35. Bölüm

26. Bölüm: HAPİSHANE

Z
yazarinadizeyymiss

3. Kişi ağzından;

"Evet sayın seyirciler... Bugün öğle saatlerinde Büyük Patron olarak da tanınan mafya babası Savaş Kralhan Başkomiser Rojhat Güneş tarafından düzenlenen büyük operasyon ile kendi evinden göz altına alındı.. ve herkesin aklında ki o soru kimsenin sağlayamadığı bu adaleti sağlayan bu adamın akıbeti ne olacak? Evet sayın seyirciler tutuklanma anının full HD görüntüleri izleyelim.."

 

Haberi masasının başından izliyordu Zehra Kralhan Karargâha gelmiş ve haberi izliyordu tabi yanında Emre ve Rojhat ile birlikte..

 

"Görüyor musun? Eserine iyi bak.. Rojhat Güneş biteceksin çünkü öyle bir hale geleceksin ki.. bizim ayaklarımıza kapanıp özür dileyeceksin..! " Dedi Zehra Kralhan

Rojhat komiser ise sadece izliyordu ve dinliyordu hiç bir şey diyemiyordu...

"Zehra sen bazen karşında bir başkomiserin olduğunu unutuyorsun. Ama ben hatırlatayım evet biz eski arkadaş olabiliriz ama ben aynı zamanda Başkomiser Rojhat Güneş 'im bunu unutmazsan sevinirim." Dedi Rojhat

"Sende karşısında abinin karısı olduğunu unutuyorsun hani tutuklayıp içeri soktuğun abin?!" Dedi Zehra

Rojhat Zehra'ya yaklaştı ancak Zehra buna izin vermedi.

"Sakın! Dokunma bana yaklaşma! Defol!" Dedi Zehra

"Eğer ki senin yüzünden benim çocuğum babasız kalırsa seni öldürürüm! Sana yemin ederim seni öldürürüm!" Dedi Zehra

Emre Rojhat'ı kolundan tuttu ve başı ile çıkalım dedi.

İkisi çıktılar Zehra ise tek başına odada kaldı elini karnına attı ve bebeği ile konuşmaya başladı.

"Annem... Anneciğim.. merak etme babanı kurtaracağız ama nasıl?" Diye kendi kendine düşündü.

...

O sırada Emre ve Rojhat;

"Rojhat... Sen Zehra'nın ne denli Savaş'a düşkün olduğunu bilmiyorsun.. ve dediğini yapar haberin olsun.." dedi ve onu gönderdi.

 

Ardından da arkasını döndü ve kafasını kaldırıp yukarı bakınca Zehra'nın odasının önünde ki minik balkondan etrafı izlediğini gördü.

... 

• Savaş Kralhan •

Mahkeme direk sorgusuz sualsiz beni içeri tıktırmış bununla da kalmamış gibi beni sevgili kayınpederimin olduğu koğuşa aldırmıştı. Niyesini anlamadım ama bu benim işime gelirdi.

Çünkü sevgili kayınpederim benim damarıma çok pis basmıştı.. sevdiğim kadına zarar verdiği yetmemiş gibi sıra çocuğuma da gelmişti daha doğmadan benim yavrum babasız kalacaktı ve ben bunun tam tersini yapacaktım.

Eğer ki bende Savaş Kralhansam bunun bedelini ağır ödetirim. Sevdiğim kadının vücudunda ona ait izleri yok etmeye uğraşıyordum acısını çekmesin istiyordum. İlk olarak ona acı çektirecek sonra da İsmail Deniz'in yani Zehra'nın babasının yerini bulmasını sağlayacaktım çünkü kendisi şu an nerde ne yapıyor bilinmiyordu. İstesem bulur muydum şu an hayır ama bulacaktım içerden bile sevdiğim kadına yararım dokunsun istiyordum.

Koğuşa girmiş kendi küçük odamda kalıyordum uzanmış boş bir şekilde tavanı izliyordum. Geldiğim zamanki o bakışları düşündükçe gülme krizine giresim geliyordu yüzümde ki bu kahverengi maske de çok sıkı olması ile birlikte canımı yakıyordu.

 

Geçmişe dönüş

Savaş Kralhan iki kolunda da birer polis ile birlikte hapishaneye giriyordu. Büyük bir koğuşa aldılar onu içeri girdi ağzında ise ağızlık gibi kullanılan kahverengi bir maske vardı.. ve resmen bu maskenin ardında bir canavar yatıyordu ve bu canavar çoktan uyanmıştı..

Savaş içeri girdi ardından kapılar kapatıldı herkes ona bakıyordu ve bu adamın burda olmasından dolayı korkuyorlardı.. ve sonra onu gördü Savaş Kralhan sevgili kayınpederini..!

"Merhaba sevgili kayınpederim " dedi sinsice Savaş Kralhan..

Şimdiye dönüş

Hatırladıkça gülmeye başladığım anlardan biriydi çoğunlukla gülmüyordum tabi sevdiğim kadınla iken hariç onunlayken kahkaha atıyordum.

Aklımda çok sinsi şeyler vardı tabi bunun için Zehra'nın yardımı da gerekli.

İlk olarak dışarda yapamadığımı burada yapacaktım dışarda adamları vardı ve her ihtimale karşı bir şey yapmamıştım. Tabi ilk olarak mallarını alıp karımın üstüne geçirecektim. Ardından da kendisini hayatımızdan hem ruhani hem de her şekilde siktir edecektim.

...

• Zehra Kralhan •

Elimi karnıma atmış sevdiğim adamdan bir parça olan yavrumu okşuyor bir nebze de olsa yaşamaya sebep bir şey hissediyordum.

O an hamile olduğumu öğrenmiş ve bununla da kalmamış gibi kocamı yani bu hayatta en sevdiğim insanı almışlardı benden beni hayata yeniden tutunduran adamdı o.

Ve Komiser Rojhat onu benden almıştı.

 

Geçmişe dönüş;

 

• Savaş Kralhan •

Sabah erken saatlerde uyandım. Yan tarafa baktığımda Zehra'yı göremedim ve etrafı aramaya başladım.

En son ise yandaki çekmecenin üstüne baktığımda bir not buldum

' sevgilim ben gidiyorum doktor randevum var önemli bir şey yok dert etme erken geleceğim bayyy ' diye bir not vardı

Gülerek nota baktım ve geri bıraktım.

Aşağı indim kahvaltı yaptım yukarı çıkıp üstümü giyinip kapının çalınma sesini duydum. Zehra gelmişti. Yukarı odaya girdi ve sarıldı.

"Güzelim benim neredeydin?" Dedim

"Yazdım ya .." dedi

"Doğru ama neden gittin?" Dedim

"Hayatım önemli bir şey değil sakin ol ... Hem onu bugün öğreneceksin.." dedi heyecan ile

O sırada kapımız sert bir şekilde çalındı biz aşağı indik hızla

Deniz Hanım ve Ayşe hanım korku ile bize bakıyordu. Bende açın diye baktım. Yavaşça açtılar biz ise dimdik durmuş bakıyorduk kimin geldiğine

Komiser Rojhat Güneş?! Burada ne alaka?!

"Sizin benim yalımda ne işiniz var?" Dedim

"Sizinle özel olarak konuşabilir miyiz?" Dedi gözleri dolu dolu idi. Zehra ile birbirimize baktık ve

"Zehra kalabilir benim ondan gizlim saklım hiç bir şeyim yok!" Dedim sert bir sesle

"Tabi olmaz çünkü ailemin katlini birlikte gerçekleştirdiniz.. " dedi sertçe

Biliyordu?! Benim yaptığımı biliyordu!

"Siz?" Dedim

"Evet biliyorum her şeyi öğrendim. Sevgili ağabeyciğim.." dedi

Gözlerim şokla büyüdü... Onu da biliyordu!

"Bak Rojhat -" diyecektim ki sözümü kesti

Tam o sırada polis siren sesleri yalının avlusunda yankılandı

"Savaş " dedi korku ile Zehra

"Sen neden kendi aileni öldürdün?! Hiç bir sebep yokken neden öldürdün?" Dedi sert bir sesle

"İzin ver yukarıda anlatacağım " dedim yavaşça

"Hayır şimdi götürülüp cezanı çekeceksin!" Dedi ve diğer polisleri içeri aldı...

