71. Bölüm

Final Sezonu - 9.Bölüm: Yüzleşme

Emre Murat Atasoy
yazarruhluadam

Larson Evi – Sabahın ilk saatleri.

Sisli bir sabah.
Güneş, gri bulutların arasından kendini göstermeye çalışıyor ama nafile. Ev, geceden kalma bir ağırlıkla dolu. Melissa'nın ölümünden sonra duvarlar bile yas tutar gibi. Ellie, mutfakta iki fincan kahve hazırlıyor. Patrick salonda, sessizce bir sigara yakıyor. Amelia pencerenin önünde, elinde çocukluklarından kalma bir fotoğraf... Üçü de suskun.

Kapı çalıyor.

Bir…
İki…
Üç kez.
Acele etmeyen, ama ısrarlı bir tonda.

Patrick başını kaldırıyor.
Ellie'nin elindeki kahve fincanı titriyor.
Amelia gözlerini kapatıyor.

Ellie:

“Açmayalım.”

Patrick (ayağa kalkarken):

“O biliyor. Biz burada olduğumuzu biliyor.”

Kapıya yürürken adımları yavaş ama kararlı. Kapı kolunu tutarken iç geçiriyor. Ardından… kapı açılıyor.

Nancy James.

Saçları dağınık ama bakışları keskin. Üzerinde yılların izini taşıyan bir pardösü var. Omuzları düşmüş, ama duruşunda hâlâ bir tehdit saklı.

Nancy (sessizce):

“Merhaba çocuklar.”

Patrick:

“Annemizi öldüren kadın, bize çocuklar deme.”

Nancy, başını eğmeden Patrick'e bakar.
Gözlerinde geçmişin gölgesi vardır, ama pişmanlık yoktur.

“Annenizle ilgili olanlar... sandığınız kadar basit değildi.”

Ellie, salonun köşesinden sert bir sesle:

“Ne? Akıl sağlığımızı mahveden her şey ‘basit değil’ öyle mi? Amelia'nın kabuslarında yıllardır sen varsın.”

Nancy:

“Sizin bildiğiniz hikaye eksik. O evde olanlar, gerçeklerin yarısı bile değil.”

Amelia (ayağa kalkar, sesi çatlar):

“Gerçek şu ki, annem öldü. Babam öldü. Bizse burada, seninle bu yüzleşmeyi yapmak zorundayız. Bu yeterince gerçek değil mi?”

Nancy hafifçe ileriye adım atar.
Çantasında bir dosya taşımaktadır. Sanki yıllardır sakladığı bir sırrı paylaşmak üzeredir.

“Victor’un ölümünün intihar olduğuna hâlâ inanıyor musunuz?”

Sessizlik.
Ellie’nin kahve fincanı elinden kayar ve halıya düşer.


Patrick ileri atılır: “Ne demek istiyorsun?”

Nancy:

“O gece onunla konuşan son kişi bendim. Ama… ben orada yalnız değildim.”

Ellie:

“Kim vardı?!”

Nancy dosyayı yavaşça çıkarır, Patrick’in önüne bırakır.

“O evde, bir yabancı daha vardı. Bir isim… tanıdık gelecek size. Travis Quinn.”

Üç kardeşin yüzleri buz keser.

 

Salon – Sessizlik içinde.
Patrick ve Amelia, Nancy’nin bıraktığı dosyaya göz atarken Ellie, yavaş adımlarla ona doğru yürür. Gözleri dolu ama dimdik bakar. Kalbinde yılların küskünlüğüyle, içinde annesinin kanı kurumamış gibi hisseder.

 

Ellie:

 

“Bana bak.”
(Nancy başını kaldırmaz.)
“Yüzüme bakmanı istiyorum. Annemin gözlerinin içine nasıl baktıysan, şimdi benimkine de bak.”

 

Nancy yavaşça başını kaldırır. Bakışları yorgun, ama dimdik.
Ellie bir adım daha yaklaşır.

 

Ellie:

 

“Neden? Sadece... neden? Neden bizim hayatımızı söndürdün? Patrick’ten, Amelia’dan, benden ne çaldığını biliyor musun sen?”

 

Nancy (sessizce):

 

“Ben anneni öldürmedim, Ellie.”

 

Ellie’nin gözleri kısılır. İçindeki yangın büyür.

 

“Ateş eden sendin. Mahkeme kayıtları, görgü tanıkları, her şey bunu söyledi. Senin silahından çıkan mermiyle annem… Maureen Larson… o gece orada öldü.”

 

Nancy, Ellie’ye doğru bir adım atar.

 

“O silah benim elimdeydi, doğru. Ama ben o tetiği çekerken... kendimi savunuyordum. O gece, Julia da oradaydı.”

 

Ellie’nin elleri titremeye başlar.

 

“Julia mı? Amelia’nın annesi mi?”

 

Nancy başını sallar.

