2. Bölüm

Evden Uzakta Bir Gece

Asi
yazarasi

Laden dört saat mezarlıkta tek başına oturdu. Dört saatin sonunda ise hava yavaş yavaş kararmaya başladı. Artık eve gitmesi gerekti ama hiç eve gitmek istemiyordu. Eve giderse çöpü atmadığı, bulaşıkları yıkamadığı ve özellikle son söylediği sözleri yüzünden abisinden yine dayak yiyeceğinden emindi. Fakat nereye kadar kaçabilirdi, ki? Acıkmıştı ve üşümeye de başlamıştı.

Ne yapsam ne etsem de eve gitmesem diye düşünürken bir anda aklına çılgınca bir fikir geldi. Sanırım geceyi geçirebileceği bir yer biliyordu. Ailesi o eve dönmeyince ne yapardı, kim bilir? Ama umrunda değildi. Onların yüzünü görmek istemiyordu. En azından bir geceyi evinden uzak dayak yemeden ve hakaret işitmeden geçirmek istiyordu. Oturmaktan uyuşmuş bedenini kaldırdı ve üstünü silkeledi. Yavaş yavaş yürüyerek mezarlıktan çıktı. Bir yandan da planı işe yaramazsa başka nerelere gidebileceği hakkında kafa yoruyordu.

Yaklaşık yarım saat yürüdükten sonra okuluna geldi. Geceyi burada geçirmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmüştü. Bu çok yanlıştı belki de bu fikrinden hemen vazgeçip evine dönmeliydi. Yaptığının güzel sonuçlar doğurmayacağını biliyordu. Ama hayır, hala Laden'in umurunda değildi. O gece eve gitmemeyi kafasına koymuştu artık bir kere. Okulun en ücra noktasına doğru yürüdü. Bahçe duvarına çıkıp gri uzun demirlerin üzerinden atladı. Okulun kapısının açık olmasını ve kimseye yakalanmadan herhangi bir sınıfa girebilmeyi umuyordu. Sessizce okulun arka kapısına gitti ve kapıyı açmaya çalıştı. En başta kapıyı açamadı. Sonra birkaç kez daha denedi tam kapının kilitli olduğunu düşünüp umutsuzluğa kapılmak üzereyken son bir kez daha tüm gücü ile zorladı. Ve nihayet sonunda kapı açıldı. Aslında kapının kilitli değil sıkışmış olduğunu anladı. Kapıyı açabildiğine çok sevinmişti. Yoksa kapıyı açamazsa bu geceyi başka nerede geçirebilirdi bilmiyordu. Yaptığı yanlışın bilinci git gide daha çok kuvvetleniyordu, biraz korkuyordu da. Ailesi eninde sonunda onu bulup ona bu yaptığının hesabını soracaktı ama yine de geri adım atmadı. Artık inceldiği yerden kopsun istiyordu. Zaten hayatında ne doğruydu ki?

Kapıyı açtıktan sonra küçük adımlarla temkinli bir şekilde ilerledi. Sağına soluna baktı. Görünürde kimse yoktu. Okulun kameralarının bozuk olduğunu da biliyordu. Bu ona avantaj sağlayacaktı ama yine de ne olur ne olmaz dikkatli davranmalıydı. Eğilerek duvarın dibinden sol tarafındaki koridora doğru sessizce ilerlemeye devam etti. Erkekler tuvaletinin önüne gelmişti ki bir anda yukarı kattaki hademenin sesini duydu. Hemen erkekler tuvaletine girip en sondaki tuvaletlerden birine saklandı. Hademe ise işini bitirmiş merdivenlerden aşağı inerken bir yandan da telefonda kızı ile konuşuyordu.

“Alo naptınız kızım?... Yemeğin altını kapattınız mı?... Yanına bir de salata yapın annem ben gelene kadar… hemen geleceğim inşallah işim bitti, on dakika sonra evdeyim... tamam tamam hadi görüşürüz.”

Sonra elini yıkamak için içinde Laden'in de bulunduğu erkekler tuvaletine girdi. Lavabolardan birinin karşısına geçip aynada kendisine bakarken çeşmeyi açıp elini yıkamaya başladı. Bir yandan da Gesi bağları türküsünü mırıldanıyordu. Laden ise nefesini tutmuş yakalanmamak için Allah'a yalvarıyor ve kadının bir an önce gitmesini istiyordu. Allah'tan kadın çok oyalanmadı. O da bir an önce evine gitmek istiyordu. Ellerini yıkadıktan sonra tuvaletten ayrılıp okulun ön taraftaki kapısından çıkıp gitti. Laden kadın gider gitmez tuvaletten çıktı ve derin bir nefes aldı.Yakalanmadığı için mutluydu. Okulda tek olduğundan emin olmak için sağı solu iyice kolaçan etti. Evet, gerçekten kimsecikler yoktu. Artık koca okulda tek başınaydı.

Aslında o hep okuldan nefret eden birisi olmuştu. Hatta sırf okula gelmemek için bir çok kez hasta numarası yapmış ve okula geldiği çoğu gün de okuldan kaçmıştı. Ama şimdi kimsecikler yokken okul çok sessiz ve huzurluydu. O an anladı işte o okuldan değil içindekilerden nefret ediyordu. “Keşke okul hep böyle sessiz, sakin ve huzurlu bir yer olsaydı” dedi içinden. Sonra merdivenlere yönelip okulun en üst katına yani dördüncü kata çıktı. Doğu cephesine bakan sağdaki koridorun en sonundaki sınıfa gitti. Okulun bu tarafı boş bir dereye ve boş derenin biraz ilerisindeki çok işlek olmayan bir yola bakıyordu. Gece ışıkları açarsa muhtemelen kimse tarafından fark edilmeyeceğini düşündüğü için bu sınıfa gelmeyi mantıklı bulmuştu. Hava daha tam kararmamıştı bunu fırsat bilip sınıftan dışarı çıktı. Bu ortalığı karıştırmak için çok güzel bir fırsattı ve aklına bir sürü muzurluk gelmişti. İlk önce ikinci kata indi öğretmenler odasına girdi. Merak ettiği bütün hocaların dolaplarını karıştırdı. Ama hepsi ıvır zıvır ve bir sürü gereksiz kağıtla doluydu. Sadece titizliği ile övünen beden hocasının dolabında da bir küflü peynir ve simit bulmuştu. Bu yaptığından nedense çok mutluydu ve yüzünde aptalca bir gülümseme oluşmuştu. Sonra müdürün odasına gitti. Maalesef burası da çok sıkıcıydı. Dikkate değer önemli bir şey bulamamıştı. Aslında tam olarak ne aradığını o da bilmiyordu. Sonra müdürün çekmecesindeki izin kağıtlarını gördü kendisi için on tane izin kâğıdı aldı. Bunu yaşlı müdürün ruhunun bile duymayacağından emindi. Sonra gıcık olduğu huysuz müdür yardımcısının odasına girdi. Bilgisayarını bile açıp kurcaladı ama gerçekten her şey çok sıkıcıydı. Bir türlü kayda değer bir şey bulamamıştı. Sonra müdür yardımcısının odasından çıkıp boş sınıfları gezmeye başladı. Öğrencilerin unuttuğu birkaç kâğıt, kalem ve ceket buldu. Bunlar gece işine yarayabilirdi. Bulduklarını dördüncü kattaki sınıfa çıkıp bıraktı.

Sonra da zemin kata indi. Sır gibi saklanan ve anaokulu öğrencileri hariç diğer öğrencilerin girmesinin kesinlikle yasak olduğu okulun anaokulu bölümüne girdi. Okulun zemin katındaki diğer öğrencilerden ayrılmış bu kısmı rengarenk ve çok güzeldi. Laden hiç anasınıfına gitmemişti. Bu yüzden "şanslı veletler" diye söylenip, ana sınıflarını gezmeye başladı. Sonra da ana sınıflarının mutfağına girdi. Burada bir buzdolabı vardı. Laden buzdolabını görünce ne kadar acıktığını fark etti. Tüm gün hiçbir şey yememişti. Hemen buzdolabını açtı. Bu dolapta peynir, domates, makarna, meyve suyu ne ararsa vardı. Hepsini tek tek çıkarıp pencerenin önündeki ana sınıfları için yapılmış olan küçük açık yeşil renkteki masaya koydu. Sonra da yere oturup hepsini büyük bir iştahla yemeğe başladı. Dolaptaki eksikler yarın kesinlikle fark edilecekti ama okul kameraları bozuktu ve birkaç kap yemek için de kalkıp kimsenin polisi arayacağını sanmıyordu.

Dolapta bulduğu yarım ekmeğin içine domates, peynir ve salatalığı koyarak güzel bir sandviç yaptı. Sandviçinden her ısırık aldığında boğazındaki kuruluğu gidermek için şeftali aromalı meyve suyundan da bir yudum almayı ihmal etmedi. O kadar acıkmıştı ki sandviçini bitirince, mavi kapaklı bir saklama kabında olan bol salçalı makarnayı da silip süpürmekten kendini alıkoyamadı. Artık karnı tamamen doymuştu. Tıka basa yemişti ve hava da iyice kararmıştı. Ortalığı toplayıp anasınıfı mutfağından çıktı.

Merdivenlere yönelip dördüncü kata doğru yürümeye başladı. Hava aydınlıkken her şey çok iyi çok hoştu ama şimdi zifiri karanlıkta koskoca okulda tek başına olmak ona çok ürkütücü gelmeye başlamıştı. Merdivenleri koşarak çıktı ve koridordan da koşarak geçip doğruca doğu cephesindeki sınıfa geldi. Okul dışından hiç kimse okulun ışıklarının yandığını fark etmesin diye sınıfa gelene kadar hiçbir ışığı da yakamamıştı. Doğu cephesindeki sınıfa gelip ışığı yakınca ise derin bir nefes aldı. Fakat hala korkuyordu. Artık “acaba okula gelmek gerçekten iyi bir fikir miydi?” diye sorgulamaya başlamıştı. Fakat biraz daha düşününce başka çaresi olmadığını anladı. Evde yaşayacağı korku ve baskının yanında bu bir hiçti. En azından burada korksa bile ona hakaret edecek, öldüresiye dövecek kimse yoktu. Sınıfın kapısını ve pencerelerini kapattı. Alt kattaki sınıflarda bulduğu ve önceden gelip bu sınıfa bıraktığı iki ceketi alıp duvar kenarındaki en arka sıraya geçti. Hava soğumuştu ve yemek yedikten sonra Laden'e ağır bir uyku bastırmıştı. Siyah ceketi üzerine giyip gri ceketi kafasının altına yastık yaparak en arkadaki sıraya boylu boyuna yatıp uzandı ve çok geçmeden uyuya kaldı.

Bölüm : 01.09.2024 18:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...