
Laden ve kızlar evde kalıp örgü örmekten sıkıldıkları günler, onlara iyi davransalar da bakışları hala tedirgin olduğu için Helusa halkının yanına gitmekten ziyade daha yakın ve sanki daha çok onlardan biriymiş gibi hissettikleri için yaşadıkları bölge de kalıp Perus halkının içine karışmaya başlamışlarlardı. Sık sık küçük Vena'yı da ziyeret ediyorlardı. Ata ve Meriyel gideceği için eksikliğini ona hissettirmemeye çalışıyorlardı. Perus halkı da bu kimsesiz beş kıza kucak açmış onları yadırgamıyorlardı. Özellikle de Maya'ya duydukları derin saygı hepsinin gözlerinden okunuyordu.
Laden, Çalıkuşu, Buse, Ayça ve Esram henüz dünyaya dönüşlerine dair kraldan haber gelmediği için şimdilik içinde bulundukları dünyayı daha yakından tanımaya karar vermişlerdi. Ve Helusa hakkında birçok ilginç yeni şey öğrenmişlerdi.
Kanatlı ve soft renklerde olan kedileri öğrenip onların yaşadıkları yeri görmeye gittiklerinde bu tatlı yaratıklara olan hayranlıklarını gizlemeden edemediler, ayrıca Mesanların istedikleri zaman kanatlarını bir kağıt gibi büküp bel içlerinde gizleyebildiklerini, kurabiye, ışık ve şükür adlı üç kutsal bayramları olduğunu, gümüşün o gezegende altından bin kat değerli olduğunu, Mesanların yaklaşık 200 Perusların 150 yıl kadar yaşadıklarını, Kral Kongor'un halkını katletmeden kırk gün önce bütün saray hazinesini halkına dağıttığını ve daha bir sürü şeyi de öğrenmişlerdi. Ve öğrendikleri her şey yaşadıkları her anı onları buraya daha çok bağlıyordu. Kızlar ailelerini özleseler de orayı bırakıp gittikten sonra duyacakları derin hasreti düşünüp üzülmekten de kendilerini alamıyorlardı.
Ayrıca hoşlandıkları adamları, kurdukları dostlukları, acı, tatlı yaşadıkları anıları ve her ne varsa onları bırakıp gitmek veya dünyaya giderken hafızalarının silinmesi gibi ihtimalleri düşünmek de onlara ıstırap veriyordu.
Hepsi kendini arafta sıkışıp kalmış gibi hissetse de her biri diğerlerini üzmemek için bu konuyu hiç açmıyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
