
Alesta evin içinde durduğu yerde duramıyordu. Ne olduğunu soran Ella’ya ağlamaktan cevap veremedi. Olan biteni Jacob anlattı. Ella da ağlamaya başladı. Çok geçmeden Bay Simon geldi. Öfkesi biraz dinmiş görünüyordu. Alesta babasından bir haber getirdiğini bildiği için merakla konuşmasını bekliyordu. Bay Simon Alesta’ya ve Jacob’ a kızınca bir göz attıktan sonra Ella’ya döndü ve geçmiş olsun dileklerini sundu. Ella da hâlâ ağlıyordu. “ Çok tehlikeli bir durum yaşadık. Özellikle uyarmamıza rağmen kendi başına işler yapılması bizi çok etkiledi. Az daha kötü sonuçlar alacaktık ama merak etmeyin Drake daha iyi. Bizlere özel hastanede hem tıbbi hem bizim yöntemlerimizle tedavi altına alındı. Kısa sürede toparlanır.” Diyerek Alesta’ya döndü. “ Bu yaptığın çok tehlikeliydi Alesta. Nelere sebep olabileceğini tahmin bile edemezsin.” Alesta başını öne eğdi. Bay Simon Jacob’ a dönerek devam etti. “ Sana ne demeli Jacob? Alesta’yı yönlendirmen eğitmen için gönderildin. Bu şekilde mi yapıyorsun görevini?” Jacob konuşmaya başlayacakken Alesta söze atladı. “ onun bir suçu yok Bay Simon. Ben babamı bulmak için olduğunu bile söylemedim seyahati denemek istedim. Fark ettiğinde çoktan gitmiştim ama geri dönemedim. Babamı o halde görünce dayanamadım. Özür dilerim.” Bay Simon gözlerini devirerek baktı. Ella’ya döndüğünde biraz daha iyi olduğunu görerek sevindi. “ Ella kızım sana bir teklifim olacak. Sen Drake’ in yanına git. Onun yanında ol. Ben ise Alesta’yı eğitim yurduna götüreyim. Sınava kadar bizim yanımızda olması daha iyi olur. Gündüz normal eğitim akşam cadı eğitimi alacak. Zaten bir kaç gün kaldı. Aklında ne hastanede ne de burada kalsın.” Ella ilk önce Alesta’ya baktı ama bakışları tepkisizdi. Ella Bay Simon’un teklifini kabul etti. Kendilerine ihtiyaçlarının olduğu bir çanta hazırlayıp evden çıktılar. Jacob yanlarındaydı ve hiç konuşmuyordu. Alesta Bay Simon’a babasını görüp giremeyeceğini sordu. “ Şuan için görmemen daha iyi olur Alesta. Gücün onu etkileyebilir. Orada güçlerle beraber çektiğin babanın parçalarını serbest bırakman gerekiyor ama bunu babanın yanında yapmayacaksın. Yurtta halledeceğiz.” Alesta istemese de başını salladı. Yapabilecek başka bir şeyinin olmadığını biliyordu. Jacob’ a baktı. Onun göz kırptığını görünce rahatladı. Bir an Jacob’un nereye gideceğini merak etti. İlk olarak hastaneye gittiler. Ella’yı bıraktılar ve yurda doğru yola koyuldular. Yurt yaşadıkları bölgenin dışında daha kırsal bir yerdeydi. Ev ile arasını hesap ettiğinde yaklaşık iki saat yol gittiler. Alesta böyle bir yer olduğunu bilmiyordu. Uzun demir kapılar vardı. Kapılar araba yaklaştığında otomatik açıldı. Bahçe o kadar büyüktü ki Alesta ne tarafa bakacağını bilemedi. Bahçede belirli aralıklarla büyük heykeller vardı. Her heykel farklı bir mitolojik yaratıktı. Yurt binasının önünde durdular. Arabadan indiklerinde Alesta binaya hayranlıkla bakıyordu. Çok büyük ve eski bir manastıra benziyordu. Bay Simon’un seslenmesi ile içeriye girdiler.
