

BÖLÜM 31: İSABELLA'NIN MÜKEMMEL PLANI
Bir süre sonra zamanlarının daraldığını düşünüp Ayten hanım Beren'i sarıp sarmalayarak biberonunu ve şişe içindeki anne sütünü de alıp eşi Roberto ile birlikte hastaneden ayrıldı. Hastane kapısına kadar gelerek onları uğurlayan Cengiz bey ve Nurten hanım ise birbirlerine sarılarak dakikalarca gözyaşı döktüler. Ayten hanımla Roberto ise tam tersi gülerek hastaneden ayrılıp otobüs terminaline giderken evdeki eşyalarını almaya bile gerek görmediler, zamanları kalmamıştı çünkü. Pasaportları, biletleri ve kimlikleri de zaten yanlarındaydı, sadece elbiseleri almak için eve gitmeye gerek yoktu.
...
Gönül öğretmen telefonda konuşurken gözlerini odada bir noktaya dikmiş ve bembeyaz yüzüyle kalakalmıştı. Gülşen hanımla olduğu kadar Nurten hanımla da samimiyetleri yoktu ama gene de teselli etmek ve yapabileceği bir şey olup olmadığını öğrenmek için Nurten hanımı telefona çağırmasını rica etti. Gülşen hanım ise Nurten'in ağlamasını durduramadıklarını, Burhan beyin nöbetçi eczane arayıp yatıştırıcı ilaç aldığını ve Nurten hanımın bu ilaçlara rağmen ağlamaya ve hıçkırmaya devam ettiğini söyledi.
Gülşen hanım gündüz Ayten hanımı defalarca aradığını ama telefonu kapalı olduğu için Ayten hanıma ulaşamadıklarını söyledi. Bunun üzerine aklına en kötü şeylerin geldiğini ve "Ya bana kızımı geri vermezse?" diye endişelendiğini belirtti ve Gönül öğretmenden mutlaka bir çözüm bulmasını istedi. Gönül öğretmen de kabul ederek telefonu kapattı ama ne yapabilirdi ki? Uyku tutmayınca saate bile bakmadan Kont Carlino Giordano'yu aradı.
Kont telefonu açınca önce endişelendi ve olayın aslını öğrenmek istedi. Gönül öğretmen ona olayın özünü anlatınca Kont yatağında doğruldu ve çocukların üçüz olduklarını kendisinin de bildiğini söyledi. Ayten hanımın da tam 18 yıl kendi çocuğu gibi görerek en iyi şekilde yetiştirdiği biricik kızını vermek istemeyebileceğini daha önceden de tahmin ettiğini ve bu konuda kendisinin de endişelendiğini belirtti. Gönül öğretmene bu konuyu mutlaka çözmenin bir yolu olduğunu, sabah ilk iş olarak bununla ilgileneceğini ve kendisini haberdar edeceğini söyledi. Kont'un bu kendinden emin sözleriyle Gönül öğretmen biraz olsun rahatladı ve teşekkür ederek telefonu kapatıp derin bir uykuya daldı.
Bu kez uykusu kaçan Kont Carlino Giordano idi. Kendisi de Beren'i torunu gibi seviyor, yıllardır onu en iyi okullarda okutmak ve yetiştirmek için çabalıyordu. Üstelik oğlu Roberto da yine çok seviyor ve Ayten'le birlikte onun da Beren'i kaybetmekten korktuğunu tahmin ediyordu. Düşünüp duruyor ama aklına hiçbir şey gelmiyordu. Yatağında bir sağa, bir sola dönüp duruyor ama bir türlü uyuyamıyordu. Zaten sabah olmak üzereydi. Kalkıp giyinerek uşaklara kahvaltısını hazırlamalarını söyledi, kahvaltısını yaparak şoförüyle birlikte evden çıktı.
Hava aydınlanmaya başlamıştı ve deniz kenarına giderek oturup temiz hava almak istediğini şoföre söyledi, sahil kenarına geldiler. Arabadan inerek deniz kenarındaki banka oturdu, ışıkları birer birer sönmekte olan evlere gözlerini dikerek uzun uzun düşündü. Sonunda altından kalkamayacağını anlayarak bu işi çözecek tek kişinin Tamer bey olduğunu düşündü ve telefonla Tamer beyi aradı. Ona ofisine gelmek ve bir konuda görüşmek istediğini söyledi. Eşi İsabella Gabriella'nın da teşrif etmesi halinde çok memnun olacağını bildirdi. Tamer bey de kabul ederek telefonu kapattıktan sonra eşi İsabella Gabriella'yı uyandırarak durumu anlattı. O da bir anlam veremedi ama Tamer bey onun yerine söz vermek zorunda kaldığı için kendini Tamer beyle birlikte gelmeye zorunlu hissetti.
Henüz işyerleri açılmadan Kont Carlino Giordano arabasıyla Tamer beyin ofisinin önüne geldi. Hava iyiden iyiye aydınlanmaya başlamış ve evlerin ışıkları sönmüş, güneş doğmak üzereydi. Kapıdaki güvenlik görevlileri Kont'un arabasıyla gelip beklediğini görünce şaşırdılar ve birisi yanına giderek eğilip selamladı. Yapabilecekleri bir şey olup olmadığını sordular. Kont ise Tamer beyle görüşmek için geldiğini söyleyip teşekkür etti, arabasında bekleyeceğini belirtti. Ancak Tamer bey saat 8.00'den önce gelmezdi. Hemen Tamer beyi arayıp Kont'un ofise gelerek arabasıyla kapıda beklediğini bildirdiler. Tamer bey ise evden çıkmaya hazırlanıyordu ve onlara Kont'u bekletmemelerini, yarım saat içinde ofiste olacağını söyledi. Tekrar Kont'un arabasına giderek selam verip durumu anlatınca Kont arabadan indi, binaya doğru yürürken kapı açıldı ve içerde bulunan görevliyle birlikte Tamer beyin ofisine doğru yöneldi. Oturduğunda kahvesini söyledi ve kahvesi bittiğinde Tamer bey de sevgili eşi İsabella Gabriella ile birlikte içeri girerek onu selamlayıp "Hoş geldiniz, şeref verdiniz" dediler ama endişeleri yüzlerinden okunuyordu.
Kont Carlino Giordano onlara teşekkür etti, rahatsızlık vermek istemediğini ama yine birlikte çözmeleri gereken bir aile sorunu olduğunu söyledi. Tamer bey de İsabella Gabriella da merakla önce birbirlerine, sonra da endişe ve merakla Kont'a baktılar. Kont yine çekiniyordu ve Tamer beye nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Tamer bey endişelenerek:
- Yoksa Gönül öğretmenle mi ilgili? Kararını mı değiştirdi, vaz mı geçti? Diye sordu. Kont sözünü keserek:
- Hayır, meraklanmayın. Gönül öğretmenle değil ama yine bir kadınla ilgili. Zaten onun için İsabella'yı da çağırdım, dedi.
Bu kez endişelenme sırası İsabella'daydı. Merakla Kont'a bakarak:
- Ekselansları, bir kadının ruhundan ancak başka bir kadın anlar, bunu biliyorsunuz. Benim yapabileceğim bir şey varsa inanın çok sevinirim, emrinizdeyim. Lütfen çekinmeden söyleyiniz, dedi.
Kont Carlino Giordano bütün cesaretini topladı ve arkasına yaslanıp tane tane konuştu. Beren'in aslında torunu olmadığını, gelini Ayten hanımın ikiz kardeşinin kızı olduğunu, çocukları olmadığı için yeğenleri olan Beren'i evlat edindiklerini, 18 yaşında tüm gerçeği kendisine açıklayarak Türkiye'ye gönderme sözü verdiklerini ama gelini Ayten hanımın ve oğlu Roberto'nun bunu kabul etmeyip verdikleri sözden geri dönmeyi düşündüklerini tek tek anlattı. İsabella anlatılanları dikkatle dinledi ve:
- Onların üçüz kardeş olduklarını ben de tahmin etmiş ve doğum günlerinin de aynı olduğunu öğrendiğimde hiç şaşırmamıştım. Gerçekten de sizin içinde bulunduğunuz durumu anlıyorum ama Ayten hanımla samimiyetimiz hiç yok. Konuşup ikna etmek ve verilen sözü yerine getirmesi için onu zorlamak elbette en güzeli ama nasıl bir çözüm bulabiliriz? Hep birlikte düşünelim ve bir orta yol bulalım. Hem bir anneyi 18 yıldır hiç görmediği kızına kavuşturup hem de diğer anneyi buna güzellikle razı edelim.
Dedikten sonra aklına gelenleri sıraladı ama hiçbiri akıllarına yatmadı. Nurten hanım İtalya'ya gelse ve her gün görüşseler bu iş kökten çözülmüş olacaktı ama kendi ülkesini bırakıp yabancı bir ülkeye gelmeye onu ikna etmek mümkün değildi. Çözüm yolu ararken telefonla ulaştıkları Gönül öğretmen söylemişti bunu. Nurten hanım ne Türkiye'den ne de kardeşlerinden çok sevdiği Gülşen hanımdan asla kopamazdı, çünkü bir daha ayrılmayacaklarına söz vermişlerdi birbirlerine. Gönül öğretmen bunu ikisinden de defalarca duymuştu.
- O zaman tek çare kalıyor, dedi İsabella. Ve aklından geçen en son çareyi onlara açıkladı. Başka çare kalmadığından Tamer bey de Kont Carlino Giordano da bunu kabul etmek zorunda kaldılar ve Gönül öğretmen dışında bunu son güne kadar çocuklar dahil hiç kimseye söylememe kararı aldılar.
Kont Carlino Giordano endişelerinin pek çoğu silinmiş bir halde yerinden kalktı ve ikisine de teşekkür edip vedalaşarak Tamer beyin ofisinden ayrıldı, şatoya döndü. Bahçede yine kahvaltı masası hazırlanmıştı ve bazen haberli, bazen de habersizce geldiği için gelişine kimse şaşırmadı. Hepsi de ayağa kalkarak selam verdiler ve "Hoş geldiniz" dediler. Kahvaltıda Gönül öğretmenle sık sık göz göze geldi ve gülümseyerek onun endişelerini gidermeye çalıştı. Gönül öğretmen Kont'a baktıkça rahatlıyor ve sıkıntılarından kurtulmuş hissediyordu kendini. Onların bakışmaları kimsenin tuhafına gitmiyordu çünkü artık sözlü sayılırlardı. Sadece masa altından hafifçe birbirlerinin ayaklarına dokunarak kimseye belli etmeden söylemek istediklerini anlatıyorlardı. Bu da bir tür konuşma ve anlaşma biçimiydi. Cem kızlarla konuşması sırasında bir yıl içinde öğrendiği diller arasında İtalyanca yanında bakışmaca, el tutuşmaca ve ayak vurmaca dillerini de öğrendiğini söyleyerek hepsini güldürüyordu. Belli ki o da üçüzlerle aynı dilleri konuşmaya başlamıştı.
Gençlerin Türkiye'ye dönmelerine sadece 5 gün kalmıştı. Kahvaltıdan sonra Beren; 3 günlüğüne İtalya'nın kuzeyindeki şehirleri gezmek istediklerini, kalan 2 günde de Sicilya'daki kendi otellerinde Gönül öğretmenle birlikte kalarak tatil yapmayı planladıklarını Kont Carlino Giordano'ya açıkladı ve izin istedi. Kont; Sicilya'daki otele kendisinin de gidebileceğini Beren'e söyleyerek Türkiye'ye dönüş için uçak biletlerini alıp almadıklarını da Cem'e sordu. Kaç gün sonra döneceklerini de öğrenip yaptıkları planlarında bir aksaklık olmaması için Tamer bey ve İsabella'ya bildirmesi gerekliydi. Gençler de kahvaltıdan hemen sonra Beren'in arabasına binerek yola çıktılar. Ayten hanım onlar gidince Kont ve Gönül öğretmeni yalnız bırakmanın uygun olacağını düşünerek izin isteyip alışverişe çıkmak istediğini, birkaç saate döneceğini söyledi ve evden ayrıldı.
Kont Carlino Giordano ile Gönül öğretmen koskoca şatoda yalnız kalmışlardı. Salonda yanyana oturarak kahvelerini içerlerken Kont, Gönül öğretmenin elini tuttu, dudaklarına götürerek nazikçe öptükten sonra:
- Her şey yoluna girecek, hiç endişelenmeyiniz. Biz ofiste çok düşündük Tamer bey ve İsabella ile. Tam bir saat sonra da şu planı uygulamaya karar verdik, diyerek Gönül öğretmene planlarını açıkladı. Gönül öğretmen; "Bu plan aklına yatmasa da Tamer beyin ve İsabella'nın çok zeki olduklarını düşündüğünden ve Kont da kabul etmişse, buna karşı çıkmanın kendisi için mümkün olmadığını" tek cümleyle İtalyanca olarak söyledi. Kont bu uzun cümleyi kendi kafasında anlamlandırmaya çalıştı ve bu kadar uzun ve mükemmel kurulan bir cümleyi ikinci kez duyduğunu söyledi, ikisi de gülüştüler.
Öğleye doğru Ayten hanım alışverişten geldi ve öğle yemeğini beraber yedikten sonra Kont Carlino Giordano izin isteyerek şatodan ayrılıp malikanesine döndü.
...
(Devam edecek)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.07k Okunma |
239 Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |