22. Bölüm

17. Bölüm: HAİN PUSU

Z
yazarinadizeyymiss

•Zehra Kralhan•

Sabah üstümde Savaş'a ait olan bir tişört ile uyandım. Ki aynı zamanda Savaş'ın kollarında da uyanmış oluyordum.

Dün geceden sabaha kadar birlikte olmuştuk. Hatırladıkça utanmaya başlıyordum.

O anlar yanaklarımın ve dahi yüzümün kızarmasına sebebiyet veriyordu.

 

Çok uzatmadan telefonumu elime alıp saate baktım saat 9.30' du kahvaltı için birazdan Deniz Hanım bizi uyandırmaya gelirdi. O yüzden ben çok geçmeden kalktım ve banyoyu kaptım ilk olarak hafif bi duş aldım üzerimi değiştirdim ve içeri girdim ki hala Savaş uyuyordu tekrar saate baktım ki saat 9.45 artık kalkmamız gerekti çok gecikmeden Savaş'ı uyandırmaya koyuldum.

 

"Savaş! Savaş! Savaş! Kalk hadi bak birazdan Deniz Hanım gelir kahvaltı için uyandırmaya hadi kalk banyoya hadi" diye kaldırmaya çalıştım.

Uyanmayı geçtim kıpırdamıyordu bile geceki gibi çırılçıplak durmuş uyuyordu hayır nasıl üşümüyordu anlamış değilim ben kırk kat ederdim kendimi.

 

Bir kere daha kaldırmayı denedim

"Savaş! Of Savaş of! Hadi kalksana!" Dedim ancak bu sefer hiç beklemediğim bi anda kolumdan tutulup çekildim.

Ve hiç bişey yapamadan kendimi Savaş'ın altında buldum

"Kızım iki saattir burda öpmeni bekliyorum sen burda vır vır Savaş Savaş diyorsun ya" dedi şikayet ederek

 

"Sen uyanık mıydın? " Dedim gözlerimi kısıp bakarak

"Iı evet.. " dedi Savaş

"Yani ben boşuna uğraştım öyle mi?!" Dedim hiddetle

"Yani sayılır ama öpseydin kolayca hallederdin" dedi rahatça

Durdum bekledim o da bekledi.

En sonunda ise iki yanağından tutup dudaklarına yapıştım ve hızla öpüşmeye başladık bu işin sonu hayır değildi o yüzden bıraktım.

"Hadi kalk " dedim ve mayışmış bakışları ile onu arkamda bırakıp yataktan kalktım o da kalktı ilk önce duşa girdi ve çıkıp üzerine koyu lacivert bi takım giydi kabanı da omuzlarına aldı ve en sonda ise gece masaya bıraktığım maskesini alıp taktı.

Ardından da onu süzen beni fark ederek güldü

"Ooo bakıyorum da hiç de utanmıyoruz" dedi dalga geçerek

"Niye utanayım ki gecesinde gördüm şimdi niye utanayım" dedim bende cevabını vererek

Güldü ve tam çıkacakken beni durdurdu.

"Bekle " dedi ve arkasını dönüp kendi yattığı tarafta ki çekmeceyi açtı ve içinden kadife bi yüzük kutusu çıkardı bizim parmaklarımızda ise sadece alyanslar vardı ki bu da zaten evliliğin bi simgesiydi.

 

Kutuyu getirdi ben ise donmuş bi şekilde bakıyordum

"Güzelim" dedi sakince beni kendime getirmek amaçlı

Ardından da ben gülümseyerek bi ona bi de kutuya odaklandım yavaşça içini açtı ve içinden büyük baget şeklinde bi yüzük duruyordu.

Şok olmuştum çünkü hayatım boyunca böyle güzel bi hediye beklemiyordum.

"Savaş olmaz ben kabul edemem bak zaten alyanslar var bi de bu yüzük -" derken sağ işaret parmağını dudaklarıma koydu susmam için

"Ben ki Büyük Patron 'um alemin en zengin en güçlü ve en korktuğu insanım böyle yüzükle falan benim zenginliğim , gücüm batmaz aksine daha çok yükselir özellikle senin içinse özellikle konu sen isen .. benim sana gece dediğimi hatırlıyor musun? " Dedi ve sonda o soruyu sordu

Benim gücüm, kudretim sensin!

Demişti

"Hatırlıyorum" demiştim

"İşte bu yüzük de bu aşkın bu gücün bu kudretin simgesi hem ben karımın sadece alyansla gezmesine izin vermem ;)" dedi ve sonda ise göz kırptı kalbimi eritmişti zaten bu sözlerle bide üstüne yüzüğü kutusundan çıkarıp sağ yüzük parmağıma taktı sol yüzük parmağımda ise alyans vardı.

