Kırılan sert ve sivri kıymıklar tek tek kalbime saplandı . İçime içime kanıyordu kalbim. Çünkü karşımdaki o soğuk ve tok sesin sahibi korkulu rüyam olan babamdan başkasına ait değildi . Başım dönüp nutkum tutulurken başımdan aşağıya adeta kaynar suların döküldüğünü iliklerime kadar hissettim . Beni ulu orta yabancı birisiyle sarmaş dolaş yakalamış olması üstelik hiç de memnun olmadığım Bey kızı diye bir sıfata sahipken... Bunun tek bir açıklaması olabilirdi . Bundan sonra ölüden farkım kalmayacaktı .8
Babam, bir hışımla beni kendine doğru çekti. Yüzüme o kadar sert bir tokat attı ki, belki de haftalarca izi kalacaktı. Tokadının etkisiyle, bedenim yere savrulup yüz üstü düştüm. Her şey bir anda oldu, bir anlık boşlukta, ne olduğunu anlayamadan yere düşerken, saçımdan tutup tekrar ayağa kaldırıldım. Sanki bütün gücüyle beni aşağıya çekmeye çalışırken, bir o kadar da hızla kaldırıyordu, ruhum her düşüşümde biraz daha fazla parçalanıyordu.15
Saçımdan çekerek beni doğrulttuğunda, sesindeki öfke o kadar büyüktü ki, sözleri bir bıçak gibi kesiliyordu. “Lan utanmaz, arlanmaz, bana bunu da mı yapacaktın haa? Şerefimizi iki paralık ettin!” diye bağırıyordu. Her bir sözü, sanki vücuduma bıçak gibi saplanıyordu. Tokadın acısı henüz geçmemişken şimdi de kelimeleri kalbimde yeni yaralar açıyordu. Sözlerinin acılı yankısı kulaklarımda çınlarken, gözlerim bulanıklaştı. Sadece, “nasıl olur da böyle bir şey yapabilirim?” diye düşündüm. O kadar büyük bir utanç vardı içimde, kendimi her şeyden uzak hissediyordum. Tam bir tane daha tokat atmak için elini yukarı doğru kaldıracağı sırada eli birden havada asılı kaldı . Karşı konulamaz bir güçle elini havada bırakan şey de neyin nesiydi? Benimle birlikte babam da elini tutana bakmak için başını doğrulttuğunda yabancı sert ve sinirli ses tonuyla:9
- “Beyim yapmayın Gülnaz hanımın bir suçu yok tüm suç bende . Gülnaz hanımın atı huysuzluk çıkarınca Gülnaz hanıma yardım için geldim . Ama Gülnaz hanım yardım etmemi istemedi . Ben de geri dönerken atım tökezledi ve düştüm olay bundan ibaret” dedi3
Babamın eli birden yumuşadı. Sertçe kavradığı saçımı bırakırken bir avuç dolusu saçımı da yolmuştu . Beni bırakıp yabancıya doğru yöneldi . Öylece yere kapaklanmış bir şekilde çöktüm . Ne kalkmaya ne de konuşmaya mecalim kalmıştı yüzüme attığı tokadın bıraktığı ize, her bir göz yaşım damlarken sıcak sobaya damlayan su gibi bir anda buhar oluyordu . Öylesine sert bir tokat atmıştı. Bir anda gözlerim karardı, etrafımdaki her şey bulanıklaşmaya başladı . Sanki her şey üstüme üstüme geliyordu . Kalbimin ritmik atışları yavaşça azaldı , avuç içlerim boncuk boncuk terlemeye başladı. Sonrası zifiri karanlık ...4
Gözlerimi açtığımda kendimi odamın içindeki suntanın üzerinde buldum . Buraya nasıl getirildim, neler yaşandı hiç bilmiyordum . Bildiğim bir şey varsa bugün yaşadıklarım hiç de iyi şeyler değildi . Kimdi o yabancı ? Beni öylesine derinden etkileyen delikanlı kimlerdendi? Bunca zamandır neden daha önce karşılaşmamıştık... Kafamda dolaşan onca soru varken babam beni neden hâlâ öldürmedi de odama öylesine bıraktı ,yoksa beni değil de onu mu öldürmüştü?3
Büyük bir panikle yerimden doğrulup kapıya doğru koşmaya başladım . Ama tabi ki kapı kilitliydi . Olduğum yere çöktüm . Gözlerimden akan yaşlar yavaşça akmaya ve yanaklarımdan aşağıya süzülürken adeta orda bir yarık açmışçasına süzülüyordu . Her şey herkes bir anda önemsizleşti, sadece o vardı. O bakıştan kurtulmanın imkanı yoktu. Ama ya babam ben bayıldıktan sonra ona bir zarar vermişse... Ellerimi semaya doğru kaldırarak :1
“-Allah’ım lütfen bir zarar vermiş olmasın, yoksa ben ömür boyu bu vebali kaldıramam” diye dua ettim .
Babam o kadar cani bir adamdı ki zamanında anneme çektirmediği kalmamıştı. Bir erkek çocuk doğuramıyor diye atmadığı dayak etmediği zulüm kalmadı . Bir de tüm bunlar yetmezmiş gibi gidip bir kadınla daha evlendi. Bir de onun derdi bindi , annem tüm bunlara dayanamadı , yataklara düştü. Günlerce aylarca başucunda bekledim. Belki bir umut iyileşir diye. Sonunda o müjdeli haber verilmişti babama, ikinci karısı bir erkek evlat vermişti kendisine . Günlerce konaktaki kutlamaların sesi hiç dinmedi . Her yerde davul ve def sesleri ,söylenen uzun havalar ... Herkese dağıtılan onca yemekler... Ben hiç terk etmedim annemi . Başucunda bekledim hep . Ama bir gece ansızın terk etti beni öylece sessizce... Tüm dünyam başıma yıkılmıştı . Bu acımasız dünyada, böylesine sesiz sedasız beni bırakıp gitti . Onun için bir cenaze töreni bile düzenlenmedi . Çünkü konakta daha önemli işler vardı, babamın bir erkek evladı vardı . Onun yüzüne bile bakmadan çıkardılar konaktan. Hiç unutamıyorum o anları , ondandır onca öfkem. O andan beri ben ve babam arasına soğuk ve sert duvarlar girdi . Ama ben her defasında kendimi o duvara çarpılmış ve dibine çökmüş bir vaziyette buluyordum kendimi. Ben bunca dertlerin arasında bir de o yabancının derdini de yükledim kalbime. Neredeydi , iyi miydi; Daha da önemlisi yaşıyor muydu?8
Birden konakta bir hareketlilik oldu yavaşça kulağımı kapıya dayadığımda babamın sesini duydum:
-Sakineee! Neredesin ,Devranım nerde? Dedi. Sakine onun ikinci karısıydı uğruna annemi yok saydığı kadın. Nihayet bet suratlının karga sesi de duyuldu:2
-Beyim hoş geldin sofra kurayım Beyime, otur rahatına bak . Devran bahçededir at biniyor . Seni çok özledi haa dedi bir de utanmadan.
Babam sinirli ve sert bir ses tonuyla:
- Gülnaz’ ı dışarı salmadınız değil? Dedi. Bet suratlı da :
- Olur mu beyim bırakır mıyım heç Ağa sözü namusumuzdur . Dedi ne kadar da kıvırmasını iyi biliyor şaşmamak elde değil(!)10
- Ha iyi aklı başına gelsin yemek falan vermeyin açlıktan nefesi koksun ki bir daha böyle bir utanç yaşatmasın dedi. Bet suratlı meraklı bir ses tonuyla:2
- Beyim af buyur yine ne yaptı, bir densizlik mi etti sana ? sen söyle ben veririm onun cezasını . Dedi2
- Yayla yolunda elin oğluyla kol kola yakaladım. Şerefimi, itibarımı iki paralık etti. Allah’ tan otlaktaki sürülerin denetimine çıktım da gördüm. Dedi. Bet suratlı hiç utanmadan :7
- Vahh vahh başımıza gelenler bize bunu da mı yapacaktı boyu bosu devrilesice. Derken dizine eliyle vurma sesi buradan bile duyulabiliyordu . Öyle utanmadan yargı dağıtmak kolaydı tabi, kendisini tanımasam namuslu biri derdim . Babamdan önce civar köylerden birinde bir Bey karısıyken babamla kaçmasını iyi biliyordu . Bir de karşıma geçmiş namus dersleri veriyor . Babam bir Bey karısı kaçırınca namusuna şerefine bir zeval gelmiyor , ben bir yabancıyla temas ederken namus elden gidiyor. Böyle bir adaletin böyle bir düzenin işlediği bir yerde yaşıyor olmak, tıpkı uçurumun kıyısında yeşermiş bir ağacın durumuna benzer . Ağaç büyüyüp serpildikçe kendisini tutan toprak kayıyor , ağacın tutunması da gün geçtikçe zorlaşıyor. İşte ben de tam olarak bir uçurumun kenarında doğmuşum . Gün geçtikçe tutunmam daha da zor oluyor, ayaklarımın altındaki toprak da bir bir kayıyordu . Artık tutunmaya da mecalim kalmamıştı zaten .6
Sonra bet suratlının sesi tekrar duyulmaya başladı:
- Beyim bilirim haddim değil ama kız yirmi yaşını geçeli epey oldu. Gel bunu olay daha da büyümeden everelim. Dedi . O anda birden yüreğime bir korku saldı . Eskiden olsa sevinirdim çünkü bu zindandan kurtulmanın yolu evlenmek olduğunu düşünüyordum . Ama şimdi olamazdı, ben evlenemezdim.6
Evet arkadaşlar üçüncü bölüm geldi lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın canlarım ❤️😇6
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
6.26k Okunma |
1.87k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |