
" İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor inmiyorsun.." ~ Oğuz Atay ~
• Zehra'dan•
Ne demişti o evlen benimle mi demişti onu dediği gibi gözlerimden ayrılmadan eline havlumu aldı ve üstüme geçirdi sonra belimden hafifçe itekledi ve bana
"Hadi odana prenses giyindikten sonra beni çağır da saçlarını kurutayım." Dedi
"Tamam" dedim mutluydum insan öfkelenir veyahut kızardı ama ben kızamıyorum ona çünkü haklı babamdan korunmak isteyen bendim her ne kadar güçlü dursamda babama karşı savunmasız olacak olan yine ben olacaktım ve en iyisi Savaş ile evlenmek ve onun karısı olmaktı o da benim kocam olacaktı.
Savaş benim kocam olacaktı....
......
Savaş ve Zehra birbirinin derdine düşmüş lakin bir kişiyi unutmuşlardı
Ve sanki son anda hatırlamış gibi aynı anda birden
'Lan biz Rojhat'ı unuttuk' dediler.
O sırada Savaş
"Kurtaracam seni Rojhat Güneş ama önce nikahima almam gereken bir kız var şimdi Emre'yi aramam gerek" dedi
O sırada Zehra'dan
Of of benim evlenmem gerek lakin kurtarmam gereken bir adam var ve ne yapmalıyım bilmiyorum şimdi büyük ihtimalle bunun peşinde babam var bu okey bu kesin ancak nereye götürebilir Rojhat'ı şimdi ben Savaş'a desem ki ben gidiyim veyahut beraber gidelim bırakmaz çünkü adam zeki bilir babamın ne yapacağını büyük ihtimalle bana karşılık Rojhat'ı vermek ister e bende enayi gibi beni boşver Savaş falan derim beni bırakmasını sağlarım sonra da geberip giden ben olurum lakin ben öyle desem de Savaş bırakır mı tabi ki hayır orayı babamın başına yıkar üstüne yeni bi yer diker.
Öyle de psikopat bir kocam ne kocası be daha kocam olmadı bile of buda var demi lan anaa ben şimdi evleniyorum demii
Neyse neyse abi ben fazla mı bornoz ile kaldım acaba neyse gidip üstümü giyinmeliyim.
O sırada Rojhat'tan
Gözümü yavaşça bi yerde açtım burası tuhaf bir evdi ormanlık alanlarda olan dağ evlerine benziyordu ama tuhaftı.
Kendimi fazlaca yorgun hissediyordum acaba beni arıyorlar mıdır yoksa beni bu kadar çabuk mu bıraktılar kuzenim , ekip arkadaşlarım peki ya Zehra? O beni arıyor mudur? Kendimi çok bitkin düşmüş hissediyordum lakin kendimi toparlamalıydım. Bi şekilde de burdan çıkmalıydım ve bizimkilere sinyal falan bi şekilde bişey göndermeliydim şimdi hafiften bi geçmişe dönelim..
İlk önce hastanedeydim sonra bi anda gözümü burda açtım beni kim kaçırdı kim aldı bilmiyordum ve bunu da öğrenmem gerekecekti anlaşılan
Bıktım gerçekten bıktım acaba polislikten vaz mı geçsem bilmiyorum abi olaysız bir gün yok çok şükür bi gün vuruluyorum öbür gün aniden başka bi ve asla tanımadığım bi adam ile anlaşma imzalıyorum ve onların ekibi ile birlikte çalışıyorum abi neler oluyor bilmiyorum ama burdan çıktığım gibi Savaş Bey ile olan bütün ortaklığı kesmeye karar verdim ben kendi yerimde memnundum.
Aha biri geliyor bi ayak sesleri ama kimin bilmiyordum ağzım bağlıydı elim kolum desen arkada ters kelepçe şeklinde bağlanmıştı bi tek gözlerim vardı ve onu da sanırım şu an hiç bir şey anlamamaları için kapatmam ve uyuyor numarası yapmak için kullanmam gerekecekti.
En azından onlar beni bulana kadar ve beni bulmaları için yapacağım planın ilk adımı olarak kim olduklarını öğrenmem gerekecekti ve bunu da şimdi yapacaktım galiba tabi başarılı olabilirsem. Kendimi hazır hissediyordum kapı çalındı ve ben de kapı tam çalınmadan bir kaç saniye önce gözlerimi kapadım gelmelerini bekledim ve sonunda dan diye de olsa geldiler tuhaf sesler geliyordu içerde.