Bir yüzüğe baktım bir de Savaş'a öyle bi şekil bakıyordum ki anlatmaya kelimeler yetmezdi ancak görülmesi ve hissedilmesi gerekti.

Hemen kollarımı açıp boynuna doladım ve sarıldım içime sokarcasına sarılıyordum öyle ki her bir uzvunu hissediyor biliyordum.

"Teşekkür ederim" dedim fısıldayarak

Gülümsedi öyle ki gülme sesi gelmişti

"Rica ederim" dedi o da benim gibi fısıldayarak

 

Ardından geri çekildik ve

"Hadi aşağı inelim beni kaldırdın bu sefer sen inmiyorsun" dedi sahte bi kızgınlık ile

"Hadi inelim." Dedim ve elini tuttum o da benim elimi tuttu gözlerim hafiften dolmuştu ve elini tutmadan salise öncesi silmiştim.

Merdivenleri yavaşça aşağı inmeye başladık o benim sol elimi tutuyordu sol tarafımda idi.

El ele sofraya geçip oturduk o baş köşeye geçti ben ise sol tarafına oturdum onun.

Oturunca ağrısını daha çok hissediyordum geceden kalma ağrılar kendini gösteriyordu. - ki bu da baya yorulduk anlamına geliyordu-

"Ah!" Dedim kendime engel olamayarak

Endişe ile

"Ne oldu güzelim?" Diye sordu Savaş

"Bişey yok .. ah! Gece.. geceden kalma acılar" dedim sızlanarak ancak o ise bişey yok lafımı umursamayarak

"Nasıl bişey yok bebeğim.. Deniz Hanım" diyerek Deniz Hanım 'ı çağırdı.

"Buyrun Savaş bey?" Diyerek hızla geldi Deniz Hanım

"Buraya bi ağrı kesici getir bi de sıcak su torbası hazırla" dedi , Deniz Hanım ise Savas'ın emrine itaat ederek mutfağa doğru indi ve söylenilenleri yapmaya koyuldu.

 

"Hayatım gerçekten gerek yok hem beraber karargaha gideceğiz " dedim ancak o

"Karargaha gelmiyorsun çünkü ağrın var" dedi Savaş

"Hadi ama Savaş ağrı kesiciyi içerim birşeyim kalmaz lütfen " dedim ve ardından tatlı ve ikna edici gözlerimi kullanmaya karar verdim.

"Gözleriyle beni aciz kılan sevgilim... İyi tamam sadece ağrı kesiciyi içiyorsun ve orda da ağrın olduğu an eve dönüyoruz birlikte " dedi ilk cümleleri ise beni benden almaya yetmişti.

Şu an bile onun olurdum yine..

Çok uzatmadan ağrı kesici ilacım gelmişti çok bekletmeden içtim ve suyumu da ardından içtim.

Ardından da bir kaç bişey daha yemiş ve üstümü değiştirmek için yukarı çıkmış ve karargaha uygun şeyler giyip aşağı inmiştim. Giydiklerim ise üstümde siyah bir boğazlı bi kazak altına ise keten pantolon vardı elimde ise siyah parlak deri bi çanta almıştım içine telefonumu, airpods kulaklığımı ve şarjımı sarıp içine koymuştum dudak parlatıcısı da eklemiştim.

Ve makyaj masama oturup kapatıcı, allık, rimel ve dudak kalemi ile dudaklarımın etrafını çizdim ardından da koyu bi ruj sürüp makyajımı bitirmiştim saçlarımı ise dalgalandırıp açık bırakmıştım.

Topuklu botlarımı giyip siyah kabanım ve çantamı elime aldım ve aşağı indim kocam ise beni salonda oturmuş ve bekliyordu.

"Geldim" dedim sevinçle yanına yaklaştım ve arkadan boynuna sarıldım ve yanağını öptüm.

Gülümsedi... Gülümsedim

"Hadi gidelim bebeğim" dedi ve ayağı kalktı

"Hadi gidelim. " Dedim ve kapıya doğru yol aldım.

O bana kabanımı giydirmişti bende onun kabanını giydirmiştim. Ve el ele tutuşarak hazırlanan arabaya doğru yol almıştık.

Arabayı şoförümüz Akif bey sürüyordu.

Kapıyı otomatik olarak açmış ve ikimiz de arkaya binmiştik Savaş ile.

 

• Emre Yıldırım •

Sabah odamda uyanmış elimi yüzümü yıkamıştım ardından da odama geri geçip üstümü değiştirdim ve masama oturup kahvaltımı yapmaya başladım.

Bir süre sonra ise elime laptopumu alıp gözlüğümü düzeltip aşağı indim. Odam karargahın özel odalarından bi tanesiydi.

