1. Bölüm

{1}

Yazar_meloooo
yazar_meloooo

 

 

 

Bu kitapta geçen kurumlar ve kişiler tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir!

 

 

 

 

Keyifli okumalar...

 

~~

Aynanın karşısında durmuş, giydiğim elbiseye bakıyordum siyah dar sırt dekoltesi olan bir elbiseydi.

 

Bugün arkadaşım Sıla'nın doğum günü kutlaması vardı ve biz en yakınları olarak gidecektik.

 

Tam üstümdeki olmamış çıkarayım derken aşağıdan emrenin sesi yükseldi "lan ne giyiyorsun üstüne insene hadi aşağı ağaç oldum burda!"

 

Kıkırdadım beklemeyi sevmezdi aslında o sonradan aramıza sevgilim ile gelecekti ama onun işi erken bitmişti ,daha fazla bekletmeden aşağı indim

 

"Ya nerde bu kız ben gidip bakacağım yet-" cümlesinin devamı gelmedi çünkü beni görmüştü "hasiktir kızım bu ne güzellik yüreğine mi indireceksin arkadaşımın?" bu cümlesine güldüm ve göz kırptım emre benim çocukluk arkadaşımdı aslında hepimiz öyleyiz sevgilimlede birlikte büyüdük

 

Telefonda konuşan Selim bana dönüp "Cesur gelmiş çıkalım mı?" dedi olumlu anlamda başımı salladım tam kapıdan çıkacakken ipek kolumu tutu ona döndüğümde kot pantolon ve gömlek kombini yaptığını gördüm "kızım sen iyi misin bizimkiler motorla oraya gidecek sen bunla nasıl motora bineceksin hem onu bunu geçtim üşürsün !?"

 

Ben bu kızı sevmeyip ne yapayım? gurubun annesi gibidir ipek herkesin iyiliğini düşünür ama bir o kadar maldır evet maldır gözünün önündekini göremez

 

"Bebeğim sen beni düşünme " dedim ve kapıdan çıktım kapıda beni bekleyen arkadaşlarımın yanına gittim.

 

Benimki motora yaşlanmış emre ile şakalaşıyordu "oğlum kız seni görmüyor bile emre sana aşık desek hangi emre der " dedi ve kahkaha attı emre yüz buruşturarak "komik mi abi?" dedi ve cesuru itti "tamam beni görmüyor şöbiyetim ama açılacağım bir gün "

 

"Şöbiyet ne lan" diyen selim Emre'nin kafasına bir tane geçirdi öne sedeleyen Emre "daha ne diyeyim oğlum tatlı gibi kız " derin bir nefes verdi "keşke o da bana aşık olsaydı be " dedi

 

Benim geldiğimi hala fark etmemişlerdi kafasını ilk benim olduğum yöne çeviren cesur oldu tekrar Emreye baktı sonra tekrar bana döndü bu haline kıkırdadım o da sırıttı ıslık çalarak elini bana uzattı tuttum etrafımda bir tur döndürdü

 

"Yakıyorsunuz matmazel" bu söylediğine ne sandın der gibi bir bakış attım bende onu süzdüm siyah gömlek siyah kot üstünede siyah deri ceketini almıştı.

 

Anlaşılan bu parti için süslenen sadece bendim "senin için aynısını söyleyemeyeceğim cesur bu hal ne partiye gidiyoruz az süslen "

 

Üstüne baktı "bence gayet iyi " dedi sonra boynuma gelen saçımı geri attı "kolye takmamışsın?"

 

"Takma dedin"

 

"Doğru"

 

Bu haline kocaman bir kahkaha attım .Arkasına döndü ve motorun üstündeki kutuyu aldı Cesura bakmaktan görmemiştim bile kutuyu elime bıraktı ve ne zaman utansa yaptığı gibi elini boynuna attı

 

"Beğenir misin bilmem hayal ama kendi tasarımım " dedi bu sözden sonra kutuya eğildim kırmızı kadife kutunun kapağını açtığımda gümüş iki kolye gördüm ikiside aynıydı güzeldi

 

Bir tanesini elime aldığımda incelemeye başladım motor kaskıydı üstünde işlemeler vardı daha yakından baktığımda küçük küçük üstünde 'daima seni seviyor' yazıyordu gözlerim dolmuştu çok hoştu Cesur birden elimden kolyeyi çekip aldı "yalnız o benim " dedi kutudakini gözüyle gösterdi "o senin"

 

Bir farkları yoktu ikiside aynıydı ne düşündüğümü anlamış olacak ki elindeki kolyenin arkasını çevirdi aynı şekilde kutudakininde elinde tutugunun arkasında erdem yıldırım-şarap gibi kadın yazıyordu altında da bir QR kod vardı gözlerim öyle bir doldu ki bulanık görmeye başladım benim olana baktığımda yaşar-kumralım şarkısı onunki gibi altında QR kod vardı ona hep bu şarkıyı söylerdim sesimin kötü olmasına rağmen

 

"Cesur bunlar çok güzel " dedim egolu bir tavırla çenesini kaldırdı "tabi güzel olacak ben yaptırdım " dedi gülerek omzuna vurdum sonrada çekip sarıldım "seni daima seveceğim cesur " dedim daha sıkı sarılarak oda bana sarıldı "bende,bende diğer yarım daima"

 

"Ay içim daraldı yeminle ayrılın ya ne bu mıç mıç ıyy" diyen Emre'nin sesini duyduk gülerek ayrıldık biz konuşurken ipekte gelmişti.

 

Benim kolyemi Cesur takıtı, onunkini de ben takım kolyeye bakarak tebessüm ettim "seni hiç çıkarmayacağım" cesurda bana gülüp kaskı uzattı elinden aldım ve arkasına bindim zorla İpek'i de Emre'nin arkasına bindirip yola çıktık

 

💫

 

Sıla'nın evine vardığımızda Cesur'un koluna girdim sılanın evi iki katlı bir evdi alt katta parti olacaktı zile bastım ve beklemeye başladık içeriden müzik sesleri geliyordu bu kadar arkadaşı olduğunu bilmiyordum çok kalabalık bir parti olduğu belli oluyordu

 

Kapı açıldığında Sıla karşıladı bizi "hoş geldiniz!" Diye öyle bir bağırdı ki sağır oldum sandım en önde ben olduğum için gözü bana takıldı gülüşü silindi sonra Cesurla koluma baktı yüzü daha çok düştü bunu Cesur da fark etmiş olmalı ki kaşlarını çattı inşallah düşündüğüm şey değildir çünkü Sıla yakın arkadaşlarımdan biri bu beni çok derinden etkilerdi

 

İçeriye girdiğimizde baya kalabalık olduğunu gördük masalara geçtik parti böyle akıp geçti hediyeler açıldı pastalar yendi bol bol dans edildi saate baktığımda 00.00 olduğunu fark ettim gözlerim fal taşı gibi açıldı babamdan sadece bir saat için izin almıştım ama ben neredeyse üç saattir burdaydım

 

Cesura baktım eğleniyordu onun eğlencesini bozmak istemedim ve yaklaşıp "benim gitmem lazım çok geç kaldım Cesur ,babam kızar şimdi " dedim gülerek bana döndü "tamam bırakayım ben seni " tam kalkacakti ki "yok yok ben giderim sen eğlenmene bak çok içme ha bozuşuruz " dedim şakayla onun içmediğini ağzına bile sürmedigini biliyordum

 

"Aşk olsun yavrum ne zaman içtiğimi gördün "

 

Kıkırdadım arkamı döndüm bağırarak "olsun tabi ve hiç görmedim " dedim aklıma gelen şeyle birden dönüp ona koştum Cesur şaşırarak bana baktı

 

"Cesur evlenelim mi?" Birden sorduğum soruyla afallayarak bana baktı selim içtiğini belli eden bir sesle "ooo düğün ne zaman bir dakika ya bu işte bir terslik yok mu Cesur diz çök!" diye bağırdı sonra da ekledi "ya da Hayal sen çök " masadaki herkes onun bu haline gülüyordu

 

"Evlenelim"

 

Duyduğum ses ve kelimeyle gülüşüm dudağımda asılı kaldı sevinçten boynuna atladım

 

"Hayal bu konuyu başka zaman tekrar konuşalım " dedi kafamı olumlu anlamda salladım "tamam yarın konuşalım aşkım " dedim benden ayrıldı yüzüne hüzün çökmüştü

 

"Hayal yarın iznim bitiyor geri dönmem gerek burdan eve geçiçem eşyalarımı toplayim gideceğim üzgünüm seninle böyle vedalaşmak istemezdim "

 

Cesur harp okuluna gidiyordu asker olmak en büyük hayaliydi ve umarım okulu bitirecek asker olarak karşıma dikilecekti

 

"Ne sorunu aşkım tabii ki gitmen gerekiyor git asker olarak geri dön tak parmağıma yüzüğünü hem o zamana kadar bende atanmış olurum belki " dedim bende öğretmen olmak için atanmayı bekliyordum gülümsedi anlımdan öptü el sallayıp çıktım ordan

 

💫

 

Eve vardığımda içeri girdim ve ne yazık ki oturma odasının ışığı yanıyordu babam yatmamıştı.

 

Annem evi terk ettikten sonra babamla yaşamaya devam etmiştim babam bana hiç bir zaman annemin yokluğunu hissettirmemeye çalıştı onu çok seviyorum.