"Daha uyanmamış mı bu?!" Diye sordu bi ses tanımıyordum ama sanırım beni kaçıran kişinin adamıydı.
"Yok abi uyanmadı ama onu almaya yani bulmaya gelirler sonuçta adam komiser bütün emniyet müdürlüğü onun için gelicektir." Dedi bi diğer adam haklıydı gelirdi lakin benim için gelirler miydi acaba ?!
"Gelecektirler , eğer ki biraz olsun İshak Beyi tanıyorsam Savaş Beyi buraya getirmek için her yolu deniyor tabi bu komiser ne işe yarayacak onu anlamasam da neyse hem Zehra hanım hem de Savaş Bey ikiside ayağımıza kadar gelecek." Dedi az evvel uyanmadığımı soran lavuk.
Bi dakika İshak mı dedi o Savaş ve Zehra ile ilgili bi husumetleri vardı ancak bu İshak Zehra'nın Babası olan İshal Deniz mi acaba bi aklıma gelmedi değil.
Onlar odadan çıkmıştı tam emin olduktan hemen sonra gözlerimi açtım ve onlar burda aptalca bana bakmadan konuşurken ellerimdekiler çözmüştüm hemen ardından ağzımdaki bezi de çıkarmıştım. Tabi ki de hemen bi çıkış yolu aradım lakin pek de bişey bulamadım belki bi tel toka yada iğne gibi bişey bulabilirsem bu kapının kilidini açabilirdim lakin aradım taradım ama koskoca odada bi iğne bile yoktu. Bu kadar mı fakirsiniz be gerçi İshak Deniz den ne beklenir ruh hastası adam yıllarca kızına neler çektirmiş puşt !
O sırada Savaş
Emre'yi aramıştım
" Alo Emre derhal sorgulamadan nasıl buluyorsan bul ama bana Rojhat Güneşi getir sağ istiyorum onu acil nasıl bulacaksan bul konumuna falan da bak sonra bana at ben de direkmen oraya gideceğim sen şimdiden adamları hazır et! " Dedim ardından Emre'nin
"Tamam patron" demesi ile birlikte iki elimide birbirine sürttüm artık kurtarabilmek için ilk adım atılmıştı bundan dönüşü yoktu ya biz onu canlı getirecektik yada bizim ölümüz buraya ulaşacaktı.
Zehra aşağı inmişti üstü efsane güzel duruyordu müstakbel karımın gerçi daha kabul etmedi ama
"Kimle konuştun?" Dedi hesap sorar gibi şimdiden başlamıştı. Bu hoşuma gitti.
"Emre ile Rojhat'ı bulması için ne gerekirse yap dedim ardından hemen adamlara haber verecek polis ekipleri ile birlikte gidip elimiz ile koymuş gibi alacağız inşallah " dedim kendimden emin bir ses ile.
"Çok sevindim müstakbel kocacım.." dedi cilveli cilveli ben bunu yerim yalnız..
Zehra'dan
Öyle bi şekil cilve yapıyordum ki evlenmeden önce çocuğumuz olabilirdi her an bu bakışma ile de...
Müstakbel kocacım mı dedim ben !!!!
Neee!!!! Abi ben bunu nasıl yaptım resmen kabul ettim bu bi işaretti ona karşı ve bu çok efsane eee nasıl evlenecez?!
"Peki müstakbel kocacım biz nasıl evlenecez?!" Dedim sorgular gibi ki zaten sorguluyordum.
"Nikah memuru ayarlatacağım şimdilik nikah kıymak istiyorum eğer ki senin için de uygunsa tabi ha şimdi demiyorsan istediğin bir zaman senin istediğin şekilde yapabiliriz ancak ben sonrasında mükemmel bir düğün olsun diye düşündüm tabi senin kararın daha önemli.. " dedi beni düşünüyordu hayatımda ilk defa biri beni gerçekten düşünüyordu göz yaşlarım hemen dolunmaya başladı gözlerime
"Şşşt sakın ağlama güzelim doluşmasın gözyaşların hemen o gözlerine .." dedi o da üzgündü benim yüzümden..
"San söz güzelim seni hiç ağlatmayacağım hep güldüreceğim." Dedi sesi kendinden emindi sanki iki ağlasam dünyayı yakacakmış gibi
"Peki ya senin sözünden değil de ben başka bişey için ağlarsam? " diye sordum
"İşte o zaman benim sözümü kim çiğnemiş ve ağlatmış ise dünyayı onun başına yıkacam ! " Dedi böyle bişey olmasından hem korkar hem de sinirli bi ses ile..
"Tamam ağlamıyorum. Boşver bak neyse şimdi dediğin gibi yapalım sonra da Rojhat'ı kurtardıktan sonra hep beraber kutlama yapalım nasıl fikir sonuçta Rojhat benim küçüklük arkadaşım." Dedim
"Olur da" dedi o da neden vardı ki
"Kurtardıktan sonra dedin sen gelmiyorsun " dedi ben sakindim ama gelmek istiyordum sonuçta zamanında az korumamıştı beni aileme karşı..
"Neden?" Dedim cilveli bi tonda umarım hayır demezdi
"Çünkü önce nikâhımız var ben yerini daha araştırıyorum. Ve sana gelecek olursak ben müstakbel karımı yerde bulmadım o yüzden sen gelmiyorsun son sözüm budur " dedi
Önce nikah mı ama ben daha hazırlanmadım kiii ne zaman olacaktı hemen miii ayyy Allah'ım ne oluyor bana beee
"Saat kaçta? " Diye sordum
"Saat 15.00 gibi nikah memuru gelir o zamana kadar hazır ol bebeğim" dedi o 'bebeğim' derken ki sesi beni bitirdi ben şuan eridim eridim ama haksızlık bu kabul etmiyorum.
Ama bişey düşündüm de şuan biz evleniyoruz da evlenen kişiler gece... Şey yapmaz mı?????
Kafam nelere çalışıyor ya of of benim hazırlanmam gerekkk
O sırada Savaş
Zehra hazırlanana kadar bana da Rojhat'ın nerde olduğu ile ilgili konum vb bilgiler geldi.
Ben şimdiden gitsem iyi olacak ama önce Zehra'ya haber vermem gerek
Yavaş yavaş merdivenlerden çıkıyordum odanın kapısını hiç çalmadan açtım
Açtığım gibi de Zehra'yı üstünde küçük bi havlu ile ve saçları ıslak bi şekilde buldum..
Bakma Savaş bakma! Hayır bakma! Sadece gözlerine odaklan
O sırada Zehra
Üstümde küçük bi havlu ve saçlarım ıslak bi şekilde şaşkınca kapının önünde vücuduma bakmamak için direnen Savaş ' a bakıyordum beynim durmuş gibiydi yavaş yavaş yaklaşıyordum ona ne yaptığımı bende bilmiyordum ama iç sesim devam etmemi istiyordu.
"Bakmamak için direniyorsun" dedi etkileyici bi sesle
Konuşmuyordu konuşamıyordu dili lal olmuş gibi idi.
"Ama bakmak da istiyorsun" dedim aynı etkileyici ses ile *etkileyici ses; bihter sesi gibi bişi*
Dedikten sonra tamamen kazara(!) havlu elimden pat diye düştü ve karşısında çırılçıplak kalmıştım ama tamamen kazara(!)
Saçlarım ıslak ve çırılçıplaktım karşısında ama o hala bakmamak için direniyordu yüzü hala maskeliydi yüzünü inceliyordum yakınlığımızdan faydalanarak o maskenin ardında ne olduğunu merak ediyordum belki de yüzü çirkindi veyahut fazla yakışıklıydı ve gülüşünü dahi sadece eşine saklıyordu ve eşide ben olacağım için görebilecektim ona bu gece maskesini açtıracaktım.
O ise hala gözlerime sadece ısrarla bakmaya devam ediyordu bi salise bile aşağı bakmamıştı işte böyle bi beyefendiydi rahatsız olurum diye bana dokunmuyordu bile benim kendimi kötü hissetmemem için her şeyi yapıyordu
"Ben.." dedi ve devamını getiremedi çünkü acayip etkileniyordu hissediyordum alt tabakalarından hissediyordum...
