28. Bölüm
Yılmaz Örmeci / Her Limanda Bir Sevgili / 28. Bölüm: Uzakdoğu Gezisi

28. Bölüm: Uzakdoğu Gezisi

Yılmaz Örmeci
yilmazormeci

 

Yola çıkacakları günden bir önceki sabah, şirket sahibi Signor Lorenzo, kaptanları ve İsabella’yı ofisinde toplantıya çağırarak yolculukta yapmaları gerekenleri söyleyip hepsinden verilen talimatlara uyacakları konusunda imzalı belge istedi. Lorenzo bunu avukatına danışarak yapmıştı ve çok akıllıca bir hareketti. Taşıyacakları yük ve yolcular şirket için hayati bir önem taşıdığından böyle bir karar vermek zorunda kaldığı için hepsinden özür dilerken üçer nüsha olarak avukatıyla birlikte hazırladığı yazılı talimatları hepsine dağıttı. Herkes bunu anlayışla karşıladı ve okuyup imzalayarak ikişer nüshasını Lorenzo’ya geri verdi.

Lorenzo, daha sonra rotayı belirledilerse öğrenmek istedi. Burada İsabella söz alıp diğer kaptanlardan özür dileyerek konuştu:

“Signor Lorenzo, taşıdığınız yükler ve gidecekleri limanlar hakkında bilgi sahibiyim. Önceliğimiz elbette ki yüklerinizin zamanında yerlerine teslim edilmesidir. Ancak bu seyahate katılacak ailelerin hepsini ismen de olsa tanıyorum. Ya konserlerde ya da sosyete balolarında hepsiyle de karşılaşmışızdır. Onların da beni tanıdığını biliyorum. Yaklaşık bir ay sürecek bu yolculuğun onlar için de sıkıcı olmayan hatta eğlenceli bir gezi olabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle tarihi ve turistik bazı şehirlere uğramamızı ve uzun olmayan geziler düzenleyip seyahatten memnun kalarak sizin reklamınızı bizzat yapmaları çok isabetli olacaktır.”

Lorenzo, gözlüklerini düzelterek bu sözleri değerlendirdi. “Peki, bu konuda ne yapabiliriz Signorita İsabella? Onlardan aldığımız paranın çok daha fazlasını şimdiden sizin önerilerinizle harcamış bulunuyoruz.”

“Signor Lorenzo, böyle bir gezi onların ve çocuklarının hayatında çok önemli olacak ve yıllarca hatırlayacaklar. Sizin ve şirketiniz için de bir ilk olacak. Titanik faciasından sonra gemiyle uzun yolculuklara çıkmak insanlara korku ve endişe vermeye başladı. Bu korkuyu böylece yenmek ve bunu fırsata çevirmek, bütün dünyada deniz taşımacılığında moral ve motivasyon sağlayacak, ayrıca bir dahaki seferde yolcu bulmak daha kolay olacaktır.”

Signor Lorenzo’ya bu sözler çok makul ve mantıklı geldiğinden hiç itiraz etmedi, kaptanların üçü de olumlu anlamda başını sallayınca son olarak yine kendisi konuştu. ”Pekâlâ Signorita İsabella, rotayı kaptanlarla birlikte siz belirleyin, bana sadece yaklaşık olarak hangi gün hangi limanda olacağınızı söyleyin yeter.”

İsabella oturduğu koltuktan kalktı, duvarda asılı duran dünya haritasında parmağıyla işaretleyerek rotayı çizdi. Namık Kaptan da hangi limanda ne kadar kalabileceklerini söyledi. Buna göre rotaları şöyleydi:

• Napoli (İtalya): Rotanın başlangıcı.

• İskenderiye ve Kahire Mısır): Napoli'den doğuya doğru ilerlerken Akdeniz'in güneyinde, Mısır kıyısında bulunur.

• Aden (Yemen): İskenderiye’den sonra, Kızıldeniz'in Umman Körfezi’ne geçiş bölgesine doğru ilerleyerek Aden'e ulaşılır.

• Bombay (Hindistan): Aden’den sonra Umman Körfezi ve Hint Okyanusu'nu aşarak, Hindistan'ın batı kıyısındaki bu büyük limana varılır.

