9. Bölüm

•8•

Yazarasena
yazarasena

 

 

Herkese selamm🤍

 

 

Umarım beğenirsin yazım yanlışım ya da noktalama işaretlerinde yanlışım varsa kusuruma bakmayın.

 

 

 

Hepinizi yorumlara bekliyorumm.

 

 

 

İyi okumalar dilerimm✨️

 

 

 

 

 

🇹🇷Tehlike🇹🇷

 

 

 

 

 

Ekranda Fatih Albay yazıyordu. Devrim iyice uzaklaşınca telefonu açtı

 

 

 

"Devrim, hastanede olağan dışı bir hareketlilik var. Birkaç dakika önce istihbarat kaynağımızdan haber aldık. İçeride bir tehdit unsuru olabilir. Detayları netleştirmeye çalışıyoruz ama derhal çevreyi kontrol altına alın."

 

 

 

Devrim kaşlarını çatıp etrafına göz gezdirdi.

 

 

 

— "Tehdit iç kaynaklı mı, yoksa dışarıdan sızma mı var?"

 

 

 

—"Bunu bilmiyoruz. Ama güvenlik kayıtlarında şüpheli hareketler var. Özellikle üçüncü kat çevresinde. Oraya en yakın sizsiniz, hemen kontrol edin."

 

 

 

Emredersiniz komutanım."

 

 

 

O sırada Devrim çoktan geri dönmüştü ve Atalay’ın ailesine çaktırmadan iki timede haber vermişti.

 

 

 

Altay, Yaman ve Barlas hemen benimle gelin diğerleri yoğun bakıma girip çıkanlara dikkat edin.

 

 

 

Altay, Yaman ve Barlas hızla Devrim’in peşine takıldı. Devrim, hastanenin koridorlarında ilerlerken gözleri sürekli çevresini tarıyordu. Üçüncü kata inen merdivenlere vardıklarında, Devrim durup ekibine kısa ve net talimatlar verdi.

 

 

 

— "Altay, sen güvenlik kameralarına göz at, şüpheli bir hareket tespit edebilir misin bak. Yaman, sen sağ kanadı kontrol et. Barlas, sol kanat sende. Sessiz ve dikkatli olun. Şüpheli biriyle karşılaşırsanız, önce beni haberdar edin."

 

 

 

Herkes başıyla onay verip hızla dağıldı. Devrim derin bir nefes alıp üçüncü katın ana koridoruna adım attı. Bu kat, Atalay’ın yattığı yoğun bakım ünitesinin bir alt katıydı. Hedefin ne olduğunu ya da kim olduğunu bilmesek te eğer burada bir tehdit varsa, yukarıya çıkmadan önce engellenmeliydi.

 

 

 

Kulaklıktan Altay’ın sesi geldi.

 

 

 

"Komutanım, kameraları izliyorum. Son yirmi dakikada üçüncü kata girenlerin çoğu hastane personeli ama bir tanesi dikkatimi çekti. Yüzünü kameradan kaçırıyor, kapüşonlu bir mont giymiş. Hemşirelerin girdiği bir odanın yakınına konumlandı ama içeri girmedi. Şu an hâlâ orada."

 

 

 

Devrim hemen kulaklığa cevap verdi.

 

 

 

— "Koordinat ver, en yakın olan yanına gitsin."

 

 

 

Altay birkaç saniye sustuktan sonra net bir sesle yanıtladı.

 

 

 

— "Yaman, şüphelinin olduğu noktaya en yakın sensin. Merdivenlerden sonra sol koridor, üçüncü oda kapısının önünde bekliyor."

 

 

 

Devrim’in yüzü ciddileşti.

 

 

 

— "Yaman, sakın direkt müdahale etme. Önce gözlemle, hareketlerini değerlendir."

 

 

 

Yaman’ın sesi kulaklığa düştü.

 

 

 

— "Anlaşıldı komutanım. Harekete geçiyorum."

 

 

 

Şimdi herkes tetikteydi. Eğer burada bir sızma varsa, bu tehdit Atalay’a ulaşmadan durdurulmalıydı.

