HOŞ GELDİNİZ
GÜZEL BİR BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM.
İYİ OKUMALAR
😊😊😊
GÜNÜN ŞARKISI: CEM ADRİAN - BEN SENİ ÇOK SEVDİM
GÜNÜN SÖZÜ: " KAFAMDA ROMAN YAZIYORKEN, AĞZIMDAN BİR CÜMLE ÇIKMIYOR. "
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Okul biteli tam bir sene geçmişti. İkinci üniversitem de bitmişti. Her şey yolunda ilerliyordu. Emel ile KPPS girmiştik. İkimizde Adalet’ten atanmayı bekliyorduk. Bu geçen zaman da Asil de mezun olmuştu. İstanbul’a babasının yanına gitmişti. Orada çalışmaya başlamıştı.
Yan yana buluşamıyorduk ama telefon da yeterince konuşuyorduk. Özlem ağır bastığında da o Samsun’a kaçamak yapıyordu. İki günlüğüne falan özlem gideriyorduk. Atamam olduğunda Artık resmiyete dökecektik, evlenecektik. O günü sabırsızlıkla bekliyorduk. Enes de Emel’in atanmasını bekliyordu. Sedef ve Can aynı evde yaşıyordu dahaca evlenmemişlerdi. Nur ablası ile bir şirket kurdular ve yol kat etmeye başlamışlardı. Hala bizimkinin sevgilisi yoktu. Ne zaman âşık olur kim bilir.
Zaman su misali geçer derler ya benimkisi de öyle oldu. Bugün atamamın belli olduğu gün bir saate yakın belli olur ve kesin Emel az sonra arardı. Demeye kalmadı. Telefonum çalıyordu.
“ Efendim Emel’im.”
“ Yaprak, sonuçlar açıklanmış.”
“ Şaka yapıyorsun. Biraz erken oldu. Siteye girebilirsek ne ala Emel.”
“ Deniyorum şu an.”
“ Bende bilgisayarı açtım oradan daha erken açabiliriz her halde.”
“ Bende hala deniyorum. Girecek inşallah.”
“ Bilgisayar açıldı siteyi deniyorum şuan girdi Emel girdi bakmaya korkuyorum.”
“ Salak bak şuna beni deli etme.”
“ Tamam, bakıyorum. Kızma ya ” gözlerimi açıp bakmıştım. Atanmıştım. İstanbul bir de ohaaa.
“ Emel atandım hem de İstanbul dans edeceğim şimdi.”
“ Bende atanmışım bende İstanbul Yaprak.”
“ Oha şaka gibi aynı yerdeyiz ya.”
“ Emel hadi ben neyse sen ne yapacaksın Enes Sivas da ”
“ Bir sene sonra bir şekil de Sivas geçmeyi deneyeceğim.”
“ İnşallah olur kuzum ya ”
“ Olsun atandık ya bu da iyi canım en önemli yeri anlattık.”
“ Evet, neyse kapatalım ben Asil arayayım aileme diyeceğim dahaca.”
“ Tamam, canısı seviyorum seni.”
“ Bende seni öptüm görüşürüz.”
Deyip telefonu kapatmıştım. Odamın kapısını açıp babam ile annem salon da oturuyordu. İçeri girip oynamaya başladım.
Annem “ Deli ne oldu yine böyle oynuyorsun.”
“ Anne bu kızın atandı hey gidi hey ” dedim.
Babam “ Sen ciddisin. ”
“ Evet, babacığım atandım. Hem de İstanbul’a ”
Babam “ Emeklerinin karşılığını aldın ya şehir çok da önemli değil.”
Annem “ Senin adına mutlu oldum can kızım.”
Onlara sıkı sıkı sarıldım. Çok çok seviyorum. Telefonumu alıp Asil’i aradım.
“ Efendim göz bebeğim.”
“ Aşkım atandım hem de İstanbul’a ”
“ Şakasın sen gönül parem ya o emeklerinin karşılığını almanı çok istiyordum. Alnından öptüm bebeğim.”
“ Hissettim sevgilim. Teşekkür ederim.”
“ Peki Emel ne yapmış.”
“ O da atandı, aynı yeri kazandık.”
“ Helal olsun size ya ”
“ Teşekkür ederiz, sevgilim. ”
“ Ne demek gönül parem senin ile çok konuşmak istiyorum ama benim işe dönmem gerek. ”
“ Tamam, sorun değil bebeğim. İyi işler dikkat et kendine.”
“ Tamam, dikkat ederim sevgilim.” Deyip telefonu kapatmıştım.
Bu konuşmamızın üzerin bir ay geçmişti. Ben bu süre içinde İstanbul’a gidip gelmiştim. Şimdi İstanbul’daydım. Sabah işe başlayacaktım. Benim için çok önemli idi. Emel ile aynı yere düşmenin de en güzel yanıydı.
Çalışmaya başlayalı tam bir sene olmuştu. Bir sene için de Emel evlenmişti. Evlendikten yedi ay sonra da Sivas’a geçmişti. Ben hala İstanbul’daydım. Ailem ile Asil’in ailesi tanışmıştı. Ama çok da iyi olmamıştı. Baya karışık bir ortamdı. Anlattıkça bunalmıştım. Aileme az da olsa rest çekmiştim ama yine de bir şey diyemiyordum. Sessiz geçen beş ay falan oldu. Annem ben kızımı onlara vermem diye kıyameti koparmıştı. İçimi atmaktan ağlamaktan neredeyse her gün hastaydım.
İşe giderken bile yorgun gözüküyordum. Emel ile konuşamıyordum bile. Emel hamile idi onu da üzmek istemiyordum bu konularla. Ailelerin tartışması ne kadar zormuş. Ama biz Asil ile evlenmek istiyorduk. Bu sebepten sabreden derviş muradına ermiş. Ne kadar zorlu günlerde geçirsek elbet bizim de güleceğimiz zaman olacaktı.
Aile tanışmasından altı ay sonra ailemi ikna etmiştim. Annem ile babam İstanbul’a gelecekti. Asil’in ailesini göreceklerdi. Sabah otogardan onları alacaktım. Şimdi yatağımda neler olacağını düşünüyordum.
Sabah erkenden kalıp annem ile babamı otogardan aldım. Öğlende Asillere geçmiştik. Bizimle evde konuşmaları gerekirken biz sahil de konuşmuştuk. Şaka gibi olaylar. Annem ile babamı bu da deli etmişti. Ama benim istemem Asil’i sevmelerinden ötürü kabul etmişlerdi. Aylardan mayıstı. Haziran da nişan yapma kararı almıştık.
Annem ile babamı Samsun’a göndermiştim. Onlar orada hazırlık yapacaktı. Ben de burada yapabildiklerimi yapacaktım. İzin alıp Samsun’a geçecektim. Asil’in babasını yaptıkları çok koyuyordu ama sırf Asil için susuyordum. Saygısız insanlarla saygısız olamazdım.
Nişan günü gelip çatmıştı. Organizasyon falan istemiştim. Sade ve şık aile arası bir isteme yaptık. Ertesi günde diğer akrabalarımla nişan yapılmıştı. Yüzüklerimizle fotoğraf çekildiğimiz de verdiğimizi savaşı o zaman daha iyi anlamıştık. Asil’in annesi ve anne tarafı yoktu. İki taraf kavgalı olunca istenmedi. Asil’in annesi de beni istemiyordu. Asil de annesine evlendiğini söylemiyordu. Benim ailem soruyordu. Nerede diye ama bahane uyduruyordum annesi beni istemiyormuş desem en güzel bahane olurdu onlara iş tamamen olmazdı. Bir dahaki sene haziran ayına evlenme kararı almıştık. Beş ay sonra eşyaları almaya karar vermiştik. Daha ev falan bulacaktık.
Bir sene sonra düğün gelip çatmıştı. Haziranın on ikisi idi. Bir sürpriz daha vardı. Asil’in annesi de gelmişti. Asil annesine söylemişti. Akşama babası da gelecekti inşallah bir şey olmaz. Sabah bir heyecanla uyanmıştık. Eniştem bizi almaya gelmişti. Ben direk kuaföre geçmiştim. Asil de berbere götürmüşlerdi. Hazırlanmam çok uzun sürmemişti. Sade ve şık olmuştum. Asil beni almaya geldiğin dili tutulmuştu. Birbirimizi gördüğümüz o an dünyalara bedeldi.
“ Kumsalım dilim tutuldu ne diyeceğimi bilmiyorum.”
“Al bende de o kadar sevdiğim.”
Asil’in heyecandan eli titriyordu. Fotoğraf çekinmeye gidene kadar heyecanımız biraz da olsa geçmişti. Samsun batı parkta çekim yapmıştık. Hava yağmurlu olduğu için, fazla bir yerlere gidememiştik. Yemek falan yiyip eve geçiyorduk. O sıra telefon çalmıştı. Ablam arıyordu.
“ Efendim abla ”
“ Yaprak haberiniz olsun diye bilgi veriyorum. Asil’in babası geldi. Annesini görünce burada bir şey demeden koydukları eşyaları alıp geri gittiler nereye gittiler bizde bilmiyoruz.”
“ Olsun abla nereye gittiyseler gitti. Bu güzel günde kafamı onlara yoramam hiç.”
“ Ben Asil için dedim kuzum.”
“ O da aynısını diyor abla merak etme.”
“ Tamam, canım görüşürüz.”
Eve geçip biraz bekleyip konvoy yaparak düğün salonuna geçmiştik. Hala da babası gelmemişti. Sanırsam geri döndü. Salona ilk dansımız için girmiştik. Çok heyecanlı idik. Biz Cem Adrian’dan Ben Seni Çok Sevdim şarkısı ile dans etmiştik. Her şey yolunda gidiyordu. Ta ki son saatlere doğru Asil’in babası düğüne gelmişti. Asil’i yanlarına çağırıp……
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Devamı Yarın Gelecek...
Görüşmek üzere
Lütfen!!!
Oy vermeyi unutmayalım... Emeğe saygı
İyi Günler...
😊😊😊
Okur Yorumları | Yorum Ekle |