32. Bölüm

31.Bölüm

Zeynep
yazarzeeyzey

Selam selam selam. Nasılsınız?

Bende orta halliyim çok şükür. ❤️

Bölüm sayısının uğursuzluğu beni esir aldı sanırım sajkdkalsjdl

Neyse uzatmadan bölüme geçiyorum.❤️

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? Onlar benim tek motivasyon kaynağım.

Bölüm Şarkısı: Gripin- Belki Çok Da Şey Yapmamak Lazım.

Keyifli Okumalar:)

♟♟♟

Deva'dan...

"Kısacası hepsi o yılanın oyunuymuş kızlar. Demir'i elde etmek için beni yolundan çekmeye çalışmış."

Hepsi birden ellerini 'vah vah' dercesine vurup çekirdeklerini yemeğe devam ettiler.

"O kızı bu yeni manikür yaptırdığım tırnaklarla yolmazsam içimde kalır Deva. Ben o şırfıntı yüzünden abime neler neler dedim. Allah aşkına bir şey yapalım."

Aslı tırnaklarını uzatıp gösterdiğinde kıkırdadım.

"Benim aslında bir planım var ama bunun için sizin yardımınıza ihtiyacım var."

Üçü aynı anda çekirdekleri bırakıp bana döndüler.

"Her zaman buradayız evel Allah."

Esma'ya döndüm.

"Suç olur mu bilmiyorum ama bana sinir uyarıcı iğne lazım. Bunu benim için bulabilir misin?"

Kaşları havalandığında parmaklarını şıklattı.

"Depoda üç kutu vardı, istediğin kadar alabilirsin."

Sinsice güldüğümde Aslı ileri atıldı.

"Kaç tane alırsa ölür?"

Gülce ve Aslı hımlayarak aynı anda konuştular.

"Beşten fazlası sinir sistemini çökertir, bir nevi ölür yani."

Aslı başını sallayıp bana döndü.

"Beş tane yapıyoruz!"

Terası kahkahalarımız sardığında Demir'in kapısı açılmış ve içeri Bora girmişti.

"Burası çekirdek kokuyor! Bana yok mu insafsızlar?!"

Gülce hemen önümüzdeki tabağı ona uzattığında Bora yanımıza gelip ona çekirdek uzatan Gülce'nin yanına oturdu.

"Sen olmasan açlıktan ölsem beni düşünen olmayacak be güzellik. Allah seni başımdan eksik etmesin."

Birbirlerine bakışları kaydığında Aslı beni dürttü.

"Abi Gülce'nin medeni hali bekar değil miydi? "

Gözlerimi devirip ona döndüm.

"Burada medeni hali bekar olmayan kimse yok Aslı'cım. Esma sözlü, kalanımızın başı bağlı."

Elini ağzına götürdü.

"Oha ne ara oldu bunlar?"

Çekirdeğin çöpünü kaseye bırakıp alayla kaşlarımı kaldırdım.

"Göya hala olmamışlar. İnandık mı?"

Hızla başını iki yana sallayıp bir film izler gibi hala birbirine bakan ikiliye döndü.

"Asla."

Mutfağımdan terasıma giren Derman ve Deniz abim ile Gülce hariç herkesin ilgisi onlara dönmüştü.

"Hoş geldiniz."

"Hoş geldiniz."

Deniz abim Esma'nın yanına geçip elini omzuna atarak kendisine çektiğinde Esma başını göğsüne yaslamış, Derman ise Aslı'nın oturduğu tek kişilik koltuğun kolluk kısmına oturup başına küçük bir buse kondurmuştu.

Üvey evlat gibi kalmıştım iyi mi?

Benim sevgilim neredeydi be?

"Dedi sevgilisini beş dakika önce arayıp işte olduğunu bilen kişi."

"Özlemiş olamaz mıyım yani? Zaten o şırfıntı yüzünden haftalardır ayrıyız. Bırak doya doya aşkımı yaşayayım."

"Deva diyorum, huhuuuu?"

Derman gözümün önünde elini sallayarak yerine oturdu.

"Efendim."

