-“teşekkür ederim niye zahmet ettiniz demir bey. 1 çift kıyafet yeterdi.”
-‘ hepsine ihtiyacın var. Zahmette olmadı. Güle güle giy. Ayrıca demir bey demene gerek yok. Senden üstün değilim. Şimdi yat dinlen.’
Mahçup olduğum için başımı eğdim . Eliyle çenemi kavrayıp kaldırdı. Kafamı kaldırdığımda gözleriyle buluştu gözlerim. Orman yeşili gözleri vardı. Koyu. Bir o kadarda güzellerdi.
-“başını eğme. Kimse karşısında. Hiç bir şey karşısında.”
Ardından odadan çıkmak için adımladı.
son bir kez arkasına bir şey hatırlamış gibi döndü. Sadece onun gidişini izliyordum.
Acıktığımı farketmemiştim. Ama o söyleyince en son kahvaltı bile etmediğimi hatırladım. Daha doğrusu o masada edemezdimde.
Tam ‘hayır’ dediğim sırada, karnımın gurultusu duyuldu.
(IDŞDKDŞDKSŞSKSŞSKSİSK KOMİK OLDU)
Hafif sırıttı. Komiğine gitmişti. Gamzesi belli oldu. Hiç beklemiyordum. Gamzesini ilk defa gördüm. Zaten yeni tanışmıştık doğruya.
Bir şey demeden odadan çıktı. Bende kıyafetlerin arasından siyah tişört ve siyah eşofmanı alıp banyoya girdim. En rahatı buydu. Banyoda temiz havlu paketi açılmamış tarak, diş fırçası ve ağız suyu fln. Boranın evindede aynısı yapılmıştı. Niye her şey boranın ki gibiydi? Bilmiyorum.. ya da olması gereken buydu. Ve bora bunu taklit etmişti. En mantıklı cevap buydu..
Hızla duşa girdim. Resmen derimi kazıyordum. Kaynar suyla kendimi temizlemeye çalıştıkça ağlıyordum. Canım çok yanıyordu. Fiziksel anlamdada yanıyordu ancak ruhsal daha fazla acı çekiyordum. En sonunda dayanamayıp yere yığıldım.
——————————————————————————————————————————————————————————————————
Gözlerimi açtığımda ilk geldiğim odadaydım. Ama en son duşta olduğumu hatırlıyorum. Nasıl geldim?. Üstüme baktığımda yorganın altında yatıyordum. Yorganı yavaşça açtım. Bornoz vardı üstümde…
Üstümü giyinmem gerek diyerek doğruldum. Ayağa kalktığımda sendeledim fakat yatağa tutundum. Kapı usulca tıklatıldı.
Kapı açılıp içeri Demir girdiğinde bana baktı. O an üstümdekini hissettim. Unutmuştum.. kollarımla kendimi sardım. Başımı eğerek hızla banyoya koştum. Kapıyı arkamdan kilitleyip, oh çektim. Aklıma tekrar bora geldiğinde yere çöküp ağlamaya başladım. Bu evdende gitmem gerekiyordu. En kısa sürede kendimi dışarı atmam, yeni hayat kurmam gerek..
Banyonun kapısı 2 kere tıklatılıp;
-‘ Alisa benim demir. İyimisin?. Açar mısın kapıyı yemin ederim sana dokunmayacağım ya da sadece iyi olduğunu söyle.’
Hıçkırıklarımın arasında kendimi toplamaya çalışarak;
Daha çok ağlamaya başladım. Kendimi tutamıyordum.
-‘Alisa hadi çık tuvaletten. Ben odadan çıkıyorum. Üstünü giyin, hazır olduğunda çağır gelirim.’
Diyip yürümeye başladı. Ayak sesleri uzaklaştıkça uzaklaştı. En sonunda kapı açılıp kapandı.
Demir çıkmış olmalıydı. Lavabonun kenarından tutarak ayağa kalktım. Aynada kendime baktım . Saçlarım hala ıslaktı. Ağlamalarım biraz geçmişti. Hala moralim çok kötüydü ancak göz yaşlarım tükendi. Yüzümü soğuk suyla iyice yıkadım. Duruladıktan sonra saçlarımı benim için bırakılan tarakla taradım. Temiz havluyla kurulayıp , içeri koyduğum eşofman ve tişörtü üstüme geçirdim.
Dışarı çıktım. İçeride kimse yoktu. Karnımın tekrar guruldamasını duydum. Gerçekten acıkmıştım.
Kimseyle konuşmak istemiyordum ama açtım. Odadan çıkmak için kapıyı açtığım sırada demirin elinin havada olduğunu gördüm. sorgularcasına bakarken;
-‘Bende tam kapıyı çalacaktım. İyimisin? Bir yerin ağrıyor mu?’
-‘gel aşağı istersen biraz yemek ye. Çok acıkmış olmalısın.’
Arkasından onu takip etmeye başladım. İki kat aşağı indiğimizde kocaman bir yemek odasıyla karşılaştım. Evet sadece yemek odası. Bu kocaman alanda başka bir şey yoktu. Şaşırdım ama bunları düşünecek gücüm yoktu. Demir bir koltuğu benim için çekip beklemeye başladım. Tereddüt etsemse oturdum. Teşekkür edip. Beklemeye başladım. O da benim karşıma oturdu. Fatma hanım servis yapmaya başladı. Harika yemekler hazırlamıştı. Çok fazla yemeği ortaya koyduğu için demire sordum.
-“bu yemekler çok fazla değil mi ikimiz bitiremeyiz.”
-‘bitirmek zorunda değilsin ki . Karnın doyduğunda dur.’ Gayet rahat bir tavırla cevap verdi.
-‘peki. Sen istediğin kadar ye kalanları hayvanlara veririz.’
Yalandan bir tebessüm edip önüme döndüm. Demir tabağıma herşeyden 2 şer 3 er koymaya başladı.
-“demir… tamam yeter doyarım.”
-‘çok zayıfsın kendine dikkat etmen lazım.’
-“tamam ama doyarım gerçekten teşekkür ederim.”
Böyle söyleyince . Elini geri çekti. Kendi tabağına bir kaç bir şey koymuştu ancak yediği söylenemez. Bende aç olduğum için baya bir yemiştim. Tabağımdakiler bitince demire baktım.
Konuşmayı kestim. Arkama yaslandım. Ne yapacağımı bilmiyordum.
-‘doyduysan kalkalım bir az dinlen.’
Diyerek ayaklandı. Başımı sallayıp ayağa kalktım. Benimle odaya gelmişti.
-‘benim biraz işlerim çıktı. Sen dinlen ben 2-3 saate gelirim. Diyerek odadan çıktı.’
Ona görüşürüz diyip yatağa uzandım. Evi hemen sahiplenmiş gibiydim . neden böyle yapıyorum bilmiyorum ama samimiydim. Hem bana yanlış gibi geliyor, hem de doğrusu bu şekilde gibi geliyordu.
——————————————————————————————————————————————————————————————————
Kapının tıklatılmasıyla gözlerimi açtım.
İçeri demir girdi. Yeni uyanmış olduğum için gözlerimi ovalıyordum. Ona baktığımda ayak ucuma oturdu.
-‘güzel. İstersen aşağı inelim. Yemek hazır. Bir şeyler atıştır.’
Karnım aç gibi değildi . Ancak 1 saate acıkırdı muhtemelen. Sonradan acıktım demek olmazdı. Kabul edip ayağa kalktım. Benimle birlikte aşağı indi. Aynı yerlere oturduk. Fatma abla servisi bitirdiğinde;
Diyerek tebessüm etti. Teşekkür edip önüme döndüm. Samimi tatlı biriydi. Demir yeniden tabağımı doldurmaya başladı. İtiraz edemiyordum. Masadakilere baktığımda her çeşitten çok az konulmuştu tabaklara.
Bu sefer biter gibiydi. Hoşuma gitti. Dediğime uymuştu. Gülümsedim.
-‘ evet.. haklıydın bende sana uydum.’
-“teşekkür ederim. Ama benim için değil kendi vicdanın için yap lütfen ..”
Başını sallayıp,konuyu çevirmek için;
-‘yemekten sonra biraz konuşalım mı?’
EVETTT BU BÖLÜMDE BU KADARDIII. Bu arada ilham çok gelmiyo offf sanırım oylarınıza ihtiyacım var😉
Okur Yorumları | Yorum Ekle |