11. Bölüm
Asi / DOKUZ / Tuhaf Oyun ve Tuhaflıkların Başlangıcı Olan Gece

Tuhaf Oyun ve Tuhaflıkların Başlangıcı Olan Gece

Asi
yazarasi

Laden için günler aynı sıradanlığında akıp gitmeye devam ediyordu. Okula gidiyor, yemek yiyor, boş zamanlarında da Günel ablanın yanına gidip hem ona yardım ediyor hem de dertleşiyordu. Bazen de yurtta Çalıkuşunun yanına gidiyor onunla ve arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Çalıkuşu onu Ayça ve Nila isimli oda arkadaşları ile tanıştırmıştı. Nila çıt kırıldım bir kızdı ama iyi ve saf birisine benziyordu. Ayça isimli kız da çok cana yakın birisiydi. Aynı Çalıkuşu gibi daha ilk görüşte gülüşüyle insanın içini ısıtan bir kızdı.

Gene günlerden bir gün Laden, Çalıkuşunun odasına gitti ama bu sefer yanında Günel abla da vardı. Laden, Çalıkuşu, Günel, Ayça, Nila hepsi gece yarısına kadar konuşup sohbet etti. Uzun uzun konuşurlarken konu kitaplardan açıldı. Laden'in de aklına birkaç ay önce bulduğu tuhaf kitap geldi. Kızlara da o kitaptan bahsedince bir anda kitap hepsinin ilgisini çekmişti ve çok merak etmişlerdi. Gerçekten de Laden'in kitabı kadar buluş şekli de bir o kadar tüyler ürperticiydi. Ama daha da ürpertici olan Laden'in o kitabı valizine koyup koymadığını hiç hatırlamamasıydı. O yüzden yurda ilk geldiği gün valizini yerleştirirken valizin alt kısmında kitabı görünce çok şaşırmıştı. Hepsi daha fazla dayanamayıp Laden'in odasına gidip kitaba bakmaya karar verdiler. Sanki gece vakti kendilerine eğlence bulmuş gibiydiler ama hep beraber Laden'in odasına gidince hiç beklemedikleri bir manzara ile karşılaştılar. Laden'in bahsettiği kitap Meral, Melis ve Laden'in daha önce hiç görmediği iri yarı bir kızın elindeydi. Esram ise yatağına uzanmış sadece onlara bakınmakla yetiniyordu. Laden eşyalarını kurcaladıklarını fark edince sinirden deliye döndü. Çünkü haftalardır kızların saygısız ve düşüncesiz hareketlerinden gına gelmişti. Bu da bardağı taşıran son damlaydı. Hemen gidip kitabı onların elinden almaya çalıştı. Ama Meral ve Melis kitabı vermemekte direniyordu. Laden kaşlarını çatıp onlara resmen öldürecek gibi bakıyordu. Onlar kitabı vermemekte diretince de daha da sinirlendi ve artık dayanamayarak bağırmaya başladı.

"Ya siz ne hakla benim eşyalarımı karıştırırsınız yeter be! Ne bu benim sizden çektiğim!"

"Asık suratlı ya bak sen. Asıl biz senin asık suratını ne çektik be" dedi. Melis.

Laden ise bir yandan kitabını çekiştiriyordu.

"Versene sende şu kitabı be" dedi Meral'e. Sonra tekrar Melis'e dönüp "kusura bakma sizin gibi sabahtan akşama kadar boş konuşup milletin kafasını s**mediğim için."

Laden o kadar sinirlenmişti ki ağzından çıkanların farkında bile değildi. Maalesef bu huyu o hiç sevmediği abileri ve babasına çekmişti. Sinirlenince gözü dönüyor ne yaptığını bilmiyordu. Bugün de artık onun sabrının patlama noktası olmuştu.

Meral'de onun bu tavrına sinirlenmişti. Kitabı sertçe Laden'in göğsüne doğru ittirip:.

"Al be gerizekalı ne kıymetli kitabın varmış. Zaten kitabın da senin gibi ürkütücü saçma sapan bir şey."

"Bana bak o lafını geri al yoksa bu kitabı sana yediririm!"

Tam üçü birbirlerine girecekken araya Günel abla girdi.

"Tamam yeter bir kitap için bu kadar büyütmeye gerek yok."

