
Üçüncü aşama sona erdiğinde, sınav salonu tekrar değişmeye başladı. Zemindeki çatlaklar yavaşça kapanırken, gökyüzü tekrar eski kızıl tonuna döndü. Fakat Alesta’nın içi hâlâ huzursuzdu. Luna’nın yenilgisi kesin gibi görünse de, onun ne yapacağını asla kestiremezdi. Sınav yöneticisi tekrar belirdi ve sesi tüm salona yayıldı. “Dördüncü aşama: Kalbin Sınavı.” Bir anda, dünya Alesta’nın etrafında dönmeye başladı. Gözleri karardı, ayaklarının altındaki zemin kayboldu, sanki bir boşluğa düşüyordu. Kalbinde tuhaf bir his vardı—bu, fiziksel bir savaş olmayacaktı. Ve sonra, aniden kendini çok tanıdık bir yerde buldu. Alesta nefesini tuttu. Burası… çocukluğunun geçtiği yerdi. Ağaçların arasında, hafif bir rüzgâr esiyordu. Her şey son derece gerçekçiydi—toprağın kokusu, havadaki sıcaklık, ayaklarının altındaki çimenler. Sonra, uzaktan gelen kahkahalar duydu. Küçük bir kız çocuğu, bir adamın elini tutarak yürüyordu. Kızın saçları kızıl, gözleri parlaktı. Alesta, onun kim olduğunu biliyordu. Bu, geçmişteki kendisiydi. Ve yanındaki adam da… babasıydı. Alesta’nın gözleri doldu. Babasının son hali geldi gözünün önüne hastanedeydi ve Alesta kendisi yüzünden o hale geldiğini biliyordu. Acaba ona bir şey mi oldu ? Diye düşündü. Ama şimdi, o burada, önünde duruyordu. Alesta birkaç adım attı. “Baba?” Drake başını kaldırıp gülümsedi. “Alesta, geldin mi?”
O an, Alesta’nın içindeki her şey dondu. Bu bir sınavdı. Gerçek olamazdı. Ama kalbi… onu dinlemiyordu. Babası ellerini uzattı. “Gel. Eve dönelim.” Alesta'nın kalbi sıkıştı. Bu gerçek değil. Ama ya gerçekse? Ya onu geri kazanma şansı varsa? Tam ona doğru yürümek üzereyken, bir başka ses duyuldu. “Alesta!” Döndüğünde, gözleri büyüdü. Bu kez karşısında Jessica ve Alesta’nın en yakın dostu olan bir grup cadı vardı. Hepsi zincirlenmişti ve gökyüzüne doğru yükselen bir alevin içinde sıkışıp kalmışlardı. Jessica acı içinde bağırıyordu. “Bize yardım et! Alev bizi yutacak!” Alesta’nın nefesi kesildi..Bir tarafta, hayatta en çok özlediği kişi vardı.
Diğer tarafta, en sevdikleri, yaşayan dostları, ailesi.Ama sadece birini kurtarabilecekti. Eğer babasına giderse, Jessica ve diğerleri yanacaktı. Ama Jessica’yı seçerse… babası sonsuza dek kaybolacaktı. Zihni feryat ediyordu. Mantığı ve duyguları çarpışıyordu. Bu bir sınav. Ama ya… ya gerçekse? O an, içindeki ateş tekrar parladı.Alev, sadece yok etmek için değildir. O, hakikati de açığa çıkarır.Bu söz… Ateş Kralı’nın ona söylediği şeydi. Gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı. Ve kendine şu soruyu sordu: “Gerçek bir baba, beni bir seçim yapmak zorunda bırakır mıydı?” Gözlerini açtığında, ifadesi sertleşti. “Hayır.” Ve aniden babasının yüzü değişti. O sıcak gülümseme soldu, gözleri soğuk ve boş bir çukura dönüştü. Ve ardından, bedeni siyah dumanlara dönüşerek yok oldu. Bu bir yanılsamaydı. Alesta hızla arkasına dönerek Jessica ve diğerlerine doğru koştu. Ellerini kaldırdı ve alevlerini onların etrafındaki zincirlere gönderdi. Gerçek olanlar onlardı. Zincirler çatırdayarak kırıldığında, Jessica ve diğerleri yere düştü. Alesta onların yanına çöktü, nefes nefese kalmıştı. Ve sonra, bir kez daha dünya döndü. “Dördüncü Aşama Tamamlandı.”
Alesta gözlerini açtığında, tekrar sınav alanındaydı. Ama bu kez, etrafındaki cadılar ona farklı bakıyordu.Sınav yöneticisi gülümsedi. “Seçimini kalbin ve mantığın birleşimiyle yaptın. Gerçeği görebildin.” Alesta bir an durdu. Sonra, gülümsedi. Bunu başarmıştı. Ama içten içe biliyordu ki, asıl zorluklar daha yeni başlıyordu. Alesta’nın içi hâlâ titriyordu. Soluğunu düzenlemeye çalışarak Jessica’nın yüzüne baktı. Onun gerçek olduğunu bilmesine rağmen, dokunmadan tam emin olamıyordu. Jessica derin bir nefes alıp, gözlerini açtı. “Alesta… bizi kurtardın.” Geriye dönüp baktığında, babasının hayalinin olduğu yerde sadece yanık izleri kalmıştı. Karanlık bir yanılsamaydı. O an anladı ki, bu sınav sadece sevdiklerini değil, kendi gerçekliğini de sorgulatmak için tasarlanmıştı. Sınav yöneticisi öne çıktı. “Sınavın bu aşaması, en derin korkuların ve arzularınla yüzleşmeni gerektiriyordu. Geçmişinle gelecek arasında sıkışıp kaldın ve doğru olanı seçtin.”.Alesta sessiz kaldı. Gerçekten de doğru seçimi mi yapmıştı? Babasının varlığı o kadar gerçekçiydi ki… ya gerçekten bir yol vardıysa? Ya onu kurtarabilseydi?Hayır. Başını sertçe iki yana salladı. Gerçek ve hayal arasındaki ince çizgiyi kavrayabilmek, bir cadının en önemli yeteneklerinden biriydi. O, artık sadece sezgileriyle hareket eden biri değildi. Mantığını kullanmayı öğrenmişti.Fakat daha fazla düşünmesine fırsat kalmadan, Luna’nın sesi havayı yardı. “Ama bu haksızlık!” Alesta başını hızla çevirdi.
Luna sınav alanının biraz ötesinde, nefes nefese kalmış halde ayakta duruyordu. Onun yüzünde öfke ve hüsran karışımı bir ifade vardı.“Ona yardım ettiler!” diye bağırdı. “Sınavı kendi başına geçmedi! Sevdiklerinin ipuçları vermesine izin verdiniz!” Sınav yöneticisi sakin bir şekilde ona döndü. “Sevdiklerinin varlığı bir ipucu değil, bir sınavın parçasıdır. Gerçek liderler, yalnız başlarına karar verseler bile başkalarını kurtarmayı seçerler.” Luna dişlerini sıktı. Gözleri Alesta’ya kilitlendi. “Kehanetin kızı olduğunu kanıtladığını sanıyorsan yanılıyorsun,” dedi hırıltıyla. “Henüz her şey bitmedi.” Alesta, Luna’nın gözlerindeki gölgeleri gördüğünde, onun hâlâ karanlığın pençesinde olduğunu hissetti. Ve bu, onun için en tehlikeli rakiplerden biri olacağını gösteriyordu.Sınav yöneticisi elini kaldırarak etraflarındaki alanı tekrar düzenledi. “Dördüncü aşama tamamlandı.” Tam o anda, Ateş Kralı tekrar belirdi. Tüm alanı kavurucu bir sıcaklık sardı. Diğer cadılar derin bir nefes aldı, bazıları bir adım geriye çekildi. Alesta bile, onun karşısında her zaman garip bir his duyuyordu. Ateş Kralı’nın gözleri önce Alesta’ya, sonra Luna’ya kaydı. “Güzel bir seçim yaptın, Alesta.” Onun sözleri sınav yöneticisinin bile bir adım geri çekilmesine neden oldu. Ateş Kralı’nın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı. “Ama bu yeterli değil.” Alesta kaşlarını çattı. “Ne demek istiyorsun?”
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.86k Okunma |
385 Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |