-‘SANA DOKUNMADIM. DOKUNMAYACAĞIM. O PİSLİK NE YAPTI BİLMİYORUM AMA KORKMA ÖLDÜ O.HER ŞEY BİTTİ.’
Gözlerimi açıp gözlerine baktım . Garip şekilde güven verdi. Ancak en son borayada güvendiğimi hatırlıyorum.
Adam tekrar konuştu. Çok sakin ve güven verici bir tonla;
Kekeleyerek zar zor konuştum. Tir tir titriyordum.
Yerde olduğumu farkedince , ayaklanmak için yanımdaki sehpadan yardım almak istedim. Tam kalktım derken yere yığılmam bir oldu. Ancak yumuşak bir yer…
Ve o sakin seslerin sahibinin beni kaldırdığını anladım.
Ona baktığımda çok sahiplenici bir şekilde tutuyordu. Korkuyordum, ancak bir şekilde tuttuğu yerlere dikkat ediyordu.
Göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. Etrafa baktığımda kapıdan çıktığımızı gördüm. Tam karşımızda . Yerde, bora ‘nın cansız bedeni vardı. Ağlamaya başladım.
-‘Şşş sana ne yaptığını az çok tahmin edebiliyorum. Cezasını çekti pislik. Onun için göz yaşı dökme.’
Onun yüzüne baktım. Bana bakmıyordu. Keskin çene hatları vardı ve dişlerini sıkıyordu.
Ürperdim . Aniden eğilip beni bir arabanın arka koltuğuna koyduğunu farkettim. Ellerini benden çektiğinde;
-“nereye gidiyoruz!” Dedim endişeyle.
Doğrulup kapımı kapattı. Ön koltuğa geçip arabayı çalıştırdı. Hala korkuyordum.
-‘korkma artık hepsi geçti. Yemin ederim sana elimi sürmeyeceğim. Adam sözü.’
Son söylediği komikti . Ancak ne gülecek halim vardı ne ağlayacak. Başımı cama yaslayıp dışarıyı seyretmeye başladım. Gidecek yerim, sahiplenilecek ailem yoktu. Adını dahi bilmediğim adam beni bir yere götürüyordu. Bunu farkettiğimde utanarak konuştum.
-“şeyy… bir şey sorabilirmiyim.”
-“Daha adını bile bilmiyorum.. “
İsmi yakışıyordu. Hakkını veriyordu adam..
Daha fazla konuşmadım. Kafamı cama yaslayıp dışarıyı seyrederken uyuya kaldım.
Havalandığımı hissettiğimde gözlerimi hafif açtım. Demir beyin kucağında olduğumu farkedince korktum.
Tekrar titremeye başladım. Demir bey bana baktı. Ardından;
-‘Alisa. Sana elimi sürmeyecektim. Ancak uyuya kaldın, uyandırmak istemedim. Eğer rahatsız olduysan indirebilirim.’
Açıklama yapması güven vermişti.
Kafamı eğip gözlerimin içinde sıkışan göz yaşlarımı serbest bıraktım. Bir sesle kafamı kaldırdım.
-Hoşgeldiniz Demir bey. Odalar hazır efendim. Yemekleri servis etmeye başlayayım mı?-
Karşımızda 50’li yaşlarda bir kadın vardı. Yaşlı kadın, ona baktığımı görünce hafif tebessüm etti.
-Hoşgeldin kızım. Adın neydi?-
-‘Fatma hanım. Alisa yorgun. Sırası değil.’
Diyerek yürümeye devam etti. Yaptığı hoşuma gitmesede haklıydı. Konuşacak gücüm yoktu.
Etrafa göz gezdirdiğimde, evin boralarınkinden 3 kat daha büyük olduğunu farkettim. Ev kocamandı. Ev demek ayıp olurdu. Malikane.
Her neyse. Beni bir odaya çıkardı. Yorgunluktan gözlerim kapanırken beni yatağa bıraktı. korkmaya başladım.
-‘Bir şeye ihtiyacın var mı? Üstündekini çıkar istersen. Biraz dinlen. Zaten ev sıcak giymene gerek yok ince bir şeyler var mı içinde?’
Üstünü çıkar demesi beni çok korkuttu. Zaten neden olay çıkarmayıp kabul ettiğimi kendime sorduğumda tek alabildiğim cevap silahlı , tehlikeli biri olması. Benim canıma kıyması falan..
Saçmaydı ama korkuyordum işte.
Söyledikleri bana borayı hatırlattı. Ellerimle yüzümü kapattım sakinleşmeye çalıştım. Bir çift elin omuzlarımdan tutup sıvazlamasıyla kafamı yavaşça kaldırdım. Demir bey yanıma oturmuş, sakinleşmemi bekliyordu. Asla bana kötü bir şeye yapacağına inanamıyordum. Bana çok sakin ve anlayışlı şekilde davranıyordu. Güven veren sözleri işittim.
-‘ Tamam. Sen biraz dinlen . Ben sana temiz kıyafetler getireceğim.’
Son kez gözümden yanağıma akan yaşı başparmağıyla hafifçe silip ayaklandı. Onu izliyorken, kapıyı açıp bana kısa bir bakış attı. Neler olduğunu sormak istemiyordu. Ancak merak ediyordu. Hiç beklemediği gibi davranıyordum belliki.
Odadan çıkarken ardından kapıyı kapattı. Bense ne yapacağımı düşünüyordum.
Bora beni kandırmıştı. Sürekli karşıma çıkması bu kadar tesadüf olamazdı zaten. Ya her şeyi kendisi planladıysa. Sırf en sonunda onun evinde kalmam için yaptıysa o kadar rolü, planı. Kafam almıyodu bana çok saçma geliyor. Bir insan neden bu kadar plan yapar ki. Ya da ne bileyim plan değil sadece rol yaptı. İyi rolü… bunu şimdi düşünmenin vakti değil. Düşündükçe kötü oluyorum zaten.
Düşüncelerden kurtaran kişi demir bey oldu.
İçeri yavaşça girdi. Elinde bir sürü kıyafet katlanmış şekilde duruyordu. Çok fazlaydı. Ben sadece bir alt ve üst isterdim.
-“teşekkür ederim niye zahmet ettiniz demir bey. 1 çift kıyafet yeterdi.”
-‘ hepsine ihtiyacın var. Zahmette olmadı. Güle güle giy. Ayrıca demir bey demene gerek yok. Senden üstün değilim. Şimdi yat dinlen.’
Mahçup olduğum için başımı eğdim . Eliyle çenemi kavrayıp kaldırdı. Kafamı kaldırdığımda gözleriyle buluştu gözlerim. Orman yeşili gözleri vardı. Koyu. Bir o kadarda güzellerdi.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |