33. Bölüm
Yılmaz Örmeci / Kırık Olsa Duramazsın / 33. Bölüm: Baba'nın Kuralları

33. Bölüm: Baba'nın Kuralları

Yılmaz Örmeci
yilmazormeci

 

Babalar oğullarının ilk kahramanı, kızlarının ilk aşkıdır.

 

Rodrigo, büyük bir şok yaşadı. Avrupa’daki sisteminin her yerinden paralar kayboluyor, malları ulaşmıyor, güvenilir adamları birbirine düşüyordu.

Adamlarından biri "Patron, Avrupa’daki işler dağılıyor. Biri sistemimize sızmış olmalı. Kimseye güvenemez hale geldik!"

Rodrigo, öfkeyle masayı yumrukladı. "Kim yapıyor bunu? Aklında biri var mı?”

Adamı "Kesin bir şey diyemiyoruz ama tüm bu olaylar Bahadır’ın teşkilatı güçlendirdiği dönemde oldu."

Rodrigo, dişlerini sıktı. "Öyleyse Bahadır’a bir mesaj göndermenin zamanı geldi."

Rodrigo, Bahadır’a açık bir savaş açmak yerine, tehditkâr bir mesaj yollamaya karar verdi. İntikamın soğuk yenen bir yemek olduğunu çok iyi biliyordu.

Bahadır, sabah kahvesini içerken bir zarf aldı. Zarfta sadece iki kelime yazıyordu: "Sıra bende."

Bahadır, mektubu katlayıp kenara koydu. Rodrigo’nun karşı saldırıya geçeceğini biliyordu. Ama o da buna hazırdı.

Rodrigo, Bahadır’ın sistemini içeriden vurmak yerine doğrudan ona ve en yakın ekibine saldırmaya karar vermişti. Ancak bunu açık bir savaş şeklinde yapmayacaktı çünkü doğrudan saldırırsa uluslararası teşkilatların dikkatini çekeceğini ve Dünya Teşkilatlar Birliği Başkanlığı seçimlerine giden yolda itibar kaybedeceğini biliyordu. Bu yüzden gizli, sinsi ve stratejik bir hamle yapacaktı.

Bahadır’ın karşısına çıkmadan önce onun en güvendiği adamlarını hedef alarak ekibini dağıtmayı planladı. Eğer Bahadır yalnız kalırsa, en güçlü lider bile olsa savunmasız hale gelecekti.

Rodrigo, Bahadır’a doğrudan saldırmak yerine, onun kendi kendini yok etmesini sağlayacak bir oyun kurdu. Planı şu üç aşamadan oluşuyordu:

Birincisi: Bahadır’ın en sadık adamlarını birbirine düşürmek.

İkincisi: Teşkilat içinde Bahadır’a olan güveni sarsmak.

Üçüncüsü: Avrupa’da Bahadır’a ait sistemleri sabote ederek onun başarısız görünmesini sağlamak.

Rodrigo, bu planı devreye sokmadan önce Bahadır’ı test etmek istedi. Onun vereceği tepkileri analiz etmek için önemsiz görünen küçük sabotajlarla başladı.

Rodrigo, Bahadır’ın liderlerle yaptığı toplantılarda yaşadığı ufak sorunları büyütmeye karar vermişti. İstanbul’daki aylık toplantıda, Bahadır Avrupa’daki bazı liderlerin gergin tavırlarını fark etti. Özellikle Bulgar ve Hırvat liderler, verilen görevleri yine yerine getirmemişti.

Bahadır (kaşlarını çatarak): "Bir ay önce bu masada söz verdiniz. Şimdi neden hâlâ bir ilerleme yok?"

Bulgar Lider (omuz silkerek): "Ekonomik sıkıntılar… İnsan kaynağımız yetersiz."

Hırvat Lider (başını sallayarak): "Evet, bizim teşkilat biraz sıkıntıda. Önceliklerimizi değiştirmemiz gerekti."

Bahadır, burada bir gariplik olduğunu hissetmişti. Çünkü bu adamlar önceden böyle bahaneler uydurmazdı. Üstelik diğer liderlerin bazıları da tedirgin görünüyordu. Toplantıdan sonra Bahadır, liderlerle birebir görüşmeler yapmaya karar verdi.

Bahadır, önce Fransız liderle özel bir görüşme yaptı.

Bahadır: "Toplantıda bir şeylerin yanlış olduğunu hissettin mi?"

Fransız Lider (etrafına bakınarak, sessizce): "Evet, ama ben karışmak istemem. Sadece dikkatli ol derim Bahadır Başkan."

Bahadır (sabırsızca): "Dikkatli mi olayım? Neye karşı?"

Fransız Lider (iç çekerek): "Bakın, emin değilim. Ama duyduğuma göre bazı teşkilat liderleri artık seni sorguluyor. Senin fazla güçlendiğini düşünüyorlar."

Bahadır’ın yüzü ciddileşti. Kim onu sorguluyordu? Ve neden? Bahadır, Alman liderle de özel bir görüşme yaptı.

Bahadır: "Bu masa etrafında herkes bir şeylerden çekiniyor gibi. Bana dürüst ol, neler dönüyor?"

Alman Lider (başını eğerek): "Bahadır Başkan… Rodrigo işin içinde."

Bahadır (gözleri daralarak): "Ne demek istiyorsun?"

Alman Lider (fısıltıyla): "Rodrigo, bazı liderlere ‘Bahadır çok güçlenirse sizi harcayacak’ mesajı vermiş. Kimini doğrudan tehdit etmiş, kimine para teklif etmiş. O yüzden bazıları artık görevlerini yerine getirmiyor. Çünkü senin başarısız görünmeni istiyorlar."