Savaş Kralhan bu karargahı özel olarak tasarlamıştı. Karargah şirket gibi bir yerdi en üst katlarında ise gizli odaları vardı o odalarda ise evi, ailesi olmayan burda ki ekipler kalıyordu her bir odada ayrı bi odalar vardı benim ise odam tekti ben ise Savaş Kralhan'ın ana analiz ve bilgisayarcısıydım.

O yüzden ben bi ekibe dahil değildim.

Çok uzatmadan aşağı da ki masalardan bi tanesine oturdum ve laptobumu masaya bırakıp çalışmaya başladım.

Ardından da kapıdaki ayak seslerine doğru baktım ve gelen Zehra & Savaş beye doğru baktım.

Zehra'yı bulmuştu getirmişti. Ancak dikkatimi çeken bi şey vardı onlara bakan bi çift göz bu kızı daha önce hiç görmemiştim. Onunla sonra ilgilenecektim ancak bu kızı gözüm hiç tutmamıştı.

Bunu Zehra ile konuşmaya karar verdim ve hemen ayağı kalkıp yanına gittim.

 

"Zehra!" Diye bağırdım sevinçle ardından da 'birader' tokalaşması yaptık

"Emre kardeşim." Sesi ile artık emindim.

Bu kız burdaydı ve Savaş beyin yanında güvendeydi.

" Hadi Zehra gidelim sonra hasret giderirsiniz" dedi Savaş bey.

Ardından da yukarı doğru yani Savaş beyin odasına doğru yol aldılar.

 

Ben ise o gözümün tutmadığı kızın yanına gittim.

 

"Sen kimsin?" Diye dan diye yanında bittim. Korkmuştu ve bana karşı tuhaf bakıyordu dediğim gibi bu kız da bişeyler vardı ve ben bunu çözecektim.

"Ne?" Diye ürkerek konuştu

"Ne ne?! Sen kimsin diye sordum" diyerek açıklama yaptım mecburen

"Ben mi?" Dedi bu kız mal mıydı?

"Yok dedem" dedim dalga geçerek

"Hı" dedi hala mal olduğunu düşünüyorum

"Ay evet sen kızım sen salak mısın seni nasıl aldılar buraya" dedim içimdekini tutamayarak

"Benim adım Firuze. Buraya yeni geldim. " Dedi kendini tanıtarak

"Mecburi olarak mı yoksa kendi isteğin ile mi bu işe girmek istedin?" Dedim merakıma yenik düşerek

"M-mecburi" dedi kekeleyerek bi iş vardı ve yanılmıyorsam çok büyük olaylar dönüyordu.

" Hm neyse ben kaçtım işlerim var Savaş beyin ve karısının yanına gitmen lazım bay" dedim tam gidecekken

"Savaş bey mi? O evli mi o kadın karısı mı?" Diye sordu

"Evet Savaş Kralhan evli yanında ki de benim en yakın dostum Zehra Kralhan yani Savaş beyin karısı Büyük Patron olan Savaş Kralhan 'ın Büyük Patroniçesi " dedim açıklayarak içimden bi his bu kızın Savaş ve Zehra ile ilgili bi planları olduğunu söylüyor ama neyse

Çok da uzatmayıp gittim.

 

•Zehra Kralhan•

Karargaha vardığımızda önden ben arkamdan ise Savaş inmiş ve hemen elimi tutmuştu. Çok tuhaf geliyordu daha dün buraya bu adamın sağ kolu askeriyken şimdi karısıydım ve belki de ileride bu adamın varisini çocuklarını doğuracak ve burayı en iyi şekilde yükselttirecektim.

 

Daha fazla düşünmeyi bırakıp elimi tutan adam ile birlikte karargaha girdik ve girdiğimizde ise çoğu göz bize dönmüştü hepsini tanıyordum ancak bi kız hariç yeni mi gelmişti. Neyse çok da takmadım ancak bize gelen Emre ile kendime geldim ve bana

"Zehra!" Diyerek sevinçle yanıma geldi ardından da birlikte ' birader' tokalaşması yaptık.

Ardından da " Emre. Kardeşim. " Diye cevapladım onu ardından da Savaşın

"Hadi Zehra gidelim sonra hasret giderirsiniz" demesi ile uzatmayıp peşine takıldım Savaşın

Ardından da yukarı odaya doğru çıktık. Odaya baktığım da ise yeni yazılmış adları gördüm siyah bi tabakanın üstüne altın kabartmanın üstünde ikimizin adı yazıyordu.

SAVAŞ KRALHAN & ZEHRA KRALHAN

Hemen kafamı çevirip ona doğru gülerek baktım.

"Savaş" dedim gülerek

"Evet bu oda artık ikimizin sen yokken düzenletip kabartmayı da hallettim artık benden ayrı olmak yok her an gözüm üstünde olacak" dedi ve burnuma ufakça dokundu ve güldü gülerken de gözleri kısılıyordu. Ela gözleri daha güzel oluyordu.

Odaya girdik ve gözüm direk baş tarafa kaydı orda Savaş'ın masası sandalyesi arkasında ise dosyaların mevcut olduğu dolap vardı.

Oda siyah ve kahverengi tonlarındaydı. Hemen yan tarafında ise benim masam vardı masalar kahverengi koltuklar siyah deriydi. Dolaplar ise dediğim gibi kahverengiydi.

Hemen dönüp Savaş'a baktım ve kocaman sarıldım.

"Teşekkür ederim çok teşekkür ederim" dedim ve geri çekildim

"Teşekkür etme ben senin kocanım ve yapmam gerekenleri yapıyorum sadece" dedi sakin ve huzurlu sesi ile

Hazır odada kimse yoktu hemen ellerimi maskesine koyup gözlerine baktım ve

"Çıkar" dedi ama ben indirdim sadece

Ve omuzlarını tutup ayaklarımın üstünde yükseldim ve dudaklarına yapıştım.

Yavaş ve sakince öpüşmeye başladık.

Kapı çalmaya başlamıştı. Hemen kendimizi toparladık ve Savaş ise maskesini geri taktı.

Ardından ise çok bekletmeden

"Gel " diyerek çalan kişiyi içeri davet etti.

"Savaş bey size son verileri getirdim. " Dedi Emre

"Ne verisi?" Diye sordum merakla

"İshak Deniz son zamanlarda oldukça gözüme batıyordu zaten ancak bu son olan olay iyice onu öldürmeme sebebiyet vermeye başladı yani kısacası sevgili karıcığım baban sert kayaya çarptı " dedi Savaş

Sevindim bi insan babasını öldürecekler diye sevinir miydi ? He ben yapardım...

Emre Savaş'a son şeyleri gösterdi ve çıktı bende çıktım ardından çünkü bana işaret vermişti bişey vardı.

"Noldu Emre?" Diye sordum

"Şu kızı görüyor musun?" Dedi ve bi kızı işaret etti kaşları ile gözlerim otomatik olarak işaret ettiği yere doğru kaymıştı bu kız daha yeni girerken gördüğüm kızdı ve bunu benim de gözüm tutmamıştı anlaşılan o ki onun da gözü tutmamıştı.

"Eee ne alaka?" Diye sordum tekrar

"Bu kız hiç gözüm tutmadı sözde mecburen gelmiş buraya sabahtan beri Savaş'ı sorup durdu çok tuhaf ama içimden bi his onun sen ve Savaş ile ilgili birşeyi olacak diyor. Ki benim iç sesimi bilirsin" dedi ve bende devamında

"Hiç yanılmaz" diyerek devamını getirdim. O ise kafasını aynen anlamında salladı.

"Dikkat et Zehra bu kız da bişey çıkacak hissediyorum" dedi ve bende

"Ne tuhaf bende" dedim.

 

•İshak Deniz•

 

"Biliyor musun karıcığım? Ben Zehra'nın gerçek anlamda Savaş 'a aşık olduğunu gördüm. Ve onun gözünde ki bu aşkı yok edeceğim" dedim

"Ne yapacaksın?" Dedi Ahu yani karım

"Savaş'ı onun gözünde bitireceğim" dedim

 

Gelecek bölümden

 

"Bu kız da bişeyler var Savaş" dedi Zehra Savaş'a

"Kim olduğunu öğrenelim gerekirse her tarafı ara Emre karımın gözü tutmamışsa kesin bişey vardır keza seninde öyle bul bu kız kim" diyerek emir verdi Savaş

 

"Ahahahah Emre ... Ahahah" diyerek gülmeye başladı Zehra

 

"Merak etmeyin efendim her şey benim elimde yavaştan hallediyorum" dedi Firuze

 

"Yavaştan değil! Hızla hallet!" Diye emir verdi Firuze'nin telefonunda ki ses

 

Firuze Savaşın odasına doğru yavaştan ilerledi elinde ki kahve ile

"Zehra hanım Savaş bey.. " dedi yabancı bi erkek sesi

Emre ve Zehra endişe ve korku ile birbirine baktı ve odaya doğru hızla koştular kapının önünde ki Zehra dan gelen ses

"SAVAŞ! " Oldu...

 

Gelecek bölümden fragman bitti...

 

SON

 

 

 

Bölüm : 12.04.2025 22:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...