16. Bölüm

16. Bölüm

Yazar kamer
yazrkamer

Merhabalarrrrr lütfen oy kullanıp yorum yapınnnnnnnnnn ❤️❤️❤️❤️❤️❤️

 

16.Bölüm

Derin uykumdan uyandığımda nerede olduğumu algılayamadım, burası benim bembeyaz odamın tam tersi simsiyahtı kafamı çevirdiğimde yanımda oturarak kafasını yatağın başlığına dayamış bir şekilde uyuyan Fırat’ı gördüm. Bütün gece başımda beklediği belliydi, üstünün çıplak olduğunu hatırlayınca incelemeye başladım omuzları oldukça geniş kolları ise çok fazla kalındı. Hay maşallah. Omzunda kollarının bazı yerlerinde yara izleri vardı, ona dalmış incelerken gözlerim adem elmasına takılı kaldı, kafasını geri attığı için daha da belirginleşen adem elması oldukça çekiciydi içimde dokunma isteği oluşunca yutkunarak gidermeye çalıştım sakin Umay yanarız kızım.

“incelemen bitti mi?” konuşmasıyla yerimden sıçrayarak, “ay ödüm koptu Fırat.” Dedim kafamı diğer tarafa çevirerek yüzümü saklamaya çalıştım şuan kesinlikle kızarmıştım eminim. Yerinde hareketlenip bana çapkın bir bakış atarak,

“beğendin mi?” dedi. Utandığımı anladığı halde üstüme üstüme geliyordu.

“neyi?” diyerek anlamamış gibi yaptım. Ama ne çare yakalamıştı bir kere boz ayı.

“uyandığından beri izlediğin şeyi.”

“saçmalama, ben nerde olduğumu algılayamadım bir an ondan.” Olmadı bu yalan farkındaydım.

İnanmadığını beli ederek ayaklandı kapıya yönelip, “Sancar Elif’ten giyecek bir şeyler istedi, gelir birazdan o gelene kadar bir şeyler yiyelim.”

“ne yiyeceğiz uzun zamandır gelmiyorum dedin ya?”

“internetten kahvaltılık bir şeyler söyledim.”

Ben uyurken o her şeyi halletmişti, odadan çıkmasıyla bende yataktan çıkarak banyoda elimi yüzümü yıkadım. Arkasından merdivenlerden inerek mutfağa girdim, mutfak beyaz ve ahşabın uyumu ile göz alıyordu resmen, çok sıcak bir evdi. Tezgaha dönmüş bir şeyler hazırlıyordu, sırtında da bulunan yara izlerine dokunmak istedim ama içimde bu isteği bastırarak yanına ilerledim.

“evin çok güzel.”

“beğenmene sevindim.”

“bugün eve döner miyiz?”

“evet, saldıranlar yakalanmış, amaç Fatih’i vurmakmış ama geri zekâlı seni vurdu.”

“niye Fatih’i öldürmek istesinler ki?”

“rekabet için. Sen sadece sahne kısmını biliyorsun arkası karanlık. E Fatihin babası Erdem amca da biraz öyledir.”

“senin gibi bir adamın böyle bir arkadaşı olması garip, ben iki senedir tanıyorum ama sen.”

“çocukluk arkadaşım o benim. Hem herkes kendi yolunu kendi seçer.”

Kurduğumuz sofraya oturarak onu bekledim, ikimize çay koyup yerine yerleşti bulunduğumuz bu durum ne kadar tuhafsa biz bir o kadar normalmiş gibi davranıyorduk. Gözlerinin boynumda olduğunu fark edince elim refleksle oraya gitti kolyemin sadece zinciri ortadaydı ama sanki o tanımıştı, tam konuşacağı esnada kapının zili çaldı.

Gelen Sancar’ın elinden poşeti alıp bana getirdi, Sancar ise kapıda arkası dönük şekilde bekliyordu. Koşarak yukarıya çıktım, Elif’in gönderdiği taytı hemen giyip tişörtü çıkartmakta karasız kaldım ne yaptığımı anlayınca kendime kızarak üstümden çıkardım ve siyah tişörtümü hemen giydim.

Aşağı indiğimde ikisinin de sessizce çay içtiğini görüp, “günaydın Sancar, teşekkür ederim buraya kadar zahmet ettin.”

“rica ederim Umay Hanım.”

“sadece Umay de lütfen.”

Fırat: “Umay Hanım iyi, yeterli.” Dedi ters sesiyle.

Garip davranışıyla ona sert bir bakış atarak tekrar Sancar’a döndüm, “sen ona bakma huysuz işte.” Sancar ilk defa gülümseyip Fırat’a bakarak tek kaşını kaldırdı.

“öyledir Umay Hanım.”

Fırat: “siz ikini iyi anlaştınız baya hadi kalk seni eve götüreyim.”

“e burası ne olacak? Toplayalım öyle gideriz.”

“gerek yok Sancar seve seve buraları toplar, değil mi Sancar.”

“Tetik!”

“hadi Dilsiz hadi!”

Ben daha Sancar’a güle güle diyemeden Fırat tekrar elimden tutup beni dışarı çıkardı, “sende iyi alıştın ha beni oraya buraya çekmeye.”

“çok yavaşsın ondan.” Diyerek beni arabaya resmen tıktı. Oda binince yola çıktık ama ben Sancar’ın Fırat’a tetik demesine takıldım, dayanamazdım sormak için ona döndüm, “Fırat bir şey sorabilir miyim?”

“sor Umay.”

“Sancar sana neden Tetik dedi, konseri bastığınızda da duymuştum.”

“her zaman tetikte olduğum için, hedefi görmek yeterli benim için.”

“nasıl yani?”

“yani, beni bir odaya koysalar ve sonradan gözlerimi bağlasalar tahmini atışlar yapabilirim, genelde doğru olur.”

“peki Sancar neden Dilsiz, az konuştuğu için mi?”

“evet, onu kimse konuşturamaz ne işkence görürse görsün.” Tekrar asker oldukları gerçeği ile yerime sindim, onunla bir şeyler konuşmak ne kadar güzel olursa olsun kendim için ondan ve onun dünyasından uzak durmak zorundaydım.

Bölüm : 25.12.2024 17:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...