
3. Kişi ağzından:
Zehra Kralhan stüdyodan ayrıldı
Kapının önünde fazlaca bekleyen magazinciler vardı
" Zehra hanım bir açıklama yapmayacak mısınız Zehra hanım.." dediler
Akif Zehra'yı aldı ve sağ salim arabaya bindirdi.
"Akif hazır ol.. Savaş Kralhan çıkıyor.." dedi Zehra
"Yer yerinden oynuyor Zehra hanım " dedi Akif
"Daha çok oynayacak.." dedi Zehra
...
• Savaş Kralhan •
Bulunduğumuz koğuştan ayrıldım ve kendi koğuşuma geçtim.
Bir süre sonra gardiyanlar gelmiş ve herkese dönüp
"İshak Deniz nerde?! Gören var mı?!" Diye sordu sertçe
Ancak kimseden çıt çıkmamıştı. İlk olarak evet ben uyarmıştım. Ve ikinci olarak gardiyanların böyle yapabileceğini biliyordum ve o yüzden yaptım.
En sonunda en sert olan gardiyan bana doğru geldi ve önümde durdu ellerim arkamda bağlı bir şekilde beden dilimle güçlüyüm imajı sağlıyordum. Çenem yukarıda dik bir şekilde durmuştum beni izledi ilk bi kaç salise sonra ise
"Savaş Kralhan.. namı diğer Büyük Patron! Kimse beni yakalayamaz ben yenilmezim! Diyordun. Hani ne oldu?! Yakalandın ve ne hikmetse bugün sen İshak Deniz 'in tam kaybolduğu dakikalarda onun en son göründüğü yerden çıkıyorsun.. depodan! Ne oluyor Savaş Kralhan! İshak Deniz 'e ne oldu?!" Dedi gardiyan
Hafif bi şekilde gülümsedim tabi yüzümde o maske vardı diye belli olmadı. Kafamı eğip hafifçe bir sağ bir sola salladım ve kaldırdım ardından da gardiyana bakıp
"Kaçmıştır.. sonuçta böyle bir şeyi ancak o alçak yapabilirdi." Dedim
"Beni kandırmaya kalkma Savaş Kralhan.. umarım dediğin gibidir yoksa senin ciğerini sökerim!" Dedi sertçe ve de tam karın kasımın olduğu yerden cimcirdi.
Arkasını döndü ve tam gideceği sırada
"Sende paranı iyi almışsın anlaşılan gardiyan.. kim olduğu ve ne bok olduğunu bildiğin halde onu benim ciğerimi sökecek kadar koruduğuna göre.. dediğim gibi paranı iyi almışsın!" Dedim
Herkes şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu çünkü bunu kimse beklemiyordu.
Gardiyan bana doğru döndü ve hızla gelip tam da sol yanağıma bir yumruk çaktı!
"Sen kimsin! Kim köpeksin sen?! Senin haddin midir devletin gardiyanına böyle bir şey söylemek hadsiz katil!" Dedi sinirle
"Ben kim miyim?! Sizin iki gün tutup bıraktığınız o ' asıl ' katillerin o vicdansızların cellatıyım!" Dedim
"Ben cümle yer altının ve yer üstünün korktuğu Büyük Patron 'um! İnsanlar bir şey olunca neden artık polise değil de ' Büyük Patron halleder ' diyor hepsi gerçek ve doğru adaleti ben sağlıyorum diye!" Dedim
"Ben senin oyuncağın değilim gardiyan öyle aklına esince bana vuramazsın! Yoksa senin tarihten bile silerim kimsenin ruhu bile duymaz !" Dedim bende
Herkesin gözü ben ve gardiyan arasında gidip geliyordu.. kıyamet kopuyordu burda İshak Deniz 'in olayı şimdilik unutulmuş idi sanırım. Bir daha hatırlanmamak üzere unutulması lazımdı.. ama nasıl?
"Senin yerine karın orda ve üstelik sevgili kayınpederin gerçek kayınpederin değil bunun üstüne İshak Deniz ortadan kayboluyor.. sence bunlar tesadüf mü? Üstelik sen bir kadına mı güveniyorsun ? Hah şaşırmadım bir işi de düzgün yapamayan Savaş Kralhan 'dan ne beklenir ki?!" Dedi gardiyan
Bunu demesi ile sol elimi boğazına koyup duvara yapıştırmam bir oldu.. öyle bi şekilde sıkıyordum ki boğazını az daha parçalara ayrılarak yok olacaktı! Benim de istediğim buydu yok olması..
"Bir daha karım hakkında böyle ileri geri konuşursan! Seni kadın yapar etrafta gezdiririm! Anladın!" Dedim sinir ve öfke barındıran sesimle
"Anladın mı?!" Dedim tekrardan
En son da korkmuş olacak ki ben boğazını sıkarken başını salladı ağır ağır..
Herkes bize bakıyor ve bir sonraki hamlemi bekliyorlardı.
En sonda boğazını bıraktım ve üzerimi düzelttim hiç bir şey olmamış gibi hafif öksürdüm ve etrafa dönüp
"Gördünüz! O zaman da söylemiştim tıpkı o gazetecinin yaptığı gibi karıma laf etti ve bende boğazını sıktım. Dediğim gibi karıma laf edeni karıma kalkan eli kırarım laf edenin dilini kopartırım!" Dedim herkese doğru dönüp
Gardiyan da öksürük krizi bitmiş olacak ki diğer gardiyanlara dönüp
"Herkes dışarı başka yerde arayacağız İshak Deniz 'i!" Dedi ve koğuştan ayrıldılar.
• Zehra Kralhan •
Sabah erken saatlerde kalkmış ve bugün yapacaklarımı kendi kendime listelemiştim.
Gidip banyo yaptım, çıktım ve giyeceğim üstümü ayarladım. İlk başta rahat iç çamaşırı giyindim , ardından da rahat bir elbise bulmuştum onu giyindim ve dışarının soğuk olduğunu görünce altıma hemen pamuklu ısıtıcı gibi külotlu çorap giyindim elbisem uzun kollu idi aslında önce kısa kollu olanı giyinmiştim. Bu son zamanlarda giyinmem için Deniz hanım yardım ediyordu. Ayşe hanım ise canım bir şey çekerse diye yardımcı oluyordu hakları ödenmez o yüzden maaşları için ek bir ihtiyaç maaşı daha veriyordum umarım Savaş kızmazdı ki kızmazdı ama ne olur ne olmaz..
Neyse ilk önce kısa kollu elbisemi giymiş ardından da havanın soğuk olduğunu görünce pamuklu külotlu çorap ve uzun kollu siyah elbisemi giyindim. Saçlarımı ise hafif dalgalı idi onu düzleştirici ile düzleştirdim . - tabi kuruttuktan sonra- ardından da hafif makyak yapıp evden ayrıldım şoför aracılığıyla.. Karargâha gidiyordum..
...
Karargâha varmış ve içeri girdiğim gibi Emre yanımda bitmişti.
" Kızım ne yapmışsın sen?" Dedi heyecan dolu sesi ile
"Şu an bütün herkes seni konuşuyor" dedi devamında
"Cidden hem adamın herşeyini alıp gerçek babana devrettin üstüne bide programa çıkıp onu rezil ettin.. aaa buna inanamıyorum" dedi sesi inanılmaz heyecanlı çıkıyordu sanki bir filmden bahseder gibi.. zaten hayatımız film gibiydi tuhaf ve olaylı.. !
Odaya geçerken hala o an ki yaptıklarımı anlatıyordu Emre..
"Ay Emre yeter! Biliyorum hepsini biliyorum ben yaptım sakin!" Dedim bıkkınlıkla
"Tamam be ne dedik sanki?!" Dedi sahte sinirle
"Neyse neler neler var bugün?" Dedim anlatması için
"İlk olarak Savaş Kralhan 'ın yer altı dünyasında ki yeri hakkında bir toplantı var o toplantıyı basacağız ve Savaş Kralhan 'ın veliahtı yani karnında ki çocuğu gerçek bir veliaht olduğunu yayman lazım ki Savaş Kralhan 'ın yeri daha da sağlam olsun zaten sağlam da neyse ne olur ne olmaz.." dedi Emre
"Eee sonra.. " dedim
"Sonra ise akşamına rahat rahat takılabilirsiniz tabi öğleden sonra için Savaş Kralhan sizinle özel bir görüşme talep etmiş ve kabul edilmiş siz de isterseniz öğleden sonra saat 15.00' da görüşmeniz yapılacak. " Dedi Emre
"Olur. " Dedim ve derin bir nefes alıp verdikten sonra
"Emre ben çok özledim ve galiba yapamıyorum onun yerine bir şeyleri başarmaya çalışıyorum hamile halimle ama olmuyor. Ne yapacağımı bilmiyorum benim ona ihtiyacım var.." dedim bıkkınlıkla
Gerçekten bıkmıştım. Nerdeyse bir aylık oluyordu bebeğim ve ben bu bir ay içinde bir çok toplantıya katılmış onun adına davetlere katılmıştım. Karnımda veliahtını taşıyordum. Savaş için kadın ya da erkek fark etmezdi benden doğacak her çocuk onun evladı ve veliahtı idi. Ama yer altı masası için öyle değildi orda ki her bir mafya liderinin bir erkek çocuğu olmalıydı. Ve bu erkek çocuğu da onların soyunu mirasını devam ettirmeliydi. Ancak Savaş için durum öyle değildi bu yüzden defalarca nerdeyse köşeye sıkıştırılmış ama her seferinde o bundan çıkmıştı. İshak Deniz de bu masanın üyesiydi.
Ancak Savaş onu masadan attırdı. Şimdi de Savaş'ın olmaması dengeleri tamamen değiştiriyordu. Ancak Savaş geri dönünce dengeler daha fazla değişecekti. Bunu bilmiyorlardı.
Komiser Rojhat Güneş. Bitecekti.! Ve de onu bitirecek tek bir kişi amaçlarını boşa çıkartacak tek bir kişi vardı ve umarım Savaş'ta benimle aynı fikirde olurdu.
. . .
Birazdan için hazırdım makyajımı tazelemiş saçlarımı yeniden düzleştirici ile düzleştirmiştim.
Emre kapıyı çalmış içeri girmiş ve de içeri girmesini istedikten sonra girmişti.
"Her şey tamam aşağıda seni şoför bekliyor " dedi Emre
"Tamam geliyorum. " Dedim ve çantamı masadan alıp aşağı indim.
Arabanın kapısı açık bir şekilde beni bekliyordu.
"Hadi bakalım.. yer altına..!" Dedim
Araba yavaş yavaş hareket etmeye ve yola çıkmaya başladı..
Dışarı izliyor ve de parmağımda ki bana hediye ettiği o yüzüğe bakıp hala da özlediğimi fark ettim.
Büyük baget pırlanta bizim aşkımız kadar büyük ve de geleceğimiz birlikteliğimiz kadar parlak..
Gücümüz aşkımızdan sadakatimizden geliyordu.. biz birlikte güçlüydük..!
Ve öyle de olacaktık..! Kralhan Karargâhı her daim var olacaktı biz öldükten sonra bile..!
...
Yer altı 'na varmıştım. İçeri gitmiş ve her yerin karanlık, simsiyah olduğu odaya girdim . Uzun bir masa bir baş koltuk ve geri kalan diğer yanlarda ki koltuklardan oluşan büyük bir odaydı ve dedikleri gibi yer altındaydı. Bir villa gibi bi yer vardı etrafta sanki normal bi evmiş gibi eşyalar vardı içerde çalışanlar ama bi oda odada yer alan kapı kapıda asansör... Asansör ise sadece yer altına ve de odaya çıkan iki adet düğme vardı.
Yer altında ki baş masaya oturdum çünkü diğer yan koltuklar dolunmuştu. Herkes birbirine bakıp aralarında fısıltı ile konuşuyordular.
" Bu kadın kim?" Dedi aralarından biri
Şimdiden gerilmeye başlamıştım. Evet daha önce geldim ama aşağı inmedim hiç yukarda bekliyordum Savaş 'ı. İlk defa aşağı inmiş üstelik karnımda Savaş'ın bebeği ile ..
"He o mu Savaş Kralhan 'ın yani Büyük Patronun karısı." Dedi bi diğeri
"Nerde görülmüş bu olacak şey değil" dedi biri ayıplayarak.
Daha fazla dayanamayıp
"Beni merak ediyorsunuz daha önce Savaş Kralhan 'ın askeri olan bu kadının ne işi var burda üstelik Savaş Kralhan 'ın yerinde değil mi?" Dedim ve bir süre bekledim ses gelmemişti.
"Ben Zehra.. Zehra Kralhan! Savaş Kralhan 'ın karısıyım..! Ve karnımda kendisinin yani Savaş'ın veliahtını taşıyorum.. Ben Zehra Kralhan burda Savaş Kralhan 'ın yerinde onun için oturuyorum! Sizlerle karnımda ki veliahtı ile birlikte kocama Savaş Kralhan 'a destek oluyorum. " Dedim ..
Hepsi sus pus bir şekilde beni izliyordu..ancak bilmiyorlardı ki yakında Savaş çıkacaktı..
Ve çıkınca burayı darma duman edecekti..
...
Saat 15.00
• Savaş Kralhan •
Özel görüş odasında oturmuş ellerim masaya kelepçeli olarak bekliyordum.. karımı..
Özlemiştim onu bebeğimi.. bir sefer veya iki sefer tek elimi karnına koymuş hissetmeye çalışmıştım. Ve de hissetmiştim. Allah seni kahretsin Rojhat komiser! Ne sen benim abimsin ne de ben senin kardeşin! Demişti bana..
Gebersin gerizekalı!