Koridor kalabalıktı. Gözler bir anda Alesta’ya döndü. Doğruca müdürün odasına gittiler. Müdür onları bekliyordu ve kayıt için kağıtları hazırlamıştı. Veli olarak Bay Simon imzaladı. Jacob için kağıt olmaması Alesta’yı endişelendirmişti. Jacob’la göz göze geldiğinde müdür konuşmaya başladı. “ Seni de yeniden aramızda görmemize sevindik. Yardımcı öğretmenliğine geri dönebilirsin.” Jacob gülümseyerek başını eğdi. Alesta böyle bir görevi olduğunu bilmiyordu. Daha doğrusu böyle şeyleri konuşmak için çok vakitleri olmamıştı. Müdürün odasından çıktıklarında Jacob gülümseyerek öğrencilere selam veriyordu. Alesta kendini daha rahat hissetmeye başlamıştı. Jacob Alesta’ya odasını gösterdi. 2. Katta koridorun sonundaydı. Dışarıdayken toplamda 5 kat sayabilmişti. Yanında kimse yoktu şimdilik odada tek kalacaktı. Jacob odadan çıkarken Alesta bir şey sormak istediğini söyledi. Jacob kollarını bağladı ve kapıya yaslandı. “ Güçlerimiz doğuştan varsa eğer bunu bilerek doğanlar da buraya eğitim almaya geliyor mu ? Burası neden var?” Jacob gülümsedi. Gülümsemesi Alesta’ya farklı görünmüştü. Şimdi arkadaşı değil öğretmeniydi. “ Bunu soracağını biliyordum. Burası güçlerini yükseltmek kendini geliştirmek isteyenler için ve de güçlerini kaybetmiş olanların tekrar güçlerini kazanması için kurulan bir yer. Normalde bunu söylemem yasak ama ben bilmeni istiyorum. Çok önceleri sınavdan geçemeyenler ceza olarak Ateş kralının hizmetkârı olurdu geçenlerde ona çalışırdı ama artık öyle değil. Artık sadece güçlerini veriyorlar ve insan gibi oluyorlar. Daha yeni sayılır aslında burada gücünü kaybedip tekrar kazanmaya çalışanlar oldukça fazla. Onlarında kendini söylemesi yasak sakın bildiğini belli etme. Ve de seni kendini geliştirmek için gelen biri olarak kaydettik sakın kimseye bütün olanlardan bahsetme” Alesta tamam anlamında başını salladı ama sınav hakkında bilgi toplayabileceğim kişiler var düşüncesini zihnini bloke etmeden düşündüğü için Jacob onun zihnini okudu. “ Sakın Alesta. Beni bunu söylediğime pişman etme. Hafızandan silerim yoksa. İstersen ilk dersine bu geceden başlayabilirsin. Gece eğitimi başlayacak 2 saat sonra girişteki büyük salonda olacağız.” Diyerek şakayla karışık tehdit etti. Alesta utanmıştı ve söz verdi. Jacob odadan çıktığında Alesta etrafına bakındı. Dışına göre içi oldukça modern döşenmişti. Babasını merak ediyordu. Eşyalarını dizerken annesine mesaj attı. Saat geç olduğu için uyuyor olma ihtimalini düşündü. Ders saatine kadar dolaşmak için odadan çıktı. Etrafa bakarak gezmeye başladı. O sırada annesinden cevap geldi ve hemen aradı. Konuşarak giriş kata indi. Annesinin sesi biraz durgundu. Babasının kötü olmasından korkan Alesta annesi konuştukça rahatladı. Babası hızlıca toparlanıyordu ve konuşabilecek durumdaydı. Telefonu babası aldığında Alesta’nın gözleri doldu. Babasının sesini duyması içini rahatlattı. İyi olduğundan emin olduktan sonra burasını beğendiği hakkında konuştu. Annesinin sesinin dolması da bu yüzdenmiş. İlk kez ayrı kalacak olmaları hepsini