 

Tam gözükmeden odama geçmiştim ki babam "gel buraya Hayal Kandemir" diyince mecbur ayaklarımı sürüye sürüye yanına gittim

 

Hemen lafa başladım "biliyorum baba geç kaldım bu saate kadar nerdeydim? Saate bakmayı unutmuşum, sevgilin yanında mı? Evet yanımdaydı yarın olmayacak buna birazdan ağlayacağım son olarak şimdi uyumaya gideceğim " onun soracaklarını artık ezberlemiştim güldü bu halime babam kollarını bana açtı koşar adım gidip sarıldım

 

"Bu adam merak ediyor be kızını çiçeğim " Kıkırdadım "Kızın da seni seviyor adem Kandemir " öptü saçımdan kokladi daha sıkı sarıldı bana "Canım kızım benim çiçek kokulum " güldüm.

 

💔

 

Sabah erken kalkıp sofrayı kurmuş sonra babamı uyandırmıştım şimdi çayları bardaklara koyuyordum.

 

Bardakları alıp mutfaktan çıktım babamda geldi oturdu masaya önüne çayını bıraktım,çayına şeker atıp içmeye başladı bende direkt menemene ekmek bandım tam ağzıma atacakken telefonum çaldı numaraya falan bakmadan direkt açtım

 

"Alo"

 

"Merhaba biz sizi şehir hastanesinden arıyoruz cesur Kılıç adına "

 

Elimdeki ekmek masaya düştü babam direkt bana odaklandı

 

"Hanım efendi son aradığı kişi sizdiniz size ulaşabildik Cesur Kılıç trafik kazası geçirmiştir hastane- " demişti telefonu hemen kulağımdan çektim ve o kadının yüzüne kapattım

 

Hemen ağlayarak masadan kalktım "noluyor kızım " diyerek babamda ayaklandı "baba Cesur kaza yapmış kalk hastaneye gidelim kalk!" babam hemen kalktı "nasıl olmus Hayal " dedi hemen ayakkabılarımı giydim kendimi dışarı attım "bilmiyorum baba bilmiyorum "

 

Koşarak hem taksi durağına ilerliyor hem Cesurun annesinin numarasını arıyordum üçüncü çalışta açıldı

 

"Ne var"

 

"Cesur kaza yapmış peri teyze!" dedim hıçkıra hıçkıra ağlarken "aa öyle mi ?" diye sordu ailesi ile arası kötü olduğunu biliyordum ama bu kadar olduğunu bilmiyordum bu nasıl bir anneydi böyle?

 

"Bir an önce hastaneye gelin sizin evin alt sokağındaki hastane olması lazım peri teyze " diyip telefonu kapattım babamda bana yetişmiş bir taksiye binmistik

 

💔

 

Hastaneye vardığımızda ameliyathanenin yerni sordum koşa koşa oraya gittik babamla, doktor çıkmıştı bile ve peri teyzeyle konuşuyordu bizi gören peri teyze doktora birsey dedi ama uzak olduğum için duyamadım doktor da birsey dedikten sonra peri teyze hastaneyi inletecek bir şekilde "oğlum! " diye bağırdı hemşireler geldi ona yardim etmek amacıyla kadın hıçkıra hıçkıra ağlıyordu

 

Bende daha fazla dayanamadım yere dizlerimin üstüne düştüm "Cesur !" diye bağıra çağıra ağlamaya başladım

 

Ertesi gün

 

Cesur'un cenazesindeydik göz yaşlarım kurumamis akmaya devam ediyordu yanımdaki ipek'in ağlamaktan içi çıkmıştı Emre'nin göğsüne yatmış ağlıyordu emre ve selim ağlamamak için kendilerini sıkıyorlardi ama gözleri kıpkırmızıydı

 

Herkes dağılmaya başlamış annesi bile gitmisti kim çocuğunu yalnız bırakmak isterki?

 

Mezarına yaklaştım dizlerimin üstüne düştüm bunlar son düşüşlerim olduğunu bilmeden elimi toprağında gezdirdim "sana demedim mi içme diye?" ağlamaktan sesim kısık çıkmıştı "ha Cesur demedim mi motoru yavaş kullan diye?" Hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim "Cesur sen daha asker olacaktın nerdesin şimdi daha evlenecektik Cesur gel yanıma tak yüzüğümü "

 

İpek gelip bana sarıldı elinde bir poşet vardı selim poşete baktığımı görünce "cesurun üstünde olanlar hayal " dedi kısık bir sesle poşeti kaptigim gibi göğsüme bastırdım ve ağlamaya devam ettim benle birlikte selim ve emrede ağlamaya başladı bir mezarın başında dört kişi oturup hıçkıra hıçkıra ağladı

 

"

 

Sana andım olsun seni öldüreni bulacağım" mezarına yanına uzanıp cenin pozisyonu aldım "Cesur " dedim "bulacağım söz "

 

...

 

Merhaba öncelikle

 

Yazım yanlışım varsa özür dilerim nazik bir şekilde uyanırsınız düzeltmeye çalışırım şimdiden teşekkürler

 

İlk bölüm nasıldı?

 

Soru:sizce Hayal ne yapacak?

 

 

Bölüm : 15.09.2024 00:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Yazar_meloooo / Geçmişin izi / {1}
Yazar_meloooo
Geçmişin izi

17 Okunma

4 Oy

0 Takip
4
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...