Kapı açılmış içeriye karım aşkım bebeğim bir tanem gelmişti..
"Karıcığım " dedim ama ayağı kalkamıyordum. Kendisi eğildi ve bana sarıldı
"Çok özledim.." dedi içten gelen sesi ile
"Ne yaptın nasılsın iyi misin ? Bebek nasıl karargah?" Dedim sırası ile
"Sakin ol aşkım ben de Bebek de iyiyiz.. karargahı vs anlatacağım şimdi.." dedi ve anlatmaya başladı
Dinledikçe daha çok aşık oluyordum.. bu normal miydi?
Bitirdiğinde
"Sen beni dinliyor musun?" Dedi
Ne kadar dalmıştım bilmiyorum ama iyi dalmıştım ona demek ki..
"Dinliyorum güzelim.. " dedim uzun uzun bakarak o da beni izlemeye başladı.
En sonunda
"Gözleri ile beni aciz kılan sevgilim.. sen ki benim cihan'ım.. gücüm kudretim.. aşkım çocuğumun annesi.. benim varım yokum güzeller içinde karım. " Dedim
Aşkla bakıyordu.. biz birbirimize karşı aşkla sadakatle bağlıydık..
" Sevgilim ben seni kurtarmam lazım bunu yapmam lazım artık zamanı geldi İshak Deniz gitti .. " dedi
"Gitti evet ama şu an saklanıyor tamamen gebermesi lazım sonra çıkacağım.. sen kime gideceğini biliyorsun.. " dedim
O anlamıştı zaten
"Seni kurtaran beni hayli hayli kurtarır.. " dedim..
" O mu.?" Dedi
Sadece başımı salladım. Herkesin korktuğu o savcı beni kurtaracaktı..
...
• 3. Kişi ağzından •
Savaş Kralhan İshak Deniz 'in olduğu depoya girdi ve artık İshak Deniz 'in sonunu burda getirecekti.
Yüzü aynı Savaş'ın ki gibi yanmış olan İshak Deniz yarı ayılmış yarı baygın halde duruyordu.
"Artık kaçacak yerin kalmadı.." dedi Savaş
"Sonum geldi.. değil mi?" Dedi artık sonunu kabul eden İshak Deniz
"Evet" dedi Savaş
Adamlara işaret verdi ve daha fazla dayak yemeye devam etti İshak Deniz
Sağdan soldan dayak yiyordu İshak Deniz..
En son yere bayıldı.
Elinde silahla bekleyen Savaş Kralhan tetiği çekti ve bir anda 28 yerinden vurdu onu..
İshak Deniz ölmüştü ve ortalık kan gölüne dönmüştü..
"Temizleyin..!" Dedi Savaş Kralhan..
Bu da bitmişti.. her şey gibi..
...
Görüşmeden çıkan Zehra Kralhan..
"Adliyeye" dedi Zehra Akife dönüp
Hızla adliyeye doğru yola çıktılar.
..
Adliyenin kapısından içeri girdi ve düşündü
" Uzun zaman olmuş kendi davamdan sonra buraya uğramayalı.." diye düşündü içinden
Ve aklından geçen tek şey
Zamanında beni kurtardı şimdi de Savaş' ı kurtaracak çünkü bunu yapabilecek tek kişi o..!
Onun odasında bekledi bekledi en sonunda ise üstünde cübbe ve beyaz bir takım elbise ile o savcı girdi içeri kısa saçları yemyeşil gözleri ile bembeyaz ceket , rahat bir keten pantolon ve içine giydiği sıfır kol ile birlikte çok ateşli duruyordu.
Ve Zehra ona baktı önce bir süzdü ardından gözlerine bakıp oturmasını izledi.
"Hoşgeldiniz Zehra Kralhan.. uzun zaman olmuş.." dedi savcı
"Aynen öyle savcım uzun zaman olmuş birbirimiz görmeyeli.." dedi Zehra
"Zehra Kralhan.." dedi savcı
"Sizi yeniden görmek bir şeref... Savcım" dedi Zehra
..
Gelecek bölümden;
" Bu iş bitti.. İshak Deniz geberdi.. " dedi kendi kendine Savaş
...
" Zehra bitiyor yani Savaş Kralhan kurtulacak.." dedi Emre
"Aynen öyle o kurtaracak.." dedi Zehra
..
" Bak Savaşı sadece sen kurtarabilirsin.." dedi Zehra arkasını dönüp gidiyordu ki seslendi
"Umay! " Dedi Zehra
Zümrüt yeşili gözleri ile kan kardeşini kurtarmak için harekete geçmişti Umay Güçlü..
...
Gelecek bölümden fragman bitti..
SON
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.14k Okunma |
119 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |