3. Bölüm

•3•

Yazarasena
yazarasena

İyi okumalar dilerim✨️

 

 

 

🇹🇷Görev Zamanı🇹🇷

 

 

 

Hakkâri karargâhında gece serinliği hissedilirken, Deli Timi hazırlıklarını tamamlamıştı.

 

Timin her üyesi, çantalarını son kez kontrol ettikten sonra dışarı çıktı. Hangarın önünde, pervaneleri dönmeye başlayan bir helikopter onları bekliyordu.

 

Albay Fatih Gök, helikopterin yanındaki Deli Timi’ne doğru yürüdü. Gözleri, yılların deneyimini yansıtarak, herkesin gözlerinin içine bakıyordu.

Bir an durdu ve derin bir nefes aldı.

 

Hangi şartta olursa olsun, birlikte çıktığınız her görevde geri dönmeyi başardınız. Bu gece de öyle olacak. Hepinizin birbiriyle sımsıkı bağlı olduğuna inanıyorum. Unutmayın, birlikteyken kimse sizi durduramaz. Şimdi gidin, işinizi yapın ve sağ salim geri dönün.

 

 

Emredersiniz, komutanım.

 

 

Albay, Deli Timi’nin helikoptere doğru ilerlediğini izlerken, hafifçe mırıldandı

 

—Sizlere güveniyorum.

 

Rüzgâr saçlarını dağıtırken, Devrim'in komutuyla birer birer helikoptere bindiler.

 

Helikopter havalandığında, altlarındaki dağlık coğrafya bir harita gibi görünmeye başlamıştı. Gökyüzü açık ve pürüzsüzdü, ama herkesin içinde yaklaşan görevin ağırlığı hissediliyordu.

 

Can,

 

—Deli Komutanım. Bence helikopterde birkaç şarkı söylesek motive olurduk.

 

Devrim, hafifçe gülümseyerek yanıtladı

 

—Can, şarkı söylemeye başlarsan seni helikopterden aşağı atarım.

 

Helikopterdeki sessizlik, gülüşmelerle bozuldu. Görev başlamadan önceki bu anlar, Deli Timi için her zaman değerliydi.

 

Helikopter, geceyi yararak hedef bölgeye doğru alçalmaya başladı. Rüzgâr pervaneleri titretiyor, ağaçların arasındaki boşluğa doğru sanki bir hançer gibi saplanıyordu. Ekip, sessiz ve dikkatli bir şekilde hazırlıklarını tamamladı.

 

Ağaçlar ve kaya parçaları arasında, ormanlık alanda karanlık bir dünya hüküm sürüyordu. Nemli toprak kokusu, rüzgârın taşıdığı yaprak hışırtılarına karışıyordu. Bu huzur dolu görüntü, içinde bir tehdit barındırıyor gibiydi.

 

 

Kamp, bir sürü çadırdan oluşuyordu. Çadırların arasında dev bir ateş yanıyor, etrafa loş bir ışık saçıyordu. Birkaç nöbetçi, kampın girişinde devriye geziyordu. Çevreden gelen hafif bir uğultu, rüzgârın ağaç yapraklarını hışırdatmasıydı; ama bu, nöbetçilerin dikkatini çekmeye yetmemişti.

 

Aybars, göz ucuyla etrafına bakıyordu. Her şey sessizdi; rüzgar bile bir nefes almayı unutmuştu sanki. Bu sessizlik, bir şeylerin kötü gidebileceğini fısıldıyordu. Ama yine de her şey planlandığı gibi devam ediyordu.

 

Kulaklıklarından Devrim’in sesi duyuldu:

 

—Planı bir kez daha gözden geçirelim. Altay ve Aybars, bomba yerleştirme noktalarını kontrol edecek. Can, harita üzerinden bize bölgedeki hareketleri anlık olarak iletecek. Giray, güvenliğimizi sağlamakla görevli. Ben de elebaşını alıp geleceğim.

 

Devrim, timden birkaç adım önde yürüyerek komutaları vermeye devam ediyordu. Hedef elebaşıydı ve birkaç gündür peşindeydiler.

 

İntikam peşindeki bir komutanın sinirleri, hayatta kalmayı isteyen bir askerin soğukkanlılığıyla birleşmişti.

 

Devrim ve timin geri kalanı, görev için hazır olduklarından emin oldular. Plan hızlıca ve sessizce uygulandı. Aybars ve Altay hedeflenen bölgelere doğru hareket etmeye başladılar, Giray ise güvenliği sağlıyordu. Can haritadan durumu sürekli izliyordu.

 

 

Devrim komutayı verdikten sonra hızla ormanın karanlıklarına doğru ilerledi. Hedef, elebaşının çadırıydı ve Devrim yalnızca o çadırdaki önemli belgelerle birlikte lideri almak zorundaydı. Çadırın etrafında dikkatlice ilerlerken, her adımını ağır ve sessiz atıyordu.

 

 

Kulaklıkdan gelen Can'ın sesi,

 

—Komutanım, elebaşının olduğu çadır kuzeydoğuda. Çadırın yakınlarında hareket halinde 5, çadırın kapısında duran 2 nöbetçi var.