Sonra araya iri yarı adını bilmedikleri kız da lafa girerek;

"Ne abarttın be sende. Üç gün önce yanlışlıkla dolabından düştü kitap. Bizde zaten sana geri verecektik bugün kitabını." dedi Laden'e bakarak.

"Sen kimsin ya ayrıca üç gündür ne geziyor bu kitap sizde? Bulduğunuz gün niye bana vermediniz ya da aldığınız yere koymak çok mu zordu?"

"Abartma dedik ya işte al kavuştun kitabına."

Laden kitabı alıp yere attı.

"Önemli olan kitap değil alın kitap sizin olsun ben sadece benim arkamdan iş çevirmenize kızdım. Ayrıca bu ikisinin yaptıklarından da gına geldi artık" sonra kendisini izleyen Günel abla, Çalıkuşu, Ayça ve Nila' ya dönüp: "Kusura bakmayın biraz fazla tepki verdim sanırım size de ayıp oldu" dedi. Sonra da gidip yatağına oturdu.

Bir müddet sonra ise diğerleri de Laden gibi geçip oturmuş odaya sessizlik çökmüştü. Bir süre hiç kimse ağzını açıp bir şey demedi. Hepsi yerde dört yatağın tam ortasında duran kitaba bakıyordu. Sessizliği ilk bozan Melis oldu.

"Kitapta bir oyun var."

"Oyun değil o bir çeşit büyü sanırım." dedi Laden.

Sonra iri yarı olan kız kalkıp kitabı yerden aldı.

Melis "Bırak kitabı Buse, hanımefendi gene kızmasın!"

"Ne haliniz varsa görün!" dedi Laden, Melis'e bakıp.

Sonra gene bir sessizlik çöktü tek duyulan Buse'nin çevirdiği kitap yapraklarıydı. Bir süre sonra bu sinir bozucu sessizliğe dayanamayıp bu seferde Çalıkuşu sessizliği bozdu.

"Tamam hadi yeter bu kadar, ortam fena halde gergin ve çok sinir bozucu bir hava hâkim odaya. Hadi bu akşam şu kavgayı hiç yaşanmamış gibi yapalım."

"Aynen" dedi Esram yatağında doğrulup sessizliğini bozarak.

Sonra Ayça da dayanamayıp ayağı kalktı. Buse'nin yanına gidip: "kitaba biraz da ben bakabilir miyim? Merak ettim" dedi. Ve kitabı alıp Laden'in yatağına gitti. Laden, Nila, Günel, Çalıkuşu ve Ayça aynı yatağa hep beraber oturmuşlardı. Ayça kitabı alıp gelince Laden hariç hepsi kitabı incelemeye koyuldu.

Esram ise girişte kapının sol tarafında duvar tarafında kalan yatağında kendi halinde telefona bakıyordu. Diğer duvar tarafında Laden'in ayak ucunda kalan Meral'in yatağında ise Meral, Melis ve Buse oturmuş onlarda bir ellerinde ki telefona birde göz ucuyla diğerlerine bakıyorlardı. Bir süre sonra Esram da telefondan sıkılıp bakışlarını kitaba çevirdi. Herkesin kitaba baktığını fark eden Laden huzursuz olmuştu bu kitabi bulduğu günden beri nedense hiç sevmemişti ve şimdi herkesin gereksiz bir dikkatle kitaba bakıyor olması tuhafına gidiyordu. Keşke bu kitaptan hiç bahsetmeseydim diye düşünmeye başladı.

"Kitaba yeteri kadar baktıysanız kaldıralım hadi. Bugünlük bu kadar yeter bence" dedi Laden.

Nila " Ne kadar tuhaf bir şey hayatımda ilk defa böyle bir kitap görüyorum.".

Ayça "katılıyorum bence bu kitap antika hatta daha eski olmalı."

Günel "herhalde biri o gün bunu yanlışlıkla düşürdü."

Çalıkuşu "hiç kitabı bulduğun yerde sahibini aramayı denedin mi?"

Laden'in üstündeki pişmanlık duygusu gitgide büyüyordu. Bu kitabın birine ait olabileceği ve sahibini aramak onun hiç aklına gelmemişti. Güçlükle yutkunup "hayır" diyebildi.

Çalıkuşu " yazık bu kitabı kim kaybettiyse sonra çok üzülmüş olmalı."

"Tamam hadi kaldıralım yeter bu kadar bence" dedi Laden tekrardan.

Sonra Melis heyecanla bir anda konuşmaya daldı.

"Hadi kitaptaki oyunu oynayalım".

"Oyun değil o bir büyü" dedi. Laden yine düzelterek.

Melis gözlerini devirip "abartma soğuk nevale"

Bu lafı Laden'i tekrar sinirlendirtmişti.

"Sana daha deminde dedim o laflarına dikkat et!"

"Etmezsem ne olur döver misin beni?"

Günel abla tekrar araya girmek zorunda kaldığını hissetti. Bu sefer uyarıcı bir ses tonu ile Melis'e dönüp "yeter Melis uzatma!"

Ama sonra araya bu sefer de Meral girdi.

"Hadi mızıkçılık yapma Laden oynayalım şu oyunu."

"Oyun değil o!"

Sonra konuşmaya Esram'da da dahil oldu.

"Uf büyü ya da oyun oynayalım işte ne fark eder ne olacak sanki?"

"Aynen ne korkak bir şeymişsin sen be" dedi Buse.

Resmen hepsi Laden'in üstünde baskı uyguluyordu.

Nila bile "hadi ya bende merak ettim" dedi en sonunda hevesle.

Sonra Ayça, Nila'ya dönüp "ama sen böyle şeylerden korkarsın."

Çalıkuşu "evet, Nila emin misin?"

"Evet, eminim altı üstü bir kitap kitaplardan kimseye zarar gelmez bunu herkes bilir değil mi?"

"Ama bu bir büyü kitabı" diye yeniledi Laden kaçıncı kez uyardığını unutarak.

Günel abla ise sessizdi.

Melis tekrar laf soktu. "ya bırak ya korkak işte!"

Laden artık daha fazla dayanamadı. Ayağa kalktı "tamam ulan kalkın oynuyoruz, benden günah gitti ben hepinizi uyardım!"

Sonra Meral büyük bir hevesle ayağa kalkıp "oley!" diye bağırdı.

Buse "ilk önce ne yapacağız?"

Melis ayağı kalkıp kitabı Ayça'nın elinden aldı. Kitabın sayfalarını karıştırıp "ilk önce hepimizin yere oturup bir yuvarlak oluşturması gerekiyor?"

Sırayla Meral, Melis, Buse, Esram, Ayça, Nila, Çalıkuşu ve Laden yere oturdu. Bir tek Günel abla oturmamıştı.

Melis, Günel'e bakıp "hadi Günel abla senin de oturmam lazım kitapta dokuz kişi var. Ve şansa bak ki bizde tam dokuz kişiyiz" dedi.

"Siz bensiz oynayın ben oynamıyorum, Laden haklı içime hiç sinmedi bu kitap."

"Hadi ama Günel abla korkacak bir şey yok sen de gel. Hem biz daha önce oynadık bu oyunu hiçbir şey olmadı." dedi Melis.

"Belki de işe yaraması için kitaptaki gibi dokuz kişi olmamız lazımdı. Fakat biz oynadığımızda sadece 4 kişiydik" dedi Esram.

Laden'in kendisine dik dik baktığını gören Melis "Ne var!" Diye çıkıştı. Sonra tekrar Günel ablaya dönüp "lütfen" dedi. Ona ısrarlarıyla Meral ve Esram da eşlik etti. Sonunda Günel abla onları kıramadı ve o da yere oturdu.

Artık kitaptaki gibi dokuz kişi yere oturup bir çember oluşturmuşlardı.

Laden bayık bir sesle: "Eee! Şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu.

Buse'de onu tekrar etti ama daha merak bir ses tonuyla "evet ne yapıyoruz?"

"Şimdi kitaptaki resme göre herkes elini kesip kitabın kapağındaki oka bir damla kanını sürecek." dedi Melis.

Günel abla "yok artık!" dedi.

Laden "bence de "

Melis ise "hadi ama ağız tadıyla bir oyun oynatmadınız"

Sonra başındaki sivri tel tokayı çıkarıp eline batırdı ve çıkan bir damla kanı kitabın üstündeki oka sürdü. Sonra tel tokayı yanındaki kişiye Meral'e verdi. Herkes sırayla tel tokaya parmağına batırıp çıkan kanı kitabın üstüne sürdü. Laden çıtkırıldım Nila'nın bile hiç tereddüt etmeden yaptığını görünce direnmeyi bıraktı. İçinden "sanırım ben her şeyi çok abartıyorum" deyip o da parmağını kanatıp kitabın üstündeki oka sürdü.

Meral ve Banu hevesle hemen "sıradaki ne sıradaki ne?" diye sordular.

Melis kitaba bakıp: "sıradaki resimde herkes el ele tutuşup kitabın etrafında dönüyor ama aynı resimden dokuz tane var sanırım dokuz defa kitabın etrafında dönmemiz gerek" dedi.

Çalıkuşu hemen " ay ne güzel aynı kutu kutu pense gibi" dedi.

Günel abla da gülüp "bu yaştan sonra bir kutu kutu pensem eksikti"

Laden "ne varmış yaşında gayet gençsin daha otuzunda bile değilsin"

"Benim ruhum yaşlı" deyip tekrar güldü Günel. Ama Laden bunun acının tatlı tebessümü olduğunu biliyordu.

Ayça "ya ne var kutu kutu penseyse kutu kutu pense olsun ne olacak ki ben çok severdim zaten küçükken" deyip ayağa kalktı.

Ve hepsi ayağa kalkıp kitabın etrafında tam dokuz tur dönüp geri yerlerine oturdular.

Sonra Melis’in talimatları ile tuhaf şeyler yapmaya devam ettiler. Kitabın içinde resimlerle gösterilen talimatlardan bazıları gerçekten çok saçma ve rahatsız ediciydi.

Her adımı harfiyen uyguladıktan sonra Laden sonunda "bitti mi?" Diye sordu.

Melis de "bitti bu kadardı hepsi işte” dedi.

Nila "şimdi ne olacak?"

Melis "bilmem."

Laden "evet, hiç bilmediğimiz bir büyü yaptık artık rahatça uyuyabiliriz!"

Esram "aman ne olacak sanki böyle saçmalıklara inanan var mı hala?" Sonra gülüp şaka olsun diye "geldiysen bize bir işaret gönder!" dedi.

Tam o esnada odanın perdeleri uçuşup açık olan pencereden kuvvetli bir rüzgâr esti. Odayı, çalışma masaları ve yatak kısmından ayıran kapı bunun üzerine çok sertçe kapandı. Bu tesadüf karşısında hepsinin tüyleri diken diken olmuştu. Hepsinin korkusu ve şaşkınlığı yüzlerinden okunabiliyordu.

Esram "ben şaka olsun diye şey etmiştim" dedi.

Sonra Günel abla diğerlerinden daha aklı başında davranmaya çalışarak "tesadüf oldu tesadüf, ara sıra ceylandan çarpar kapılar" dedi.

Laden "bir kez olsun beni ciddiye alın ya gerçekten tutarsa bu büyü ne halt edeceğiz hem de daha ne hakkında olduğunu bile bilmiyoruz."

"Tutmayacak saçma bir oyun işte daha kaç defa diyeceğiz kas kafalı mısın kızım sen" dedi Melis.

"Asıl kas kafalı olan sizsiniz şu eğlence anlayışınıza bakın kaç kişi eğlence için böyle tuhaf bir şey yapar" diye karşılık verdi Laden.

"Diyelim ki bu bir tür büyüydü ve bizde yapmış bulunduk o zaman umarım ya bizi çok zengin eder ya da aşık olduklarımızın da bize aşık olmasını sağlayan bir aşk büyüsüdür" dedi Meral.

"Ya değilse hem öyle olsa bile istediğimiz şey için bedel ödemeyeceğimiz ne malum?" dedi Laden.

Sonra Günel ayağa kalkıp: "Neyse kızlar çok geç oldu herkes yerine gitsin yatsın artık. Yarın okulunuz var onu düşünün siz. Ha bu konu da aramızda kalsın hadi iyi geceler herkese" dedi.

Nila artık yaptığına pişman olmuş korkmaya başlamıştı.

"Bir şey olmaz ama dimi?" Diye sordu.

"Bir şey olmaz inşallah hadi iyi geceler herkese" dedi son kez Günel.

Sonra Günel ablalarının arkasından Nila, Ayça, Çalıkuşu ve Buse’de odadan çıkıp kendi odalarına gitti. Sonra da o gece herkes ne yaptıklarından ve ileriki günlerde neler olacağından habersiz bir şekilde yataklarına girip mışıl mışıl uyudu.

Bölüm : 08.09.2024 10:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...