11. Bölüm

10. Bölüm

Z
yazarinadizeyymiss

Geçen bölümden;

 

Şoförün yardımı ile arabadan indim elimde yemek için getirdiğim poşet ve içinde saklama kapları vardı. İçeriye girip danışman kıza baktım daha öncede geldiğim için kim olduğumu biliyorlardı.

O yüzden hiç bir şey demeden içeriye doğru adımladım ve asansörün oraya geldim asansörü çağırıp beklemeye başladım ve kısa sürede gelmişti. Asansöre binip gideceğim kata bastıktan sonra inip Kağan'ın odasına doğru yol aldım ve odanın kapısının önüne geldiğimde ilk önce kapıyı çalmıştım.

 

İlk bi kaç saniye ses gelmemişti ancak sonra içeri girmiştim ve gördüğüm ile daha çok şok olmuştum.

 

 

ÇÜNKÜ KAĞAN KARAN ODADA BAYGIN YATIYORDU!

 

 

Şimdi ki bölüm;

 

"Kağan!" Diyerek çığlık çığlığa bağırmaya başladım hemen elimde ne varsa bir köşeye fırlatıp Kağan'a doğru gidip önünde çöktüm

 

"Kağan, Kağan uyan! Ne oldu sana böyle Kağan?!" Diyerek bağırıp uyandırmaya çalıştım

 

"Yetişin! Kağaaaannn!" Diyerek bağırdım .

 

 

15 dakika içinde..

 

Ambulans... Sedye... Kağan...

 

"Hastanın nesi var?"

 

"28 yaşında erkek karısı onu şirketteki odasında baygın halde bulmuş henüz ne olduğu bilinmiyor" demişti asistan doktor

 

Ben ise hiç bir şey duymuyordum daha doğrusu duyuyor ama kavrayamıyordum .

Kağan'a ne olmuştu ne diye birden bire bu hale gelmişti? Diye düşünürken doktorun sesi ile kendime gelmiştim.

 

"O zaman acil ameliyathaneye zehirlenmiş olabilir" diyerek alelacele ameliyathaneye götürdüler Kağan'ı tam doktorda gidecekti ki durdurmuştum ve

 

"Doktor bey kocam... Ona ne oldu?" Diyerek endişe ile sordum

 

"Henüz bir fikrim yok hanımefendi ancak ilk önce bir kaç test yapmamız gerekecek ardından ona göre hareket edeceğiz " diyerek sakinlikle anlattı doktor bey

 

"Bu arada siz de iyi görünmüyorsunuz sanırım kocanız için endişelendiniz sakinleştirici bişeyler verebiliriz size" diyerek gözlerime baktı

 

' hayır ' anlamında kafamı salladım.

 

O ise ' peki' der gibi bakıp uzaklaştı benden ve

 

"Merak etmeyin hanımefendi kocanızı kurtaracağız hiç bir şey olmayacak" dedi sakinlikle ve kendine güveniyordu.

 

Dediği gibi olacaktı. Olmalıydı! Kağan Karan kurtulmalıydı... Çünkü o o olmazsa sevdikleri ailesi ne yapardı düşünmek bile istemiyordum..

 

Ben koridorda bi haber gelsin diye beklerken koridorda bir ses geldi tanıdık bir ses bu ses tam da Kenan amcanın sesiydi.

 

"Kağan!" Diye haykırdı Kenan amca

 

"Oğlum! Oğlum nerde!" Diye bağıra bağıra geliyordu Kenan amca

 

"Ke-Kenan amca " dedim titreyen sesim ile

 

"B- ben içeri girdim ve bi baktım ki Kağan yerde ne olduğunu bilmiyorum Kenan amca lütfen Kağan'a bişey olmasın lütfen" diyerek ağlayarak yalvardım.

 

Ağlıyordum. Evet ben sahte kocam için ağlıyordum

 

Karşısında çırıl çıplak kalıp öpüşüp ön sevişme yaparken öyle demiyordun !

 

Diyen sesle kendime geldim iç sesime hak vermiştim o zaman öyle değildi o beni istiyordu her zerresi ile ancak ben de onu istememe rağmen reddetmiştim. Niye salaktım çünkü aptaldım.

 

İstiyordum bende onu bu kesindi ancak aptal gibi sahte evlilik diye diye tutturmuştum.

 

Hemen yere çöktüm ve dizlerimi kendime çektim ağlaya ağlaya dua ediyordum Rabbime Kağan'a bişey olmasın diye

 

En sonunda doktor çıkmıştı.

 

Annem , abim , Kenan amca hatta Yelda bile buradaydı.

 

Sırf onu kendi kendine yendireceğim diye kendimde istememe rağmen çocuğu yarım bırakmıştım hayır yapmak zorunda değildim biliyorum ancak istiyordum onu bütün kalbimle istiyordum. Ancak aptal gibi reddettim ve şimdi de bilinmeyen bi sebepten ötürü sürekli salak gibi sahte kocam dediğim adamın haberini bekliyorduk.

 

 

Baksana bu adam sana neler neler yaptı seni o fakirlikten kurtardı ki sende istemene rağmen adamı reddettin belki de bu yüzden bu haldedir!

 

Bana çemkiren iç sesime hak verdim

 

Kısa bi süre sonra çıkan doktor ile direkmen ayağa kalktım ve

 

"Doktor! Kocamın durumu ne?" Diyerek biraz endişe biraz da sinirli bi ses ile sordum

 

"Merak etmeyin beyefendi gayet iyi sadece açlıktan bide aşırı derecede uykusuzluktan ha artı olarak da işlerden dolayı da yorgunluktan bi baygınlık gerçekleşmiş yani planladığım gibi ameliyatlık bişey yokmuş yani biraz serum ve dinlenme ile kendine gelir ha bide yazdığım ilaçla daha da iyi olacaktır" demesi ile kendimi daha iyi hissettim.

 

Gözlerim parıldamıştı resmen açıkladığı andan itibaren

 

"Allah'ım çok şükür" diyerek ellerimi birbirine kenetleyip tavana doğru bakıp şükrettim.

 

"Şükür kızım şükür" diyen annemle kendime geldim

 

"Allah'tan umut kesilmez derler kardeşim bak bişey olmadı benim enişteme" dedi abim ikisi de ellerini sırtıma koymuş sarılıyorduk

 

"Merak etme kızım Kağan hep böyleydi annesi vefat ettiğinden beri uyuyamazdı bir gün bişey olacağı belliydi ama Allah'tan umut kesilmezmiş oğluma bişey olmadan kurtuldu çok şükür" dedi Kenan amca

 

Sadece anladım anlamında kafamı salladım cevap vermeyecektim annesi öldükten sonra hemen evlenen adam gelmiş burda oğlunu düşünmüş taklidi yapıyordu onun bu halde olmasının sebebi kendisi idi lakin farkında değildi.

 

"Neyse ki bişey olmadı" diyerek yanımıza geldi Yelda abim ve birbirlerine bakışlarını yakalamıştım ne oluyordu burda?!

 

"Abi sen gelsene benle " diyerek abimi çağırıp önden ilerledim ve hastane çıkışına doğru ilerledim o ise peşimden gelmişti.

 

"Ne oldu kardeşim " diyerek merakla konuştu abim

 

"Asıl ne olduğunu sen bana anlat abi kadın evli ve birbirinize bakışlarınız harbi o neydi ya size ne oluyor asıl?!" Diyerek hiddetle sordum

 

"Asıl sana ne oluyor kardeşim anladık kocan hasta ancak sen beni böyle sorgu sual edemezsin ben gerektiği zaman gerekeni söylerim biliyorsun!" Diyerek kızdı bana

 

Harbi ne oluyordu bunlara ?!

 

Yasak aşk tatlım Yelda Kağan bitti , Kenan bitti şimdi de abine geçti sıra

 

İç sesim neler diyordu böyle ama sanki haklı gibiydi ancak şu an bunları düşünemezdim kocam bu haldeyken olmazdı

 

 

2.5 saat sonra

 

Kağan hastaneden çıkmıştı taburcu etmiş ve arabada eve geliyorduk Kenan amca onun rahat olması için evi ayarlıyordu.

