
Hastaneden ayrılıp otele dönmüştük. Doktorlardan tam bir bilgi anlamamıştım durumum hakkında kötü birşeyler vardı ve herkes herkes benden durumu gizliyordu. Hani Altay vesaire anlarım ama arkadaşlarıma ne oluyordu. Bana söylemediklerine göre önemli bişey olmalıydı. Ölecek miydim o yüzden mi saklıyorlardı diye düşünmeden edemedim.
Yatakta dinlenecek vakti çoktan geçmiştim herkes başımdaydı. Benim dinlenmemi söyleseler de yarın görev vardı. Dinlenmemi söyleyen de Altaydı. İşini her şeyden önemli tutan Altay. Bu bile durumum hakkında beni kuşkulandırmaya yetiyordu. Ölüm fikri çık aklımdan. Ölecek olsam söylerlerdi. Son zamanlarım kötü geçirmemi istemezlerdi. Altay'dan emin değilim işi daha önemliydi. İşi tamamlayana kadar söylemeyebilirdi.
Yarın ki görev dinledikten sonra tüm kartların yeninden dağıtılması için oyuna dahil olmamız gerekti. İçimden şeytani gülüşler atarken etrafta bana seslenen kişilerin ve benim kendi hayal aleminde kayboluşum için endişelenen insanları Ceren durdurmuştu. Beni cimcikleyerek durdurdu. İçimden güldüğümü anlamıştı. Herkese iyi olduğumu belirttikten sonra Altay'ın beni hemen onaylayarak konuya döndü. Arada beni gözlemleyerek Egemenin görevi anlatmasını dinlemeye koyuldu.
Görev anlatıldıktan sonra bizimkilerle birlikte kimsenin dinlemeyeceği bir yere çekildik. Her yerden dinlenme olasılığımız yüksekti. Özgür korusa da şu gözlüklü kız sahi adı neydi Egemen'in kız kardeşiydi. Neyse o da en az Özgür kadar iyiydi. Yapabileceklerinin sınırını daha bilmiyorduk. Konuşacağımız ortama bir çadır koyup elimizde kağıtlarla içeri girdik. İlkel yollar eğleneceli olsa da daha korunaklı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Çadır kameralar için ve kağıtlar da yazışmak içindi. Biraz abartıydı asla işin eğlenecesi yüzünden bu halde değilim. Yalandı. Tüm ortam sağlandıktan sonra kağıtlarla yarışmaya başladık. İlk soru Cerenikodandı.
"Neden bu hale yine girdik?" Göz devirerek bana baktı. Ağzımla çok bilmiş gibi bir sesle şapırdatıp gözlerimi devirerek kağıda yazmaya başladım. "Salak" diye enseme bu manyak kızdan yedim. Sonra şarkı söylemeye başladım. Yazmaya bitirdikten sonra onlara gösterdim. Okumalarını beklerken şok ile bana bakıyorlardı. Garip bişey yazmamıştım ki ne bu şok. Şu şekilde yazıyordu.
"Yukarıdakiler dedikleri kişiler kim oldukları planları, amaçları, Altay'ın planları, bulacağımız her ilgili görev sonucu malzeme kişi veya kurumların halam da dahil hepsine bulaşacağız ne planladıkları, ne için yaptıkları, kişilerin isimleri, amaçları, zaafları, hobileri, İNTİKAMALARI her ne haltsa herşey bizim elimizde olmalı." İntikamları kısmı Altay için büyük harfle yazılıydı. En çok merak ettiklerim arasındaydı.
"Neden?" Diye sordu Özgür.
"Eğlenceli olacak." Cevap verip kağıda devamını yazdım. Arda ise cevaplayarak kağıda ne yeniden ne yazdığıma bakıyordu. "Bu işin içine zaten bulaştık. Hemde kukla olarak ve her şey bizden gizleniyor. Bazıları kaçıyor." Halamı da kastetmiştim. "Ve Arda intikamımız da bu işin içerisinde." Onlara halam ile gerdanlıktaki kadın mevzusunu tam anlatmamıştım.
"Eğlencene tüküreyim" diyerek bana yanıt veren Arda da kağıda yazmaya başlamıştı. " Hala'nın bu görevlerle alakasını mi tespit ettin?" Meraklı gözlerle bana bakıyordu üçü de vay be nasıl anladın? Şaşırmıştım.
"Tek o değil." Kağıda başta yazdığım herşeyi göstererek "hepsi alakalı ve bağlantılı." Diyerek göz kırptım.
"Arda sen ne ara zeki oldun?" Özgür şaşkınlıktan çıkmış cevap vermişti. Şaşkınlığı sadece Arda üzerineydi. O da zaten çoğu şeyin farkındaydı.
Arda sinirlenmiş üstüne atlamıştı.