Bahadır artık şüphelerini doğrulamıştı. Rodrigo, doğrudan saldırmak yerine Bahadır’ın teşkilat içindeki itibarını sarsmaya ve önce onu zayıflatmaya çalışıyordu.

Bahadır, öncelikle teşkilat içinde güveni geri kazanmak zorundaydı. Bunun için bir plan yaptı: Rodrigo’nun etki alanındaki liderleri gizlice takip ettirerek kimin rüşvet aldığını ve kimin tehdit edildiğini tespit edecekti. Bunu toplantı sırasında kanıtlarıyla masaya koyacak ve Rodrigo’nun oyununu bozacaktı. Rodrigo’yu doğrudan suçlamak yerine, onun Avrupa’daki sistemlerini sabote ederek ona geri adım attıracaktı.

İstanbul’da yapılan bir sonraki toplantıda, Bahadır liderlerin karşısına çıktı. Ama bu kez elinde belgeler vardı.

Bahadır (soğukkanlı bir şekilde): "Geçen toplantıda bazı arkadaşlarımızın görevlerini yerine getirmediğini konuştuk. Şimdi nedenini hep beraber göreceğiz."

Bahadır, birkaç dosya açtı ve masaya koydu. "Bu belgeler, bazı teşkilat liderlerine yapılan gizli ödemeleri gösteriyor. Rodrigo’nun adamları, aranızdan bazılarına para aktarmış. Ve işin en ilginç yanı ne biliyor musunuz? Parayı alanların neredeyse hepsi, paramız yok diyerek burada en çok sorun çıkaranlar!"

O an salonda buz gibi bir hava esti. Bulgar Lider (terleyerek): "Bu… Bu doğru değil! Bunlar sahte olabilir!"

Bahadır (sertçe): "Eğer sahte olduğunu düşünüyorsan, hep birlikte bunları araştırabiliriz. Ama Rodrigo’nun aramıza fitne soktuğu çok açık."

Bazı liderler mahcup bir şekilde başlarını eğdi. Rodrigo’nun planı ortaya çıkmıştı ama kimse onu açıkça suçlamaya cesaret edemiyor, onun gücünden ve yapabileceklerinden korkuyordu.

Bahadır’ın planı işe yaradı ve Rodrigo’nun manipülasyonu değersizleşti. Avrupa’daki liderler, Bahadır’a olan güvenlerini yeniden tazelediler.

Ancak Rodrigo kolayca vazgeçmeyecekti. Telefonun diğer ucunda, Rodrigo ekibine emir veriyordu:

Rodrigo (sinirle): "Bahadır benimle akıl oyunu oynuyor. Ama şunu unutmasın… Ben bu oyunda kuralları koyan kişiyim!"

Rodrigo, bir sonraki hamlesini planlamak için geri çekildi. Ama Bahadır artık onun oyunlarını artık biliyordu ve ondan her zaman bir adım önde olacağını kanıtlamıştı.

Rodrigo da Bahadır da artık bunalmıştı ve sonunda Rodrigo’dan ateşkes teklifi geldi. Birbirlerinin işlerine karışmamaya karar verdiler. İki yıl sonraki seçimlerde nasılsa kozlarını paylaşacaklardı.

Rodrigo’nun ateşkes talebi Bahadır’ı şaşırtmamıştı. Çünkü bu savaş ikisinin de enerjisini tüketmişti ve şu an ikisinin de seçime kadar yapılacak daha büyük hamlelere hazırlanmaları gerekiyordu. Bahadır, Rodrigo’nun ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu. Ama bu ateşkes, güç toplaması için büyük bir fırsattı.

Bahadır bir yandan okuluna devam ediyor, bir yandan da bunları düşünüyordu. Bazı derslerde ilgisinin dağıldığı da bir gerçekti ama kendine telkin yaparak içine girdiği mekânın kurallarıyla yaşamayı öğrenmişti. Teşkilatta sadece teşkilat işleri, eczanede sadece ilaç ve hasta işleriyle Duru, evde ise sadece dinlenme, ders çalışma ve temiz bir uyku.

Eğer insan kopyalanması mümkün olsaydı parayı bastırıp en az üç tane daha Bahadır kopyalatırdı ama teknoloji henüz o aşamaya gelmemişti ne yazık ki. Diğer sorunları girdiği mekânın kapısının dışında bırakmayı da kısa zamanda öğrenmişti. Çünkü her üçünde de başarılı olmak zorundaydı. Okulu mutlaka bitirmek, Duru ile ciddi ilişkisini sürdürmek ve teşkilat işlerinin üçü de birbirinden önemliydi ve birini bile bırakmaya niyetli değildi. Neyse ki okulunda derslerine yardımcı olabilecek ve yol gösterecek hocalar, eczanede Duru ve Belgin Hanım, teşkilatta ise Ekrem, Vladimir Hazarov ve Kurt Ali Dede ona yardımcı olup yol gösteriyorlardı.

Bahadır, ateşkesin ona verdiği fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye kararlıydı. İlk hedefi, Asya teşkilatlarını tamamen kendi yanına çekmekti. Çünkü Asya’daki güç dengesi Rodrigo’nun en az nüfuz sahibi olduğu bölgeydi. Asya’nın tamamında Rus ve Çin ağırlıklı bir yapı oluşmuş, başkanlığı zamanında Vladimir de her ülke ile ilişkilerini sıcak tutarak güven sağlamıştı.

 

 

(Devam edecek)

 

Bölüm : 20.03.2025 01:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...