telaşlandırıyordu. Alesta ne kadar iyi olduğunu anlatsa da içleri rahatlamayacaktı. Dersin başlamasına az kaldığı için telefonu kapattı ve koridordaki haritaya baktı. Dersin olacağı salon güney yakasındaki koridordaydı. Salona doğru giderken yanından koşarak bir kız geçti ve Alesta’ya çarptı. Bir an korku ile sıçrayan Alesta’yı görünce gülmeye başladı. “ Bu kadar korkacağını düşünmemiştim. Kusura bakma ben Bloom.” Diyerek salona tekrar koştu. Alesta sınıfa girdiğinde Bloom’un yanı boştu. Bloom Alesta’ yı görünce yanına oturmasını işaret etti. Alesta Bloom’un yanına oturdu ve kendi adını söyleyerek tanıştılar. İkisi de güçlerini yükseltmek için geldiğini söylemişti. Alesta Bloom’un alnındaki işareti fark edince şaşırdı. Onun izi ise soluk kırmızıydı. Alesta’nın anlına baktığını gören Bloom gülümseyerek “ Öyle şaşkın şaşkın bakma. Biraz yaramazlık yapınca güçlerim alındı. Yoğun bir çabayla birazını kazandım ama geliştirmem lazım.” Alesta anlıyorum der gibi başını salladı. Yaşları çok yakın gibiydi Bloom’a yaşını sorduğunda güçlerinin neden alındığını tahmin etmişti. Bloom 19 yaşındaydı. Yani bu demek oluyordu ki sınava girip başarısız olmuştu. Alesta ne yapıp ne edip bilgi almalıyım diye düşünmüştü. O sırada sınıfa bir adam ve Jacob girdi.
Jacob salona girer girmez gözleri birini aradı. Alesta’yı bulduğunda gülümsedi. İlk ders Alesta’nın zaten bildiği bir konuydu. Öğretmen “Ben George. Benim dersimde dikkatli olmanızı öneririm. Bu derste sizlere zaten bildiğiniz konuya göz atacağız.” Alesta bunu duyunca biraz rahatladı. Eşyaları hareket ettirme konusunda deneyimleri olmuştu ama Jacob’ un zihnine yüklediği bilgiler ile daha net hatırlıyordu. Etrafındakileri izlemeye başladı. Herkes pür dikkat izliyordu. Alesta’nın dikkatini vermediğini fark eden öğretmen ona doğru seslendi. Alesta dalmış olduğu için duymadı. Öğretmen elini şıklatarak renkli bir dumandan top oluşturdu. Herkes o topa bakmaya başladı. Top doğruca Alesta’ya gidip gözlerinin önünde patladı. Alesta neye uğradığını şaşırdı. Etrafına bakarken Jacob ile öğretmenin ona doğru baktığını gördü. Jacob’ un zihnine yolladığı mesajı belli etmemeye çalıştı. “ Yeni öğreniyormuş gibi davran.” Alesta Jacob’ a doğru baktı. Öğretmen onu yanına çağırdı. Alesta utanarak yanlarına gittiğinde herkesin ona bakıyor oluşu kötü hissettirdi. George “ Dersi dinlemediğine göre yapıyor olmalısın.” Cebinden bir kalem çıkarttı ve devam etti. “ Bu kalemi havalandır bakalım.” Alesta savunma ihtiyacı duymuştu. “ özür dilerim Bay George, ben cadı olduğumu yeni öğrendim ve bu kadar çok olduğumuzu bilmiyordum. O yüzden bakıyordum. Size saygısızlık etmek istemedim.” Bay George başını yana eğdi ve “ Sana açıklama yap demedim söylediğimi yap.” Alesta Jacob’ a doğru baktı ama tepkisiz oluşu ile ne yapacağını bilemedi. Kaleme bakarak odaklandı ama yapmak istemiyordu. Kalem öğretmenin elinde kımıldamaya başladı. George bunu beklemiyordu. Kalemi yavaşça parmaklarının arasından bıraktı kalem havada süzülüyordu. Jacob ile Alesta göz göze geldi. Alesta özür dilerim der gibi bakıyordu. Bay George Alesta’yı yönlendirmeye başladı. Neler yapabileceğini tartıyordu. Kalemi sağa, sola, yukarı ve aşağı hareket ettiriyordu. George o arada Alesta’ya soru sormaya başladı. “ Cadı olduğunu yeni öğrendim dedin ama bu sınıftakiler havada tutmaya yeni alışmışken sen istediğin yöne hareket ettiriyorsun. Bu nasıl oluyor?” Alesta utanarak yanıt verdi ama kalem hâlâ havadaydı. “ Zaten bu şekilde öğrendim yani kendimce bir şeyler deniyordum eşyaları hareket ettirme gibi şeyleri yapabildiğimi öğrendiğimde kendim evde sürekli deneme yaptım ve bu durumu aileme anlattım o zaman bana gerçeği anlattılar.” Yalan söylediği için utanıyordu. Bay George anlıyorum der gibi başını salladı. “ Ailen yetenekli olmadı. Şimdi yerine geç ve sadece derse odaklan.” Alesta tamam anlamında başını salladı ve teşekkür etti. Yerine geçerken Bay George kalemi cebine geri koymaya çalışıyordu ama kalem havalanıp duruyordu. Alesta bu durumu fark edince tekrar odaklandı ve kalemi yerine yerleştirdi. Sınıftakilere temel olarak nasıl yapacağını nelere dikkat edeceğini anlattıktan sonra sürekli deneme yapmalarını Söyleyerek dersi bitirdi. Bay George ders bitiminde Alesta’yı yanına çağırdı. Herkes sınıftan çıktıktan sonra konuşmaya başladı.
“ Yeni bir cadıya göre oldukça yeteneklisin. Sence bu normal mi?” Alesta Jacob’a doğru baktı. Jacob kaşlarını yukarı kaldırdı. Alesta nasıl cevap vereceğini bilemedi. Biraz düşündükten sonra “ Aslında annem güçlerini kaybetmiş olduğu için bir şey anlatmadı ama ananem bizlerin özel olduğunu anlatıp dururdu. Böyle yeteneklerimi keşfettiğimde üzerine düştüm. Şuan buradayım.” Zihninden de gizlice söylediklerinin doğru olduğuna inanması için öğretmeni etkilemeye çalışıyordu. Bunu fark eden Jacob gülümsemesini saklamaya çalışıyordu. Daha önce yalan söylemediği ve yalandan nefret ettiği için bu durum hoşuna gitmiyordu. Öğretmen Alesta’yı biraz daha süzerek incelerken Alesta’da ona aynı şekilde bakıyordu. Jacob zihin yoluyla “ Ruhunu analiz etmeye çalışıyor. Ben seni blokeledim korkma.” Dedi. Alesta Bay George’un alnındaki sembolü fark edince daha dikkatlice bakmaya başladı. Bay George’un sembolü titriyordu. Alesta bu ne demek diye düşünürken Bay George “ Sanırım yeterince inceledik. Diyecek bir şeyin yoksa gidebilirsin.” Dedikten sonra gitmesine izin verdi. Alesta bir anda yorgun hissetmeye başladı ve başında hafif bir ağrı hissetti. Hava almak iyi gelir diye düşünerek Bir sonraki derse katılmak yerine bahçeye çıktı. Karanlık gökyüzü Alesta’nın içini ürpertti. İçinde bir huzursuzluk hissetti. Bahçede kendisinden başka bir kaç kişi daha vardı ama onlar derse girmek için içeriye girdiler. Alesta etrafına bakınarak biraz yürümeye başladı. Başındaki ağrı gittikçe artıyordu. Heykellerin önünden geçerken bir ses duydu. Etrafına baktı ama kimseyi göremedi. Alesta yürüdükçe yerdeki yapraklara basmamaya çalıştı ama etrafından yapraklara basınca çıkan hışırtı sesi geliyordu. Bir kedi falandır diye düşündü ve yürümeye devam etti. İçindeki