 

Giray,

 

Artık yok.

 

Devrim yüzündeki gülümsemeyle, hızlı ama dikkatli bir şekilde çadırın yanına yaklaştı. Etrafı dikkatlice taradı. Her şey yolundaydı.

 

Bir an durarak, derin bir nefes aldı ve çadırın kapısını hafifçe araladı. İçerisi karanlıktı, yalnızca ufak bir lamba yanıyordu. Yatakta, elebaşı uyuyordu. Devrim, dikkatlice ilerleyerek odadaki masayı inceledi.

 

Çadırın her köşesini kontrol ettikten sonra, dosyaları ve belgeleri almak için hareket etti. Yanındaki çantayı açarak önemli olan her şeyi içine koydu. Ardından, elebaşının yanına doğru dikkatlice adım attı.

 

Çok geçmeden, elebaşını bağlayarak odadan çıkmak üzereyken, bir silah sesi duydu. Hemen geri çekilerek, silahını çekti ve kampın dışına doğru hızlıca ilerlemeye başladı.

 

Devrim gülerek,

 

—Bombacılar işiniz bitti mi?

 

Aybars, kulaklık aracılığıyla hemen yanıt verdi.

 

—Evet, komutanım. Bomba yerleştirildi. Çevre güvenliği sağlandı. Her şey yolunda.

 

Devrim, biraz hızlanarak yanıt verdi:

 

—Çıkış yolu açık mı?

 

Giray,

 

—Evet, her şey temiz. Çıkışta kimse yok.

 

Devrim, timin geri kalanı ile hızlıca iletişim kurarak, birlikte ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başladılar. Yavaş ama emin adımlarla, her birinin gözleri karanlıkta çevreyi tarıyordu. Her an beklenen bir saldırıya karşı hazırlıklıydılar.

 

 

🇹🇷

 

 

Devrim ve timi, hedef bölgeden iyice uzaklaştıktan sonra, sessizce ilerleyerek güvenli bölgeye girmişlerdi. Çevreyi dikkatle tarayan Deli Timi, her şeyin yolunda olduğuna emin olduktan sonra, Devrim, Aybars’a seslendi.

 

Devrim,

 

—Aybars, bombalar patlamaya hazır mı?

 

Aybars,

 

Evet, komutanım. Patlama için onay bekliyoruz.

 

 

Devrim,

 

Tamam. Bombaları patlat. Bu iş burada bitti.

 

Aybars,

 

—Emredersiniz komutanım.

 

 

Aybars, titizlikle ayarladığı patlayıcıları tetikledi. Patlamalar ardı ardına gerçekleşti ve kocaman kamp patlamalar ve ateşler içinde yerle bir oldu.

 

Devrim,

 

—Her zamanki gibi iyi iş çıkardınız.

 

Deli timi,elebaşını ve önemli belgeleri aldıktan sonra ormanın derinliklerine doğru hızla ilerliyordu. Kulaklıkları aracılığıyla gelen Fatih Albay'ım sesi duyulmaya başladı.

 

Albay,

 

Devrim, beni duyuyor musun? Hemen durum güncellemesi ver.

 

Devrim hızla cevap verdi,

 

Duyuyorum, Albayım. Her şey yolunda. O bölgede artık bir kamp bulunmamakta,elebaşı ve belgeler bizde. Bir sıkıntı yok, her şey kontrol altında.

 

Albay,

 

Aferim size tim beni şaşırtmadınız.

Fakat bir haberim var. Bir tim esir alınmıştı yerleri tespit edildi ve onlara en yakın tim sizsiniz. Onun için acil bir müdahaleye ihtiyacımız var. Deli Timi’ni görevlendirmek istiyorum.

 

(Böyle bir şey var mı bilmiyorum ama artık var djdhdjdndj)2

 

 

Devrim, timine baktı hepsi onay verince hızla cevapladı.

 

 

Anlaşıldı komutanım görevi kabul ediyoruz.

 

 

Albay,

 

— Sizin görevi reddetmeyeceğinizi bildiğim için, size bir tim yolladım. Tim en kısa zamanda size ulaşmak üzere.Elebaşı ve belgeleri teslim edin, sonra esir tim için harekete geçin. Zaman kaybetme lüksümüz yok.

 

 

Devrim, kulaklıklarından gelen bu mesajla hızla kafasını kaldırdı, çevresine dikkatlice bakarak durumu değerlendirdi.

 

Devrim,

 

— Anlaşıldı, komutanım.

 

 

Tim gelince, Deli timi hızlı bir şekilde elebaşını ve belgeleri teslim etmek için hareket etmeye başladı

 

Aybars,

 

—Şimdi hedefe odaklanabiliriz işte.

 

 

Giray,

 

Hareket etmek için hazırız komutanım.

 

 

Devrim, timin her bir üyesinin kararlılığını görünce bir kez daha güvenle ilerledi.

 

 

​Acaba görev güzel geçicek miydi?

 

 

...

 

 

Oylarınız ve yorumlarınız benim için çok değerli,yorumlara bekliyorum sizii❤️

 

Sağlıcakla kalın❤️

Bölüm : 07.12.2024 16:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...