 

“Annen ve Julia… senin bildiğin gibi insanlar değildi. Onlar... karanlık bir sır paylaşıyorlardı. Ve ben... o sırrın bir parçası oldum.”

 

Ellie (acı acı gülerek):

 

“Bir katili anlamaya mı çalışıyorsun şimdi? Yoksa suç ortaklarını satmaya mı geldin?”

 

Nancy'nin sesi titrer.

 

“Ben sizi yıllarca izledim. Bir mahkumun demir parmaklıklar ardında nasıl çürüdüğünü düşünmeyin sadece. Benim en büyük cezam dışarıda, sizin yaşadığınız her acıya uzaktan tanıklık etmekti. Michel doğduğunda öğrendim. Maya’yla boşanmanı duydum. Jill’le... bağını hissettim. Bunlar tesadüf değil, Ellie. Çünkü sizin hikâyeniz benimkinden hiç kopmadı.”

 

Ellie gözyaşlarını siler ama sesi kararlıdır.

 

“Sen bizim hayatımızın ortasına bir kurşun gibi düştün. Ne anlattığın önemli değil, geçmişini bizim üstümüze atamazsın. Annem bu şehirde ayakta kalan nadir insanlardandı. Sen... onun ışığını söndürdün. Bize bırakabileceği her şeyi yok ettin.”

 

Nancy sessizce geri çekilir.

 

“Sana sadece bir cevap borçluyum: Gerçek. Ama onu kaldırabilecek misin, bilmiyorum.”

 

Ellie:

 

“Senin gerçeğin benim yasıma merhem olmaz. Ama... onu duymaya hazırım. Çünkü bu kez seni susturamayacaksın.”

 

Salon – Ellie ile Nancy'nin konuşmasından hemen sonra.
Amelia sessizce dinlemiştir her şeyi, duvara yaslanmış, çenesini sıkmıştır. Gözlerinde öfke vardır, ama içindeki nefret çok daha eskiye dayanır.

 

Amelia (yüksek sesle):

 

“Kes sesini artık!”

 

Nancy dönüp Amelia’ya bakar. Gerginlik tırmanır.

 

Nancy:

 

“Bana bağırma, seni ilgilendirmeyen şeyler konuşuluyor.”

 

Amelia bir adım yaklaşır, gözleri Nancy'nin gözlerinde adeta yanar.

 

Amelia:

 

“Benim annem senden nefret ederdi. Sen onun hayatını çaldın. Sonra da bizimkini. Şimdi buraya gelip sözde ‘gerçeğini’ anlatıp her şeyi affettireceğini mi sandın?”

 

Nancy soğukkanlılığını korumaya çalışır ama sesi çatlar.

 

“Annenin kim olduğunu sanıyorsun sen? Julia melek falan değildi. Beni asıl o mahvetti.”

 

Amelia (çığlık atarcasına):

 

“O bir anneydi! Senin gibi insanların bile anlayamayacağı kadar güçlüydü. Ama sen... sen sadece bir yıkımsın. Tüm hayatları bozan, pisliğin teki!”

 

Nancy:

 

“Sözlerine dikkat et küçük hanım.”

 

Amelia bir adım daha atar.

 

“O zaman dikkatli dinle! Senin gibi kadınlara bu hayatta tek bir kelime düşer… bir zamanlar annemin kullandığı kelime. Biliyorum, senden bahsederken ne derdi: ‘O kadın tam bir yıkıcı. Ruhsuz, aşağılık bir…’

 

Ellie:

 

“Amelia! Yeter!”

 

Amelia Ellie’nin sesine aldırmadan devam eder.

 

“Hayatını başkalarının hayatlarını yok ederek kuran birine başka ne denir ki? İster ‘orospu’ de ister başka bir şey... ama sen işte o’sun. Tam anlamıyla!”

 

Nancy’nin elleri titrer, gözlerinde yaş birikir ama gururundan bir damla düşmez.

 

Nancy (sessizce):

 

“Bir gün büyüyüp her şeyin gerçeğini öğreneceksin, Amelia. O zaman... söylediklerinin yankısını içinde duyacaksın.”

 

Amelia:

 

“Yankısını değil, tiksintisini duyacağım. Her kelimesi içime işledi bile.”

 

Sessizlik çöker. Ellie Patrick'e göz ucu ile bakar. Patrick donmuş gibidir. Bir tek Amelia nefes nefese, gözleri dolu, öfkesi dinmemiş şekilde orada durmaktadır.

 

 

O anda ön kapı yeniden açılır. İçeri giren kişi Jill'dir. Üzerinde hâlâ koyu renk ceket, yüzünde ciddiyet. İçeri adım attığında gözleri hemen Nancy’ye takılır. Bir anlığına durur. Gözlerinde nefretin keskin parıltısı vardır.

 

Jill (soğuk bir tonda):

 

“Aaa... bak sen. Hâlâ yaşıyor olman büyük sürpriz.”

 

Nancy başını hafifçe çevirip alaycı bir tebessümle Jill’e bakar.

 

Nancy:

 

“Demek sen de buradasın. Ellie’yle artık bir olup eski hesapları mı kurcalıyorsunuz?”

 

Jill kahkaha atar gibi güler ama sesi buz gibidir.

Jill:

 

“Hayır Nancy, ben sadece seni görünce mide bulantısının gerçek bir insan kılığında olabileceğini fark ettim. Sen... kelimelerin yetersiz kaldığı türden bir bozukluksun.”

 

Nancy kaşlarını çatar. Ellie araya girmeye çalışır ama Jill durmaz.

 

Jill (yaklaşarak):

 

“Ne zaman karşına çıksam birilerinin hayatı yıkılmış oluyor. Bir annenin, bir çocuğun, bir ailenin. Senin girdiğin her yer çürür. Gerçekten, seni canlı tutan şey nedir? Nefret mi, yoksa başkalarının acısından beslendiğin o çarpık zevk mi?”

 

Nancy (dişlerini sıkarak):

 

“Kendine fazla güveniyorsun küçük hanım.”

 

Jill gözlerini kısar.

 

“Senin gibiler bana lise günlerimi hatırlatıyor. Güya zarif, sözde kırılgan, ama içeriden çürük ve kötü kokan. Ve ne oldu biliyor musun? O günlerde de sonunda hep kaybettiniz. Bugün de farklı olmayacak.”

 

Nancy susar. Jill bakışlarını Ellie’ye çevirir. Gözlerinde öfke değil artık bir sahiplenme vardır. Ellie ise Jill’in yanına gider, ona dokunur, elini tutar. Jill biraz yumuşar ama Nancy’ye hâlâ sırtı dönüktür.

 

Nancy (alçak sesle):

 

“Yalnızca gerçekler acıtır. Ve siz, acı çekmeyi çok sevdiniz belli ki.”

 

Jill (gülümseyerek ama dişlerinin arasından):

 

“Hayır, Nancy. Biz iyileşmeyi seçtik. Acının kaynağını... şu anda karşımızda durduğunu bilerek.”

 

İçerideki gerginlik kesilmemişken Patrick merdivenlerden iner. Nancy'yi karşısında görünce bir an duraksar. Gözleri kısılır. Konuşmak için boğazını temizler.

 

Patrick:

 

“Burada ne işin var, Nancy?”

 

Nancy döner, yüzünde yıllardır taşıdığı o tanıdık, küçümseyici ifade.

 

Nancy:

 

“Senin gibi zayıf bir adamın bana bu soruyu sorması... komik. Ama neyse, belki sonunda biraz yüzleşme zamanı gelmiştir.”

 

Patrick’in gözleri parlıyor, sabrının sınırındadır.

 

Patrick:

 

“Yüzleşme mi? Ben annemi toprağa koyarken sen hâlâ oyun oynuyordun. Ne diyeceksen açıkça söyle. Bu evi terk etmeden önce.”

 

Nancy birkaç adım ileri çıkar, sesi neredeyse fısıltı gibi ama kelimeler bıçak gibidir.

 

Nancy:

 

“Maureen zayıftı. Tıpkı senin gibi. Hepiniz duygusal, yaralı, savunmasız. Ama o gün... ben onun gözlerindeki korkuyu unutamam. Beni gördüğünde, her şeyin bittiğini anlamıştı.”

 

Patrick’in yüzü kasılır, yumruğunu sıkar.

 

“Sen... onun canını aldın. Ve şimdi bir de utanmadan konuşuyorsun?”

 

Nancy alayla güler.

 

“Annen, kendi sonunu kendi hazırladı. Ben sadece... hızlandırdım.”

 

Tam Patrick ileri atılacak gibi olurken, araya Ellie girer. Ellie Nancy'nin önüne geçip Patrick’i geri iter.

 

Ellie (sert bir tonla):

 

“Dur. Bu onun istediği şey. Kontrolünü kaybetmeni istiyor. Bu kadın nefretle besleniyor. Annemin ruhunu kirletmene izin verme.”

 

Nancy (Ellie’ye bakarak):

 

“Senin annen... gerçeği göremeyecek kadar kördü. Onun en büyük hatası sizi bu şekilde büyütmekti.”

 

Jill:

 

“Sen hâlâ buradasın? Gerçekten, kendine bu kadar değer biçiyor musun? Senin yaptıklarını gömmek için kaç tabut yeter, Nancy? Kaç hayat daha söndürmelisin doymak için?”

 

Nancy hafifçe başını eğer, dudaklarında acı bir gülümseme.

 

Nancy:

 

“Siz gerçekten birbirinize yakışıyorsunuz. Kırıklarınızla, hayaletlerinizle. Ama unutmayın… her hikâyenin sonunda geçmiş kazanır.”

 

Ellie ve Patrick aynı anda nefes alır, Jill Nancy’ye bir adım daha yaklaşır.

 

Jill (fısıltıyla):

 

“O zaman geçmişi gömmek için seni de onunla birlikte toprağa veririz.”

 

Nancy duraksar. Ardından gülümseyerek döner, kapıya doğru yürür.

 

“Bu daha başlangıç.”

 

"Kapı kapandığında odada yoğun bir sessizlik olur. Ellie nefesini bırakır, Jill’in elini tutar. Patrick sessizce geri çekilir. Herkesin aklında aynı korkunç düşünce vardır: Nancy geri döndü. Ve bu sefer, daha karanlık.”

 

Nancy’nin sözleri Patrick’i içten içe kemirirken Ellie bir adım öne çıkmış, abisini tutmuştu. Salonda hava neredeyse kesikti. Jill, o köşede, duvar kenarındaki eski koltukta oturuyordu. Ayaklarını yere basmış, elleriyle dizlerini sıktı. Gözleri Nancy’de. Konuşmamak için kendini zor tuttuğu her hâlinden belliydi.

 

Nancy (Patrick’e, küçümseyici bir ifadeyle):

 

“Hâlâ güçlü görünmeye çalışıyorsun. Ama sen de biliyorsun, Victor yalnızca kendine kıydı çünkü sizin gibi çocuklarla baş edemedi.”

 

Patrick (dişlerinin arasından):

 

“Onu biz öldürmedik. Ama sen... sen annemi öldürdün. Hem de gözümüzün önünde. O gün oradaydım, Nancy. Unutmadım.”

 

Nancy yavaşça bir adım daha attı. Jill artık kendini tutamıyordu. Sessizce ayağa kalktı. Ellie onu fark etti, ama müdahale etmek için geç kaldı.

 

Jill (Nancy’ye, sert bir tonda):

 

“Sen hâlâ konuşuyorsun ha? Şu suratına her baktığımda, orada gördüğüm tek şey, bir katilin iğrenç yansıması.”

 

Nancy (gülümseyerek):

 

“Jill Roberts. 2011’in yaramaz kızı. Katil olmaktan vazgeçip sevgili terapist mi oldun şimdi? Ne değişti? Biraz sevgi, biraz drama... Ne oldu da eski Jill yok oldu?”

 

Jill bir adım attı, gözleri doldu ama ifadesi buz gibiydi.

Jill:

 

“Senin gibi insanlar yüzünden. Sırf biz yanıldık, tökezledik diye asıl canavarlığın üzeri örtülmüyor Nancy. Sen o mezarda yatmalıydın, Maureen değil.”

 

Nancy’nin gözleri bir an için sertleşti. Ama yine de gülümsedi.

 

Nancy:

 

“Ah. Ailece ne kadar da dramatik olmuşsunuz. Gerçekten çok... Amerikan.”

 

Ellie artık patlama noktasındaydı. Nancy’ye doğru yürüyüp yüzüne dik dik baktı.

 

Ellie:

 

“Bu evde senin için yer yok. Annemin hayaleti hâlâ bu duvarların arasında. Ve sen onun adı geçerken bile ağzını açarsan, mezarına bir adım daha yaklaşmış olursun.”

 

Nancy gözlerini kıstı ama Ellie’nin bakışlarındaki öfkeyle karşılaşınca geri adım attı. Yavaşça salondan çıkarken kapının önünde durdu.

 

Nancy:

 

“Bitmedi.”

 

Kapı kapandığında içerideki herkes sessizdi. Jill koltuğun arkasına yaslandı, Ellie ona yanaştı. Patrick, salonun ortasında duruyordu, yumrukları sıkılı. Sonunda konuştu.

 

Patrick:

 

“Bunun bir sonu olacak. Nancy bu sefer geri dönemeyecek.”

 

Salonun atmosferi Nancy’nin sözleriyle iyice kesifleşmişti. Patrick’in çenesi kasılmış, Ellie’nin gözleri kıpkırmızı olmuştu. Jill hâlâ sessizliğini koruyordu, ama parmakları titriyordu.

 

Nancy, kapıdan çıkacak gibi yapıp birden döndü. Gözleri kararmıştı. Çantasından ağır, siyah bir tabanca çıkardı. Tetiğe doğru ilerleyen parmağı buz gibi bir niyet taşıyordu.

 

Nancy (Patrick’e bakarak):

 

“Sen mi engel olacaksın? Bu gösterinin son perdesi henüz yazılmadı... Ve ben son sözü söylemeden hiçbiriniz bu evden sağ çıkmayacaksınız.”

 

Tam o anda, içeriden bir ses duyuldu. Genç bir kızın sesi.

 

Kapı ardına kadar açıldı. İçeri giren, 24 yaşındaki Michel Larson’du. Ellie’nin kızı. Elinde tuttuğu küçük, krom kaplı silahı hiç titremeyen bir kararlılıkla Julia’nın şakağına dayamıştı. Odadaki herkes bir anda dondu. Jill nefesini tuttu. Patrick’in ağzı aralandı ama sesi çıkmadı.

 

Michel (Nancy’ye, soğuk ama net bir tonda):

 

“O silahı indireceksin. Hepimiz buradan barış içinde çıkacağız. Bugün bir cenaze daha kaldırılmayacak, Nancy James.”

 

Nancy, Michel’e baktı. Bir an için gözleri küçüldü. Göz göze geldiler. Genç kızda gördüğü kararlılık, Nancy’yi tereddüde düşürdü. Eli hafifçe titredi. Silahı yavaşça indirdi...

 

Ama işte o an, Jill ayağa fırladı. Gözlerinden yaşlar süzülüyor, sesi çatallıydı. Koşarak Nancy’nin üzerine atıldı.

Jill:

 

“Senden nefret ediyorum, Nancy James! Annemi öldürdün! Ellie'nin annesini! Amelia’yı mahvettin! Her şeyi mahvettin!”

 

Jill, Nancy’nin gövdesine yüklenmişti. İkisi yere düştüler. Silah savrulup halının üzerine düştü. Patrick hemen atılıp silahı aldı. Ellie, Jill’i Nancy’nin üzerinden çekti. Jill hâlâ titriyordu, dişleri kenetliydi. Michel, elindeki silahı yavaşça indirip Julia’nın yanından uzaklaştı.

 

Patrick (boğuk bir sesle):

 

“Yeter artık... Bu evde kan dökülmeyecek.”

 

Nancy yerde, yüzü kan içinde gülümsedi. Gözleri Jill’e dikildi.

 

Nancy:

 

“Senin içindeki canavar, benden farksız değil, Jill... Farklı olduğunuzu düşünüyorsunuz. Ama hepiniz bir gün benim gibi olacaksınız...”

 

Ellie, Jill’in omzuna sarıldı. Michel annesine doğru koştu, Ellie onu güçlüce sardı. Jill, Patrick’e baktı. Sonunda, herkesin içinde suskunlaşan bir ağırlık çöktü. Nancy yavaşça ayağa kaldırıldı ve Patrick onu kontrol altına aldı.

 

Ve dışarıda, bahçede, kuru rüzgâr ağaçların dallarını hışırdatırken, bir sezon daha karanlığa adım atıyordu.

 

 

Michel (elinde silah, sesi tiz ama kararlı):

 

“O silahı indireceksin, Nancy. Buradan barış içinde çıkacağız. Bugün bir cenaze daha olmayacak!”

 

Nancy, Michel’e küçümser bir bakış attı. Bir adım ileri gitti. İşte o anda, Michel’in parmağı tetiğe bastı.

 

BANG!
BANG!
BANG!

 

Üç kez art arda patlayan silah sesi, evi yankılandırdı. Kurşunlar bilinçli şekilde tavana ve duvara saplandı. Toz ve alçı döküldü. Herkes olduğu yerde dondu. Jill çığlık attı. Julia yere kapaklandı. Ellie'nin gözleri dehşetle büyüdü.

 

Michel silahı hâlâ sıkıca tutuyordu, ama elleri artık titriyordu. Gözleri dolmuştu.

 

Michel (Nancy’ye bağırarak):

 

“Sana ikinci bir şans verdim. Sakın bir adım daha atma!”

 

Nancy (şaşkın ama ürkmüş bir şekilde):

 

“Küçük... canavar...”

 

Jill, titreyerek Nancy’ye yaklaştı. Göz göze geldiler. Sonra Jill’in sesi kısık ama buz gibiydi:

Jill:

 

“Senden nefret ediyorum, Nancy James.”

 

Ve Jill, hızla Nancy’ye saldırdı. İkisi yere yuvarlandı. Bu sefer Jill’in öfkesi, bastırılmamıştı. Patrick hemen fırlayıp silahı kaptı. Ellie, Michel’i kucakladı, alnından öptü.

 

Patrick:

 

“YETER! Michel... sen... ne yaptın...”

 

Michel (ağlayarak):

 

“Bizi öldürecekti amca... Her şey bitecekti...!”

 

Silah yere bırakılmıştı. Jill gözyaşları içinde kalktı. Nancy yere serilmiş, öksürüyordu.

 

Tam herkesin nefesi kesilmiş, sessizlik tıpkı ölüm gibi havaya sinmişti ki…
CRAAASH!

 

Evin yan tarafındaki büyük pencerelerden biri aniden patladı. Cam kırıkları salona fırladı. Herkes başını çevirirken, kırıkların arasından bir gölge içeri atladı.
Gale Weathers.

 

Üzerinde siyah deri ceketi, elinde küçük bir çekiç ve diğer elinde bir cep telefonu vardı. Üstü başı toz içindeydi ama bakışları hâlâ keskin, gözleri hâlâ haberin peşindeydi.

 

Gale (bağırarak):

 

“Tanrım! Ne oluyor burada?! Silah sesleri... bağırışlar... Ve kimse beni çağırmadı mı?!”