huzursuzluk daha fazla artmıştı. Sanki biri onu izliyor gibi hissediyordu. Olduğu yerde durdu ve arkasına döndü. Görünürde yine kimse yoktu. Odaklandı ve içinden “ Her kimsen yüzünü göster.” Diyerek emir verdi. O anda bir kaç adım ötesinde Bloom’u gördü. Olduğu yerde sıçradı. “ Korkuttun beni ne yapıyorsun ? Neden beni takip ettin?” Bloom utanmış görünüyordu. “ Şey hiç öyle bir hava almak istedim. Seni görünce peşine takıldım.” Alesta tuhaf bir şey hissetti. Tek kaşını kaldırarak Bloom’a doğru baktı. Aklından da doğruyu söyle diye komut verdi. Bloom yere doğru bakarak “ Aslında yalan söyledim kabul. Nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama zihninden geçirdiklerini duyabiliyorum. Bay George istedi bunu.” Alesta düşüncelerini bloke etmeyi unutmuş olduğu için kendine kızdı. Acaba Bay George’de bunu anladı da o yüzden mi istedi diye düşünmeye başladı ama Jacob onu blokelediğini söylemişti. Kafası karışan Alesta boş bir şekilde Bloom’a bakıyordu. Bu durumu fark eden Bloom “ Soğuk olmadı mı ? İstersen içeride düşünmeye devam et.” Dediğinde kendine geldi. Kafa salladı ve bekleme salonuna doğru yürüdüler. Alesta Bloom’a “ Bay George neden istedi böyle bir şeyi söyledi mi ve ne ara istedi ben onunla konuşurken siz yoktunuz.” Bloom gülümsedi. “ Yeni bir cadı olduğuna inandım şuan. Zihin yoluyla konuşmayı unuttuğuna göre acemisin. Ama nedenini söylemedi daha sonra konuşacağımızı söyledi. Sence neden istemiş olabilir ?” Alesta Bilmiyorum şeklinde omuzlarını silkti. O sırada bir siren sesi duyulmaya başlandı ve binadaki herkes dışarıya doğru koşmaya başladı.
Alesta ve Bloom korku ile etrafına bakıyordu. Bahçede duran heykeller bir an hareket etmeye başladığında Alesta ve Bloom kalabalığa doğru yürümeye başladılar. Alesta ne olduğunu anlamak için etrafına bakarken bir anda kolunu biri tuttu ve çekiştirmeye başladı. Alesta kim olduğunu anlamak için baktığında Jacob’ un olduğunu gördü. “Ne oluyor burada ne yapıyorsun nereye gidiyoruz?” Jacob panikle “ Saklanman gerek. Anlatacağım.” Alesta itaatkar bir şekilde Jacob’u dinledi ve okulun arkasında olan kulübeye gittiklerini gördü. Bloom onların peşindeydi ama Alesta ve Jacob onu görmemişti. Kulübeye vardıklarında Jacob bir el hareketi yaptı ve bir kaç kelime söylediğinde kapı açıldı. İçeriye girdiklerinde hafif loş bir ışık vardı. Etrafında ne var göremiyordu. Kapı aralık kaldığı için Bloom onları dinliyordu. Alesta daha fazla dayanamadı ve “ Ne oluyor neden saklanıyorum ben ?” Jacob derin bir nefes aldı ve duvarı ellemeye başladı. Sihirli kelimeler söyleyerek duvarda bir boşluk oluşturdu. Duvardaki boşluk bir kabine benziyordu. Alesta’ya oraya girmesini söyledi. Alesta şaşkın bir şekilde bakıyordu. “ Peki tamam önce ben giriyorum. Yanında kalacağım söz veriyorum. Senin burada olduğunu anlamışlar ve okula saldırmaya geliyorlardı, seni korumamız gerek.” Bloom korkuyla içeriye girdi. “ Geliyorlar acele edin.” Alesta Jacob’ un yanına girdi ve Jacob Bloom’a bakarak önce özür diledi ve gördüklerini ve duyduklarını unutması için sihir yaptı. Zihnine de korkudan koştuğunu ve buraya saklandığını yerleştirdi. Bloom transa girmiş bir şekilde dururken Jacob tekrar bir sihir yaptı ve önlerindeki boşluk duvara dönüştü. Alesta ses çıkartmamak için zihninden Jacob’ a “ Bizi burada bulamayacaklarına emin misin?” Jacob evet anlamında başını salladı. Alesta korkusunu yenmek için başka bir yerdeymiş gibi hayal etmeye başladı. Dışarıdan gelen sesleri duyuyordu. Hızlı adımlarla gelen birileri kulübeye girmişti. Bloom Jacob’un zihnine yerleştirdikleri gibi konuştu. Gelenler öfkeyle bağırmaya başladı. Alesta kim olduklarını merak ediyordu. Jacob ne yapacağını anladı ve “sakın herhangi bir büyü yada sihir yapma seni anlarlar.” Alesta off der gibi baktığında Bloom’un çığlık sesleri duymaya başladı. Jacob Alesta’nın kolunu tuttu ve sakinleşmesini bekledi. Bloom’u sürükleyerek çıkarttıklarını duyuyorlardı. Alesta’nın içi içine sığmıyordu. Dışarıdan gelen sesler azaldığında Alesta ve Jacob zihinlerinde bir mesaj hissettiler. Bay Simon “ müdürün odasına gelin. Sakın sihir veya büyü yapmayın. Dikkat edin.” Jacob tekrar sihirli kelimeleri söylediğinde duvar yok oldu ve çıktılar. Bahçeye çıktıklarında ağır adımlarla yürüyorlardı. Herkes hâlâ bahçedeydi. Alesta’ya tuhaf bir şekilde bakıyorlardı. Alesta ve Jacob diğer öğrencilerin kendi aralarında konuştuklarını duyuyorlardı. “ Gerçekten bu kız o mu? Kehanet gerçek mi? Nasıl güçleri var? Neden burada? Sınav öncesi buraya gelmek yasak değil miydi?” Girişin önünde Jacob durdu ve onlara dönerek “ Hepsinin cevabını alacaksınız.” Diyerek müdürün odasına gittiler.
Öğrenciler yavaş yavaş odalarına çekilmeye başladı. Okul müdürü yanında tüm kadroyla bekliyordu. Bay Simon ve tanımadığı bir kaç kişi de vardı. Hepsi gergin görünüyordu. Jacob Alesta’nın yanında duruyordu. Bay Simon söze başladı. “ Artık yapabilecek bir şeyimiz yok Alesta. Bu kadar ileri gideceklerini bilemiyorduk evet seni korumalıyız ama bu süreç hepimize daha fazla zarar verecek. Diğer tarafın yaptıklarını duyan Ateş Kralı herkese karşı çok öfkeli ve seni de çok merak ediyor. Yeterince şeyi tecrübe ettiğine inanıyoruz bu yüzden sınavı öne çekmek için görüşme yaptık.” Alesta utanç içindeydi. “ Bütün bunlar için üzgünüm. Ben böyle şeylere sebep olabileceğimi bilmiyordum. Keşke sınavı bekletmeseydik belki de sonucu böyle olmayacaktı.” Herkes sessizliğini korurken Jacob söze girdi. “ Ama o daha hazır değil. Saklayabiliriz. Sınavın sonucu hepimizi etkileyecek iyi mi kötü mü bilmiyoruz.” Alesta Jacob’ a ters bir şekilde baktı. Bir bakıma haklı olduğunu biliyordu. Sınavın öne çekilmesine sevinmişti. Bay Simon “ Evet Jacob bir yönden haklısın ama daha fazla bekleyemeyiz. Alesta’nın ruhu iyi ve saf bu gücün kötülük eline geçmesini istemeyiz. En azından sınav sonucuna göre bir yol çizilir. Kehanet gerçekse değişen düzen nasıl olacak yaşayıp göreceğiz.” Jacob memnun olmasa da kabul etmek zorundaydı. Alesta merakla “ Peki ya sınav ne zaman?” Bay Simon herkese teker teker baktı ve “ Yarın.” Dedi. Alesta kalp atışını dışarıdan hissediyordu. Aklına babası geldi. “ Sınav öncesi ailemle görüşmem mümkün mü?” Bay Simon başını hafifçe sallayarak “ Aslında senin için iyi olur. Kafanda soru işareti kalsın istemeyiz. Odaklanman için bunlardan kurtulmalısın.” Alesta gülümsemeye başladı. Aklına o an Bloom geldi. “ Peki arkadaşım Bloom? Ona ne oldu nerede?” Jacob Alesta söyleyince hatırlamıştı. Olamaz der gibi elini alnına koydu. Kimse onun hakkında bir şey biliyor gibi durmuyordu. Okul müdürü “ Bloom? Ne oldu ona?” Alesta ve Jacob aynı anda anlatmaya başladılar. Biri susup diğeri devam ediyordu. Duyduklarını anlattıklarında Bay Simon tedirgin görünmeye başladı. O çığlıklar canının yandığına işaretti ama onun hakkında bilgileri yoktu. Okul müdürü hoparlörden ismimi anons etti ve odasına gelmesini söyledi. Bir süre bekledikten sonra gelen giden olmayınca sistem üzerinden numarasına baktı ve telefonla aradı. Yine cevap yoktu. Bu sefer sistemden oda arkadaşının ismine baktı ve onu anons etti. Çok geçmeden sarışın bir kız geldi. Okul müdürü ona Bloom’u sorarken o ise Alesta’ya bakıyordu. Okul müdürünün sorusunu tekrarlamasıyla Alesta’ya bakmayı bıraktı. Bloom’u en son derse giderken gördüğünü sonrasında odaya gelmediğini söyledi. Okul müdürü teşekkür ederek onu yolladı. Hepsi Bloom’u merak etmeye başlamıştı. Alesta ise kendisi yüzünden birine zarar gelmiş olma ihtimali ile üzülüyordu. Okul müdürü ve Bay Simon bu duruma bakacaklarını söyleyerek odalarına gidebileceklerini ve Alesta’ya haber beklemesini birazdan ailesine bitirileceğini söylediler. Odadan çıktıklarında Alesta’nın bu düşünceden kurtulamayacağını bilen Jacob Alesta’nın kulağına eğildi ve “ Sen ailenle görüş ben Bloom’u bulacağım.” Alesta tamam anlamında başını salladı. Alesta odasına giderken Jacob’un aklında ne olduğunu merak etti. Odasına vardığında bir süre sadece yatakta oturdu. Kendini hem korkmuş hem mutlu hissediyordu. Yarın başına neler geleceğini kehanet doğruysa neyi nasıl değiştireceğini bilmiyordu. Bir müddet sonra canı sıkıldı ve camdan bakmaya başladı. Gökyüzüne bakarken beyaz ve iri kar taneleri düşmeye başladı. Alesta bir anda içinde bir umut hissetti. O sırada kapısı çalındı ve Jacob geldi. “ Ailene gitmen için kapıda arabada seni bekliyorlar.” Alesta tamam anlamında başını salladı ve montunu askıdan aldı. Jacob’ un yüzü asıktı. Kötü bir şey olduğu belliydi. Gözlerine baktı. Jacob elini saçında gezdirerek “ Emin değilim ama Bloom’u kaçırmış olabilirler. Belki de yine sana ulaşmak için yaptılar. Ya da güçlerini aldılar. Çünkü ona ulaşamıyorum. Ama çalışmalarım devam ediyor. Sen gelene kadar çözmüş olacağım. Günün ilk ışıklarıyla sınava gireceksin. Dikkat et Alesta. Seni burada bekliyor olacağım.” Diyerek Alesta’ya sarıldı. Alesta şaşkınlık ile sarılmasına karşılık verdi. Konuşmadan arabaya gittiler. Jacob arabaya binen Alesta’ ya el salladı ve yurda geri girdi.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.86k Okunma |
385 Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |