14. Bölüm

BÖLÜM 14

Özge Karail
yazarozgekarail

SINAV 3: Alesta’nın kalbi hızla çarpıyordu. Ateş Kralı’nın keskin yeşil gözleri, doğrudan içine bakıyordu. O gözlerde öyle bir otorite vardı ki, Luna bile geri çekilmek zorunda kalmıştı. Ama Alesta, ne yapacağını bilmiyordu. Ateş Kralı birkaç adım attı, ama yürüyüşü bile bir insanınkine benzemiyordu. Sanki bir heykel hareket ediyormuş gibi kusursuzdu. Üzerindeki kırmızı ve altın işlemeli pelerin, en ufak bir rüzgârda bile dalgalanıyor, aurası tüm odayı etkisi altına alıyordu. “Gücünüzü nasıl kullandığınız önemli,” dedi nihayet. Sesi derin ama soğuktu, sanki yanmayı unutmuş bir alev gibiydi. “Bu sınav, yalnızca ham gücü değil, kontrolü de ölçer.” Luna gözlerini kıstı, ama bir şey söylemedi. Yine de Alesta, onun içinde fırtınalar koptuğunu hissedebiliyordu. Ateş Kralı’nın ilgisi açıkça Alesta’ya dönmüştü ve bu, Luna’nın hoşuna gitmemişti. Ateş Kralı bakışlarını ona çevirdiğinde Luna bir adım geri çekildi. “Senin hırsın, tehlikeli bir yola sapabilir,” dedi ağır bir sesle. “Ancak şu an için, seni izlemekle yetineceğim.” Luna dişlerini sıktı, ama başını eğip sessiz kaldı. Ateş Kralı, yüzünde anlaşılmaz bir ifadeyle Alesta’ya döndü. “Sen ise… düşündüğümden farklısın.” Alesta nefesini tuttu. “Ne demek istiyorsunuz?” Ateş Kralı onu süzdü. “Gücünün doğasını hâlâ bilmiyorsun, değil mi?” Alesta’nın gözleri büyüdü. “Ben sadece… ateş cadısıyım.” Ateş Kralı hafifçe başını yana eğdi. “Öyle mi?” Bir anda, gözlerini kırpmadan Alesta’nın alnına doğru elini uzattı. Parmakları tenine değmeden hemen önce, Alesta’nın içindeki ateş kabardı. Göğsünden dışarı fırlayacakmış gibi hissettiği bir sıcaklık yayıldı. Ve sonra, etrafındaki dünya değişti.

Bir an için, kendini bir ateş fırtınasının ortasında buldu. Etrafında dönen alevler dans ediyor, ama yakmıyordu. Havada asılı duran eski semboller belirdi. Bunlar, sıradan büyü sembolleri değildi—daha eski, daha ilkel ve daha güçlüydü. Sonra bir ses duyuldu. “Alesta…” Ses yankılandı, sanki her yandan geliyordu. Alesta irkildi, ama hareket edemedi. Ve sonra her şey aniden normale döndü. Gözlerini açtığında, hâlâ sınav salonundaydı. Ama bacakları titriyordu, nefesi düzensizdi. Ateş Kralı hâlâ önünde duruyordu, ama ifadesi şimdi daha ciddi ve… düşünceliydi. “Sen sadece bir ateş cadısı değilsin,” dedi yavaşça. “Sen bir miras taşıyıcısısın.” Alesta kaşlarını çattı. “Miras mı?” Ateş Kralı birkaç adım geri çekildi. “Bu sınavı tamamla. O zaman daha fazlasını öğreneceksin.” Ve sonra, arkasını dönüp uzaklaştı. Alesta olduğu yerde kalakaldı. Bir miras mı taşıyordu? Ne mirası? Ve neden Ateş Kralı bunu biliyordu da kendisi bilmiyordu? Daha bilmediğim neler var diye içinden geçirdi. Ama tek bildiği bir şey vardı: Bu sınav, düşündüğünden çok daha büyük bir şeyin parçasıydı.

Ateş Kralı uzaklaşırken, Alesta’nın içini bir huzursuzluk sardı. “Miras taşıyıcısı…” diye fısıldadı. Ne demek istiyordu? Bu kelimenin ağırlığını hissedebiliyordu ama anlamını bilmiyordu. Luna ise hâlâ yerinde duruyordu, gözleri Alesta’yı delip geçercesine ona bakıyordu. Ama artık içinde kıskançlıktan daha fazlası vardı—öfke, karanlık bir hırs ve… tehlikeli bir şey. Sınavın yöneticisi tekrar ortaya çıktığında, bütün cadılar dikkat kesildi..“Üçüncü aşamaya geçiyoruz.” Zemin titredi ve salonun ortasında koca bir alev çemberi belirdi. Bu, sıradan bir ateş değildi. Mor, mavi ve siyah kıvılcımlar arasında sürekli şekil değiştiriyordu. Ateşten kollar gibi dalgalanan dumanlar, cadıların etrafında dolaşmaya başladı..“Bu sınav, kökenlerinizi ve kaderinizi belirleyecek,” diye devam etti yönetici. “Sizi gerçekten kimin yönettiğini keşfedeceksiniz.” Alesta’nın kalbi hızlandı. “Bizi yöneten mi?”.Ama düşünmeye fırsat bile bulamadan alevler bir girdaba dönüştü ve tüm cadıları içine çekti. Alesta gözlerini açtığında, kendini devasa bir taş avluda buldu. Burası, Ateş Krallığı’nın harabelerini andırıyordu—yer yarılmış, eski sütunlar kül olmuştu. Gökyüzü karanlık ve kızıl parlıyordu, sanki yaklaşan bir fırtınanın habercisiydi. Etrafına bakındığında diğer cadıları gördü. Ama içlerinden bazıları, özellikle de Luna, garip bir şekilde sakindi. Luna hafifçe güldü. “Sonunda geldik.”. Alesta gerildi. “Ne demek istiyorsun?” Luna bir adım attı ve gözleri siyaha döndü. “Bu sınav, senin için bir tuzak.”

O an Alesta’nın içi buz kesti. Gök gürledi ve bir figür ortaya çıktı. Uzun, kapüşonlu bir varlık, yüzü karanlığa gömülmüş halde havada süzülüyordu. “Kehanetin kızı,” dedi derin ve yankılı bir sesle. “Sonunda ortaya çıktın.” Alesta’nın nefesi kesildi. Luna kahkaha attı. “Biliyor musun, hepimizin kaderi senin yüzünden değişti, Alesta.” Etraflarındaki dünya daha da karardı. Alesta’nın içindeki ateş bile garip bir şekilde titriyordu. Bu doğru olamazdı. Kapüşonlu figür, Alesta’ya doğru yaklaştı ve elini kaldırdı. “Gücün, benim olacak.” Bir anda Alesta’nın vücudu hareketsiz kaldı. İçinden bir şey çekiliyormuş gibi hissetti. Ateşi… sönüyordu. Luna bir adım daha yaklaştı ve gözleri parladı. “Senin sandığın gibi biri olmadığını biliyor musun? Sen sadece bir cadı değilsin, sen—” Ama cümlesini bitiremeden, bir ışık patlaması yaşandı..Ve o an, Alesta her şeyi gördü. Geçmişi. Geleceği. Kendini. O, kehanetteki kızdı..Bir kehanetin var olduğunu bile bilmiyordu ama şimdi her şey netleşiyordu. Dünya, onun varlığına göre şekillenecekti. Ve şu an, biri onu ele geçirip kendi iradesiyle yönlendirmek istiyordu. Ama bunu yapmalarına izin veremezdi. İçindeki ateş aniden alev aldı, hiç olmadığı kadar parlak ve güçlüydü. Alesta gözlerini açtığında, vücudu alevlerle kaplıydı ama yanmıyordu. Ellerini kaldırdı ve büyüsünü Luna ve karanlık varlığa doğru savurdu..Patlama o kadar güçlüydü ki, yer sarsıldı. Luna geriye doğru savruldu, kapüşonlu figür geri çekilmek zorunda kaldı. Alesta soluk soluğa kaldı ama ayakta duruyordu. Ve ilk defa, gerçekten kim olduğunu biliyordu.

O, düzeni değiştirecek olan kehanetin kızıydı. Alesta’nın içindeki alev, tüm dünyayı aydınlatacak kadar güçlüydü. Ama karşısında duran karanlık da bir o kadar büyüktü. Luna, güçlerini tamamen serbest bırakmıştı. Onun gözleri artık sadece siyah değildi, içinde gölgeler dönüyor, ellerinden yayılan enerji zemini çatlatıyordu. Kapüşonlu figür, Alesta’nın alevlerine rağmen geri çekilmemişti. “Kehanetin kızı olabilirsin,” dedi yankılı sesiyle, “ama bu seni yenilmez yapmaz.” Bir anda gökyüzü tamamen karardı. Kızıl yıldırımlar çakarken, zeminden devasa eller yükseldi. Bu, sıradan bir büyü değildi. Bunu hissedebiliyordu—bu, çok daha eski bir şeydi. Alesta geri çekilmek istedi ama ayakları olduğu yere sabitlenmişti. Bir şey, onu çekiyordu. Luna, Alesta’nın yüzündeki paniği gördüğünde daha da keyiflendi. “Bu sınavı ben kazanacağım, Alesta,” diye fısıldadı. “Ve senin gücünle dünyayı baştan şekillendireceğim.” Ama Alesta, gözlerini kapattı ve içindeki gücü hissetmeye çalıştı. Bu sadece bir sınav değildi. Bu, onun varoluşunu kanıtlama anıydı..Etrafındaki dünya donmuş gibiydi. O an, zihninin derinliklerinden bir ses yükseldi. “Alev, sadece yok etmek için değildir. O, hakikati de açığa çıkarır.”.Gözlerini açtığında, tüm vücudu altın ve kızıl alevlere bürünmüştü. Sıcaklık artık yakıcı değil, rahattı. Ateş, artık sadece bir silah değildi. Onun özüydü. Ve bu özü kimse ondan alamazdı.

Luna büyüsünü fırlattığında, Alesta alevleriyle karşılık verdi. İki büyü havada çarpıştı ve anında etrafı bir patlama sardı. Cadılar geriye doğru savruldu, zemin çatladı, gökyüzü titredi. Ama bu sefer, Alesta’nın alevleri karanlığı yakmaya başlamıştı. Luna’nın yüzündeki kendinden emin ifade kayboldu. “Bu… imkânsız!” Kapüşonlu figür bile bir an duraksadı. “Gerçek güç… uyandı.” Alesta adımını attığında, etrafındaki dünya alevlerle şekil değiştirdi. Ayaklarının altındaki taşlar, onun gücünü tanıyormuş gibi ışıldıyordu. Luna’nın gölgeleri artık eskisi kadar güçlü görünmüyordu. Ve sonra, Alesta derin bir nefes aldı. “Bu sınavı sen kazanmayacaksın, Luna.” Ellerini havaya kaldırdığında, gökyüzü altın alevlerle parladı. Sonra, bir çığlık yankılandı. Luna ve kapüşonlu figür, büyünün gücüyle geriye fırladı. Dünya sarsıldı, gölgeler parçalandı, ve aniden her şey durdu. Toz ve alevler arasında, Alesta ayakta duruyordu. Ve sınavın yöneticisinin sesi duyuldu: “Üçüncü aşama tamamlandı.”

 

Bölüm : 11.02.2025 16:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...