Ayırmak için söze girdim. "En önemlisi bunun için tüm fedakarlıkları ve ihanetleri yapacağız." Sesimi yükseltmiştim. "Siz benim emrimde olacaksınız her şey hep ilk benim bilgim dahilinde olacak benim bilgim dahilinde paylaşılacak ne olursa olsun kim olduğu fark etmez halam aileniz veya başka biri önceliğiniz olmayacak bu iş için ben ve ağzımdan çıkanlar kanun gibi görecek misiniz?" Dinleme cihazları değil yan odalar bile duymuştur. Gerçek ben konuşmuştu. Bencil, egoist artık ne deniyorsa onun ta kendisiydim.
"Göreceğiz." Üçü de tereddüte düşmeden söz vermişti. Ayağa kalkıp silkelendim. Kâğıtları katlayıp pencere önünde yakmaya başladım. Mum rahatlatıcıydı. Yeni bir kaosun içine sürüklenmiştik. Rahat olmalıydım ki zincirleri elimde tutmalıydım. Gerekli olmayan tüm zincirler de parçalayacaktım. Hepimiz ayaktaydık.
"Ceren, takı ve hediye işler sende güzellik." Gerdanlık ve saatler neymiş nerden gelmiş hepsine alacakları ve ilerde buna benzer potansiyellere o bakacaktı. "Özgürden destek alabilirsin tabi. Ha bizsiz bişey almaya kalkışma." Yani saha işlerine bizsiz girmemeliydi. Olası tehlikeleri onun için değildi.
"Sen gelecek kişileri ayarla Özgür. Nelerden hoşlanırlar falan Ceren ve bana bildir." En kapsamlı araştırma görevi onundu. Herkesi araştırma Altay çevresi kim olabilecekleri vesaire her şey ona aitti. Başarabilecek tek kişi o idi. Emindim. "Ben Ceren ve Ardayı senden aldığım bilgilerle yönlendiririm." Hepsi kafasını olumlu anlamda salladı. Elimi heyecanlı bir şekilde birbirine çarptım.
"Arda babamı bulalım. Doğum gününu onsuz hazırlamak iyi olmaz. Güzel bir parti olacak." Bizi dinleyen biri varsa diye parti organize ettigimi düşünmesi iyi olurdu.
Babamı bulmam gerekti. Hem çok özlemiştim. Hem rüyamda beni doğuran kadını görme meselesi vardı. En önemlisi ise Altay'ın amcası yine peşimdeydi. Arda ve bende genellikle saha da olacaktık. Babam halam ve diğer kim varsa hepsine bir şekilde ulaşmalıydık. Ve benim Asil olduğumu fırtınanın da Altay olduğunu bilen insanlar vardı. Kimliğim daha çok ifşa olmadan düşmanları avucuma almalıydım aldıktan sonra ifşa olmam daha az sorun çıkarırdı.
"Tamam yemeğe gidelim." Hepimiz yemeğe gittik. Arda ise yemeği yarıda kesip bir işi olduğunu söyleyip yanımızdan ayrıldı. Çok gizemli hareketleri vardı. Kesinlikle bir boklar saklıyordu. Çok kurcalamadım. Yalandı meraktan çatlıyordum. Yemeği bitirip çalışmak için benim Özgür ve Arda'nın odasını mesken tuttuk. Bu ikisine ayrı oda yerine aynı oda vermeleri çok ironikti. Altay Arda'dan haz etmediği için böyle yaptığına kalıbımı basarım. Özgür ve Arda iki farklı kişilikti. Ne kadar kardeş de olsak kişilikleri sürekli kavgaya mahal verecekti.
Biraz çalıştıktan sonra odalarımıza dağılmak için odadan ayrıldık. Hala Ardayı merak ediyordum. Ne işi olabilirdi ki. Allah'ım ne olur kendine karı bulmuştur da artık evlensin ve bende yeğen seveyim diye içimden dua ettim. "Amin amin." Sesli söylemiştim.
Dans ede ede odam yerine Altay'ın odasına giderken gelen sesle bir kenara saklandım.
"Patron galiba şu yeni gelen kadına aşık." Kim kime aşık anlamadım. Adamlara baktım Altay'ın adamlarıydı. Altay şu geçen gördüğüm kadına mı aşıktı. Ne yani bana yalan mı söyledi? Tırnaklarımı ağzıma götürmüş dinlemeye devam ettim. Diyframım kasılmaktan kaslanmıştı. Diğer adam da cevap verdi.
"Bence de geçen kadın bayılmadan önce Arda denen herifle bizimkilerden biri kavga etmişti. Kadın için. Şimdi de Arda ile patron bu gece o herifi depoda fena benzetecek." Duyduklarım ile şok içindeydim. Ben bayıldıktan sonra kimle kavga ettiler onu geçtim ikisi benim için bir olup nasıl kavga ettikleri adamı birlikte mi halledeceklerdi. BİRLİKTE Barış Altay ve Arda benim için. Ani bir hareketle konuşan iki kuşun önüne atladım. Şok olma sırası onlardaydı.
"Merhaba iki kuş böyle ulu orta yerde patron dedikodusu yapmak hiç hoş değil." Hala bana bön bön bakarlarken. "Beni şu az önce bahsettiğin depoya götürür müsünüz?"
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 9.74k Okunma |
375 Oy |
0 Takip |
20 Bölümlü Kitap |