Kirli sakalını kaşırken bana döndü.

"Var mı dersin yarına? Geliyor musun bizimle?"

Başımı iki yana salladım.

"Yarın iki saat dersim var. Siz sabah erkenden herkesi alıp gidersiniz, ben akşam Demir ile beraber gelirim."

Onaylamaz mırıltılar çıkarıp başını salladı.

Olayları gelişi güzel anlattığımda Demir'e bir kin çok şükür ki beslememiş her zaman aktif olan kıskançlık moduyla online haldeydi.

Avucumdaki çekirdek bittiğinde yenisini almak için uzandığım sırada telefonum bildirim geldiğini belli eder şekilde titremişti.

Ekranı açtığımda gördüğüm isim ile tebessüm ettim.

Sevgilim yazmıştı!

Sevgilim kişisinden 3 yeni mesaj*

"Nasılsınız kendisine sevgilim demeyi özlediğim sevgilim hanım?"(23.20)

"Yola çıktım geliyorum."(23.31)

"Abinler yanında mı ?"(23.31)

Bakışlarım istemsizce abimlere döndü.

Gönderilen: Sevgilim

"Evet herkes burada."(23.33)

Gönderen: Sevgilim

"Ben gelene kadar gitmemelerini söyler misin?"(23.33)

"Onlara izin almam gereken bir şey var"(23.34)

Ne için izin isteyecekti?

Gönderilen: Sevgilim

"Tamam söylerim."(23.35)

"Ne için izin alacaksın?"(23.35)

Gönderen: Sevgilim

"Sana sürpriz olacak söylemem."(23.36)

Kıkırdadım. Bu hallerini çok özlemiştim.

Gönderilen: Sevgilim

"Peki sevgilim olan Demir bey."(23.37)

"Herkes sevgilisinin kollarında, kıskanmaya başladığımı bilerek hızlı ama dikkatli
gelin lütfen ."(23.38)

Gönderen: Sevgilim

"Beş dakikaya oradayım"(23.39)

Çevrimdışı olduğunda gülerek arkama yaslandım. Derman çatık kaşlarıyla telefonu işaret edip başını salladı.

"Hayırdır niye telefona sırıtıyorsun?"

Telefonumu hırkamın cebine koyup salıncaktan kalktım.

"Aslı ile konuştuğun her an neden sırıtıyorsan ben de o yüzden sırıtıyorum abicim."

Yanından geçip mutfağa ilerledim. Kızlar bana gelmeden önce hem yarına yolluk olsun hem de azıcık midemiz şenlensin diye Arnavut böreği açmıştım.

Tadına baksanız parmaklarınızı yerdiniz valla.

Demir de yaklaşık beş saattir komitede olduğundan kesinlikle eve aç gelecekti. Ve ta da bende onu açtığım börekle beslemiş olacaktım.

Fırının ayarını hafif derecede ayarlayıp odama doğru adımlamaya başladım.

Yarın hep beraber İzmir'e gidecektik. Çünkü cumartesi günü biricik abimin nişanı vardı ve mekan abim tarafından Esma'ya sürpriz şekilde tutulduğu için İstanbul'da yaşamamıza rağmen tekrardan oradaki evi açacaktık.

Annemlerin İstanbul'a taşınmasının üzerinden iki, bizim Demir ile barışmamızın üzerinden dört gün geçmişti.

Saçımı düzeltip İzmir de atıp sonra çöpten aldığım kolyemi tekrardan takıp yatağıma oturdum.

Valizlerim hazırdı. Yarın bir de ve üç de birer saat dersim vardı. Demir ile beraber derslerimizin ardından araba ile yola çıkıp İzmir'e gidecektik.

Bilgisayara gelen mail ile ayaklandığımda kapı çalmaya başlamıştı. Hızlıca odadan çıkıp kapıyı açtığımda duvara yaslanmış Demir beni bir anda kendine çekip dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdu.

Kısa bir süre sonra çekildiğinde alınlarımızı birbirine yaslayıp beni duvarla arasına hapsetti.

"Çok, çok özlemişim."

Tebessüm ettiğimde elini yanağıma götürüp hafifçe okşadı. Ellerimi boynuna doladığımda kıkırdayıp sarılışıma karşılık verdi.

"Bende seni çok özledim. Resmen herkes benim sevgilim var ama seninki yok gibi davranıyordu."

Abartma kısmının hesabını aktif olan periyot dönemimden sorarsanız sevinirim.

Beni kendinden bir adım uzaklaştırıp güldü.

"Desene tam zamanında almışım."

"Neyi?"

Başıyla kapısının önündeki karton poşeti işaret etti.

Seri adımlarda yanına gittiğimde resmen gözümden kalpler çıkıyordu. Poşetin içi yarısından fazla çikolatayla doluydu. Poşeti alıp mutfağa götürdüm ve poşetteki bütün çikolataları tezgaha döktüm.

Resmen aşktı bunlar.

"Yani beni kapıda bırakacak kadar nasıl bir tatlı krizindesiniz anlamadım Deva hanım."

Açtığım çikolata paketinden büyük bir ısırık alıp ona döndüm.

"Çikolata görünce aklım gitti. Kusura bakmayın Demir bey."

Gülerek yanıma geldi ve yanağıma küçük bir öpücük kondurup balkona doğru ilerledi.

Ahali onu gördüğünde başıyla selamlarken Aslı Derman'ın avucunda duran elini anında kendi dizine çekmişti.

"Aaaa abi hoş geldin."

Yalancı bir sırıtış ile ayaklandığında Derman'da doğruldu.

Eeee kardeşi ile sevgili olan adama, kardeşiyle sevgili olduğu için atar gider yapamazdı.

Ya da hayır. Bu Derman'dı her halükarda yapardı.

Demir Aslı'nın sarılışına karşılık verdikten sonra Deniz abimin yanına adımladı. Kulağına yaklaşıp bir şey söyledikten sonra uzaklaştı.

Bunlar bizden gizli ne çeviriyorlardı?

"Maketi hazırladım. İstediğin zaman bakabiliriz."

Abim başını eyvallah der gibi sallayıp Demir'in uzattığı kağıdı alıp bakmadan cebine koydu.

"E hadi biz kalkalım. Saat çok geç oldu."

Bora ayaklandığında Derman'da başını sallayarak yanıma geldi.

"Kendine dikkat ediyorsun. Yarın okula giderken sana verdiğim şeyi yanından ayırmıyorsun. Aklımı daha fazla senden bırakmıyorsun tamam mı ?"

Tebessüm edip başımı göğsüme yasladım.

"Tamam abicim. Her dediğini yapıyorum ve çoğunun Aslı'da olduğu aklını daha fazla kendim ile doldurmuyorum."

Kıkırdadığımda başımı küçük bir öpücük kondurup Deniz abime ve Gülce'ye işaret ederek terastan çıktılar. Onları yolcu ettikten sonra Aslı'da uyuyacağını, Bora acıktığını söyleyip Demir'in evine girmiş bizi baş başa bırakmışlardı.

"Yarı dersin kaçta bitiyor?"

Demir yanıma oturduğunda ona doğru döndüm.

"Dört gibi bitiyor. Hem sen kaç gündür yorgunsun, emin misin otobüsle gitmek istemediğinden?"

Başını sallayıp saçlarımla oynamaya başladı.

"Seninle yalnız kalmak için her türlü şeye razıyım Deva hanım."

Tebessüm ederek bana doğru uzattığı koluna yaklaşıp başımı omzuna yasladım.

Bana doğru uzattı eliyle bedenimi sarıp derin bir iç çekti.

"Demir senden bir şey isteyeceğim ama hemen hayır demek yok tamam mı ?"

Başını salladığında devam ettim.

"Yarın nişan için Simge'yi arayacaksın. O da gelecek."

Vücudu aniden kasıldığında yüzünü yüzümün hizasına getirdi.

"Deva sen ne dediğinin farkında mısın? Bu kız yaptığı onca şeyden sonra nişana gelmeyecek değil mi?"

Başını iki yana sallayıp elini tuttum.

"Tabi ki nişana gelmeyecek. Onun için bir planım var. Nişan salonu kapısının önüne kadar gelmesi yeterli."

"Ne planı?"

Kaşlarımı alayla kaldırıp elimi tehditvari şekilde salladım.

"Bize yaptığı şeyleri yanına kar bırakacağımı düşünmüyorsun herhalde?"

Arkama yaslanıp başımı yana doğru eğdim.

"Benim intikamımı soğuk değil üzerinde alev tüterken yiyeceğim.”

♟♟♟

"Belki çok da şey yapmamak lazım
Vuralım hayatın gelişine
Belki biraz da dans etmek lazım
Yakalım kafaları bir an önce"

Omuzlarımı iki yana sallayıp elimdeki su şişesini bir mikrofon edasıyla dudaklarıma yaklaştırdım.

"Belki çok da şey yapmamak lazım
Vuralım hayatın gelişine
Belki biraz da dans etmek lazım
Yakalım kafaları bir an önce"

Demir gülerek beni izliyor bir yandan da arabayı kullanıyordu. Aparatı astı telefon çalmaya başlayınca ikimizin de odağı o noktaya kaymış arayan numara ile derin bir nefes almıştım.

Simge arıyordu. Demir numarasını kaydetmemişti.

Demir'in bakışları bana döndüğünde başıma olumlu anlamda sallayıp gözlerimle telefonu işaret ettim.

"Benim cinleri mi tepeme çıkarmayacak şekilde ne çok yakın ne de çok uzak cevaplar verip yarınki nişana çağırıyorsun. Önceden gitmen gerektiğini söylüyorsun ve konu bana gelirse çok nötr davranıyorsun."

Başını anladığını belli eder şekilde sallayıp çağrıyı cevapladı.

"Sevgilim?"

Kulak tırmalayıcı sesi arabada yankılanmaya başladığında camı açıp başımı yola doğru çevirdim.

"Efendim?"

"Kaç gün oldu aramıyorsun beni, hala dönmedin mi İstanbul'a?"

Demir sabırla başını yukarı çevirip sessiz bir şekilde nefes aldı.

"Şimdi İzmir'e geçiyorum. Ben de seni arayacaktım aslında. Esma'nın nişanı var benimle gelir misin?"

Güldüğüne dair sesler çıkardığında sadece yutkundum. Şu nişan günü bir an önce gelmeli ve ben bu kızı güldü her saniyeyi pişman edecek hale getirmeliydim!

"Tabii ki gelirim sevgilim. Kaçta orada olmam gerekiyor?"

Demir'in başı bana döndüğünde elimle saat birde burada olması gerektiğine işaret ettim.

"Bir gibi salonun önünde olursan iyi olur aslında."

"Tamam sevgilim kocaman öptüm, yarın bir de kollarımın arasında alacaksın."

Demir telefonu kapattığında sinirle yanaklarımı ısırdım.

Hayatımda bu kız kadar yüzsüzünü, bu kız kadar şırfıntısını görmemiştim.

"Yarın saat birde değil sana kollarını dolamayı, elleriyle yüzünü kapata kapata o nişan salonunun önünden kaçmazsa benim adım Deva değil."

Demir anlamadığını belli eder şekilde bana baktığında sahte bir gülümsemeyle başımı tekrardan yola çevirdim.

Telefonum ard arda gelen mesajlar ile titrediğinde ekran kilidini açıp mesajlara girdim.

Bilinmeyen bir numara mesaj göndermişti.

0536*** kişisinden 3 yeni sesli mesaj*

Birinci ses kaydını başlattım.

"Merhaba Deva yenge benim Ceylin. Sana konum atsam gelip beni buradan alabilir misin? Evimde esir halde tutulmaya başlandım da."

Gülerek ikinci ses kaydını açtım.

"Annem tutturmuş bizim Deva'nın abisinin nişanında ne işimiz var diyor? Zaten Denizciğim ellerimden kayıp gidiyor diye kalbime ağrılar giriyor, bari son kez göreyim onu. Lütfeeeennn."

Ceylin'in Deniz abime olan aşkı Raife'nin Deniz abime olan aşkına fark atardı yemin ederim.

Üçüncü ses kaydını açtım.

"Dayıma mesaj atmak istemiyorum çünkü o seni sevmiyormuş gibi ben Deniz aşkımı sevince kızıyor. Ne biçim cinsiyetçisin dayıcık sen diyeceğim ama sonra Ceylin'in dili çok uzun derler diye susuyorum."

Elimle ağzımı kapatıp gülerken Demir bana döndü.

"Ne oldu?"

Ses kayıtlarını açıp ona dinlettiğimde o da gülmeye başlamış başını iki yana sallamıştı.

"Ablamlar gelse bir sorun olur mu?"

Demir bana dönüp konuştuğunda 'sen ciddi misin' der gibi bakıp koltukta ondan taraf döndüm.

"Saçmalama Demir tabi ki gelsinler. Ne sorunu?"

Tebessüm edip elimdeki telefonu aldı. Ses kaydına basıp konuşmaya başladı.

"Yengen her zaman olduğu gibi iyi ki benim yanımda olduğundan ben her şeyi duydum dayıcım. Sen annene söyle şirketten araba gönderiyorum, yarın nişan başlamadan burada olursunuz."

Telefonu bana uzattığında kapatıp dizlerimin üzerine bıraktım.

"Seninle araba yolculuğu yapmayı özlemişim."

Tekrardan bana doğru döndüğünde elini yanağıma götürüp hafifçe okşadı.

"Başını göğsüme yasladığındaki hissiyatın özlemini hiç bir şeye değişmem."

Burukça tebessüm edip başımı eline doğru çevirip avcuna küçük bir öpücük kondurdum.

"Simge'nin oyununa kandığım için özür dilerim Demir. Her şeyden önce seni dinlemeliydim. Ama yapamadım. Canım o kadar yandı ki senin sesini o dediğin şeylerle duyunca, gözümü açıp kapattığımda kendimi İzmir'de buldum."

Başını iki yana sallayıp tebessüm etti.

"Bunlar geride kaldı Deva. Oldu ve bitti. Asıl ben Simge'ye böyle bir şey yapacak yüzü verdiğim için özür dilerim."

Titrek bir nefes aldığımda alayla kaşlarını kaldırdı.

"Ama illa özür diliyorum diyorsan eve gittiğimizde beraber uyumak karşılığında özrünü kabul edebilirim."

Kıkırdadım.

"Seni yatağıma alırsam evlenilebilecekler listemdeki kişiler gelip 'bizi hiç mi düşünmedin' diye başımın etini yerler. Kusura bakmayacaksın artık."

Gülerek dudağını büzdü.

"Şu evlenilebilecekler listeni yok etmek için ben bir an önce sana yüzüğü takayım da, görsün o meymenetsizler."

♟♟♟

"Sevgilim hadi uyan, geldik."

Omzumda hissettiğim dürtüler ile başımı sola çevirip uyumaya devam ettim.

"Seni kucağıma alıp eve girersem Derman beni çiğ çiğ yer. Hadi uyan."

Elimle omzumdaki elini ittirdim.

"Beni rahat bırak ya. Uyuyacağım ben."

"Deva'm hadi lütfen."

Ağlanarak yattığım yerden doğrulduğumda gözüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Kendine gel de inelim."

Yarı açık yarı kapalı gözlerimle başımı sallayıp yavaşça arabadan indim. Demir elimi tutarak yanıma geldi.

Annemler balkondan bizi gördüğünde el sallamaya başlamış, Demir de tebessüm ederek yanlarına gitmişti.

Elimi tuttuğundan peşinden ben de tabi ki.

"Hoş geldin oğlum."

Normalde kız babaları damadı kızı ile evlenmeden düşmanı olarak görürdü ama benim babam sağ olsun bıraksalar beni şu dakika Demir'e verecekti.

"Hoş bulduk."

Annemlerle görüştüğünde ısrara dayanamayıp balkona, tam karşımdaki sandalyeye oturmuştu.

"Çay içer misin oğlum?"

Demir başını iki yana salladı.

"Ben aslında kalksam çok iyi olacak. Saat çok geç oldu, kaç gündür komitedeki işler yüzünden pek uyuyamadım, çayı içerken uyumak istemem. Bir an önce otele geçiyim."

Annem çayını masaya bırakıp hızla başını iki yana salladı.

"Ne oteli oğlum duymamış olayım. Koskoca evde sana oda mı yok?"

Demir ağzını açacağı sırada annem elini yüzüne doğru götürüp çayından bir yudum daha aldı.

"İtiraz istemiyorum."

Bana döndü.

"Deva hadi kızım git Demir'e odasını göster."

Uykudan uyuşmuş beynimle başımı sallayıp ayaklandım. Demir arabadan çantasını alıp tekrardan yanıma geldiğinde annemleri selamlayıp yukarı çıktık.

Odamın çaprazındaki odanın kapısını açıp girdiğimizde çantasını yatağa bırakıp bana döndü.

Ellerini iki yanağıma yaslayıp alnıma küçük bir öpücük kondurdu.

"İyi geceler sevgilim."

Tebessüm ettim.

"İyi geceler."

♟♟♟

"Aslı beni telaşa sokma! Zaten elbisem yüzünden korkuyorum, bir de plan yatar diye sinirimi bozma."

Evet o size bahsettiğim derin derin yırtmaçlı elbiseyi giymiştim. Tek bir sorun vardı ki odadan çıkamıyordum!

"Kızım afet gibi olmuşsun daha ne istiyorsun ya?"

Alayla gülerek kasıklarımın bir parmak kadar altında biten yırtmacı işaret etim.

"Derman bunu görürse beni terziye götürüp bu yırtmacı elbisenin sonuna kadar diker."

Tırnaklarına bakarak sırıttı.

"Ben onun aklını karıştırırım sen hiç merak etme."

Elbiseme oranla sade bir makyaj yapıp saçımı dalgalandırıp omuzlarıma bırakmıştım. Aslı her zamanki gibi iddialı bir makyaj ile su yeşili ışıltılı elbisesini tamamlamış, saçlarını tıpkı benim gibi açık bırakmıştı.

Üzerime beyaz kabanımı geçirip kuşağımı sıkıca bağladıktan sonra Aslı ile birlikte odadan çıkıp aşağıya inmeye başladık.

Derman ve Demir merdivenlerin sonuna dayanmış bizi beklerken topuk seslerimizle doğrulmuşlardı.

Aslı benim aksime kabanını giymemiş kendini benim için yem ederek aşağıya inmişti.

"Hazır mısınız?"

Derman konuştuğunda Aslı başını salladı.

"Hazırız."

İkisi de transa geçmiş gibi bize bakarken annem yanımıza geldi.

"Derman hadi oğlum gitmemiz lazım."

Derman hızla başını sallayıp ceketinin önünü ilikledi.

"İsterseniz tek araba gidelim ya da Demir senin araban burada kalsın istemiyorsan iki araba gidelim."

Demir başını sallayıp bana döndü.

"Salondan direk eve geçerim ben, o yüzden iki araba gidelim."

Derman başını salladığında evden çıkıp arabaların yanına gittik.

Derman'ın arabasına annem ve babam binerken Demir'in arabasına ben ve Aslı binmiştik. Salon buraya on beş dakikalık mesafedeydi.

Aslı plan için arkadaşlarına mesaj atıp arkasına yaslandı. Gün intikam günüydü a dostlar.

Bize bunu yapan Simge bir daha insan içine çıkamayacaktı.

♟♟♟

Bölüm Sonu.

Bu bölümü yazarken artık bitsin ya der gibi hissettim. Nedense akmadı anlamadım kjhdsa

Neyse nasıldı bölüm? Beğendiniz mi?❤️

Yılbaşı bölümünde nişan ve intikam planı ile geleceğim. O günü iple çekiyorum.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? Onlar benim tek motivasyon kaynağım.

Sizleri kocaman öpüyor ve kaçıyorum. ❤️

 

Bölüm : 28.12.2024 15:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...