• Hong Kong ve Şanghay (Çin): Bombay'den sonra, doğuya doğru seyir yaparak Güney Çin Denizi'ni geçtikten sonra Şanghay’a ulaşılır.

• Tokyo (Japonya): Nihaî varış noktası; Şanghay’dan kuzeydoğuya doğru seyir edilerek Tokyo’ya varılır.

Lorenzo hepsini de not alarak teşekkür ettikten sonra birlikte öğle yemeğine çıktılar. Bir sonraki gün yolculuk başlayacağı için gazetecileri arayan Lorenzo, akşam üstü de onlarla bir basın toplantısı düzenleyip fotoğraf çektirdi.

Ertesi gün Napoli limanı neredeyse ana-baba günüydü. Gazetelerin sabah baskısından geminin yola çıkacağı haberini alan birçok kişi limana gelerek bu olaya tanıklık etmek istedi. Yolcuların limana gelişleri de çok göz kamaştırıcı oldu. Hepsi de özel şoförlerinin kullandığı lüks otomobilleriyle limana gelerek teker teker fotoğraf çektirdiler, akraba ve arkadaşlarıyla vedalaştılar, sonra da gemiye binip el salladılar.

Yolcular gemiye binmeden önce görevli doktor ve sağlık ekibi bütün personeli sağlık taramasından geçirmişti. Bulaşıcı hastalık ya da çalışmaya engel olabilecek rahatsızlığı olan bir personel olmayınca hepsine temizlik ve hijyen kuralları ile sağlıklı beslenmeleri ve gerektiğinde ücretsiz muayene olmaları yönünde talimat verildi. Yolcular bindikten hemen sonra aynı şey onlara da uygulandı. Açık denizlerde ve okyanuslarda sıkça görülen Akdeniz anemisi, beriberi hastalığı, iskorbüt, raşitizm gibi hastalıklar, sağlık bilgileri ve önleme prosedürü hepsine de anlatıldı. Genellikle B, C ve D vitaminlerinin eksikliğinden kaynaklanan bu hastalıkları önlemek için aşçıbaşı çağrılarak yemek öğünlerinde ve aralarda bütün personel ve yolculara bu vitaminleri içeren yiyecekler ve meyveler ikram edilmesi talimatı verildi.

Gemi Napoli limanından öğleye doğru ayrılmış, yolcular kamaralardaki yerlerini almıştı. Hepsi de en lüks otellerden bile daha güzel olan kamaralardan memnun kalmış, çocuklarıyla pencereden denizi izliyorlardı. Öğle yemeği zamanı geldiğinde kamaralara yakın olan restoran bölümüne gelen konuklar önce İsabella ile tanıştılar. İsabella, yanlış anlaşılmaya yer vermemek ve sosyetedeki itibarını zedelememek için, yakın dostu ve geminin sahibi olan İzzet Kaptan’ın ricasını kırmayarak hepsine mihmandarlık ve rehberlik yapmayı kabul ettiğini belirtti. Onların masalarını tek tek dolaşarak önce geminin sahibi İzzet Kaptan’la, gemiyi kullanan Namık Kaptan’la ve emekli olan Kaptan Aleksandro ile tanıştırdı.

İsabella, bu büyük seferin tüm hazırlıklarını titizlikle organize etmişti. Gemide lüks kamaralar gözden geçirilmişti ve özel şeflerin hazırladığı yemekler, sağlık ekipleri, ilaç stokları, çocuk oyun alanları ve canlı bir orkestra vardı. Yolculuk bir ay sürecekti ve belirli limanlarda yük indirip bindirmenin yanı sıra, önemli noktalarda yolcular için turistik geziler düzenlenecekti.

İsabella, yolculara güzergâhlarını kısaca anlattı. Yolcular onun anlattıklarını dinlerken hepsi de ilk kez böyle uzun bir yolculuğa çıktıklarından çok heyecanlıydılar. Önce Mısır’da İskenderiye ve Kahire, sonra Yemen’de Aden, Hindistan’da Bombay, Çin’de Hong Kong ile Şanghay ve en son olarak da Japonya’da bulunan Tokyo’ya gideceklerdi. Tam bir ay sürecek bu yolculuk için bütün ayrıntılar düşünülmüştü ve yolcuların her ihtiyacı karşılanacaktı. Yolcuların hepsinde de yeni çıkan ancak pek yaygın olmayan fotoğraf makineleri vardı ve bol bol fotoğraf çekmeyi düşünüyorlardı. Özellikle çocuklar Mısır piramitlerini ve Hong Kong’u çok merak ediyorlardı.

Napoli’den sonraki ilk durakları İskenderiye oldu. İsabella, İskenderiye'nin antik çağlardan beri Akdeniz’in en önemli limanlarından biri olduğunu anlattı. Buradan yolcular karayoluyla Kahire’ye giderek Giza Piramitleri’ni ve Sfenks’i görebilecekti. İskenderiye ve Kahire’de unutulmaz günler geçiren yolcular bol bol fotoğraf çektiler ve İsabella’dan önemli bilgiler aldılar. Aynı zamanda yöreye özgü yemekleri de tadan yolcular tam dört gün boyunca İskenderiye ve Kahire’yi gezdiler.

Daha sonra Aden’e geçtiler. Burası Kızıldeniz’den Umman Körfezi’ne açılan bir limandı ve ticari olarak önemli bir şehirdi. Deniz ticaretinde kritik bir durak olan Aden’de yine farklı kültürler ve yemeklerle bir gün geçirdiler. İsabella, buranın Baharat Yolu’nun en önemli merkezlerinden biri olduğunu açıkladı.

Birkaç günlük yolculuktan sonra yolcular, Hindistan’ın en büyük şehirlerinden biri olan Bombay’da, 1903 yılında yapılan Tac Mahal Sarayı, Hint Kapısı ve diğer Hint kültürünün büyüleyici yönlerine tanık olmuşlardı. Yine ayakları toprağa basan yolcular burada da birkaç gün geçirerek hem dinlenip hem de eğlendiler. Bombay’ın önce Portekizliler ve daha sonra İngilizlerin sömürgesi olduğunu, buradan başlayarak bütün Hindistan’ı sömürge haline getiren İngilizlerin şehirdeki ve ülkedeki izlerini anlatan İsabella, herkesin hayranlığını kazanıyordu.

Hong Kong’a varmadan gemide buranın tarihçesini anlatan İsabella, yolculara İngilizlerin burayı 1898 yılında Çin’den 99 yıllığına kiraladığını anlattı. Hong Kong da dünyanın en önemli ticaret limanlarından biri olma yolundaydı.

Çin’in Şanghay limanına vardıklarında İsabella, Şanghay’ın Çin’in en büyük ticaret ve kültür merkezlerinden biri olduğunu belirtti. Dünyanın en büyük ve en hareketli şehirlerinden olan Şanghay’da yine tarihi yerleri gezip görerek Çin kültürüyle tanıştılar.

Yolculuk boyunca İsabella’nın yolcularla ve geminin diğer gerekli işleriyle ilgilenip organizasyon yapması İzzet’in hayranlığını kazanmasına neden olmuştu. İzzet de İsabella ile birlikte gezilere katılarak ilk kez gelip gördüğü dünyanın bu büyük ve önemli şehirlerini tanıma, kültürlerini anlama çabası içindeydi. Hayatında verdiği en isabetli kararlardan birinin İsabella’yı bu yolculuğa davet ederek onun bilgi ve ticari yeteneklerinden yararlanmak olduğunu düşünüyor, İsabella’ya daha büyük bir bağlılık ve hayranlık duyuyordu.

İsabella’nın amacı da tam olarak buydu. İzzet’i kendisine bağlamak, her alanda ve her yerde vazgeçilmez bir ikili oluşturup en yakın zamanda evlenip bu gibi geziler düzenleyerek hem dünyayı tanımak hem de eşsiz güzellikleri ve manzaraları görüp, egzotik ve yerel yiyecek ve içecekleri doyasıya tadarak hayatın zevkini en güzel şekilde yaşamaktı.

 

 

 

 

...

(Devam edecek)

 

Gemi kıyıya vurmuşsa, deniz son sözünü söylemiş demektir.

 

Bölüm : 11.02.2025 18:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...