27. Bölüm
Yazar kamer / BARUT KOKUSU / 27. Bölüm

27. Bölüm

Yazar kamer
yazrkamer

27. bölüm

Günlerdir peşinde olduğumuz kadını sonunda ele geçirmiş ve İstihbarat ekiplerine teslim etmiştik, onlar elde ettikleri bilgileri bize söyleyecek bizde yolumuza öyle devam edecektik. Şuan ise İstanbul’a dönmüş askeriyenin bahçesinde oturmuş bir kişi hariç hepimiz çay ve sigara içerek keyfîmize keyif katıyorduk.

Metehan sildiği camın içinden kafasını bize uzatarak, “komutanım biz asker olunca hani dağda gezecektik, hani çatışacaktık komutanım?”

“söylenme söylenme görev seçmek senin ne haddine lan, adam gibi sil adam gibi.”

Cihangir: “komutanım sanki üst taraflarda izler kaldı gibi.”

Metehan: “ sildim ya ne izi, ayna gibi oldu.”

Ayça yerinden kalkarak elinde çevirdiği çayla pencereye doğru yürüdü ve yukardan aşağıya doğru çayı yavaşça dökerken gözlerini kırpmadan Metehan’a bakıyordu, Metehan’sa küçük çocuk gibi gözlerini doldurmuş yutkunarak bakıyordu.

Ayça: “hadi Akıncı hadi ne bu yavaşlık daha yatakhaneleri sileceksin.”

Şok olmuş gözlerle bakan Metehan, “yok artık komutanım benim bir karizmam var.”

“hangi karizma lan o?”

Cihangir: “demin çizildi o karizma canısı.”

Metehan: “ya valla Ayça komutanımı anladım komutanım o bana eziyet etmeye bayılıyor, ama siz niye yapıyorsunuz bana bunu?”

Sancar: “düşün anlarsın.”

Bana dönen bakışlarla boğazımı temizleyip, “hadi lan cam leş gibi oldu içerde otururken bir leke görürsem dilinle temizlersin.”

Akşama kadar o camı Metehan’a on kere sildirmiştik, bir daha Umay lafı ederse bu sefer daha beterini edecektim bunu inşallah o da anlamıştı. Eve dönmek için üstümü değiştirmek için odama girdim ama dolaptaki bütün kıyafetleri göreve giderken götürmüştüm ve giyecek temiz kıyafetim yoktu, mecbur eve kamuflaj ile gidecektim.

Yoğun bir trafiğin ardından zar zor mahalleye gelebilmiştim, arabayı park edip indiğimde bahçede oturan Umay beni fark etmiş yerinden kalkarak bana yaklaşmıştı. Uzunca üstümü inceledikten sonra güçlükle yutkunup minicik bir gülümsemeyle, “seni böyle ikinci görüşüm.”

Elimi enseme atıp, “evet, kıyafetim kalmayınca böyle gelmek zorunda kaldım.”

“yakışıyormuş sana yeni fark ettim.”

Söylediklerini o kadar beklemiyordum ki şaşırarak, “öyle mi?”

“öyle.” Dedi kısık çıkan sesiyle, birbirimize öylece bakarken bizim evin kapısı açılınca ikimizde o tarafa yöneldik. Dışarı çıkan Dicle bana bakara, “aaa abi geldin mi sen, bende Umay’ın yanına gidiyordum.”

“evet yeni geldim.”

“aç mısın bir şeyler hazırlayayım?”

“gerek yok, gidin hadi siz.”

“biz bahçedeyiz istediğin bir şey olursa seslenirsin.”

“tamam canımın içi.” Dicle’yi kendime çekip saçlarından öptüm, ondan ayrıldığımda kırık bir gülümsemeyle bize bakan Umay Dicle’nin elini tutarak arkasını dönüp gitti odama çıkıp kısa bir duş aldıktan sonra kendimi direk yatağa atarak günlerin uykusuzluğunu üstümden atmaya çalıştım.

 

Uyandığımda baya geç olmuştu saat gece birdi ve evdekiler uyumuştu, üstüme aldığım hırka ile bahçeye çıktım tam sigaramı yakmış sandalyeye oturacaktım ki kış bahçesinden gelen sesle kafamı o tarafa uzattım. Umay elinde ki gitarın tellerine vururken birden sesi yükseldi, gene gözlerini kapatmış sadece şarkıya odaklanmış başka bir dünyaya geçmişti. İstemsizce ayaklarım ona doğru hareketlendi sesi kulaklarıma doldukça içimde bir şeyler akıyordu sanki, kapıya geldiğimde kapıya omzumu dayayarak ona odaklandım. O kadar içten söylüyordu ki beni şarkı bitince anca fark etmişti, gözlerini açtığında beni görmeyi o kadar beklemiyordu ki şokla, “ Fırat, uyandırdım mı yoksa?”

Elimdeki sigarayı dudaklarıma götürüp tek gözümü hafif kıstım, “hayır, sigara içmek için çıktım sesinde beni buraya getirdi.”

Elindeki gitarı yere bırakarak koltukta yana kaydı, “gelsene otur.” Sigaramı sehpanın üstünde duran kül tablasının içine bastırarak söndürdüm, benim sönen sigaramın yanında iki adet daha sönmüş sigarayı belli ki o içmişti. Yanına oturduğumda yüzümü inceleyerek, “yorgun musun?”

“pek değil, biraz uyudum.”

Bacağının birini kalçasının altına alarak bana dönük bir şekilde oturdu, koltuğa dayadığı koluna kafasını koyduğunda benim hediye ettiğim saati fark ettim takmıştı. Ben onu o beni incelerken, “olanları konuşmadık, konuşmak ister misin?” diye sordum.

Uzun bir süre yeri inceledikten sonra, “benim için bu konuda konuşmak zor, ben sadece Elif’e anlattım ona da aylar sonra anlatabilmiştim.”

“zor biliyorum.”

Yeşil gözleri dolmuş bir şekilde bana baktı, “şehit haberi almak mı daha zor yoksa o haberi ailesine vermek mi? O gün o dev gibi adam giydiği Üniformanın verdiği ağırlıkta resmen eziliyordu.”

Elimle kolunu sıvazlayarak, “ ikisine de zor Umay, Abin o adamın sadece askeri değildi, oğlu gibi gördüğüne eminim ya da kardeşi.”

“senin için demi öyle?”

“öyle tabi, hepsi benim kardeşim onlar için canımı bile veririm, biz her araziye çıktığımızda ilk duam “Allah’ım onların acı haberini bana verdirme.” Oluyor.”

Umay gözlerimin içine bakarak elimi tutu, bu hareketi kalbimin ritminin bozulmasına sebep olurken güç bela onu dinledim, “bu yüzden abimi sende görüyorum ya”

Söyledikleri ona ne kadar ağırsa bana bin kat daha ağırdı, benimle birlikte olmayacağını bir kez daha söylüyordu resmen. Şehit abisini ona hatırlatıyor olmam ondan uzak durmam gerektiğini vurguluyordu. Elinin sıcaklığı benim bütün vücudumu ısıtırken kendimi daha fazla tutamadım.

“biliyorum, bu sana iyi gelmiyor ama ben yapamıyorum Umay…”

“neyi yapamıyorsun Fırat?”

“seni her gördüğümde sarılmadan, ellerini böyle sımsıkı tutamadan yapamıyorum.”

“Fırat…”

“eğer sana gerçekten abini bu kadar hatırlatıyorsam uzaklaşırım.”

“nasıl?”

“giderim buralardan.”

“nereye gideceksin ki?”

Sesindeki merak o kadar ortaydaydı ki, beni merak etme ihtimali bile ruhuma dokunmuştu. “senin olmadığın her yer bana gurbet.”

“biz tanışalı sekiz ay oldu sadece.”

“biliyorum, aşkın süresi mi olur?”

Elimdeki elinin soğuduğunu fark edince, “üşüdün hadi gir eve geç oldu zaten.”

“sen oturacak mısın?”

“bir sigara daha içiyim girerim bende.”

Elini elimden çekerek ayağa kalktı kış bahçesinden çıkarken kapıyı kapatmak üzereyken bana döndü,

“Fırat gitme.”

Bölüm : 13.01.2025 20:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...