 

Özel araba gönderilmiş ve birlikte Kağan'ın koluna girmiş yürütüyordum.

 

"Serum iyi geldi ha" dedi gülerek Kağan

 

"Delirttin resmen bizi Kağan niye böyle yapıyorsun" dedim

 

"Neyi neden yapıyorum?" Diye sordu merakla

 

"Uykun , daha da önemlisi kendini neden sürekli aç bırakıyorsun üstüne bide kendini yoruyorsun" dedim artık neden böyle yaptığını anlamıyordum.

 

"Çok uzatmayalım" diyerek konuyu kestirip attı.

 

Bir süre sonra eve gelmiştik herkes etrafımızda pervaneydi.

 

Kağan'ı odaya çıkardım yatağa yatırdım yavaştan ve arkasında ki yastığı dikleştirip rahat ettirecek şeyler yaptım kısaca.

 

"Rahat mısın?" Diye sordum aynı anda da kontrol ediyordum onu

 

"Rahatım kızım sakin ol ayrıca" dedi rahatlatmak amacıyla

 

"Eminsin demi" dedim

 

"Evet eminim" dedi sesi netti

"Neyse " diyerek devam etti

 

"Konu o değil sen boş ver beni ben iyiyim" dedi

 

... 

 

Artık o kadar çok sıkıyordum ki Kağanı en sonunda beni sal diye bağıracak gibiydi.

 

"Of ! Yeter Öykü! " Diyerek isyan etti Kağan

 

"Bak vallaha doydum billaha doydum yav!" Diye bağırdı

 

Haksız değilmişim.

 

Manyaksın biliyorsun değil mi?

 

Bu iç ses bu aralar çok çıkıyordu..

 

"Yani biraz haklı olabilirsin.. of tamam haklısın abarttım ama biliyorsun senin için" dedim kendimi açıklamaya çalıştım

 

Aynı zamanda da alt dudağımı dişliyor ve hafifte tatlı görünmeye çalışıyordum.

 

Ve sanırım başarılı da oluyordum ki

Yavaş yavaş yakınlaşmaya başladı tam öpüşmemize ramak kalmışken

 

"Kağan!" Diyen sesle kendimize geldik

 

Daha doğrusu yabancı bi sesle kendimize geldik

 

Tüh be ne güzel sahneydi

 

İçimde şeytan vardı şeytan o kesin idi.

 

"Kim bu?" Diye sordum pencereye yakınlaşarak

 

"Kim bu harbiden ?" Dedi o da merakla

 

"Benim olanı benden alamazsın Öykü benim " diyen ses bana tanıdık gelmeye başladı

 

"Oha bu! Bu Osman " demiştim

 

"Osman kim " demişti Kağan

 

"Mahalleden biri bana yanıktı ama ben kabul etmiyordum babası bi süre şehir dışına yolladı herhalde olanları öğrendi ve gelip beni almaya çalışıyor salak" diyerek dalga geçtim.

 

"Ben bunu varya " diyerek bir hışım ile dışarı çıktı

 

"Kağan! Kağan!" Diyerek hiddetle peşinden koştum

 

"Lan sen kim oluyorsun!" Diyerek koşarak Osman'ın yanağına sert bir yumruk patlattı.

 

"Kağan!" Diyerek ellerimi ağzımda birleştirip çığlık attım

 

"Lan sen kimsin de benim karımı sahipleniyorsun ha kimsin kim!" Diye bağırdı Osmana

 

En sonunda Osman kendine gelip aniden polis çağırdı Kağan ile birbirimize baktık ancak onun gözlerinde gram pişmanlık görmüyordum sanki bir daha olsa bir daha yapacak gibiydi..

 

"Kağan" dedim fısıldayarak

 

"Ne yapacağız" dedim yine fısıldayarak

 

"Ne olacak bide üstüne tutuklanacak ve karakola götürüleceğim " dedi

 

Sanki hiç bir şey olmamış gibiydi

 

Ve olan oldu Polisler gelip Kağanı götürdü

 

 

Son

 

Bölüm : 02.03.2025 23:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...