8. Bölüm

BÖLÜM 8

Özge Karail
yazarozgekarail

Klasik geçen okul gününün ardından eve gittiklerinde Jacob sinirden patlamak üzereydi. Ella evdeydi ama Drake dışarıdaydı. Onların bu halini gören Ella ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Jacob Alesta’ya bağırıyordu. “ Sen ne yaptığının farkında mısın? Ya sana saldırsaydı? O bunu planlanmıştı ve blokeler kurmuştu. Nerede olduğunu bile bilmiyordum. Ya sana bir şey yapsaydı?” Alesta karşılık vermeye başladı. “ Ben ne yaptığımı bilmiyordum merak etme. Bana bir şey yapamazdı.” Ella bir Jacob’a bir Alesta’ya bakıyordu. Karşılıklı bağrışmalarını susturarak sakin konuşmalarını söyledi. Jacob Alesta’nın yaptığını anlattığında Ella’da sinirlendi. Alesta ikiye karşı bir kaldığını hissettiğinde yine karşılık vermeye başladı. “ Bana zarar veremezdi merak etmeyin. Daha ona yaptığımı bile anlamadı. Beni korkutmak için ellerinde ateş topu tuttu ama ben onu pamuğa dönüştürdüm ben söylemesem anlamayacaktı.” Jacob elini alnına vurarak “ Hâlâ farkında değilsin Alesta. Güçlerini tam olarak kullanmayı bilmiyorsun. Tehlikedesin diyorum anlamıyor musun ?” Alesta sadece gülümsedi. “ Onlar neden kötü ? Ne yaptılar ?” Jacob tahmin etmiştim der gibi bakıyordu. “ Aklını karıştırdı değil mi?” Alesta “Ne alaka?” diye sorunca Jacob anlatmak için konuşmaya hazırlanırken vazgeçti. “ En iyisi sana bunu göstermek. Anlatsam da inanmayacaksın.” Diyerek gözlerini kapattı. O an Ella’da görmeye başlamıştı. Alesta ve Ella’nın zihninde görüntüler belirmeye başladı. Her yer kaos içinde bir yer vardı. İnsanlar sağa sola kaçıyordu. Siyah pelerin giymiş bir grup her yere zarar veriyordu. Bir grup ise karşısına çıkan insanlara teker teker bakıyordu. Cadı olmayanlara ciddi zararlar veriyorlar cadı olanların ise güçlerini kendilerine aktarıyorlardı. Daha güçlü olmak için başkalarının güçlerini çalıyorlardı. Sonra başka bir görüntü geldi. Mahzen gibi bir yerdelerdi. Kadın erkek karışık ellerinden zincirle duvarlara bağlılardı. Bir başka görüntüde ise yanmış ormanlar vardı. Jacob bir anda görüntüleri kesti. “ Daha fazla göstermeyeceğim tüm bunları onlar yaptılar. Ve emin ol daha fazlası var bu kadarı sana yeter diye düşünüyorum. Bunları Sadece kendi çıkarları içi yaptılar. Bizler ise onların yaptıklarını düzeltmeye çalışıyoruz. Sence hangi taraf kötü hangi taraf iyi? Bunlara göz mü yummalıyız? Suçu olmayan insanların acı çekmesini mi izlemeliyiz?” Alesta pişman olmuştu. Ella ise ağlıyordu. “ Bu kötülükler yanlarına kalmamalı.” Alesta ve Jacob aynı anda “Sende mi gördün?” diyerek şaşırdılar. Ella başını salladı. “ Güçlerimi daha aktif kullanmaya başladım.” Buruk bir sevinç yaşadılar. Alesta “ Dün bana öğrenmemin daha kolay bir yolu olduğunu söylemiştin. Onlara kanmamak için her şeyi bilmek ve öğrenmek istiyorum.” Jacob memnun olmuştu. “ Ben biraz açım önce bir şeyler yesek daha iyi olur.” Diyerek Ella’ya baktı. Mesajı alan Ella “Hemen hazırlıyorum.” Diyerek mutfağa yöneldi. Alesta yine Jacob’a kızmıştı. “ Bu kadar rahat olmanı anlamıyorum ne yapacaksak yapalım işte öğreneyim.” Jacob koltuğa daha çok yerleşti ve “ Bırak da buranın tadını çıkarayım. Öğrendikten sonra bana ihtiyacın kalmayacak benimde burada durmama gerek kalmayacak.” Alesta başını eğdi ve ters bir şekilde Jacob’a baktı. “ öğrendiğimi söylemeyiz. Sende Alesta tamam diyene kadar burada kalabilirsin. Hem burada tadını çıkaracak ne var ki?” sorduğu sorunun saçmalığını biliyordu ama Jacob’u tanımak istediği için sohbet amaçlı dediğini belli etmişti. Jacob etrafına bakarak “ Her şey Alesta, bir ev, bir aile, bir yere ait olma hissi. Bu kadarı yeter mi?” Alesta Jacob’ un neler yaşadığını merak etmişti. Jacob “ Zamanı var söz veriyorum anlatacağım.” Diyerek bakışlarını çevirdi. Üzücü şeyler olduğunu anlayan Alesta onu neşelendirmek için bir şeyler düşünüyordu. Ella onlara yemek hazırladıktan sonra seslendi ve mutfağa gittiler. Alesta babasını sorduğunda “ İş yerinden aradılar. Bir süreliğine gitmek zorunda kaldı. Aslında şimdiye kadar dönmesi gerekirdi ama dönmedi. Merak ettim dur arayayım.” Diyerek telefonunu aldı. Drake’i arıyordu ama açmıyordu. Alesta’nın içine bir kurt düşmüştü. Zihin yoluyla babasına ulaşmaya çalıştı. Hiçbir şey görmüyordu. Jacob’ tan da rica etti. Beraber Drake’e ulaşmaya çalışırken Alesta bir şeyler görmeye başladı. Babası ve dayısı ormanlık bir alandaydı. Etrafında ise saklanmış birileri vardı. Alesta korkarak Jacob’a gördüklerini anlattı. Jacob Alesta’nın zihnine ulaşarak gördüklerini gördü ve Bay Simon’a ve cadı meclisine ulaşmak için zihin yoluyla mesaj yolladı.

 

 

 

Alesta durduğu yerde duramıyor babasının nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kendi başlarına bir şey yapmamalarını haber beklemelerini söyleyen Jacob’u duymuyordu bile. Yine camın önündeki koltuğuna oturdu. Ne yapabilirim diye düşünürken Jacob’ a seslendi. “ Lütfen bana güçlerimi öğrenmemin kolay yolunu söyle. Söz veriyorum kendi başıma bir şey yapmayacağım ama baksana babamı bile kaçırdılar. Bana saldırmaları an meselesi en azından kendimi koruyabileyim. Lütfen.” Dolan gözlerinden akan yaşları umursamıyordu. Jacob Alesta’nın haklı olduğunu biliyordu. “ Tamam yapacağım ama sakın bunu kimseye söyleme çünkü yasal değil. Bunun için özellikle uyarıldım. Benim başımı belaya sokma.” Alesta tamam anlamında başını salladı. Jacob sağa sola baktı “ Mum var mı?” diye sordu. Alesta koşarak bulabildiği mumları getirdi. Jacob “ bir iki tane yeterdi Alesta sözümü bitirmemi bekleseydin.” Serzenişinde bulununca Alesta heyecandan yerinde duramıyordu. Jacob perdeleri kapattı ve iki tane mumu yaktı. “ Şimdi bu muma odaklanmanı istiyorum. Biri sensin biri ben. Tüm zihnini boşalt ve sakin ol.” Alesta itaatkar bir şekilde başını sallıyordu. Jacob ona gözlerini kapatmasını söyledi kendi de gözlerini kapattı. Ritmik bir tonda mırıldanmaya başladı. O mırıldandıkça Alesta vücudunda elektriklenme hissetti. Jacob’ un sesini yükseltmesi ile hissettiği daha yoğun bir hale geldi. Vücudunun her noktası sızlamaya başladı. Tüylerinin diken diken olduğunu hissediyordu. Gözlerinin önünde renkli ışıklar dans etmeye başladı. Şimşekler çakıyor ve dağılıyor gibiydi. Renklerin tüm tonlarını içinde hissediyordu. Bazı görüntüler görmeye başladı. Başta gökyüzünde süzülüyor gibi oldu sonra bir ormana indi. Toprağı ayaklarının altında hissediyordu. Bir şelale gördü. Suyun sesini serinliğini hissediyordu. Jacob’ un seslenmesi ile gözlerini açtı. Gözlerinin yandığını hissetti. Jacob ona gururla bakıyordu. “ Artık hazırsın Alesta, bütün her şeyi sana aktardım. Biraz büyü yardımı oldu ama merak etme. Sen söylemediğin sürece kimse bunu bilmeyecek ve anlamayacak. Yan yana olduğumuz müddetçe de pratik yapmaya devam edeceğiz.” Alesta içindeki enerjiyi atmaya yer arıyordu. Ayağa kalktı ve salonda dolaşmaya başladı. Bay Simon’dan hâlâ bir haber yoktu. Alesta kendisi de mesaj iletmeye çalıştı. Sandra’ya da haber verdi. Hiç kimseden yanıt alamayınca. Aklına bir fikir geldi ve sanki ne yapmasını biliyormuş gibi babasının bir eşyasını eline aldı. Jacob ne yapmak istediğini anlamıştı. “ Hani söz vermiştin. Kendi başına bir şey yapmayacaktın?” Alesta gözlerini devirerek baktı. “Sadece nerede olduğunu ve iyi olup olmadığına bakacağım.” Gözlerini kapattı ve babasının zihnine ulaşmaya çalıştı. Başarılı olduğunda babasının gözünden görüyordu her şeyi. Sık ağaçların olduğu bir ormandalardı. Babasının ellerini bağlayıp diz çöktürmüşlerdi. Etrafına bakıyordu ileride bir kulübe gördü. Burayı daha önce görmemiş ve duymamıştı. Yaptığı işlemi Astral seyahate döndürdü. Yerden havalandı ve nerede olduklarını anlamaya çalıştı. Biraz yükseldikten sonra sanki bir duvara çarpmış gibi oldu. Gökyüzüne ulaşamıyordu. Önünde bir engel vardı. Aşağıdan gelen sesleri duyduğunda hızla yere indi. Babasını dövmeye başlamışlardı. “ Sen ne biçim bir cadısın? Güçlerin bile yokken kendine cadı mı diyorsun?” Babası sadece inliyordu. “ Söyle kızını nereye sakladınız? Onun güçlerine ihtiyacımız var.” Babası sanki Alesta’yı hissetmişti. Onun olduğu tarafa bakarak “ Onu asla bulamayacaksınız.” Alesta olan biteni anlamıyordu. Onu sakladıklarını düşünmüşlerdi. O an zihninde bir mesaj belirdi. “ Hemen seyahati sonlandır Alesta. Kendini tehlikeye atıyorsun. Nerede olduğunu öğrendik. Babanı kurtaracağız.” Alesta derin bir nefes aldı. Eve dönmeye çalışıyordu. Ne kadar odaklanırsa odaklansın yapamıyordu. Sanki orada hapsolmuştu. Jacob’ a ulaşmaya çalıştı. Neler olduğunu söyledi. Jacob “ Hayır, hayır böyle olmamalıydı.” Bir anda Jacob Alesta’nın yanında belirdi.

 

İkisi de korkuyordu. Alesta “ Ne oluyor? Neden böyle oluyor?” sessiz olmaya çalışıyorlardı. Jacob Alesta’nın elini tuttu. “ Zihnini serbest bırak. Hiçbir şey düşünmemeye çalış.” Astral seyahati sonlandırmaya çalışıyordu. Ne kadar denerse denesin olmuyordu. Zihin yoluyla birilerine ulaşmaya çalışıyordu. Alesta’nın aklı başına o an gelmişti. Jacob’ a bakarak “ Tabii ki benim geleceğimi biliyorlardı. Güçlerimizi kullanmayalım diye bir şey yapmış olmalılar.” Jacob “Biliyordum. Bu yüzden sana bir şey yapma dedim Alesta.” Sesindeki öfke yüzüne yansımıştı. Alesta ne yapabilirim diye düşünüyordu. Babası karşısında eli kolu bağlı haldeyken bir şey düşünmüyordu tek istediği babasını kurtarmaktı. Çok geçmeden bir rüzgar esmeye başladı. Git gide hızlanıyordu. Babasını kaçıranlar rüzgarı hissedince gülmeye başladılar. Birbirlerine bakarak “ İşte geliyorlar. Hazırlanın.” Diye emirler veriyorlardı. Alesta ne planladıklarını düşünüyordu. Etrafına bakmaya başladı. Babasını hala dövüyorlardı. Alesta odaklanmaya çalıştı. Sakinleşmeye başladıkça güçlerini içinde hissediyordu. Zihnini tüm düşüncelerden ve seslerden uzaklaştırdı. Farkında olmadan Jacob’ la hâlâ el ele tutuşuyorlardı. Jacob yardıma gelenlerle iletişime geçmeyi başarmıştı. Onları kurtaracaklarına emindi. Alesta ise onları beklemekle beklememek arasında kararsızdı. Babasına daha fazla zarar vermelerini istemiyordu. Gücünü daha fazla hissetmeye odaklandı. İçindeki yangını hissediyordu. Biraz daha bekledikten sonra babasının sesini tekrar duymaya başladığında kendine geldi. “ Anladılar. Kaçın!” diye bağırıyordu. Gözlerini açtığında adamların karşısında dizildiğini gördü. Görünür oldu ve gülümseye başladı. Adamların hepsi elini kaldırmış bir şeyler mırıldanıyordu. Alesta güçlerini almaya çalıştıklarını anladı. Hiçbir değişiklik hissetmiyordu. Gözlerini kıstı ve o adamların güçlerini almak yerine kendi güçlerini verdiğini hayal etti. Onlar fark etmese de Alesta daha da güçlenmiş hissediyordu. Tam güçlerini veremeden geldiler. Buradaki adamlara zıt beyaz giyinmişlerdi. Alesta’nın yaptığını gördüklerinde ona durmasını söylüyorlardı ama Alesta onları duymuyordu. Jacob’ un onu çekiştirmesi ile kendine geldi ve babasını gördü. Yüzü bembeyaz olmuştu sanki ölüyor gibiydi. Panikle babasının yanına koştu. Onun durmasıyla gelenler diğerlerine müdahale etti ve sihirle onları bağladı. Ortalık durulduğunda Bay Simon ortaya çıktı. Çok öfkeliydi. “ Sen ne yapıyorsun Alesta bizi beklemeliydin. Babanın canını güçlerine bağlamışlar. Eğer güçlerinin tamamını alsaydın baban ölecekti. Seni ilk ve son kez uyarıyorum bilmeden hiçbir şeye müdahale etme.” Alesta o an yaptığının farkına vardı. Bay Simon’un adamları Drake’ i alarak oradan çıktılar. Bay Simon ise bir şeyler mırıldandı. Alesta ve Jacob bir anda kendilerini evde buldular.

Alesta evin içinde durduğu yerde duramıyordu. Ne olduğunu soran Ella’ya ağlamaktan cevap veremedi. Olan biteni Jacob anlattı. Ella da ağlamaya başladı. Çok geçmeden Bay Simon geldi. Öfkesi biraz dinmiş görünüyordu. Alesta babasından bir haber getirdiğini bildiği için merakla konuşmasını bekliyordu. Bay Simon Alesta’ya ve Jacob’ a kızınca bir göz attıktan sonra Ella’ya döndü ve geçmiş olsun dileklerini sundu. Ella da hâlâ ağlıyordu. “ Çok tehlikeli bir durum yaşadık. Özellikle uyarmamıza rağmen kendi başına işler yapılması bizi çok etkiledi. Az daha kötü sonuçlar alacaktık ama merak etmeyin Drake daha iyi. Bizlere özel hastanede hem tıbbi hem bizim yöntemlerimizle tedavi altına alındı. Kısa sürede toparlanır.” Diyerek Alesta’ya döndü. “ Bu yaptığın çok tehlikeliydi Alesta. Nelere sebep olabileceğini tahmin bile edemezsin.” Alesta başını öne eğdi. Bay Simon Jacob’ a dönerek devam etti. “ Sana ne demeli Jacob? Alesta’yı yönlendirmen eğitmen için gönderildin. Bu şekilde mi yapıyorsun görevini?” Jacob konuşmaya başlayacakken Alesta söze atladı. “ onun bir suçu yok Bay Simon. Ben babamı bulmak için olduğunu bile söylemedim seyahati denemek istedim. Fark ettiğinde çoktan gitmiştim ama geri dönemedim. Babamı o halde görünce dayanamadım. Özür dilerim.” Bay Simon gözlerini devirerek baktı. Ella’ya döndüğünde biraz daha iyi olduğunu görerek sevindi. “ Ella kızım sana bir teklifim olacak. Sen Drake’ in yanına git. Onun yanında ol. Ben ise Alesta’yı eğitim yurduna götüreyim. Sınava kadar bizim yanımızda olması daha iyi olur. Gündüz normal eğitim akşam cadı eğitimi alacak. Zaten bir kaç gün kaldı. Aklında ne hastanede ne de burada kalsın.” Ella ilk önce Alesta’ya baktı ama bakışları tepkisizdi. Ella Bay Simon’un teklifini kabul etti. Kendilerine ihtiyaçlarının olduğu bir çanta hazırlayıp evden çıktılar. Jacob yanlarındaydı ve hiç konuşmuyordu. Alesta Bay Simon’a babasını görüp giremeyeceğini sordu. “ Şuan için görmemen daha iyi olur Alesta. Gücün onu etkileyebilir. Orada güçlerle beraber çektiğin babanın parçalarını serbest bırakman gerekiyor ama bunu babanın yanında yapmayacaksın. Yurtta halledeceğiz.” Alesta istemese de başını salladı. Yapabilecek başka bir şeyinin olmadığını biliyordu. Jacob’ a baktı. Onun göz kırptığını görünce rahatladı. Bir an Jacob’un nereye gideceğini merak etti. İlk olarak hastaneye gittiler. Ella’yı bıraktılar ve yurda doğru yola koyuldular. Yurt yaşadıkları bölgenin dışında daha kırsal bir yerdeydi. Ev ile arasını hesap ettiğinde yaklaşık iki saat yol gittiler. Alesta böyle bir yer olduğunu bilmiyordu. Uzun demir kapılar vardı. Kapılar araba yaklaştığında otomatik açıldı. Bahçe o kadar büyüktü ki Alesta ne tarafa bakacağını bilemedi. Bahçede belirli aralıklarla büyük heykeller vardı. Her heykel farklı bir mitolojik yaratıktı. Yurt binasının önünde durdular. Arabadan indiklerinde Alesta binaya hayranlıkla bakıyordu. Çok büyük ve eski bir manastıra benziyordu. Bay Simon’un seslenmesi ile içeriye girdiler.

Bölüm : 22.01.2025 12:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...