O esnada kollarım iki polis tarafından tutuldu. Kelepçe takıldı.

Zehra bağırarak beni götürmemelerini istiyordu..

En son ise yere yığıldı ve bir "ah!" Diye inledi

Arkamı dönüp yavaşça baktığımda yerde karnını tutuyordu. Gözlerim büyüdü yoksa?!

"Bırakın onu çocuğumun babasını bırakın benim ve yavrumun ona ihtiyacı var!" Diye bağırdı

"Hamileyim ben! " Diye de ekleyerek bağırdı tekrardan

Herkes Durmuş bekliyordu.

Zaman Durmuş gibiydi..

Ellerimi onlardan kurtardım ve Zehra'ya doğru koştum.

Yerden kelepçeli ellerimle kaldırdım onu ve sarılıp elimi yavaşça karnına uzattım.

"Bizim burada çocuğumuz mu var? İkimizden bir parça " dedim gözyaşlarımı tutamayarak...

Başını salladı sevinçle bu durumda bile seviniyordu.

Yine gelip yakaladılar beni çırpındım gitmemek için benim çocuğum vardı karım vardı ben gidemem!

"Bırak lan beni!" Dedim bağırarak

Rojhat ile karşı karşıya geldik gözümün içine duygusuzca bakıyordu.

"Sen benim kardeşim değilsin! O gün gittiğim gün ben o naif tatlı kardeşimi bıraktım o da o yangında öldü! Benim kardeşim kendi yeğenine bunu yapmaz!" Dedim sertçe

"Ben senin kardeşin değilim!" Dedi o da aynı sertlikle benziyorduk ikimizde serttik!

İkimizin kardeş olduğu çok belliydi.

O abisine savaş açmıştı. O bana yani büyük patrona savaş açmıştı. Ve ben en kısa zamanda geri dönerek bu savaşı kazanacaktım ben kardeşime karşı savaşabilecek miydim?

Beni arabaya sertçe bindirmek üzerelerken Rojhat

"Ne sen benim abimsin! Ne de ben senin kardeşin! " Dedi

 

Ve andım olsun ki bu lafları ona tek tek yedirekecektim!

 

 

Yeminim olsun!

 

Şimdiye dönüş;

Bu anları hatırladıkça kalbim ağırlaştırılmış gibiydi. Sanki gerçekten birileri özenle bizimle uğraşıyordu.

Ama o kadar iyi biliyorum ki bu komiserin laflarını tek tek yiyeceğini ancak ilk olarak Savaş'ı görmeye gitmeliydim. Tutuklu olarak yargılanacak idi. Ve bugün özel olarak onunla görüş talep etmiştim.

Zamanında o da bana yapmıştı tutuklu olduğum zaman

 

Geçmiş:

Hapisteydim bugün yine bir kavgaya karışmış ortalığı savaş alanına çevirmiştim. Gardiyan gelmiş ve benim için gelen birinin olduğunu söylemişti. Ben de ilk başta istemeyecektim çünkü kim olduğunu söylememişlerdi ancak gelenin Savaş bey olduğunu söyleyince kararımdan vazgeçmiş üstüne üstlük koşarak onun yanına görüşe gitmiştim.

Yaklaştığımızı fark edince yüz ifademi normal tutup dik durup yanına ilerledim. Bir küçük masa ve karşılıklı iki sandalyeden oluşuyordu görüş odası kapının önünde iki gardiyanda bekliyordu.

Kafamı hafif kaldırıp baktığımda onun gözlerinin üstümde olduğunu gördüm daha da önemlisi beni inceliyordu vücudumu süzüyordu. Ve tabi ki yaralarımı görmüştü burada aldığım yaraların her birini görmüştü.

"Görüş sadece yarım saat unutmayın bir dakika bile geçmeyecek" dedi gardiyan

Başımı salladım tamam anlamında ki Savaş'ta öyle o da başını tamam anlamında salladı.

Gardiyan dışarı çıktı biz ikimiz tek yalnız kaldık. Savaş bana bakıyor ben ise ona

"Nasılsın?" Diye sordu yumuşak bir tonda

"İyiyim" dedim yalan söylüyordum

"Değilsin biliyorum yüzünde ki izler o acı hepsini görüyor ve hissediyorum. Yavrum." Dedi

Anlamıştı kimse beni anlamamışken o beni tek bir incelemede anlamıştı.

Bir dakika? O bana yavrum mu dedi?!

"Yavrum?" Dedim kendimi tutamayarak

"Evet.. küçük yavru bir kız çocuğusun çünkü benim yavrum" dedi şu an sanki hapiste ki askeri ile konusmuyor da sevgilisi ile konuşuyor gibiydi..

Bu Savaş Kralhan 'ın sadece bana özel olan yüzüydü.

"Değerli bir taş gibi bir elmas gibisin Zehra ... Ve ben bu elmasın benim yanımda olduğu için çok şanslıyım" dedi

Bu lafları kalbimi eritmedi desem yalan olur..

"Ben de çok şanslıyım beni oradan çekip çıkaran ve beni bir kez daha ortaya çıkartan biri varsa o da sizsiniz Savaş Kralhan " dedim

Şimdiye dönüş;

Üstümü değişmiş aşağı inip arabayı beklerken bu anlar aklıma gelmişti.

Araba sonunda gelmiş ve şoför kapımı açmak için inmişti ben yavaşça ve karnımı tutarak arabaya bindiğimde ise kapıyı hızla kapatmış ve yola başlamış olduk.

Ben karnımı okşarken Savaş'ı ne kadar özlediğimi fark ediyordum.

Onunla olan gülmeleri ağlamaları hepsini ilk maskesini çıkarttığında ki an mesela kimseye göstermediği o yüzünü ilk kez bana göstermişti.

 

Geçmişe dönüş;

 

Sanki daha bu sabah onu çıplak görmemiş gibi eli ile önünü tutuyordu ki elbisesi düşmesin diye

Papyonumu ve ceketimi çıkartıp kenara koltuğun üstüne bıraktım bu odayı yepyeni bi şekilde hazırlattım her şeyi ile Zehra'nın sevdiği şekil idi.

Onun hazırlanmasını ve gerçekleri anlatmam gerekiyordu bi şey hariç onu daha sonra anlatacaktım ama yüzümün sebebi ve niye bu halde olduğumu anlatmak istiyordum onunla bi şeyleri ödetmek için evlenmemiştim aksine sevdiğim için ve gerçekten istediğim için onu korumak için evlenmiştim.

Bir süre sonra geldi saçları salık yüzünde bi gram makyaj yoktu ve elbise yerine tişört ve şortlu pijama takımı vardı.

Usulca yanıma oturdu ve sordu

"Artık hazırsan anlatmak ister misin ? Babam olacak adam sana ne yaptı da öyle konuştunuz? " Diye sordu.

"Öncelikle seninle intikam için evlenmedim onu bil.. ben " dedim devamını getiremedim.

Elimi maskeme attım ve yavaşça çıkardım, çıkarttığım gibi yüzü şok olur gibi bi ifade vardı çünkü çenem ve burnumun altından tut maskenin kapattığı bütün yerler yanık idi yani yüzüm yarım idi.

"S-sen bunu sana kim yaptı ne zaman?" Dedi devamını getiremedi

"Beni bu hale baban olacak o adam İshak Deniz getirdi.. " dedim

 

 

....

 

"Ne!" Diyerek şaşkınlık ile ayağa kalktı bende onunla birlikte kalktım

 

"Zehra bak belki de babana iftira attığımı düşünebilirsin ya da benden korktuğun için de böyle davranabilirsin seni veya aileni yargılamıyorum. Sadece -" lafımı bitirmeme kalmadan dudaklarım da Zehra'nın öpüşünü hissettim.

Şimdiye dönüş

Ben bu anları düşününce gelmiştik. Kafamı kaldırıp baktığımda hapishaneye geldiğimizi fark ettim benim girdiğim hapishaneye benziyordu tek fark burası erkekler içindi.

Ve en büyük bilgi babam yani daha doğrusu bunca zaman babam bildiğim ama babam olmayan İshak Deniz ile çok sevdiğim hatta aşık olduğum kocam aynı koğuştaydılar ve bu her an bir kıyametin kopması demekti.

