25. Bölüm
Yılmaz Örmeci / Her Limanda Bir Sevgili / 25. Bölüm: Akdeniz'de İki Gemi

25. Bölüm: Akdeniz'de İki Gemi

Yılmaz Örmeci
yilmazormeci

 

Önde Kaptan Aleksandro’nun gemisi, arkada İzzet Kaptan’ın gemisi olmak üzere birlikte yola çıktılar. İzzet, bu koca geminin su üzerinde gittiğini bile hissetmiyordu. Motorlar neredeyse hiçbir güç harcamadan son derece sessiz çalışıyor, gemide sarsıntı ve yalpalama neredeyse hiç olmuyordu. Aleksandro’nun gemisi görece çok yavaş olduğundan onun hızına uygun hızda gitmeleri gerektiği için Namık Kaptan belli bir takip mesafesini koruyarak seyrediyor, İzzet’e de gemi kullanımı hakkında önemli bilgiler veriyordu.

Akdeniz’in dingin sularında iki gemi ilerliyordu. Önde Aleksandro’nun yelkenlisi, ardından devasa yeni yük gemisi… İzzet Kaptan ve Namık Kaptan yönetimindeki bu yeni gemi, henüz resmi olarak limanlara kaydolmadığı için açıkta beklemek zorundaydı.

Beyrut’a vardıklarında Kaptan Aleksandro’nun gemisi limana yanaşırken, İzzet Kaptan’ın gemisi bir mil açıkta demir attı. Kaptan İzzet, filikaya binip gemiden inerek Layla’yı bulduğunda onu sahile yakın eski hanların birinde bekliyordu. Birlikte sahile geldiklerinde geçmişin izlerini taşıyan bir sohbete başladılar. Layla, önce Leyla Hanım’ı sordu, İzzet üstü kapalı da olsa bazı bilgiler verdi ve gemiyi kendisine hediye ettiğini ama bunu sır olarak saklamasını rica etti. Layla da Beyrut’ta duyduğu bazı ticari söylentileri anlattı. Birkaç saat süren hasret gidermenin ardından, İzzet ve Layla vedalaştı, İskenderiye’ye doğru yola çıktılar.

Ertesi gün güneş batarken İskenderiye limanına vardılar ve yine Aleksandro’nun gemisi limana yanaşırken, büyük yük gemisi açıkta beklemeye geçti. İzzet, yanına Namık Kaptan’ı da alarak limandaki bir çay bahçesinde Rabia ve ablalarıyla buluştu. Rabia’nın en büyük ablası Vahide, İskenderiye limanındaki son gelişmeleri ve bazı fırsatları anlattı. Gemicilik sektöründe değişen kurallardan ve kaçakçılarla başı belada olan tüccarlardan bahsetti. Amacı, kardeşi Rabia ile evlendiği takdirde İzzet’in sürekli olarak İskenderiye’de kalmasını sağlamak olmalıydı. İzzet ve Namık, Vahide’nin anlattıklarını dikkatle dinledi. İzzet daha sonra onlarla birlikte limana giderek yeni gemiyi gösterdi. Ama kendine ait olduğunu söylemek istemedi. Hepsi de bu büyük gemiye hayran kaldılar ama uzakta demirleyen bu gemiye binmeyi gözleri kesmedi. Birkaç saatlik sohbetin ardından İzzet, gözyaşları içindeki Rabia ve ablalarıyla vedalaşıp gemilerine döndüler.

İskenderiye’den ayrıldıktan sonra rüzgâr sertleşti. Ama gemiler sağlamdı ve mürettebat tecrübeliydi. Yolculuk boyunca İzzet ve Namık, geminin işleyişiyle ilgili daha fazla bilgi edinmeye çalıştı. Nihayet Girit limanı göründüğünde, Aleksandro’nun yüzünde bir tebessüm belirdi.

“Helena burada, iskelede bizi bekliyor” dedi Aleksandro, kaptan köşkünden arkadaki gemide bulunan İzzet’e eliyle sahili göstererek.

Helena, eski bir deniz tüccarının kızı ve aynı zamanda adanın eğlence yerlerinde şarkı söyleyen çok güzel bir kadındı. Aleksandro, limana yanaşırken büyük gemi yine açıkta beklemeye geçti. Bir filikayla yine Namık Kaptan’la birlikte sahile çıkan İzzet, Helena’yı iskelede görünce sevindi ve hasretle birbirlerine sarıldılar. Helena, biraz sonra yanlarına gelen Aleksandro’ya da dostça bir selam verdikten sonra onu Namık Kaptan ile tanıştırdılar. Namık Kaptan’ı da adadayken Türk olduğunu belli etmemesi ve Türkçe konuşmaması gerektiği konusunda uyardılar. Sohbet sırasında Helena, Girit’te denizcilerle ilgili yeni düzenlemelerden bahsetti.

Girit’ten ayrılmadan önce, Helena’nın önerdiği birkaç malzeme ve erzak gemiye yüklendi. Napoli’ye vardıklarında onları ne gibi sürprizlerin beklediğini bilmiyorlardı ama Akdeniz’in dalgaları, her yeni limanda bir başka hikâye yazıyordu…

Napoli limanına vardıklarında, İzzet Kaptan, Namık Kaptan ve Aleksandro, doğrudan Signor Lorenzo’nun şirket merkezine geçtiler. Lorenzo, Napoli’nin en büyük denizcilik şirketlerinden birinin sahibiydi ve onları görür görmez geniş bir gülümsemeyle karşıladı.

"Ah, dostlarım! Nihayet geldiniz!" dedi kollarını açarak. "Yeni geminiz hakkında çok şey duydum, gazetelerde fotoğrafları bile vardı. Anlatıldığı kadar görkemli mi bakalım?"

Aleksandro göz kırptı. "Sadece anlatılanları değil, daha fazlasını da görmeye hazır olun Signor Lorenzo."

Hep birlikte limana dönerek büyük yük gemisini gezmeye başladılar. Lorenzo, geminin 3 katlı yük ambarlarını, güçlü çift motorunu ve geniş güvertesini hayranlıkla inceledi. Kaptan Namık onları görünce yanlarına gelip kendini tanıştırdı. Gemiyi gezerken Namık Kaptan da onlara eşlik ediyor, geminin teknik özellikleri hakkında bilgi veriyordu.

Lorenzo, geminin kapasitesinden ve sağlamlığından oldukça etkilenmişti. Ofise döndüklerinde "Bunu şirketim adına kiralamak istiyorum," dedi nihayet. "Ama sadece Akdeniz’de değil, yılda en az iki kez Amerika ve Uzakdoğu’ya sefer yapacak şekilde."

İzzet Kaptan ve Aleksandro göz göze geldiler. Bu, büyük bir fırsattı ama şartları en iyi şekilde belirlemeleri gerekiyordu.

"Gemiyi şirketimize kiralamanı istiyorsan şartlarımızı konuşalım, Signor Lorenzo," dedi İzzet Kaptan ciddi bir ifadeyle.

Bir anda yüzler ciddileşti, sıkı bir pazarlık süreci başladı. Lorenzo, gemiyi limanlara şirketi adına kayıt yaptırabileceğini ve seferlerin daha kısa sürede yapılabileceğini belirtti. İzzet Kaptan ve Aleksandro ise geminin yalnızca belirli rotalarda çalışmasını, her yıl belli bir bakım sürecine tâbi tutulmasını ve kâr paylaşımının âdil olmasını istediler.

Saatler süren pazarlığın ardından, herkesin kabul ettiği bir anlaşmaya varıldı. Sözleşme hazırlandı, evraklar düzenlendi ve imzalar atıldı. Aleksandro’nun isteği üzerine yüklü bir miktar peşinat da alan İzzet, hem kaptan olarak daha yüksek bir maaş alacak, hem de gemisinin taşıdığı yük, gideceği uzaklık ve sefer sayısına göre her seferin sonunda para alacaktı. Geminin sigorta, vergi ve bakım masrafları da şirket tarafından karşılanacaktı. Böylece yeni gemi, yalnızca Akdeniz’de değil, daha büyük sulara açılma fırsatı da bulmuş olacaktı.

Kutlama için Signor Lorenzo, onları Napoli’nin en güzel restoranlarından birine davet etti. Deniz ürünleriyle dolu büyük bir masanın etrafında kahkahalar atarak geçmişten ve deniz maceralarından bahsettiler. Şarabın ve lezzetli yemeklerin eşliğinde, gelecekteki yolculuklarının planlarını yaptılar. Aleksandro da artık emekli olmak istediğini söyledi. Ancak İzzet buna izin vermedi ve yeni gemide birlikte çalışmayı teklif etti. Sadece iki saniye düşündükten sonra Aleksandro bunu kabul etti. Emekli olunca yapacak hiçbir şeyi yoktu, ayrıca bir can borcu bulunan İzzet’i de çok sevmişti ve yeni gemide çalışmak onun için emekli olup Napoli’deki köhne evinde oturmaktan çok daha zevkli olacaktı. Ayrıca Uzakdoğu gezisi onun için oldukça önemli olacaktı çünkü orada yitirdiği birini bulma şansına kavuşabilecekti.

Gecenin sonunda İzzet Kaptan ve Aleksandro, artık yeni maceralara hazır olduklarını hissediyorlardı. Napoli’den sonra yeni rotaları onları bekliyordu ve bu defa, çok daha büyük ufuklara yelken açacaklardı.

Ertesi gün İzzet, Napoli’de İsabella ile buluştu. Onu gemisine davet etti ve birlikte gemiyi gezdiler. İsabella, geminin ihtişamına hayran kaldı ve özellikle beş lüks kamarası ile geniş güvertesi dikkatini çekti.

Birkaç gün sonra Signor Lorenzo, bu yeni gemide Napoli’nin yüksek sosyetesinin katıldığı görkemli bir parti düzenledi. Geminin ihtişamı, konukları büyülemişti. Şık giysiler içindeki konuklar, şampanya eşliğinde güvertede müzik dinleyerek, denizin huzur verici manzarasının tadını çıkardılar. Katılanların arasında Napoli’nin büyük gazetelerinden de muhabirler vardı ve birçok fotoğraf çekip Signor Lorenzo ve İzzet ile röportaj yaptılar.

Namık Kaptan, sohbet sırasında Signor Lorenzo’ya geminin yolcu gemisi olarak da kullanılabileceğini, gemi projesinin kendisi tarafından yapıldığını ve imalatında bizzat bulunduğunu söyledi. Bu fikir Lorenzo tarafından büyük ilgi gördü ve İzzet ile görüşüp masrafları üstlendiğini belirtti ve hemen tadilat için girişimlere başlanmasını istedi. Planlara göre, geminin iç kısmı daha konforlu hale getirilecek, üst kattaki bazı ambarlar lüks yolcu kamaralarına dönüştürülecekti. Tadilatın bir ay süreceği belirtilince, İzzet bu süreci değerlendirmeye karar verdi. Namık Kaptan, çocuğu gibi gördüğü bu geminin tadilatlarıyla da bizzat ilgileneceğini belirtti.

 

 

...

(Devam edecek)

 

 

Bir gemi limanda güvendedir, ama gemiler limanda beklemek için yapılmaz.

Bölüm : 08.02.2025 19:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...