16. Bölüm

BÖLÜM 16

Özge Karail
yazarozgekarail

Alesta, sınav yöneticisinin sesiyle irkildi. “Beşinci aşama başlıyor. Bu, Karanlığın Labirenti.” Sınav alanı bir anda değişmeye başladı. Zeminin altından koca taş duvarlar yükseldi, etrafındaki tüm ışık sönerek kasvetli bir karanlığa dönüştü. Sanki dünya aniden gölgelerin içine gömülmüştü. Diğer cadılar gözden kaybolmuştu. Bu kez Alesta tamamen yalnızdı. Alesta dikkatle etrafına baktı. Labirentin duvarları nemli ve soğuktu, tavan neredeyse görünmüyordu. Hava ağır ve garip bir şekilde sessizdi. Her adımında yankılanan ayak sesleri, tek başına olmadığını hissettiriyordu. Bir süre sessizce ilerledi. Yol ayrımlarına geldiğinde içgüdülerini kullanarak bir yön seçiyordu. Ancak ilerledikçe, etrafındaki duvarların değiştiğini fark etti. Geri dönmek istediğinde yollar kayboluyordu. “Bu bir illüzyon değil,” diye düşündü. “Bu labirent canlı gibi hareket ediyor.” Birden, arkasında bir tıkırtı duydu. Hızla döndü, ancak hiçbir şey göremedi.

Tık… Tık…

Bu sefer sesi yukarıdan geldi. Gözlerini yukarı çevirdiğinde, tavanın gölgelerle dolup taştığını gördü. Gölgeler hareket ediyordu. Ve… onların içinde gözler vardı. Alesta’nın içini ürperten bir soğukluk yayıldı. Gözler… ona bakıyordu. Sonra, gölgelerin içinden uzun, çarpık parmakları olan yaratıklar süzülmeye başladı. İlk kez bu sınavda korktuğunu hissetti. Bir adım geriledi, fakat yaratıklar ona doğru eğilmeye başladı. “Bu bir sınav.” Kendine bunu hatırlattı. “Ama eğer ölürsem, bunun bir anlamı olmaz.” Alevlerini çağırdı, ellerinin etrafında kızıl parıltılar belirdi. Ancak yaratıklar, sanki onun gücüne karşı bağışıklılarmış gibi geri çekilmediler. İlk yaratık hızla üzerine atıldığında, Alesta kıl payı yana sıçradı. Yaratığın pençeleri taş duvarı kazıyarak geçerken, taşlar bile siyaha döndü. “Temas ederlerse… zarar verebilirler.” Tam bu düşünce aklından geçerken, başka bir yaratık arkasından geldi ve ona saldırdı. Alesta hızla bir ateş çemberi oluşturdu. Yaratıklar anında geri çekildi ama… gözleri hâlâ ona kilitliydi.

Birden, fısıltılar duymaya başladı. “Yanlış yolu seçtin…” “Burada sonsuza kadar kalacaksın…” “Karanlık seni de içine çekecek…” Alesta kulaklarını kapattı ama fısıltılar zihninin içine işliyordu. Kendi düşünceleri gibi hissediliyordu. “Hayır.” Gözlerini sımsıkı kapattı. “Buna izin vermeyeceğim.” Ateş cadısı olduğunu kendine hatırlattı. Ateş, sadece yok etmek için değil, yolu aydınlatmak için de vardı. Alevlerini yükseltti ve önündeki duvarlara doğru yönlendirdi. Labirent bir an için sarsıldı. Taşlar çatladı, koridorlar açılmaya başladı. Ancak yaratıklar geri çekilmek yerine, bağırmaya başladı. İnsan sesi değildi bu. Karanlığın kendi sesi gibiydi. Alesta, labirentin aslında yaşayan bir şey olduğunu fark etti. Ve bu yaratıklar, onun parçalarıydı. Bu sınav, sadece fiziksel bir savaş değildi. Zihinsel bir tuzaktı. Eğer korkularına yenik düşerse, labirent onun zihnini tamamen ele geçirecekti.Derin bir nefes aldı. Kendi içinde saklı olan gücü aradı.

“Ben Alesta’yım.” “Kehanetin kızı olduğumu söylediler. Öyle olup olmadığımı bilmiyorum ama buradan çıkacağım.” Alevleri bir kez daha yükseldi. Ama bu sefer, sadece yakmak için değil, ışık getirmek için. Etrafı bir anda parlak turuncu ışık kapladı. Gölgeler çığlık atarak dağıldı. Ve o an, labirentin duvarları tekrar hareket etmeye başladı. Önünde büyük bir kapı belirdi. Ateş Kralı’nın sesi zihninde yankılandı. “Ruhunla sınanacaksın demiştim, Alesta.” Alesta kapıya doğru adım attı. Kapı açıldığında, içinden göz kamaştırıcı bir ışık süzüldü. Ve sonra… her şey yok oldu. Gözlerini açtığında, tekrar sınav alanındaydı. Etrafına bakındığında, diğer cadıların henüz dönmediğini fark etti. O, sınavı en erken tamamlayan kişi olmuştu. Sınav yöneticisi ona yaklaştı ve başını eğdi. “Beşinci aşama tamamlandı, Alesta. Ancak senin için bu sınav hâlâ devam ediyor.” Alesta kaşlarını çattı. “Ne demek istiyorsun?” Sınav yöneticisi gülümsedi. “Çünkü artık sadece bir öğrenci değilsin. Sen… kaderini şekillendiren bir cadı oldun.” o an, Alesta’nın içindeki tüm tereddütler yok oldu. Artık biliyordu. Ne olursa olsun, savaşmaya devam edecekti. Alesta gözlerini kapının parlak ışığına dikmişti. Alevlerini kullanarak labirenti aşmıştı ama zihninin içinde hâlâ fısıltılar yankılanıyordu. “Sınav bitti mi gerçekten?” Tam kapıdan geçmeye hazırlanırken, arkasından gelen tiz bir kahkaha duydu. Luna’nın sesi. “Gerçekten buradan çıkabileceğini mi sandın, Alesta?” Alesta hızla arkasını döndü. Luna, labirentin gölgelerinden çıkmıştı ama gözleri daha farklıydı. İçinde, Alesta’nın daha önce hiç görmediği bir karanlık vardı. Luna gülümsedi, ancak bu gülümseme tamamen kötücül bir enerji taşıyordu. “Senin sınavın henüz bitmedi. Çünkü senin kaderin, benim elimde.” Luna’nın avuçlarının içinde siyah, dumanlı bir enerji belirdi. Bu, gölgelerle dolu labirentin enerjisiydi.

“Sen burada kazandığını sanıyorsun ama bu sadece başlangıç.” Aniden, Luna ellerini kaldırdı ve gölgeler Alesta’nın etrafını sardı. “Bu sınav, sadece zihinsel bir test değildi. Aynı zamanda bana güç kazandıran bir fırsattı!” dedi Luna, sesi giderek yankılanırken. Alesta refleks olarak bir ateş duvarı oluşturdu ama gölgeler ateşten kaçmıyordu. Sanki onu yutmaya çalışıyorlardı. İlk kez gerçekten kaybetme korkusu hissetti. Alevleri yükseldi ama gölgeler, tıpkı bir canavarın dişleri gibi her yerden saldırıyordu. Tam gücünü tamamen tüketmek üzereyken, bir şey oldu. Labirentin içinden, altın renginde bir ışık yayıldı. Ateş Kralı’nın enerjisi..Alesta yere çömelmişken, gözlerinin önünde altın rengi alevler belirdi. “Bu savaşı şimdi vermek zorunda değilsin.” Ateş Kralı’nın sesi, Luna’nın fısıltılarını bastırdı. Alesta başını kaldırdığında, Ateş Kralı’nın figürünü labirentin ortasında gördü. Bir heykel gibi dimdik duruyordu. Altın sarısı saçları ve parlayan yeşil gözleriyle, gölgeler onun etrafında bir türlü yaklaşamıyordu. “Şimdi çık.” Alesta gözlerini kapının önündeki ışığa çevirdi. İçinden bir ses, eğer bu savaşa devam ederse kaybedeceğini söylüyordu. Ateş Kralı ona bir kez daha baktı. “Gerçek gücünü kullanman için hâlâ zamanın var. Ama şimdilik... kaçmalısın.” Alesta dişlerini sıktı ama başını salladı. Son bir kez Luna’ya baktı. Onun gözlerindeki öfkeyi gördü. Bu savaş burada bitmiyordu. Ama devam etmek için güçlenmesi gerekiyordu. Sonra kapıya doğru adım attı. Ve tam geçerken, Luna’nın sesi bir fısıltı gibi geldi. “Sana ait olanı geri alacağım, Alesta. Ne pahasına olursa olsun.”Alesta arkasına bakmadı. Çünkü biliyordu… bir sonraki sınav, sadece bir test değil, gerçek bir savaş olacaktı.

Alesta sınav alanına döndüğünde, diğer cadılar da yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı. Ama bir şey garipti. Hepsinin yüzünde bir şüphe ve tedirginlik vardı. Fısıldaşmalar duyulabiliyordu. “Ateş Kralı neden sadece ona yardım etti?” “Bu haksızlık değil mi?” “O özel mi? Yoksa bizden daha mı önemli?” Alesta, çevresinde ona yönelen bakışları hissettiğinde tedirgin oldu. Daha önce böyle bakılmamıştı ona. Korku, kıskançlık ve öfke…

Ve sonra, kalabalığın içinden Luna’nın sesi yükseldi. “İşte hepinizin görmezden geldiği gerçek bu!” dedi yüksek sesle. Diğer cadılar ona döndüğünde Luna, Alesta’yı işaret etti. “O, hepimizden farklı değil mi? Onu bizden üstün yapan ne? Hepimiz bu sınavda aynı mücadeleyi verdik ama Ateş Kralı sadece ona yardım etti. Peki neden?” Fısıltılar bir anda daha da çoğaldı. “Gerçekten, neden?” “Ateş Kralı bugüne kadar kimseye yardım etmedi…” Luna ileri doğru adım attı. Gözleri, sinsice parlıyordu. “Çünkü Alesta onun için özel biri. Ama neden? Gerçekten düşündünüz mü?” Alesta dişlerini sıktı. Bu, bir manipülasyondu. Ama işe yarıyordu. Alesta bir adım geri çekildi. İçinde bir şey titremeye başladı. Ya Luna haklıysa? Ateş Kralı neden ona yardım etmişti? Onunla ilgileniyor gibiydi ama gerçek sebebi neydi? Aklına bir ihtimal geldi ve bu, midesinin bulanmasına sebep oldu. Ateş Kralı’nın kötü olduğunu biliyordu peki ya Ateş Kralı’ da Alesta’ nın gücünü kötüye kullanarak diğer kötülere yardım ederse? Aklındaki düşünceler bir girdap gibi dönmeye başladı. “Eğer sınavı kazanırsam… Ya ben de güç yüzünden değişirsem?” Bu düşünce, onu asıl korkutan şeydi. Gücünü kaybetmekten değil… güce yenik düşmekten korkuyordu. Cadılar arasında mırıltılar yükselmeye devam etti. “Belki de sınav adil değil.” “Ateş Kralı birini kayırıyorsa, bu gerçekten bir sınav mı?”.Luna, zafer kazanmış gibi kollarını kavuşturdu. Tıpkı planladığı gibi, Alesta’yı yalnız bırakıyordu. Ancak tam o sırada, havada bir alev kıvılcımı belirdi. Ateş Kralı, kalabalığın ortasında belirdiğinde, etraftaki herkes sessizleşti. Altın sarısı saçları parlıyordu. Gözleri, Luna’ya dikilmişti ama ifadesinde herhangi bir öfke yoktu..Sadece… bir bilgenin sabrı vardı. “Adalet nedir, Luna?” dedi Ateş Kralı, sakin ama otoriter bir sesle. Luna gözlerini kısarak, “Herkese eşit davranmaktır.” Dedi..Ateş Kralı hafifçe başını yana eğdi. “Peki, herkes aynı sınavı veriyorsa, herkesin ihtiyaçları da aynı mı olmalı?” Luna şaşırmış gibi bir an durdu ama sonra kendini toparladı. “Ama sen bugüne kadar kimseye yardım etmedin. Neden Alesta’ya yardım ettin?”** Ateş Kralı gözlerini Alesta’ya çevirdi. “Çünkü onun sınavı farklıydı.” Bu cevap, hem Luna’yı hem de diğer cadıları duraklattı. “Bazıları için sınav sadece bir testtir. Ama bazıları için bu, kaderlerini belirleyen bir yoldur.” dedi ve etrafına baktı. “Alesta’nın sınavı, sadece bu arenada bitmeyecek. Onun yükü, sizin bile tahmin edemeyeceğiniz kadar ağır.”

Alesta’nın nefesi kesildi. Bu ne anlama geliyordu? Ateş Kralı, ona bakarak başını hafifçe eğdi. “Senin bile anlamadığın bir yükün var, Alesta.” Ve sonra gözlerini diğer cadılara çevirdi..“Eğer sınavın adil olmadığını düşünüyorsanız, her birinizin önünde bir seçenek var. Devam etmek ya da bırakmak.” Sınav yöneticisi ileri çıktı ve sert bir şekilde, “Eğer haksızlık olduğunu düşünen varsa, şimdi sınavdan çekilebilir.” Dedi. Ancak kimse hareket etmedi. Luna bile dişlerini sıkarak Ateş Kralı’na bakıyordu. Planı başarısız olmuştu. Ama Alesta, kendi içinde derin bir çatışma yaşıyordu. Ateş Kralı ona neden yardım ettiğini açıklamıştı ama yine de… Bu güç çok büyük bir sorumluluktu. Ya bu gücü kontrol edemezse? Ya sonunda… o daha da fazla kötüye dönüşürse? İlk kez, gerçekten devam edip edemeyeceğini sorguladı.

 

Bölüm : 15.02.2025 00:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...