 

Ellie (şaşkınlıkla):

 

“Gale?! Camdan mı girdin?!”

 

Gale (omzunu silkerek, hızla içeri girip kırık camları tekmeleyerek geçerken):

 

“Kapıyı üç kere çaldım, açan olmadı. Üstelik bir katil, bir kurban ve bir reality show sahnesi havası alınca içeri girmem gerektiğini düşündüm.”

 

Jill, hâlâ öfkeli ama yorgun bir sesle söylenir:

Jill:

 

“Bu evde delilik yarışması varsa başvuru sırası kimde, Gale?”

 

Gale, göz ucuyla yerde yatan Nancy’yi gördü ve tek kaşını kaldırarak sertçe sordu:

Gale:

 

“Nancy James. Ah evet... Şimdi her şey anlam kazanıyor. Yine mi sen?”

 

Nancy hırıltıyla doğrulmaya çalışırken Gale, Jill’e döndü:

Gale:

 

“Bir dahaki sefere haber verirseniz, özel kameramla gelirim. Bu manzarayı ulusal haber yaparım.”

 

Michel (sessizce):

 

“Ona engel oldum... Gerçekten bir şey yapmadan...”

 

Gale eğilip Michel’e baktı, yumuşak ama net bir sesle:

Gale:

 

“Bazen, kahramanlar da titrer. Ama sen, küçük kızım... cesaretinle dünyayı durdurdun.”

 

O an, evde bir süre daha sessizlik oldu. Patrick duvara yaslandı, Jill gözlerini sildi. Ellie, Gale’in geldiğine minnettar gibi baktı.

 

Gale, dramatik girişinin ardından hâlâ etrafa bakınarak nefes nefese konuşuyordu:

Gale:

 

“Yani biri bana bu evde neler döndüğünü anlatacak mı? Çünkü dışarıdan gelen silah sesleri, çığlıklar ve dramatik monologlar... Tüm sezonları kaçırmışım gibi hissediyorum.”

 

Michel, hâlâ elinde tuttuğu silahı titreyerek yere bırakırken Gale’e baktı, alnında ter, yüzünde çocukluğun kırılgan öfkesi:

 

Michel:

 

“Gerizekâlı... Komik mi bu?!”

 

Gale bir an dondu. Jill dudaklarını ısırarak gülümsedi. Ellie ise kızına hızla yaklaşıp onu sarılmaya zorladı.

 

Ellie (kızına fısıldayarak):

 

“Hey... O sadece yardım etmeye çalıştı... Ama anlıyorum, tamam mı? Sakin ol...”

 

Gale derin bir nefes alıp iki elini kaldırdı:

Gale:

 

“Tamam, tamam. Gerginliğe puan vermiyorum ama bu küçük şeytan cidden beni alt etti.”

 

Michel (mırıldanarak):

 

“Kırarak girenler genelde kötü adam olur...”

 

Gale (gözlerini devirerek):

 

“Tatlım, ben her zaman ortalığı dağıtarak girerim. Hayatım boyunca da böyle çıktım.”

 

Nancy, Michel’in silahını yere düşürdüğünü gördükten sonra, kızın ne kadar genç olduğunu unutarak sinirlenmeye başladı. Bir anlık öfke patlamasıyla hızlıca Michel’in yüzüne sert bir yumruk indirdi. Michel, şaşkın bir şekilde yere düşerken, odadaki hava bir anda ağırlaştı.

 

Michel (gözlerinden yaşlar süzülerken, hızla kalkarak):

 

“Bunu hak etmiyorum!”

 

Nancy (gözleri parlayarak, sinirle):

 

“Bunu sana öğretmeliyim, tatlım. Gerçek dünyada herkes senin gibi çocuklara acımaz!”

 

O sırada, Julia odanın arkasındaki yatakta uyanmaya başladı. Gözleri bulanık, ancak hemen ortamı fark etti. Amelia’ya dönerek, korku dolu bir şekilde seslendi:

 

Julia (panik içinde):

 

“Amelia! Hadi! Kaçalım buradan!”

 

Amelia, hızla Julia’ya doğru yöneldi ancak bir adım atmasıyla birlikte, Nancy’nin bıçak parıltısını fark etti. Nancy, kararlı bir şekilde Julia’ya doğru ilerlerken, soğukkanlılıkla bıçağını çekti ve doğruca Julia’nın şakağına dayadı.

 

Nancy (soğukkanlı):

 

“Senin de günlerin sayılı, Julia. Şimdi... Sözlerimden anlamıyorsan, belki bu seni daha iyi dinlemeye zorlar.”

 

Amelia, gözleri korkudan büyüyerek yerinden fırladı ve Nancy’ye doğru atılmaya çalıştı, ancak Nancy bıçağını bir kez daha hafifçe bastırarak Julia’yı tehdit etti.

 

Michel’in gözleri, Nancy’nin sert tutumunu gördükçe daha da dolmuş, öfkesi kabarmıştı. O an, içinde biriken öfke, çaresizlik ve korku, bir araya geldi ve korkutucu bir şekilde, her şeyin sonu gibi hissettiren bir çığlıkla dışa vurdu.

