16. Bölüm

•Kağan Karan •

Yelda beni hafife alıyordu. Bu çok belliydi. Ancak ben zevk içinde yüzüne bakarken o da hala büyük bi şaşkınlık ile yüzüme bakıyordu.

O sırada da arka taraftan gelen ses ile ikimiz de o tarafa doğru baktık. Gelen kişi sevgili karım Öykü idi.

Herkes kesin ve net ya Yusuf ya da Zeliha abla falan zannetti değil mi?! Yanlış tahmin... üzgünüm..

Gelen kişinin Öykü olduğunu görünce dudağımın bir kenarını sinsice kıvırıp güldüm.

"Eee Yelda noldu dilini mi yuttun? Merak etme ben biliyorum herşeyi malum.." dedi ve parmağında ki yüzüğü gösterdi Yelda'ya gösterdiği yüzük benim evlendiğimiz gece Öykü'ye verdiğim yüzüktü.

"Biz evliyiz ve birbirimizden hiç bir şey saklamıyoruz. " Dedi ve küçük gıcık edici bi kahkaha attı.

İşte benim Karım... Neyse çok da şey yapmıyoruz!

"Benim güzel karım." Diyip sol tarafımda olan Öykünün belinden tutup kendime çektim ve alnından öptüm.

"Hayatım" deyip kollarını boynuma sardı ve başını boynuma gömüp hafif bi öpücük kondurdu.

Kulağına doğru eğildim ve

"Böyle devam edersek hastaneden bi oda tutup geri kalanı orda tamamlarız. " Diyerek ufak bi tehditte bulundum.

Kuru ve hafif bi öksürük bırakıp ayrıldık ve

"Ne oldu şimdide sözde aşkınızı (!) gözüme mi sokmaya karar verdiniz?!" Diye öfke ile konuştu Yelda

"Neyin sözde aşkından bahsediyorsun Yelda?" Diye sordum

"Sizin diyorum sahte evliliğiniz diyorum en başından beri senin tamamen Karan servetine sahip olman için kurduğun aynı zamanda da bu kızın da kendi çıkarları için seni kullandığı bir sahte evlilikten bahsediyorum.. ancak düşündüğüm tek şey var bu evlilik ile ilgili... " Dedi her şeyi biliyor muydu yani?

Ufaktan bi düşünce moduna girdim ancak saliselik sonra geri çıktım ve

" Neymiş o düşündüğün şey " diye yerime sordu Öykü

Yelda Öykü'ye doğru sakin ve kurnaz bi tavır ile

"Senin .. asıl senin Karan servetine sahip olmak istediğini.." dedi Yelda sinirle

Öykü bi üç saniye gözünü kapatıp açtı ardından bana dönüp baktı bende gözümü açıp kapattım onaylayan şekilde

Bu saldır demek oluyordu...

Hiç karışmadan film izler gibi izliyordum... Karımın üvey annem ile olan kavgasını ayırmak bile düşüncelerim arasında yoktu..

Yaklaşan herkese

"Durun! Ayıran kovulur!" Diye bağırarak engelliyordum

Yelda bunu çoktan hak etmişti.

• Öykü Karan •

"Senin .. asıl senin Karan servetine sahip olmak istediğini.." dedi Yelda sinirle

İlk üç saniye gözümü kapatıp açtım sinirle soluyarak Kağan'a doğru baktım o da bana onaylayan şekilde baktıktan sonra daha fazla uzatmadan konuya girip Yelda'nın üzerine doğru atladım.

Saçlarını yoluyor yüzünde izlerimi yani çiziklerimi bırakıyordum.

Aynı anda da Yelda'nın sesini kulaklarımda duyuyordum o çığlık ve yalvarış sesini kulaklarımda işitmek beni bir sadist gibi hissettiriyor ve ne yazık ki bu hoşuma bile gidiyordu.

Ne yazık ki diyordum çünkü ben böyle biri değildim tamam evet kavga ettiğim anlar oluyordu o da çok da zorlamasalar hayatta etmezdim laf dalaşına bile zorlanarak giren bi kızdım ben ve bu kadın bu yelloz kadın benim içimde ki çingeneyi çıkarmıştı...

Ve bundan hiç de pişman değildim. Aksine şu an ki konumumuz gayet hoştu..

Ayıran herkes daha doğrusu ayıramayan herkesin Kağan'ın sesi ile geriye doğru çekildiğini görüyordum daha doğrusu hissediyordum.

Çünkü Kağan yaklaşan herkese doğru

" Durun ! Ayıran her kim olursa olsun kovulur!" Diyordu..

Ah ah işte benim kocam ya ...

En sonunda ise daha fazla dayanamadı ki beni Yelda'nın üzerinden o aldı.

