
Alesta’nın zihni, Ateş Kralı’nın sözlerinden sonra bir karmaşa içinde dönerken, bahçedeki beyaz yapraklı ağacın huzur veren ışığını izlemeye devam etti. Her şey daha karmaşık ve tehlikeli bir hal alıyordu. Gölge Efendisi’nin adı bile tüylerini ürpertmeye yetmişti. Eğer gerçekten geri dönmeye çalışıyorsa ve Luna da onun için bir araç haline geldiyse, bu sadece onun ailesini değil, tüm cadı âlemini yok edebilecek bir tehditti. Ateş Kralı sessizce yanına yaklaşarak fısıltı kadar yumuşak bir sesle konuştu: “Düşüncelerin seni yıpratıyor. Kendini tüketirsen savaşacak gücün kalmaz.” Alesta derin bir nefes aldı ama endişesini gizleyemedi. “Nasıl sakin kalabilirim ki? Annem ve babam dışarıda tehlikedeler. Luna ne yapmaya çalışıyor bilmiyorum. Gölge Efendisi’nin adı bile—” Ateş Kralı elini kaldırarak onu durdurdu. “Bunu yalnız taşımak zorunda değilsin. Ama şunu unutma: Eğer kehanet doğruysa, bu savaşta sadece gücün değil, kalbin de önemli. Çünkü Gölge Efendisi’nin en büyük silahı korkudur. Eğer seni korkuya teslim ederse, seni de karanlığa çekebilir.” Bu sözler Alesta’nın kalbinde bir yankı buldu. Korkunun pençeleri zihnini sarmıştı ve Luna’ nın hâlâ bir tehdit olarak çevresinde dolanması, içini kemiren bir belirsizlik yaratıyordu. Ama Ateş Kralı’nın gözlerindeki ciddiyet ve güven, ona güç verdi. Alesta sessizliği bozarak sordu: “Ailem nasıl? Bay Simon onlardan haber getirdi mi?” Ateş Kralı başını salladı. “Evet. Babam güçlerini kontrol etmeyi öğreniyor. Annen de yanında. Ama düşmanlar onları gözetliyor olabilir. Bay Simon, ikisini de korumak için en güçlü koruyucu tılsımları yerleştirdi. Ama bu yeterli olmayabilir.” Alesta’nın kalbi hızla çarpmaya başladı. Onlara zarar gelmesine asla izin veremezdi. Tam o anda bahçenin köşesinden hızla yaklaşan bir figür dikkatlerini çekti. Bay Simon, yüzünde endişe dolu bir ifadeyle yanlarına geldi. “Majesteleri, Alesta,” diyerek başını eğdi. “Haberler var.” Alesta hemen adama döndü. “Ailem mi? Onlara bir şey mi oldu?” Bay Simon derin bir nefes aldı. “Onlar iyi, şimdilik. Ama... Luna ortadan kayboldu. Ve yalnız değil. Onun başka biriyle işbirliği yaptığını düşünüyoruz.” Bu sözler Alesta’nın midesine bir taş gibi oturdu. “Kim?” diye sordu, sesi titriyordu. Bay Simon devam etti: “Kim olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama izler Gölge Efendisi’nin güçlerine benziyor. Belli ki birileri mührü zayıflatmaya çalışıyor. Eğer Luna onların tarafındaysa, sıradaki hedef aileniz olabilir.” Alesta, tüm vücudunda bir ürperti hissetti. Bir anda harekete geçme arzusu kalbini doldurdu. “Onları korumalıyım!” diye fısıldadı. Ateş Kralı elini omzuna koydu. “Düşünmeden hareket edemezsin, Alesta. Düşmanların tam da bunu istiyor. Eğer kontrolünü kaybedersen, seni de tuzağa çekebilirler.” Alesta başını eğip derin bir nefes aldı. Haklıydı. Ama bir şey yapmalıydı. “Peki ne yapacağız?” diye sordu, gözlerinde kararlılıkla Ateş Kralı’na baktı. Ateş Kralı bir an düşündü, sonra net bir şekilde konuştu: “Gölge Efendisi’nin mührü kırılmadan önce onu durdurmalıyız. Ama önce Luna’ nın ne planladığını anlamamız gerek. Bu yüzden seni korumak için yanından ayrılmayacağım.” Alesta’nın kalbi bu sözlerle biraz daha hızlandı. Ateş Kralı’nın yanındayken kendini daha güvende hissediyordu ama aynı zamanda içindeki karmaşık duygular gitgide güçleniyordu. O gece uykusuz geçti. Alesta, Beyaz Ağaç’ın yanında sessizce otururken Ateş Kralı da birkaç adım ötesinde bekliyordu. Aralarında kelimelere dökülmeyen ama giderek güçlenen bir bağ oluşuyordu. Ertesi sabah, Bay Simon tekrar kötü haberlerle döndü. “Ailenize saldırı girişiminde bulunuldu,” dedi. “Ama durdurabildik. Yine de bu, düşmanların ne kadar ileri gidebileceğini gösteriyor.” Alesta artık daha fazla bekleyemezdi. “Onlarla yüzleşme zamanı geldi,” dedi sert bir sesle. “Ama bu sefer yalnız olmayacağım.” Ateş Kralı bir adım attı. “Seninle geleceğim.” Bay Simon, Ateş Kralı’na şaşkınlıkla baktı. “Majesteleri… Krallığı bırakıp—” “Alesta artık sadece bir sınav kazananı değil,” diye sözünü kesti Ateş Kralı. “O, kehanetin taşıyıcısı ve benim yanımda durmayı hak ediyor.” Alesta bu sözlerin ağırlığını hissetti ama aynı zamanda içinde garip bir rahatlama da vardı. Artık ne kadar tehlikeli olursa olsun, bu savaşta yalnız olmayacağını biliyordu. Ve bu sadece bir başlangıçtı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.86k Okunma |
385 Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |