11. Bölüm

EA-11. BÖLÜM; VOLEYBOL İDDİASI

Esma Nur
yazarnunur

YAYIMLANMA TARİHİ; 21 Aralık 2024...

 

Bölüme oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen. Onlar bana bir motivasyon.

 

EA-11. BÖLÜM: VOLEYBOL İDDİASI

 

"Ne dedin kız abime?" Gökçen yanıma geldiğinde voleybol oynanacak yere ilerledik.

 

"Abi dedim." Dediğimde Gökçen bir duraksadı.

 

"Oha, ona mı o kadar sinirlendi şimdi?" Dedikten sonra güldü ve konuşmaya devam etti.

 

"Ya bak ben diyorum. Ben diyorum. Bak siz ilerde olacaksınız. Yavaş yavaş bir şeyler hissetmeye başladı abim de. Bak kaşe, mühür, imza, parmak izi , face ID, yüz taraması falan fişman he işte onlardan."

 

"Face ID ve yüz taraması aynı şey yalnız."

 

"Biliyorum lan. O kadar eminim işte ondan." Kolumdan çıktığında oynanacak alana yani kumsalda filenin bulunduğu yere gelmiştik. Allah'tan boştu.

 

"Kim kim oynuyoruz?" Mustafa konuştuğunda hepimiz birbirimize baktık.

 

"Hep yaptığımız gibi kızlar erkeklere karşı?" Özlem sorar gibi konuştuğunda Savaş ortaya atıldı.

 

"Ama kızlar 7 erkekler 5 kişi. Eşitsizlik var. Biri bize gelsi-"

 

"Ben gelirim." İnci Savaş'ın sözünü bitirmesini beklemeden Ömer'e doğru ilerlediğinde gözlerimi kapattım.

 

Tamam İnci. Hiçbir fırsatı kaçırma.

 

"Tamam o zaman yerleşip başlayalım." Mustafa konuştuğunda başımızı sallayıp takımca yer belirledik ve yerimizi aldık.

 

"Önce kadınlar?" Ömer topu bize doğru uzattığında Gökçen güldü.

 

"İnci de kadın yalnız. Neyse yok almayalım şimdi siz sayı yedikten sonra mızırdanırsınız falan. Taş , kağıt, makas oynayalım." Dediğim zaman Ömer de başını onaylar manada salladığında bir el taş, kağıt, makas oynadılar ve top bizdeydi.

 

İlk başta kendi aramızda pas attıktan sonra bana gelen topu karşı tarafa doğru nazikçe attığımda top İnci'ye gitmiş ama İnci yakalayamamış ve yere düşmüştü.

 

"Yalnız böyle iddiasız oynanmaz. Bir iddia koyalım ortaya." Dediğimde herkes bana baktı.

 

"Tamam. Kazanan takımdan her bir kişi karşı takımdan bir kişiyi seçecek ve bir gün boyunda ona istediği şeyleri yaptıracak." Ömer bana meydan okur gibi bakarken konuştuğunda tek kaşım havalandı.

 

"Tamam." Dediğimde diğerleri bir duraksasa da onlar da kabul etmişti.

 

O gıcık az önce bana meydan okudu değil mi? Pis gıcık. Meydan okuma neymiş ben göstereyim ona da görsün gününü.

 

İlk sayıyı almış olmanın ve iddianın da hırsıyla oynamaya devam ettiğimizde ilk iki seti biz almıştık ve böylece onlar da hırslanmış ve üçüncü seti onlar almıştı fakat dördüncü seti de biz alınca hiç beşinci seti oynamaya girişmedik çünkü kazanan belliydi.

 

"Ne oldu? Bir durdun sanki?" Ömer'e bakarak konuştuğumda Ömer gözlerini benden ayırmadı.

 

"Kazanacağını sanıp meydan okurken iyiydi, değil mi?" Gülerek cümleme devam ettiğimde Savaş gelip Ömer'in kafasına bir tane yapıştırdı.

 

"Senin yüzünden biz de yandık lan." Cihan da söylendiğinde güldüm.

 

"Kızlar kim kime ceza çektirecek gelin kişi paylaşımı yapalım." Gülerek Ömer'e bakmayı bırakmadan konuştuktan sonra Ömer'e göz kırptım ve kızlara döndüm.

 

Toplandığımızda boğazımı temizledim.

 

"Ben lütfen Ömer'i alayım sinir etti beni." Dediğimde Özlem sırıttı.

 

"Bir şeyler oluyor ama hadi hayırlısı. Siz önceden böyle değildiniz. Eğer bir kız gecesi yapıp anlatacaksan olur." Dediğinde hepsine şöyle bir göz atıp başımı onaylar manada salladım.

 

"O zaman al tepe tepe kullan." Özlem gülerek konuştuktan sonra devam etti.

 

"Cihan da beni sinir etti bir. Ben de Cihan'ı alayım."

 

"Ben İnci'yi istiyorum." Özge homurdandığında başımızı salladık.

 

"Ali." Bahar biraz çekinerek konuştuğunda gülen mor şeytan emojisi gibi güldüm.

 

"Tek benim değil Bahar'ın da anlatacakları var gibi." Dediğimde Bahar hemen kızarmıştı. Bu hâline güldüğümüzde Bahar koluma vurdu hafifçe.

 

"O zaman Mustafa'da da abime karşı bir tavırlar var bu aralar ondan ben de Mustafa'ya ceza çektireyim." Dediğinde herkes Gökçen'i onaylamıştı.

 

"Gerçekten de onlarda bu aralar bir şeyler var da hayırlısı. O zaman geriye tek Savaş kalıyor. O da bende." Özge de konuştuğunda kişi paylaşımını yapmıştık.

 

"Ee kim kimde?" Diğerlerinin yanına gittiğimizde Mustafa bana bakarak sorduğu şeyle Ömer'e baktım.

 

"Ömer. Yarın hazırlıklı ol. Biraz canına okuyacağım." Dediğimde benim ardımdan herkes kendi seçtiği kişi söyledi.

 

Ömer gözlerini kısarak bana baktığında göz kırpıp başımı salladım 'ne oldu?' der gibi. Bu hareketimle başının olumsuz manada salladığında ben de 'sen bilirsin' der gibi başımı hafif sol omzuma doğru yatırırken yavaşça gözlerimi kapatıp açmıştım.

 

"Arkadaşlar merhaba. Bizim kişi sayımız az da. Size katılabilir miyiz?" Erkeklerin tarafına gelen sarışın kız ile herkes ona bakmıştı.

 

"Kaç kişisiniz?" Savaş kıza bakarken konuştuğunda kız arkasındaki iki kız iki erkeği gösterdi.

 

"5 kişiyiz." Dediğinde Savaş dönüp bizlere baktı.

 

"Siz gelmeden önce biz de oynamak istiyorduk ama 5 kişi ile keyfi çıkmazdı. Hepiniz güzel oynuyorsunuz. Kalabalıksınız da. Eğlenceli olur diye düşünmüştük." Arkadaki sarışın mavi gözlü erkek kızın yanına ilerlerken konuştuğunda herkes ona baktı.

 

"Güzel olur aslında." Dediğimde bu sefer de herkes bana bakmıştı.

 

"Aynen olabilir ama çok oynayamayız." Özlem de bana destek çıktığında bizimkiler de teker teker onaylamıştı.

 

"O zaman kişi dağılımı yapalım." Az önceki sarışın çocuk bana bakarak konuştuğunda başımı salladım.

 

"Toplam 18 kişiyiz. 9'a 9 diye bölüşelim. Size de uyarsa biz 5 kişiyiz zaten sadece bize 4 kişi gelse yeter." Sarışının arkasındaki esmer adam konuştuğunda Özge onayladı adamın dediğini.

 

"Hangi 4 kişi gitmek ister?" Özlem hepimizin üzerinde gözlerini gezdirdiğinde gözlerimi kaçırdım.

 

Teşekkürler ben almayayım.

 

"Ben giderim." Savaş konuştuğunda ona baktım.

 

Vaay, Savaş? Kesin o üç kızdan birini beğendi bakın. Kaşe, mühür, imza. Kesin.

 

"Kardeşimi takip edeyim ben de." Cihan Savaş'ın omzuna kolunu atarken konuştuğunda başımızı onaylar manada salladık.

 

"O zaman Gökçenle de biz gidelim ve dörde tamamlayalım." Özlem aynı Cihan'ın yaptığı gibi Gökçen'in omzuna kolunu attığında Ömer bir duraksadıktan sonra sırıttı.

 

"Gidin, gidin. Bir boyunuzun ölçüsünü alalım." Ömer Gökçen'e bakarak konuştuğunda Gökçen'in gözleri büyüdü.

 

"Oha, oha. Ayıp! Resmen kızı tehdit ediyor." Özlem Ömer'e kaşlarını çatarak baktığında Savaş konuşmaya atladı.

 

"Ne tehdit etmesi? Ben tehdit falan göremiyorum." Dediğinde güldüm.

 

"Yalnız Savaş. Ömer'i savunuyorsun da siz de karşı takıma gidiyorsunuz yani sizi de tehdit ediyor." Dediğimde Savaş bir aydınlanma yaşamış olmalı ki Ömer'e döndü.

 

"Vay hain, kıskanç. Seni yeneceğiz diye korktun değil mi?" Çakma bir şaşkınlıkla Ömer'e parmağını sallarken kınar gibi baktığında Savaş'ın bu hareketine güldüm.

 

"Tabii. O kadar korktum ki bak ellerim tir tir titriyor." Ellerini öne doğru uzatıp bilerek titrettiğinde güldüm bu hareketine.

 

"Gelecek kişiler de belliyse başlayalım mı?" İçlerinden kızıl saçlı kız Ali'ye bakarak konuştuğunda yanımdaki Bahar'ın bedeni gerilmişti.

 

"Hop sakin." Bahar'a hafif yaklaşıp fısıldadığımda derin bir nefes alıp bana baktı ve samimilikten baya uzak bir şekilde gülümsedi.

 

"Sakinim zaten." Dediğinde güldüm ve onaylar mırıltılar çıkarttığımda yan yan bana baktı.

 

"Başlayalım başlamasına da. İlk önce tanışalım. Ben Aysun." Bizimle ilk konuşmaya gelen sarışın kıza yaklaşıp konuştuktan sonra elimi uzattım.

 

"Alev."

 

"Melek." Kızıl kız adını söylediğinde yanındaki sarışın çocuk kendi adını söyledi.

 

"Barış."

 

"Can." Barış'ın yanındaki kumral oğlan da adını söylediğinde geldiğinde beri hiç konuşmayan siyah saçlı kız hepimize bir bakıp adını söyledi.

 

"Gece."

 

Onlardan herkes adını söylediğinde ben de bizim çocuklara döndüm ve gözlerimle 'hadi adınızı söyleyin' iması yaptım resmen. Bizimkiler de teker teker adını söylediğinde Ömer'de olan topu aldım.

 

"İlk kim başlıyor?" Dediğimde Barış filede karşıma geçti.

 

"Sizin de yaptığınız gibi taş, kağıt, makas yapalım adil olsun?" Hafif başını sağa doğru eğerek konuştuğunda başımı sallayıp onu onayladım.

 

Bir el taş, kağıt, makas yaptığımızda o taş yapınca istemsiz anlık bir güldüm ben de makas yapmıştım.

 

Çocukta gerçekten de taş yapacak tip vardı lan, keşke kağıt yapsaydım.

 

"Ne oldu?" O da anlamaya çalışır gibi güldüğünde ona baktım.

 

"Bir şey olmadı." Derken filenin altından topu uzattım. Cevabıma bir şey demeden topu aldı ve gittiğinde ben de dağılım yaptığımız yere tam Ömer'in arkasına gittim.

 

"Ne konuştunuz?" Yanından geçerken sorduğunda kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

 

"Bir şey konuşmadık."

 

"Neye güldün?"

 

"Taş yapmasına. Tahmin etmiştim, olabilir demiştim içimden ona."

 

"Taş yapacağını nereden anladın? Anladın madem neden kağıt yapmadın?"