 

Michel, bir anda derin bir nefes aldı, bedeninde biriken tüm öfkeyi ve hıncı tüm gücüyle dışarıya fırlattı. Tiz bir çığlık, odadaki her bir duvarı titreterek yayıldı. Ardından, hızla yere düşen silahı aldı ve Nancy’ye doğru hamle yaptı.

 

Michel (öfkeli ve titreyen bir sesle):

 

"Bunu yapmana izin vermeyeceğim!"

 

Michel, çığlığını takip ederek Nancy’ye doğru atıldı. Nancy, bir anda saldırıyı beklemiyordu. Genç kızı itmek için hızla elini kaldırırken, Ellie hemen ileri fırlayarak müdahale etmeye çalıştı.

 

Ellie (panik içinde):

 

“Michel! Dur!”

 

Ancak, Michel’in sinirleri o kadar gerilmişti ki, Ellie’nin müdahalesi etkisiz kaldı. Ellie, Michel’i yakalamaya çalıştığında, Michel daha da şiddetli bir şekilde Nancy’ye saldırmaya devam etti. Nancy, istemediği şekilde yere düştü, ama hızla ayağa kalkarak Michel’i itmeye çalıştı.

 

Nancy (hışımla):

 

“Buna cesaretin yok, küçük kız!”

 

Michel, Nancy’ye birkaç sert darbe daha indirdikten sonra, yavaşça nefes alıp vermeye başladı, ancak bir yanda duygusal olarak yıkılmıştı. Ellie’nin çaresiz bakışları altında, Michel’in gözleri yaşlarla doluydu, fakat o an sadece şiddetle karşılık vermek istemişti.

 

Ellie, hıçkırarak, Michel’i tutmaya çalıştı, ama genç kızın gücü karşısında yetersiz kaldı. Ellie’nin kalbi sıkışırken, bir yanda Nancy’nin kendini savunmak için gösterdiği sert tavır, bir yanda da kızının içindeki acının büyüklüğü arasında sıkışıp kaldı.

 

Ellie (çaresiz bir şekilde bağırarak):

 

“Michel! Lütfen dur! Bunu yapma!”

 

Ancak Michel, orada son bulmuş gibi gözlerinde bir parıltı olmadan Nancy’ye vurmayı sürdürdü. Ellie, çaresizce kızı ile yüzleşti, ama Nancy’nin sert karşılıkları her seferinde daha da korkutucu hale geliyordu.

Bölüm : 06.05.2025 22:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Emre Murat Atasoy / Suskun Şehir / Final Sezonu - 9.Bölüm: Yüzleşme
Emre Murat Atasoy
Suskun Şehir

715 Okunma

206 Oy

0 Takip
90
Bölümlü Kitap
1.Sezon 1.Bölüm: Önüm Arkam Sağım Solum, Uçurum...1.Sezon 2.Bölüm: Sıfır Noktası...1.Sezon 3.Bölüm : Her Yanım Kabus...1.Sezon 4.Bölüm: Zifiri Karanlıkta Savaş...1.Sezon 5.Bölüm: Sonun Başlangıcı...1.Sezon 6.Bölüm: Kıyamet'in İlk Perdesi1.Sezon 7.Bölüm: Kıyamet'in Son Perdesi (Sezon Fi̇nali̇)2.Sezon 1.Bölüm: Işığı Görmek Için Karanlığa Meydan Okumak Gerek.2.Sezon 2.Bölüm: What's Your Favorite Scary Movie?2.Sezon 3.Bölüm: Nancy Neredeyse Elinizin Altında! Öyle Değil Mi?2.Sezon 4.Bölüm: Geçmişin Ardındaki Sırlar2.Sezon 5. Bölüm: Geçmişin Gölgesi2.Sezon 6.Bölüm: Gizemli Kehanetin Ardındaki Gerçek: Ellie'nin Yeni Görevi2.Sezon 7.Bölüm: Gizemin İzinde: Aydan Doğan'ın Tapınağı....2.Sezon 8.Bölüm: Çatışmanın Gölgesi...2.Sezon 9.Bölüm: New York'un Büyüsü2.Sezon 10.Bölüm Karar Anı: Aydan'ın Gücü Ve Kasabanın Direnişi2.Sezon 11.Bölüm: Gizemli Ziyaret: New York'un Ardındaki Sırlar...2.Sezon 12.Bölüm: New York'un Ardındaki Sırlar...2.Sezon 13.Bölüm: Gizemin Sonu...2.Sezon 14.Bölüm: Kuzey Kulesi Buluşması2.Sezon 15.Bölüm: Kuzey Kulesi Buluşması II (Sezon Fi̇nali̇)3.Sezon 1.Bölüm: Zor Zamanlarda Aşkın Işığında3.Sezon 2.Bölüm: Aldatılan Kadının Öfkesi Cehennem Ateşinden Beterdir...3.Sezon 3.Bölüm: Sır Perdesi3.Sezon 4.Bölüm: Karanlık Oyun3.Sezon 5.Bölüm: Tam 12'Den!3.Sezon 6.Bölüm: Gerçekten 24 Yıl Sonra Mı?3.Sezon 7.Bölüm: Uçurumun Kenarı3.Sezon 8.Bölüm: Kabusun Geri Dönüşü3.Sezon 9.Bölüm: Kabusun Geri Dönüşü II3.Sezon 10.Bölüm: Veda Zamanı (Sezon Fi̇nali̇)4. Sezon 1. Bölüm: Kanlı Başlangıç4.Sezon 2.Bölüm: Katilin İzinde4.Sezon 3.Bölüm: Gece Yarısı4. Sezon 4. Bölüm: Sessiz Gecenin Korkunç Sesi4.Sezon 5.Bölüm: Avcının Gölgesi4.Sezon 6.Bölüm: Sessizlikteki Çığlıklar4.Sezon 7.Bölüm: Kasabadaki Ruhlar4.Sezon 8.Bölüm: Gölgedeki İntikam4.Sezon 9.Bölüm: Sessiz Avcı4.Sezon 10.Bölüm: Kapanışın Başlangıcı4.Sezon 11.Bölüm: Kaçış Yok4.Sezon 12.Bölüm: Geceyle Gelen Korku4.Sezon 13.Bölüm: Karanlıkta Saklanan Psikopat4.Sezon 14.Bölüm (Sezon Finali): Geçmişin Gölgesi5.Sezon 1.Bölüm: Geçmiş Asla Sessiz Kalmayacak...5.Sezon 2.Bölüm: Gölge Geçmiş5.Sezon 3.Bölüm: Karanlıkta Kaybolanlar...5.Sezon 4.Bölüm: Gölgenin Peşinde5.Sezon 5.Bölüm: Gölgedeki Sırlar5.Sezon 6.Bölüm: Karanlıkta Kayıp5.Sezon 7.Bölüm: Gölgelerde Gizlenen5.Sezon 8.Bölüm: Pandora'nın Kutusu5.Sezon 9.Bölüm: Buz Gibi Gerçek5.Sezon 10.Bölüm: Kan kusup kızılcık şerbeti içmek....5.Sezon 11.Bölüm: Vahşetin Çağrısı5.Sezon 12.Bölüm: Aydınlık geçmişin karanlık bugünü...5.Sezon 13.Bölüm: Maskelerin Ardındaki Yüz5.Sezon 14.Bölüm: Katilin Son Perdesi5.Sezon 15.Bölüm: Karanlığın Kalbi5.Sezon 16.Bölüm (Sezon Finali): Son OyunFinal Sezonu - 1.Bölüm: Küller ArasındaFinal Sezonu - 2.Bölüm: Küller Arasında Bir GölgeFinal Sezonu - 3.Bölüm: YanılsamaFinal Sezonu - 4.Bölüm: Çatlaktan SızanlarFinal Sezonu - 5.Bölüm: Gölgenin SesiFinal Sezonu - 6.Bölüm: Sessizlikte UyuyanlarFinal Sezonu - 7.Bölüm: Çöl GülüFinal Sezonu - 8.Bölüm: Zaman İçinde Kapanan KapılarFinal Sezonu - 9.Bölüm: YüzleşmeFinal Sezonu - 10.Bölüm: Küllerinden Doğmak DerlerFinal Sezonu - 11.Bölüm: KaçışFinal Sezonu - 12.Bölüm: Kırık ZamanlarFinal Sezonu - 13.Bölüm: Gözlerden UzakFinal Sezonu - 14.Bölüm: Aşkın KanunuFinal Sezonu - 15.Bölüm: Suskun Şehir 2 Prototype 1Final Sezonu - 16.Bölüm: Yükseklerde Başlayan SessizlikFinal Sezonu - 17.Bölüm: Korku'nun ZirvesindeFinal Sezonu - 18.Bölüm: Sessizliğin ArdındanFinal Sezonu - 19.Bölüm: Karanlığın İçinde UmutFinal Sezonu - 20.Bölüm: Küller ve Sessizlik (SON 8)Final Sezonu - 21.Bölüm : Toprağın Sessizliği (SON 7)Final Sezonu - 22.Bölüm: Yeniden (SON 6)Final Sezonu- 23.Bölüm: Sessizliğin Ardından (SON 5)Final Sezonu- 24.Bölüm: İlk Uyarı (SON 4)Final Sezonu- 25.Bölüm: Kırılma Anı (SON 3)Final Sezonu - 26.Bölüm: Yankı (SON 2)Final Sezonu - 27.Bölüm: Toprağın Ötesinde (SON 1)Final Sezonu - 28.Bölüm (FİNAL): Son Söz
Hikayeyi Paylaş
Loading...