek "kurtlar yanlız mı gezer?"
Çınay'ın yüzünde dikiz aynasından gördüğüm kadarıyla bir gülümseme belirdi "neden bu kadar merak ettin acaba? Neyse kurtlar sürü halinde dolaşırlar fakat bazı istisnalar var alfanın sözünü dinlemiyen yada ihanet edenler sürüden atılır bu yüzden yanlız dolaşırlar birde Alfa başka kurtlarla savaşmıyacakları sürede genelde yanlız takılır"
Kurtlar ne kadar akıllıymış
"Niye yanlız takılıyor üzülmez mi?"
Emily gülücek gibi olsada hemen sustu fakat bıyık altı bir gülüş atmaya devam ediyordu
Çınay gülerek "neden üzülsünki ? Onun doğası bu"
Elimdeki peluşa sarılarak " Ama ben yanlız olduğum için üzülüyorum o niye üzülmüyor"
Bir süre sessizlik oldu acaba bir şey mi yaptım diye korksamda Emily konuştu " Onlar yanlız kalmayı seçtiği için yanlızlar isterseler sürüleriyle yada eşleriyle dolaşabilirler"
"Eşleri mi var?!"diye sordum içimdeki merak duygusu soru sordukça azalmak yerine artıyordu
Yine Emily konuşarak"tabiiki, insanlar gibi bir çok hayvanında eşi vardır"
Bazı insanlar, hayvanlardan daha çok hayvana benzerler. Görünüş olarak olmasada davranış ve konuşma açısından ve şuan o kişiler önümüzdeki arabadaydı...
Fakat bazı insanlar vardır ki seni karanlıktan çıkarıp özgürlüğe kavuşturur ve şuan o kişilerle aynı arabaydım... Yada daha tanışmamıştım
40-45 dakika sonra
Araba durduğunda etrafıma baktığımda karşımda froy kasabasına hoşgeldiniz
Sonunda gelmiş olmanın verdiği mutluluk hissini bozan şey her zamanki gibi Mırmır'dı.
Miyavlamaya başladı aslında Emily biraz önce yedirdi ve içirdi yoksa tuvaletimi geldi
Ya arabaya yaparsa o zaman ne olucak acaba beni sevmicekler mi? Yada belki bir daha benle konuşmazlar
Kapı sesi duymamla sesin geldiği tarafa baktım. Emily benim kapımı açmış bir şekilde inmemi bekliyordu.
Aceleyle kediyi avucuma alarak arabadan indim. Kediyi Emily'e vererek "ben bu kediye bakamam" dedim
Emily anın şokundaydı "neden?" Kafamı sağa sola sallayarak "bakamam işte"
Biraz önce bile hayvan miyavladığında elim ayağıma dolaştı. Böyle bir insan hayvan bakmamalı yada düzgün bakamıyacak biri... Yani ben
Arkamı dönerek etrafıma baktım çünkü Emily'e bakarsam Mırmır'ı bana vermek için daha çok zorlıyacaktı. Bende dikkatimi başka yere vermeye çalıştım
kasabada çok fazla insan vardı yarın festival başlıyor yani ne bekliyorsun ki. Her yer insan kaynıyordu pek benlik değil yani içeri nasıl giricem ben?
Babam ve ablam yanımıza geldi ve babam konuşmaya başladı "Bugünlük istediğiniz yapın ve isterseniz Lucia sizle kalabilir"
Emily kafa salladı kasabanın önüne geldiğimizde hepimizin eline bir kağıt uzattılar
Kağıdı açıp baktığımda bunun bir kural kağıdı olduğunu gördüm bazı klasik kurallar vardı fakat en çok dikkatimi çeken
Kişiler evde farklı cins olarak kalıcaksa sadece bir kız ve bir erkek şekilnde kalabilirler fakat aynı cinsten kişilerle kalıcaklarsa en az 2 an fazla 4 kişi kalabilirler
Bu demek oluyorki ben babamlarla kalmıyacam çünkü babam kızını kesinlikle başka kızlarla bırakmaz tabii Hestia'nın arkadaşları buraya gelmediyse
Babamlar çoktan kasabaya girmişti bense hala kasabanın girişindeydim. Çınay ile Emily içeri gireceği sırada "ben içeri giremem"dedim. Emily arkasını dönerek bana neden bakışları attı.
Bende tam ağzımı açacağım sorada arkamdam bir aile gelmeye başladı çocuk koştura koştura üstüme koşarken yere bakıyordu. Refleksen yana kaçtığımda çoçuktan ucuz kurtulmuştum
Emily insanlara dokunamadığımı hatırlayarak "eldiven taksan?" Kafamı sağa sola salladım "Çoçukken denemiştim hissettiğim sürece işe yaramaz yada dokunulduğunu fark etmem lazım"
Hestia insanlara dokunamadığımı bildiği için gelir bana dokunup durudu bu yüzden bir çok yol denemiştim ama eldiven denemesemde hizmetçimizin çoraplarını elime geçirmeye çalışmıştım
Yakalandığımda hizmetçimiz beni depoya kapatmıştı. Halbuki haberi yoktuki depoya kapatmasından çok depoya kapatırken bana dokunması canımı yakmıştı...
Emily yanıma geldi "istersen tenha yerlerden geçeriz zaten Çınay'da var bir şey olmaz"diyerek onay bekler gibi Çınay'a baktı.
Çınayda kafa sallıyarak onayladı içimde bir husursuzluk oluşsada başka şansım yoktu...
Evet bir bölümü daha bitirdik yorum ve oylarınız için şimdiden teşekkürler
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.3k Okunma |
928 Oy |
0 Takip |
24 Bölümlü Kitap |