 

 

 

Devrim, koridorun loş ışıkları altında ilerlerken refleksif olarak silahını kontrol etti. Kulaklıktan Yaman’ın sesi tekrar geldi.

 

 

 

— "Komutanım, hedef hala kapının önünde. Elinde küçük bir çanta var, içinde ne olduğunu göremiyorum ama sürekli etrafı kolaçan ediyor. İçeri girmek için doğru anı kolluyor olabilir."

 

 

 

Devrim hemen bir değerlendirme yaptı. Şüpheli biri hastanede rastgele dolanmazdı. Çantasında silah ya da patlayıcı olabilir miydi?

 

 

 

— "Barlas, Yaman’a destek ol. Ama dikkatli olun, adamı ürkütüp kaçmasına izin vermeyin."

 

 

 

— "Anlaşıldı."

 

 

 

Birkaç saniye sessizlik oldu, ardından Yaman tekrar konuştu.

 

 

 

— "Komutanım, adam harekete geçti. Kapıyı açıyor!"

 

 

 

Devrim hızla kulaklığa fısıldadı.

 

 

 

İçeri girdiğinde hemen müdahale edin!"

 

 

 

Koridorun sonunda kısa bir hareketlenme oldu. Yaman ve Barlas adam odaya girince hızla adamın üzerine atıldı. Küçük bir arbede yaşandı ama adam etkisiz hale getirilmişti. Devrim hızla yanlarına gidip yerde yüzüstü yatan şüpheliyi süzdü. Adamın bilekleri arkadan kelepçelenmiş, çantası da kenara fırlamıştı.

 

 

 

Barlas çantayı açtı ve içindekilere göz attı. Gözleri hafifçe büyüdü.

 

 

 

— "Komutanım, içinde tabanca, susturucu ve bir hastane personel kartı var."

 

 

 

Devrim derin bir nefes aldı.

 

 

 

— "Bu adam buraya rastgele gelmemiş. Hedef Atalay olabilir."

 

 

 

Şüpheliyi ayağa kaldırıp sertçe sordu.

 

 

 

— "Kimin için çalışıyorsun?"

 

 

 

Adam suskun kalınca Devrim dişlerini sıktı. Eğer bir düşman hastane içine kadar sızabiliyorsa, dışarıda daha fazlası olabilir demekti.

 

 

 

— "Altay diğerlerine söyle, yoğun bakımın etrafında nöbeti sıklaştırsınlar. Kimseye güvenmesinler.Ben Albayı arayıp durum raporu verip geliyorum."

 

 

 

Atalay içeride savunmasızdı ve buraya gelenler işlerini bitirmeden pes etmeyecekti.

 

 

 

Devrim hızla odanın boş bir köşesine çekilip telefonunu çıkardı. Ekranda tekrar Fatih Albay yazıyordu. Aramayı başlattığında, albayın sesi hemen duyuldu.

 

 

 

— "Durum nedir, Devrim?"

 

 

 

Devrim, gözünü hala şüphelinin olduğu noktadan ayırmadan konuştu.

 

 

 

— "Albayım, içeride bir sızma girişimi tespit ettik. Şüpheliyi yakaladık, üzerinde susturuculu tabanca ve sahte hastane kimliği vardı."

 

 

 

Albay birkaç saniye sessiz kaldı, ardından sesi daha ciddi çıktı.

 

 

 

— "Hastanenin boş bir odasını ayarlatıyorum elinizdeki adamdan bilgi alabilir misiniz?"

 

 

 

Devrim, kelepçelenmiş halde yerde oturan adama baktı. Adamın yüzü ifadesizdi ama gözlerinde gizlediği bir şeyler olduğu belliydi.

 

 

 

— "Direniyor. Konuşturmak zaman alabilir ama biraz korkuyla halledilir."

 

 

 

Albay derin bir nefes aldı.

 

 

 

— "Sizin yakaladığınız adam yalnızca dikkat dağıtıcı olabilir. Hastanenin etrafında şüpheli iki araç park halinde bekliyor."

 

 

 

Devrim’in gözleri kısıldı.

 

 

 

— "Eğer dışarıda destek bekleyenler varsa, içeride daha fazlası olabilir. Atalay’ı almak için ikinci bir planları olabilir."

 

 

 

Albay onaylar gibi konuştu.

 

 

 

— "Aynen öyle. Hastane içinde güvenmediğiniz kimseye yaklaşmayın. Dışarıdaki araçları izlemeleri için keskin nişancılar yerleştirdik bile ama sizin önceliğiniz içerideki tehdidi bertaraf etmek."

 

 

 

Devrim başıyla onayladı, ardından cevap verdi.

 

 

 

— "Anlaşıldı albayım. Hemen harekete geçiyoruz."

 

 

 

Telefonu kapatır kapatmaz kulaklıktan Kurtuluş ve Deli Timi’ne seslendi.

 

 

 

—"Dışarıda şüpheli 2 araç var keskin nişancılar tarafından gözlemleniyorlar. Buradaki tehdit unsuru yakalandı Albay sorgu için hastanede bir oda hazırlattı. Giray ve Gökhan sorgu işi sizde 2.kat merdivenin yanındaki oda. Can, Miran, Giray katları gezin gözünüze çarpan bir şey olursa haber verin. Aybars sen olduğun yerde kal geliyoruz yoğun bakım ünitesinin önünde bekliyecek ekip biziz. Kimse kimseye bişey çaktırmasın."

 

 

 

Herkes hızla verilen emirlere uydu. Artık olay basit bir sızma değildi.

 

 

 

 

Sorgu Odasında

 

 

 

 

Giray ve Gökhan, kelepçelenmiş adamı konuşturmaya çalışıyor ama adam inatla sesini çıkarmıyordu.

 

 

 

Giray sert bir sesle:

 

 

 

—"Bak, buradan yürüyerek mi çıkarsın, yoksa sürünerek mi, sen karar ver."

 

 

 

Adam sessizce gözlerini kaçırır.

 

 

 

Gökhan tehditkâr bir sesle:

 

 

 

—"Hayatındaki son dakikaların olabilir. Sana yardım edebilecek kimse yok. Konuşmazsan seni buradan sağ çıkarmam."

 

 

 

Adam hafifçe yutkunur ama hâlâ konuşmaz.

 

 

 

 

Tam o sırada, yoğun bakımın önünde nöbet tutan ekip,içeriye girecek doktorun hareketlerinden şüphelenmeye başlar.

 

Can:

 

 

 

— "Komutanım, doktor fazla huzursuz görünüyor. Sanki ne yaptığını bilmiyor gibi hareket ediyor. Bir şeyler dönüyor olabilir."

 

 

 

 

Devrimin de fark ettiği olayı Can gibi bütün ekip fark etmişti. Aybars ve Yaman doktoru lafa tutarken Can hemen kulaklıktan Gökhan ve Giray'a haber verdi.

 

 

 

Gökhan, adamın yakasından tutup masaya sertçe iter.

 

 

 

Gökhan:

 

 

 

—"Son şansın. İçeride bir adamınız daha var mı?"

 

 

 

 

Adam panikle gözlerini açar ama hâlâ susar. Giray, bıçağını çıkarıp masaya saplar.

 

 

 

Giray:

 

 

 

—"Kimsiniz? Neyin peşindesin? bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey varsa o da biraz daha konuşmazsan parmaklarını teker teker keseceğimiz."

 

 

 

Adam korkuyla yutkunur, yüzünden terler akar.

 

Adam:

 

 

 

—"Doktor… Doktorda bizden biri."

 

 

 

 

Giray hızla kulaklıktan kapınım önündeki ekibe seslenir.

 

 

 

Giray:

 

 

 

— "Şüphelerinizde haklıymışsınız doktor da onlardan."

 

 

 

Devrim:

 

 

 

—"İçeri giriyorum siz burda kalın."

 

 

 

 

Yoğun Bakım Ünitesinde

 

 

 

Doktor tam Atalay’a iğneyi batıracakken, kapı aniden açılır.

 

 

 

Devrim:

 

 

 

—"Elini çek."