"Sen.." dedim devam etmesini isteyerek
"Roj- Rojhat'ın nerde olduğunu bulduk ben şimdi oraya gidiyorum diye haber ver- vermeye gelmiştim." Dedi şu an konuşmak onu bi hayli zorluyor olmalı çünkü feci halde etkileniyordu kollarımı boynuna doladım ve yakınlaşmaya devam ettim feci halde sınırlarını zorluyor gibiydim.
"Sınırlarım ile oynama güzelim" dedi o erkeksi ve sert sesi ile ben de feci şekilde etkileniyordum hatta şu an ıslanmış bile olabilirdim.
Elini belime attı çıplak belime kendine daha çok yapıştırdı mümkünmüş gibi
ıslanmıştım ve bunu şu anda hissediyordum onu da hissediyordum.
Bi eli belimde idi belimi okşuyordu ve ben feci halde mayışıyordum.
"Islaksın hemde fena halde" dedi yine o erkeksi sesi ile
"Nerden anladın?" Dedim kekelememeye çalışmıştım
"Çünkü bana o kadar yapışıksın ki ıslaklığın pantolonuma bile bulaşmış olabilir" dedi ama aynı da benden etkileniyordu bakışları koyulaşmıştı beni istiyordu ve bende onu ama şu an olmazdı alması gereken bi Rojhat vardı ve ben onu burda tutuyordum gitmesin istiyordum gözüm yavaştan saate kaydı nikaha son 2 saat vardı çabucak gidip gelirdi ve birliktelik nikâhımızı kıyabilirdik sonra da kaldığımız yerden devam edebilirdik.
Sanki bişey hatırlar gibi olmuştu ve bi anda beni bıraktı.
"Öğhm öğhm ! Ben artık gitsem iyi olacak" dedi ve bende ona
"Tamam nikahta görüşürüz" dedim o da çıktı gitti aşağıdaki kapının sesi geldi ve gittiğinden emin oldum onu çıplak yolculadım resmen biz az önce ne yaşadık beynim mantığım devre dışı idi sanki...
O sırada Savaş
Allah kahretsin! Çok kötü etkilenmiştim unut Savaş unut! O sexi sesini o etkileyici vücudunu bakışlarını herşeyini unut şu anlık abi ben nasıl böyle bişey yaptım ya beni yanlış anlarsa of of ! Şu an bunu düşünmenin sırası değil!
Of beni çıplak yolculadı Allah'ım deliriyorum! Aklına mukayyet ol Savaş aklın oralara gitmesin..
Ulan İshak Deniz valla senle ilgili tek sevdiğim şey Zehra efsane taş gibi kız yapmış mübarek..
Yarım saat sonra verilen konuma ulaştım Aralık kapı vardı ormanlık alan gibi bi yerdi yani klâsik yemyeşil orman oh doğa havası efsane
Depo gibi yerdeydim kapı açık idi, o aralık kapıdan içeriye girmiştim.
Etrafta kimseler yoktu bu normal miydi bence değildi elimi silahıma attım ve içinde yeteri kadar mermim var mı ona baktım evet yeteri kadar vardı..
Silahı elime aldım dikkatlice etrafa bakıyordum çünkü hissediyordum bişey olacaktı emindim.
O sırada Zehra
Savaş çıkmıştı nikah için giyeceğim kıyafetlerimi ayarladıktan sonra kenara bıraktım ve ayrı bi görev kıyafetlerimden birini aldım anasını satayım ajana benzedim.
Kıyafetlerimi giyindim ve gerekenleri aldım silahlarım bıçaklarım ve bacaklarıma bıçaklar ve yedek silah ve mermilerim için bandaj gibi bişey vardı onu bağladım. Hazırdım hissediyordum Savaş'ın yardıma ihtiyacı olacaktı diğer ekip gidene kadar vakit kaybedecektik bende Emre'den konumu istedim ve bana da attı artık herşey okeydir saçlarımı ise sıkı bi at kuyruğu yaptım.
Arabamın anahtarını aldım ve kendi arabama binip yola çıktım. Verilen konuma varmıştım ormanlık alanda tam ortada depo gibi bi yer vardı kapı açıktı içeri girmiştim bi köşeye saklandım elime silahımı aldım mermim tamdı bakmıştım tam dönecektim ki Savaş ve babam karşı karşıya idi tam ortada ise Rojhat vardı Rojhat beni görmüştü işaret parmağım ile sus işareti yaptım.
Savaşın gözünde öfke vardı saf öfke ve o öfkenin sahibi ise babam olacak adamdı. Gene ne yapmıştı acaba
"Savaş?" Dedim seslendim Savaş kendine geldi ve bana doğru mutlu rolüne büründü bişey olmuştu belli idi çünkü Savaş rol yapıyordu.
"Efendim güzelim." Dedi gülüyordu ama gözlerinde acı vardı biliyordum
"Güzelim? Derken Savaş?"dedi babam olacak o adam.
"Sanane " dedim babama babam bana tuhaf bakıyordu
"Seni ne ilgilendiriyor karışma bizim aramızda ki şeye " dedim sinirliydim. O kimdi ki benim müstakbel kocamın bana ne diyeceğine karışıyordu. Ben söyleyeyim kendini babam zannediyordu lakin bana bi gram babalık yapmamıştı.
"Ne demek beni ne ilgilendiriyor babanım ben senin" dedi ki işaret ve orta parmağımı birleştirip durmasını istedim ve sustu.
"Babamsan söyleyeyim karşında cümle alemin Büyük Patron'u var ve bende onun müstakbel karısıyım bugün de nikâhımız var sen davetli değilsin. Ve ben de O Büyük Patron'un karısı olacağım ve Büyük Patroniçeyim.. " dedim yerini bilmeliydi özellikle Savaş'a karşı Savaş bana gururla bakıyordu benim kadınım benim karım der gibi bakıyordu ve bu da beni acayip derecede yükseltiyordu.
O sırada Savaş
İçeriye girmiştim Rojhat'ı bi sandalyeye bağlı bulmuştum kafasını açtım ve ellerini açmaya koyuldum oda kendine gelmeye çalışıyordu ne olduğunu anlamıyordu normaldi
"Nerdeyim ben?" Diye soru daha çok kendine soruyor gibiydi cevap verdim
"İshak Deniz seni kaçırdı bende seni kurtarıyorum " dedim net bi sesle
"Yine siz kurtarıyorsunuz" dedi sizli bizli konuşuyordu neyse şu an konuşmak istemiyordum.
"Evet boşver şimdi burdan çıkalım kurtulalım burdan." Dedim
"Haklısınız " dedi ve beklemeye başladı aynı anda biri geliyor mu diye de kontrol ediyordu çözmüştüm.. ve tam arkamda İshak Deniz 'in sesini işittim
"Vay vay vay Savaş Bey de gelmiş tüm cümle alemin Büyük Patron'u" dedi sesi alay eder gibiydi.
Hemen Rojhat'ı arkama aldım korumak için..
"İshak Deniz" dedim şaşırmış gibi yaparak
"Evet ben benden aldığın kızımı senden geri istiyorum" dedi sanki fırından ekmek istiyordu.
"Peki sence ben verir miyim?" Dedim gözlerim öfkeyle bakıyordu kaşlarım çatıldıkça çatılıyordu.
"Sen? " Dedi şaşırmıştı çünkü çok iyi hatırlıyorum niye şaşırdığını
"Sen ölmedin mi?" Dedi şaşırmıştı hala şaşkındı
"Ölmedim hatırlarsın beni nasıl yaktığını nasıl öldürmek istediğini hı?" Dedim geçmişe dönüş yaparak
"Aynen öyle çok güzel yaktık seni babanla çocuk biliyor mu?" Dedi
"Bilmiyor ve bilmeyecek İshak Deniz!" Dedim sinirle
"Geçmişin izlerini hala taşıyorsun bu yüzden bu maske var " dedi
"Rojhat sen çıkışa doğru yürü bişey yapamaz dikkat et" dedim. Gitmesi için işaret verdim bi yere bakıyordu ve hemen ardından Zehra çıktı
"Savaş?" Dedi seslendi bana mutluymuş rolüne büründüm hemen
"Efendim güzelim." Dedim
Hissetmişti kötü olduğunu tanıyordu beni çünkü hayatımın aynısını yaşamıştı biliyordu.
"Güzelim? Derken Savaş?"dedi İshak Deniz tam ağzımı açıp bişey diycektim ki
"Sanane " dedi babasına karşı gittikçe çekiliyordum bu kıza kabul
"Seni ne ilgilendiriyor karışma bizim aramızda ki şeye " dedi babası ona çok tuhaf bakıyordu sinirliydi onunla böyle konuşmasına benim yanımda diye böyle konuştuğunu düşünüyor olmalıydı lakin öyle değildi Zehra çok değişmişti güçlenmişti.