"Bırak beniii! " Diye haykırdım

"Dur kız işimiz var ölsün istemiyorum şimdilik" diye tuttu ve yoldan bi tane hemşireye

"Şu kadına yardımcı olabilir misiniz?" Dedi ardından da

"Teşekkür ederim" dedi ve baş selamı ile ayrıldı.

"Hayır sen beni niye tutuyorsun ki herkese ayrıma diyor ancak kendisi tutabiliyor ! Hayır bende ki salaklık. Ben niye kalkıp da kendimi bırakıyorum ki!" Diyerek kendimden geçercesine isyan ediyordum.

"Yok vallaha delireceğim ben!" Dedi ve beni bi eşyaymışım gibi sırtına aldı ve hızla oradan ayrıldık...

.... 

Beni arabaya bindirdi ve kapıyı üstüme kilitledi.

Kilitledi ya şaka gibi ! Manyak adam! Ruh hastası!

• Kağan Karan •

Okey bu kızı da hallettim şimdi de sıra da bizimkilere görüşürüz demekti.

Odaya kapıyı çalarak girdim ve içerde ki Züleyha abla , Yusuf ve babamı buldum Yelda daha gelmemişti demek ki. Çokta önemsemedim.

"Baba biz çıkıyoruz Öykü ile" dedim ve Züleyha hanımın atlaması ile ona doğru döndüm

"Aaa neden oğlum?" Diye sordu Züleyha abla

"Öykü kendini iyi hissetmiyormuş da burda hemşireye gösterdik bi iki vitamin verdi bide evde dinlensin dedi eve gidiyoruz." Diyerek konuştum.

"Tamam oğlum dikkat edin" dedi babam

"Tamam baba sende dikkat et" dedim ardından da

"Size emanet" diyerek de ekledim

Tam çıkacakken

"Yelda nerede haberiniz varmı?" Diye sordu babam

Allah kahretsin! Şimdi ne yalan uyduracağım acaba!?

"Iı baba.. Yelda da rahatsızlandı ya eve gönderdim onu " diye açıkladım

Onlarda kafasını salladı ve odadan bu sefer rahatça ayrıldım odadan hızla hastaneden ayrılıp kapıyı açtım ve içeri girdim ardından da hızla arabayı çalıştırdım ve eve doğru sürdüm.

Öykü'ye doğru kafamı çevirdiğimde ise uyuduğunu gördüm. Kaşları çatık uyuyordu bu da demektir ki bana karşı öfke ile uyumuş olmalıydı.

Yani ben öyle düşünüyordum..

Kendi kendime ufak bi gülüş bıraktım ve

"Ah be Öykü ruh hastası kadın" dedim ve güldüm ardından da arabayı sürmeye devam ettim...

• Öykü Karan •

Arabanın bi anda durması ile yavaşça kendime gelip uyanmaya başladım.

"Neredeyiz biz ?" Diye sordum

"Evdeyiz ruh hastası evdeyiz" diyen Kağan ile ona doğru döndüm

"Yahu az buçuk kadını dövdüm alt tarafı ya ne bu ruh hastası ilan edildim resmen !" Dedim yaptığımı inkar ederek

"Az buçuk?!" Diye sorgular gibi baktı Kağan

"Evet az buçuk" dedim tuhaf tuhaf bakarak

"İyi peki az buçuk... Senin dediğin gibi olsun ruh hastası" dedi dalga geçerek

"Bak!" Dedim sahte sinirle

Çok da benle ilgilenmeyerek kemerini açıp arabadan indi bende ardından indim

"Of ama ya!" Dedi esprili sesi ile Kağan

"Ne oldu be?" Dedim

"Ama beyefendilik yapacaktım izin vermedin" dedi tatlı tatlı bakarak

Ama ben bunu yerim

Yesene şimdi ha nasılsa evde boş evin her bi köşesinde..

Sus kız aklımı bozuyor bu asıl ruh hastası bu alın bunu

Beni alırlarsa seni de alırlar manyak !

Haklı..

Of bıktım be ! Diyerek kendime geldim

Sonradan da Kağan'ın arkasından içeri girip odaya çekildik

"Üzerimi değiştireceğim" diyerek paravana gidecekti ki içimde ki yaramaz kız bişeyler yap dedi .

"İyi o zaman" dedim cilveli sesim ile

"Ne" dedi kafasını çıkartıp üstünün yarısı çıplak iken

Bende o sırada beyaz gömleğimin düğmelerini açmış içimde ki süt beyazı dantelli sütyenim ve lacivert kotum ile birlikte yatağımda oturmuş kocamın üstünü sexi bi şekilde değiştirmesini izliyordum.

Ki kendisi önümde çok da güzel değiştiriyordu ...

Önümde sadece boxerı ile kalmıştı.

Sonra da dağılmış saçlarını eli ile düzeltip yanıma gelmiş ve elimden tutarak kaldırmıştı

"Şimdi de seninkilerini mi değiştirsek?" Diye sordu boğuk ve tahrik edici sesi ile

"Banyo yapmak daha mı rahat olur sanki?" Dedim davetkarca

"Bence de daha rahat olur karıcım hatta ben sana yardımcı olayım malum bugün çok yoruldun" dedi sesi tahrik ediyordu kucağına atlamamak için zor duruyordum.

"O zaman" dedim ve elimi vücuduna sürterek çağırdım ondan önce de banyoya ilerledim kendisi de peşimden geldi.

Küveti doldurup içine gerekli şeyleri de ekledikten sonra çırılçıplak olarak birbirimizin karşısındaydık.

Ve sanırım birşeylerin farkındaydık.

Biz birbirimizi arzuluyorduk evet bu doğru ancak aşıktık ve bunu reddediyorduk yani ben etmiyordum ama ...

Küvetin içine girdi ve elimden tutup çekti birlikte küvete oturduk yani daha doğrusu o oturdu ben de kucağına oturdum.

Yavaş yavaş yıkamaya başladı beni okşaya okşaya zevkle yıkıyordu beni.

Ah ve kabul ediyorum ki feci şekilde zevke geliyordum.

"Ah!" Diyerek inledim

"Adımla inle güzelim" diyerek sakin bi sesle konuştu Kağan

"Ah! Kağan!" Diyerek inlemeye devam ettim

Daha fazla zevke gelirmişim gibi daha fazla yapmaya devam etti.

En sonunda ise dayanamayacağım o şeyi yaptı

Sırtımı göğsüne yaslamış kendinden geçmiş bana

Elini tam kadınlığıma uzattı ve bir parmağını içime itti.

"Ah ! Ooff!! Kağan!" Diyerek sertçe inlemeye devam ettim. O da beni eli ile parmağı ile zevke getirmeye devam etti.

Dan diye kapımız çalınıyordu hiç durmaksızın devam ediyor ve bizi zevkimizden alıkoyuyordu.

Kağan'a doğru baktım endişe ile oda bana baktı aynı his ile

İkimizde alelacele çıktık duştan ve ben üstüme bornoz giydim direk ve saçlarımı ise topuz yaptım ve banyo kapısının ardında bekliyordum Kağan'ı

Kağan ise üstüne boxerı ve tişörtü giymiş hemen yatağın yanında ki çekmeceden ise eşofman almış kapıyı açmıştı sesini duyuyordum.

• Kağan Karan •

"Ne oluyor?" Diye kapıyı açtım ve aşağıdan gelen bağırış seslerini de aynı anda duyuyordum

"Kenan bey siz ve Öykü hanımı çağırıyor acil" dedi yardımcı Fulya hanım

"Neden?" Diye sordum

"Bilmiyorum efendim" dedi ve gitti

"Öykü üstüne bişeyler geçir aşağı inmemiz gerek" diye seslendim ve kapının önüne çıktım.

Yaklaşık bi beş dakika sonra Öykü çıkmış ve üstü başı derli toplu bi şekilde yanımda aşağı iniyorduk.

"Ne oldu baba?" Diye sordum babamın yüzü öfkeden görünmüyordu bile hemen yan tarafa baktığımda yüzü gözü şekil değiştirmiş bi şekilde mağdur duran Yelda'yı gördüm

Herşey yerine oturmuştu. Yelda!

"Senin bu karının haddi midir ki benim karıma bu şekilde el kaldırmak bi nevi anası oluyor ki el kaldırması hak değil!" Diye öfke ile konuştu babam

"Baba bak-" diye konuşacağım sırada

"Efendim ben" diyen Öykü ile babam öfke ile Öyküye sinir ve öfke ile döndü

"Ne ! Hiç bir bahane seni haklı çıkarmaz!" Diyen babamın sert sesi ile ben de kendime hakim olamadım

"Her ne olursa olsun baba ! Bu seni de benim karıma karşı bağırmanı haklı kılmaz! Senin bu karın bizi sahte evlilik ile suçlamış ve benim hayatımın anlamı olan kadının benim paramın peşinde olduğuna dair iftira attı!" Diye sinirle konuştum babam da bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı

Kafamı Yelda'ya çevirdim diyeyim mi dercesine

Yelda çaktırmadan kafasını sallıyor deme diyordu.

"Bide " dedim başımı babama döndürerek

"Bu kadın senin kalbine kötü gelen ilacı senin çayına ekledi yani senin bu halde olmanın en büyük sebebi bu kadındır!" Diye konuştum öfke ile

Sonra da karımın elini tutup

" Bana benim karıma laf etmeden önce " dedim ve çıkmadan çekmeceden aldığım belgeleri babamın önüne sehpaya fırlattım

"Kendi karına bak!" Dedim

Ve Öykü'yü alıp o evden defolup gittik!

SON