 

"Tam taş yapacak tipi vardı ve makas yapmak içimden geldi."

 

"Taş yapma tipi mi varmış?" Dediğinde en sonunda dayanamayıp derin bir nefes aldım.

 

"Neden soruyorsun Ömer?" Sıkılmış gibi konuştuğumda kaşları havalandı.

 

"Hadi başlıyor dikkatinizi verin!" Özge ikimizi uyardığında ağzı açılan Ömer bir şey diyemeden önüne dönmüştü.

 

"Kaç set oynayalım?" Melek Ali'ye bakarak konuştuğunda yan yan Bahar'a baktım. Yine kasıldı bu kız.

 

Aynen Bahar ya kesin bir şey yok.

 

"2 set oynayalım berabere olursa bir set daha oynarız. Uyar mı herkese?" Ali herkese hitaben konuştuğunda başımızı sallayarak onu onayladık.

 

Ali'yi onayladıktan sonra maça başladık. Ömer genellikle Barış'a sertçe top atarken Bahar da Melek'e aynısını yapıyordu. Diğer hepimiz sakin oynarken o ikisi biraz sinirli oynuyor gibiydi.

 

İlk seti bir ikinci seti onlar aldığında mecbur üçüncü seti de oynamış ve onlar kazanmıştı.

 

"Tebrik ederim, gerçekten zorladınız bizi. Çok güzel bir maçtı." Elinde topla Barış önüme gelip elini uzatırken konuştuğunda tam teşekkür edip elini tutacakken bir anda benim yerime başkası elini tuttu ve arkamdan teşekkür ettiğinde kafamı kaldırıp arkamdaki Ömer'e baktım.

 

Barış ile el sıkıştıklarından sonra Barış bir şey demeden gittiğinde Ömer'e döndüm ve dayanamayıp sordum.

 

"Beni mi kıskanıyorsun sen?" Gözlerimi kısmış Ömer'in hiçbir hareketini kaçırmamak ister gibi gözlerimle yüzünü tararken sorduğum soru Ömer'in kaşlarını çatmasına sebep oldu.

 

"Kıskanmak? Seni mi?" Hafif güler gibi konuştuğunda yüzünde zorla gülüyor gibi bir ifade vardı.

 

"Oradan bakılınca küçük bir kızı kıskanacak gibi mi duruyorum?" Diyerek cümlesine devam ettiğinde ben de kaşlarımı çattım.

 

"Küçük bir kız değilim!"

 

"Hayır küçük bir kızsın ve ben küçük kızları kıskanmam , herhangi bir his beslemem Aysu."

 

"21 yaşındayım. Küçük bir kız değilim. Bu sözlerimi unutma ve bu sözlerini de unutma. Dua et de sana az önceki söylediklerini yedirmeyeyim." Dedikten son omzumu koluna çarpıp yanından geçtim ve birbiriyle tebrikleşen bizimkilerin yanına ilerlediğimde arkamdan Ömer'in bakışlarını hissediyordum.

 

Küçük bir kız ha?

 

Gösteririm ben sana küçük kızı.

 

Salak herif. Görürsün sen.

 

BÖLÜM SONU...

 

Uzun zaman sonra merhaba. Nasılsınız?

 

Bölüm nasıldı?

 

En çok beğendiğiniz kısım hangisiydi?

 

Bu bölümü düzenlerken berbat bir ruh hâlindeyim desem yeridir. Diğer bölümün yarısı var gibi bir şey o yüzden ne zaman yazarım bölüm ne zaman gelir asla bilmiyorum çünkü bu aralar hiçbir şey yazamıyorum gerçekten de. Bu bölüm de önceden yazmıştım yazmaya başlayınca yayımlarım diye duruyordu ama bölüm atalı baya olduğu için artık bir atayım dedim. Gecikme için özür dilerim ve olacak diğer gecikmeler için de özür dilerim...

 

Kendinize dikkat edin. Allah'a emanet olun.

 

En kısa zamanda bir dahaki bölümle tekrar bir araya geliriz inşallah minik eriklerimmmm.

 

Görüşürüüüüz.

Bölüm : 21.12.2024 15:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...