"Ne demek beni ne ilgilendiriyor babanım ben senin" dedi İshak Deniz
Zehra ise işaret ve orta parmağını birleştirip durmasını istedi ve sustu.
"Babamsan söyleyeyim karşında cümle alemin Büyük Patron'u var ve bende onun müstakbel karısıyım bugün de nikâhımız var sen davetli değilsin. Ve ben de O Büyük Patron'un karısı olacağım ve Büyük Patroniçeyim.. " dedi
Gururla bakıyordum benim karımdı ve benim karım bu kadar güçlü bi kadındı ve ben onunla gurur duyuyordum.
Elini tuttum gitmemiz lazım der gibi baktım anlamıştı beni ve ellerimiz birdi İshak Deniz bize bakıyordu en sonunda arkamı döndüm gidip yakasına yapıştım ve
"Bana bak bi daha beni geçmişimden vurarsan seni geçmişinde boğarım!" Dedim öfkeli bi ses ile
♪♪♪
O sırada Zehra
Eve gelmiştik ilk önce Rojhat'ı evine bıraktık ne oluyordu ne konuşmuşlardı babamla ve neden babama
' beni geçmişimle yargılarsan seni geçmişinde boğarım!' dedi
Bekliyordum bana bi açıklama yapacak mıydı? Diye bekliyordum..
İçeri gelmişti bana bakıyordu ve bana
"Nikah için elbiselerini giyebilir misin? Söz veriyorum bittikten sonra gece sana herşeyi anlatacağım.." dedi nasıl yani bana herşeyi anlatacak mıydı bana o kadar mı güveniyordu.
Saat 15.00 Nikâh Saati
Mükemmel bi salondu içerde Emre ve karargahtan kişiler vardı bizim için gelmişlerdi Savaş'ın gözlerinde mutluluk vardı gerçek sevgi ve gerçek sevinç
Nikah akdini gerçekleştirmek için memur da gelmişti en ön sırada Emre bi kaç kişi ve Rojhat'ta vardı.
Rojhat adıma seviniyordu bu gözlerinden belli idi.
"Evet sayın konuklar sizinde şahitliğiniz ile burda çiftimizin Nikah akdini gerçekleştirmek üzere burda toplandık." Dedi mikrofona doğru nikah memuru
"Adınız soyadınız" diye sordu ikimize de
"Zehra Deniz" dedim sevinçle
"Savaş Kralhan" dedi Savaş Zehra Kralhan ayy efsane çok yakıştı değil miiii
"Şahitlerin adı Soy adı" benim şahidim Emre idi Savaş'ın ki ise Rojhat mı? Ne ne alaka be?!
"Emre Yıldız." Dedi Emre oda sevinçli idi.
"Rojhat Güneş " dedi Rojhat oda seviniyordu.
Allah'ım şükür nikah zamanı başlıyordu
"Siz Zehra Deniz Savaş Kralhan'ı kocalığa kabul ediyor musunuz? " Dedi
Hiç düşünmeden "evett!!" Dedim..
Dini Nikâhımız vardı bi saat öncesinde kıydık ..
"Siz Savaş Kralhan Zehra Deniz'i karılığa kabul ediyor musunuz?" Dedi oda heyecanlıydı.
"Eveeettt!!" Dedi hiç düşünmeden benim gibi
"Bende belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum! " Dedi mikrofona konuşan nikah memuru tabi ondan önce şahitlerin de kabulünü aldı ve öyle bizi karı - koca ilan etti.
"Buyrun gelin hanım aile cüzdanı " dedi nikah memuru
Emre ordan bana Savaşın ayağına basmamı işaret ediyordu hiç istemesem de basmak zorunda kaldım orda yüzünü hafif buruşturup güldü anlaşılan bu acı ona işlememişti.
Arkadaşlarımızın tebrikleri eşliğinde düğün bitti biraz dans ettikten sonra akşam olmuştu ve eve geçiyorduk kimin evine geçecektik sormam gerekiyordu.
"Kimin evine geçeceğiz?" Diye sordum Savaş'a
"Benim evime kimsenin bilmediği sadece eşim olan kadın ve benim yaşayacağımız eve" dedi ve yine kalbimi eritti. Biz artık eş idik, bir elmanın iki yarısı olmuştuk, iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta her konuda evet demiştik ve sonsuza kadar hayatlarımızı birleştirdik..