Ve ben Savaş'ı tanıyorsam onu bitirmeden oradan çıkmayacaktı bu olayı da kendi lehine çevirecektir. Savaş Kralhan'dı bu işi belli olmazdı.

 

Özel izin çıkartmış gidip Savaş'ı görecektim. Yıllar önce aynı olayı yaşamış şimdi de deja vu oluyordum tek fark bu sefer ben değil o içerdeydi ve tıpkı onun bana yaptığı gibi bende onu kurtaracağım.

3. Kişi ağzından;

Zehra Kralhan Savaş Kralhan 'ın yanına görüşe gitti. Kapı açıldı ve özel görüşe girdiler. Savaş yüzünde her zamanki gibi bir maske vardı ancak o hep taktığı maskeden değildi.. bir köpeğe takar gibi o büyük maskelerden kahverengi arasında nefes alabilmesi için de uzun delikler vardı yüzü çökmüştü. Zehra'yı gördüğü an gözleri gülüyordu.

"Yavrum.." dedi özlemle sıkıca sarıldılar ancak Savaş'ın elleri hala kelepçeli idi.

"Savaş... Aşkım.." dedi Zehra

Sıkı sıkı sarıldı ve gülerek birbirlerine baktılar

Savaş elini Zehra'nın karnına yavaşça koydu.

"Korkuyorum o kadar insana zarar verdikten sonra sana, çocuğumuza zarar vermekten korkuyorum." Dedi gözleri doldu Savaş

"Sen kimseye zarar vermedin. Sen hak edene hakkını verdin.. üzülme ayrıca ne ona ne bana zarar vermezsin sen bize bir şey olursa dünyayı yakacağını biliyorum.. " dedi Zehra bir süre özlem giderdiler...

"Seni seviyorum Savaş" dedi Zehra ardından alnını Savaş'ın alnına yasladı ve

"Çok seviyorum" dedi tekrardan

"Ben sana aşığım kadın" dedi Savaş o maskenin ardından

Geri çekildiler oturup birbirlerini izlediler bir süre

"Zehra .." dedi Savaş bir şey vardı bunu Zehra anladı.

"Ne oldu bir şey olmuş?" Dedi endişe ile ve Savaş'ı süzmeye başladı bir şey var mı diye

"Sakin ol karıcığım bende bir şey yok. Ama onda olacak " dedi Savaş sessizce

"Savaş ne yapacaksın? " Dedi merakla Zehra aynı zamanda gözleri ile aşkını tekrar tekrar ilan ediyordu Savaş'a

" Senin yardımına ihtiyacım var ama önce İshak Deniz'in malları hepsini üstüne geçirmemiz lazım ondan sonra bir hiç olarak ölecek" dedi Savaş

"Savaş, ben onun mallarını istemiyorum. Kendi üstüme geçirmek yerine amcamın yani asıl babamın üstüne geçirsek." Dedi Zehra

"Mantıklı. Bu arada hazır konu ondan açılmışken bir süredir kayıptı biliyorsun. Tutuklanmadan önce yerini bulmuştum al" dedi ve cebinden bir kağıt çıkardı Savaş

Zehra hemen kağıdı eline aldı ve açtığında ise bir adres buldu. Anlamaz gözlerle Savaş'a baktı.

"İsmail Deniz bir süredir kayıptı biliyorsun ... Yerini buldum. Git güzelim git ve babanla yüzleş.." dedi Savaş

Zehra hemen yerinden kalktı ve Savaş'a sarıldı. Bir süre öyle kaldıktan sonra geri çekildiler ve yine oturdular.. Savaş elini Zehra'ya uzattı ve işaret ve orta parmağı ile yavaşça Zehra'nın yanağını okşadı.

Zehra hemen kendini koyvermişti..

"Gözleri ile beni aciz kılan sevgilim..." Dedi Savaş

Gözleri doldu..! Savaş Kralhan 'ın gözleri doldu az daha ağlayacaktı ki gardiyan gelmiş ve onlara

"Görüş sona erdi..! " Diye seslenmişti.

İkisi de ayağa kalktılar ve tamam anlamında başını salladılar.

Zehra yaklaştı ve Savaş'a sarıldı bu 3 saniyelik sarılma onlara yıl gibi gelmişti..

Savaş'ı alıp götürürken gardiyan

"Savaş.." diye seslendi Zehra

Savaş yavaşça arkasını döndü..

"Merak etme aşkım kurtulacaksın..!" Dedi Zehra

.

.

.

.

Zehra Kralhan arabaya Akif'in kapıyı açtığı gibi bindi.

Akif de hemen sürücü koltuğuna geçti ve aynadan arkaya baktı ve

"Nereye gidiyoruz efendim." Dedi

Zehra kağıdı uzattı ve

"Buraya" dedi

Akif başını salladı ve yola çıktılar....

....

Zehra Kralhan ona verilen adrese gelmişti.. Akif Zehra'ya doğru bakmış

"Hazır mısınız?" Demişti

"Evet hazırım. Akif sen burda kal. Geleceğim.." dedi ve yavaşça denize doğru odaklanmış elleri cebinde denizin kokusunu içine çeken amcasına daha doğrusu babasına bakmıştı. Ve yavaşça yaklaşıp

"Amca " demişti Zehra

İsmail Deniz Zehra'ya doğru döndü

"Yoksa baba mı demeliyim?" Dedi Zehra

İsmail Deniz bir an şok oldu. Kendine gelmesi biraz zaman aldı... Düşündü kendi kendine İsmail Deniz bitmişti Zehra herşeyi öğrenmişti...

Acaba İshak Deniz mi söylemişti?!

"Kızım..." Dedi yavaşça sessizliğini bozdu İsmail Deniz

Başını salladı Zehra ve

"Öğrendim... Öğrendim baba..!" Dedi Zehra

 

...

 

Gelecek bölümden;

"Ama nasıl?" Diye sordu İsmail Deniz

"Annem bana bu belgeleri verdi. Savaş ise seni buldu." Dedi Zehra

"Özür dilerim... Her şey için..." Dedi İsmail Deniz

"Seni affetim baba..!" Dedi ve sarıldılar Zehra ve İsmail Deniz

....

Reyyan Ahu Deniz herşeyi halletmiş bir şekilde elinde eşyalar ile birlikte kaçıyordu tabi kaçmak denirse buna..?!

Tam havaalanına giderken Kralhan Karargâhı askerleri tarafından tutulmuş ve karargahın sorgu odasına doğru getirilmişti. Elleri bağlı bir halde sandalye de oturuyor ve

"Ben bir şey yapmadım kimsiniz siz tanımıyorum bile sizi imdat!" Diye bağırıyordu.

Kapı açıldı ve içeri çok sevgili kızı Zehra Kralhan girdi.

"Merhaba anneciğim" dedi kinayeli sesi ile Zehra

..

"Sen benim kızımsın... Sen İshak Deniz'in kızısın Zehra her ne kadar biyolojik olarak baban İsmail olsa da seni İshak Deniz yetiştirdi..!" Dedi Reyyan Ahu Deniz

"Hayır anne ben İsmail Deniz'in kızıyım... Ben Zehra Deniz değilim...! Ben Zehra Kralhan'ım..!" Dedi sinirle Zehra

...

Zehra Kralhan karakola gelmişti...

Rojhat komiser ise onu bekler gibi durmuş ve ona

"Ne oldu kocanı kurtaramamışsın?" Demişti

Zehra bir an durdu ve bayılacak gibi oldu

Rojhat'ın gözleri endişe ile dolundu ve onu tutmaya kalkıştı

"Zehra-" dedi komiser Rojhat

"Sakın" dedi ve ona dokunmaması için ellerini teslim olma manasında yukarı kaldırdı Zehra

"Sakın benle konuşma Rojhat komiser seninle görüşeceğiz ve o gün geldiğinde Savaş kurtulmuş olacak ve senin o anki yüzünün aldığı hâli görmek için gözüm mutlaka üstünde olacak..!" Dedi Zehra sinirle ve oradan ayrıldı sertçe

 

gelecek bölümden fragman bitti.

 

SON 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 16.08.2025 15:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...