 

 

 

 

Doktor panikle geri çekilir ama Devrim hızlıdır. Bir hamlede doktorun elini bileğinden yakalar ve iğneyi yere düşürür.

 

 

 

Doktor:

 

 

 

—"Yanlış anlıyorsunuz, ben sadece—"

 

 

 

 

Devrim’in yumruğu doktorun karnına iner. Adam nefes almak için çırpınırken, Devrim onu ensesinden yakalayıp duvara çarpar.

 

 

 

Devrim:

 

 

 

— "Yanlış anlamışız, öyle mi? Ne vardı o iğnede peki?"

 

 

 

 

Doktor cevap vermez. Devrim onu bir hamlede yere yatırır, dizini göğsüne bastırarak adamın hareket etmesini engeller.

 

 

 

Kulaklığına dokunur:

 

 

 

Devrim:

 

 

 

—"Doktor etkisiz hale getirildi. Gökhan, benim yerime geç. Doktoru sorgu odasına alıyorum."

 

 

 

Gökhan hızla yoğun bakımın önüne geçerken, Devrim doktoru kimseye bir şey çaktırmadan sorgu odasına götürdü.

 

 

 

 

Sorgu Odasında

 

 

 

 

Giray sandalyesine yaslanmış, sigarasını yakarken beklemektedir. Devrim, doktoru içeri iter ve kapıyı kilitler.

 

 

 

Doktor korkuyla etrafa bakarken, Devrim ağır adımlarla masaya yaklaşır, sandalyeyi çekip oturur.

 

 

 

Odaya sadece loş bir ışık vuruyordur.

 

 

 

Devrim :

 

 

 

— "Sana şunu soracağım ve bir kez cevap hakkın var. Konuşmazsan, seninle başka türlü ilgilenirim."

 

 

 

 

Doktor yutkunur.

 

 

 

Devrim:

 

 

 

—"Dışarıdaki araçlarda sizin planınızda mı?"

 

 

 

 

Doktor sessizliğini korumakta ısrarcı olunca Devrim sinirlenip aniden masaya elini vurdu. Doktor sıçrayarak geriye kaçmaya çalıştı.

 

 

 

Devrim:

 

 

 

—"Sana bir soru sordum!"

 

 

 

Giray, sigarasından bir nefes alıp gülümser.

 

 

 

Giray:

 

 

 

—"Komutanım, isterseniz başlayabiliriz. Benim çakım çok keskindir."

 

 

 

Devrim eline çakıyı alıp doktorun üzerine yürür. Adam nefes nefese kalmış, gözleri korkuyla açılmıştır.

 

 

 

Doktor:

 

 

 

—"Tamam! Tamam! Kaçıracaklar onu! Dışarıdaki araçlardakilerde bizden."

 

 

 

Devrim başını sallar, ama tatmin olmamıştır.

 

 

 

Devrim:

 

 

 

— "Kimler var dışarıda?"

 

 

 

Doktor başını iki yana sallar, ama Devrim bir hamlede doktorun bileğini yakalayıp masaya bastırır.

 

 

 

Devrim :

 

 

 

—"Şimdi son kez soruyorum. Kim?"

 

 

 

 

Doktor çırpınır, sonra pes eder.

 

 

 

Doktor:

 

 

 

"İki adam dışarıda kapının önünde bekliyor! Sedyeyle çıkaracaklar Atalay’ı arabadakiler kaos yaratacaklar! O sırada halledicekler işlerini."

 

 

 

 

Devrim doğrulup Giray’a döner.

 

 

 

Devrim:

 

 

 

—"Hemen yoğun bakımın önündekilere ve keskin nişancılara haber ver."

 

 

 

Giray kulaklığa dokunarak emirleri verir. Devrim ise doktorun üzerine eğilir.

 

 

 

Devrim fısıldayarak:

 

 

 

—"Eğer yalan söylüyorsan, bu odadan anca leşin çıkar haberin olsun."

 

 

 

Doktor yutkunur. Devrim geri çekilir ve Giray’a göz kırpar.

 

 

 

Devrim: .

 

 

 

—"Hadi bakalım, av başlasın."1

 

 

 

Bölüm : 09.03.2025 20:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...