"Senin evin mi ? Yani en yakın adamının bile bilmediği o eve beni mi götüreceksin?" Dedim şaşkındım
"Tabi ki de seni götüreceğim karıcığım başka kimi götüreceğim" dedi karıcığım mı dedi o ay eridim..
Gece 23.00
O sırada Savaş
Evime gelmiştik ilk defa geliyordu ve kimse bilmiyordu bu saray gibi evi
Arabalar için olan kapı açıldı ve araba
yı içeri doğru sürdüm ardından park ettim ve tam Zehra inecekken tuttum kolunu
"Bekle ben yapacağım" dedim merak ediyordu ne yapacağımı
İndiğim şoför koltuğunun kapısını kapattım ve arabanın etrafında tur attım.
Zehra eve (!) şaşkınlıkla bakıyordu.
Gerçi haklıydı baya bi saray idi.
Çünkü şuan bu işlerle kendime saray gibi ev inşa etmiştim baştan aşağıya ve hepsini onun elindeki herşey ile yapmıştım.
Neyse bu konuları geçebilir miyiz?
Evde
O sırada Zehra
Eve şaşkınlıkla bakıyordum tabi ev demeye bin şahit isterdi çünkü bu bi ev değil bi saraydı bu arada gerçekten bi saraydı.
Evin içine girmiştik..
Tabi âdeti yerine getirmeden olmazdı kapı girişinden odaya kadar kucağında taşıdı beni .
"Hazır mısın?" Dedi bana
Aklıma fesatlık gelmesi normal mi?!!
"Neye?" Dedim bilmiyordum çünkü
"Eğer ki istemezsen yapmayız" dedi ha ben doğru anlamışım fesatlıkmış.
"Bana gerçekleri anlatacaktın?" Dedim hatırlatarak
"Evet anlatacağım ama önce üstünü değiştir istersen bu halde zor olur yardım etmemi istersen çağırman yeterli" dedi
"Aslında fermuarımı açsan iyi olur." Dedim o arkama geçince muzip bi gülümseme belirdi yüzümde
Yavaş yavaş arkama geçti elini fermuarıma açtı ve sanki beni azdırmak için bilerek yapıyordu ve başarılı da oluyordu.
Yavaş yavaş açtı elimi hemen önüme attım sanki daha bu sabah beni çıplak görmemiş gibi
O sırada Savaş
Sanki daha bu sabah onu çıplak görmemiş gibi eli ile önünü tutuyordu ki elbisesi düşmesin diye
Papyonumu ve ceketimi çıkartıp kenara koltuğun üstüne bıraktım bu odayı yepyeni bi şekilde hazırlattım her şeyi ile Zehra'nın sevdiği şekil idi.
Onun hazırlanmasını ve gerçekleri anlatmam gerekiyordu bi şey hariç onu daha sonra anlatacaktım ama yüzümün sebebi ve niye bu halde olduğumu anlatmak istiyordum onunla bi şeyleri ödetmek için evlenmemiştim aksine sevdiğim için ve gerçekten istediğim için onu korumak için evlenmiştim.
Bir süre sonra geldi saçları salık yüzünde bi gram makyaj yoktu ve elbise yerine tişört ve şortlu pijama takımı vardı.
Usulca yanıma oturdu ve sordu
"Artık hazırsan anlatmak ister misin ? Babam olacak adam sana ne yaptı da öyle konuştunuz? " Diye sordu.
"Öncelikle seninle intikam için evlenmedim onu bil.. ben " dedim devamını getiremedim.
Elimi maskeme attım ve yavaşça çıkardım, çıkarttığım gibi yüzü şok olur gibi bi ifade vardı çünkü çenem ve burnumun altından tut maskenin kapattığı bütün yerler yanık idi yani yüzüm yarım idi.
"S-sen bunu sana kim yaptı ne zaman?" Dedi devamını getiremedi
"Beni bu hale baban olacak o adam İshak Deniz getirdi.. " dedim
Son
Bölüm soruları;
1-) Sezon Finali Bölümünü nasıl buldunuz?
2-) bölüm beklentileri karşıladı mı?
3-) 2. Sezon için beklentileriniz neler?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.14k Okunma |
119 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |