
instagram hesabım: yusraergn
tiktok hesabım: yusraergunkitaplari
Beklerim canlarım...
Oylamayı ve yorum yapmayı da unutmayınız!
Oylamamızı yaptıysak bölüme geçelim:)
Keyifli Okumalar
29. Sevdanın Rengi
Duyguların insanların davranışları üzerindeki etkisi gerçekten büyüktü ve ben buna bugün yakından şahit olmuştum. Duygularımı kontrol edememiş, içimden taşmasına engel olamamıştım. Şüphesiz kıskançlık en tehlikeli olanıydı. Beni yoldan çıkarmış, birini dövmeye kadar sürüklemişti. Şimdi oturup daha sakin düşününce yaptığımın doğru bir şey olmadığını anlıyordum. Fakat o kadının dedikleri çok iğrençti.
Nasıl bu tür şeyleri böyle utanmadan söyleyebiliyordu? Hem de evli olan bir adama, üstelik karısına! Gerçekten aklım almıyordu. Sesli bir nefes verip üstümü değiştirdim ve yatak odasına geçtim. Yiğit benimle bir güzel dalga geçip banyoya gittikten sonra hâlâ yoğun olan işleri yüzünden çalışma odasına kapanmıştı. Avşin’in içeri girmesiyle bakışlarım ona döndü.
“Annemler geldi. Yemeğe bekliyorlar.” Kafamı olumlu anlamda salladım ve gülmemek için kendini zor tutan Avşin’e kaşlarımı çatarak baktım. Kahkahasını serbest bıraktı ve yatağa oturup gülmeye devam etti. “Arya sen... Sen,” dedi ama gülmekten konuşamadı. Ben ise gözlerimi bayıp Avşin’in gülmeyi bitirmesini bekledim. Sonunda biraz sakinleşince nefes nefese kalmış bir şekilde, “Bu hareketi kendimden beklerdim ama senden beklemezdim Arya,” dedi.
Ellerimi harekete geçirerek, “Yeter artık ya! Bir sen bir abin benimle dalga geçip duruyorsunuz!” dedim kızgın bir şekilde.
“Tamam tamam, kızma. Ama merak ediyorum, neden dövdün Nurcan’ı?” diye sordu. Derin bir nefes alıp Yiğit’e anlattığımı ona da anlattım. Tabii Avşin’e daha detaylı anlattım çünkü hepsini Yiğit’e söyleyemezdim. Çok utanç verici ve mide bulandırıcıydı.
“Yuh artık!” dedi Avşin şaşkınlıkla. “Bence az bile yaptın. Keşke bana söyleseydin de ben de bir güzel dövseydim o utanmazı. Hiçbir zaman hazzetmezdim zaten ondan.”
Ben de geçip Avşin’in yanına otururken, “Boş ver, ben yeterince dövüp paraladım zaten,” dedim.
“Oh, iyi yaptın. Ama o hâlin çok komikti Arya. Kadının saçlarını eline dolayıp nasıl çekiyordun öyle,” dedi yine gülmeye başlayarak. “Şanslısın ki annemler yoktu.”
“Evet. Eğer onlar da burada olsaydı rezil olurdum. Umarım çalışanlardan kimse söylemez,” dedim telaşla. Avşin gelmeden önce ben de aynı şeyi düşünmüştüm. Annem ve misafirler de olsaydı kesinlikle rezil olurdum. Dilsizliğin yanında bu sefer de deli diye adım çıkardı.
“Merak etme, abim herkesi uyardı. Kimse söyleyemez, o yüzden rahat ol. Hem oradaki kadınlar da Nurcan’ı bildiğinden böyle bir şeyi yayarak seni zor duruma düşürmezler. Gülbin ve Nurcan da rezil olmak istemiyorlarsa anlatmazlar.” Biraz da olsa içim rahatlamıştı.
Yeniden sırıtmaya başlayan Avşin’e ters ters baktım. Bu muhabbet bitmeyecekti. Abi kardeş söyleyip dururdu artık. Avşin bana dönünce yine bir şeyler söyleyeceğini anlayıp kolundan tuttuğum gibi odadan çıkardım. Merdivenlere yöneleceğim sırada beni durdurdu.
“Git kocanı da çağır,” dedi ve yanağımdan makas alıp gitti. Deli kız. Avşin’in ardından gülümseyerek yönümü Yiğit’in çalışma odasına çevirdim. Kapıyı tıklattıktan sonra açıp içeri girdim. Yiğit kafasını önündeki dosyadan kaldırdı ve parlayan hareleriyle bana baktı. Yüzünde oluşan gülümseme ile elini kaldırıp ona gitmem için işaret verdi. Yiğit’e yaklaşıp önünde durdum.
Koltuğunu biraz geri çekerek beni kendine çekti ve kucağına oturmamı sağladı. Yorgun yüzüne bakıp elimi yanağına koydum. Gözlerini kapatıp belimdeki elini sıklaştırdı ve beni kendine daha da yaklaştırdı. Elimi Yiğit’in yüzünden çektim ve hareket ettirdim. O sırada Yiğit de gözlerini açmıştı.
“Yemek hazır, bizi bekliyorlar.”
Kafasını boynuma gömdü ve ardından boğuk çıkan sesiyle mırıldandı. “Biraz böyle duralım. Yorgunum ve kokunla dinlenmeye ihtiyacım var.”
İsteğini geri çevirmedim, onu sevgiyle kucakladım ve biraz da olsa dinlenmesine ses çıkarmadan bekledim. Elimi saçlarına götürüp okşadım. Hoşnut olmuş bir şekilde sesler çıkarıp kafasını oynatarak daha rahat bir pozisyon aldı. Bir süre böyle kaldıktan sonra Yiğit kafasını kaldırıp bakışlarını yüzümde sabitledi. Yorgun bakışlarının arasında o kadar güzel bakıyordu ki içim aşkla doluyordu. Uzanıp alnından öptüm. Bunu her zaman o yapıyordu ama bu sefer ben yapmak istemiştim.
Yüzünde oluşan gülümseme ile, “Bu benim sahnemdi,” dedi muzipçe. Gülümseyip omzumu silktim. Oldukça yakınımda olan gözlerinden yansımamı görebiliyordum. Bu adamın siyah gözlerine ayrı âşıktım, siyahı sırf onun gözlerinin rengi olduğu için seviyordum. Benim sevdamın rengi hiçbir zaman gökkuşağındaki renkler olmamıştı, Benim sevdamın rengi, daima siyahtı. Tıpkı Yiğit’in gözleri gibiydi. Çünkü sevdam rengini bu gözlerden almıştı. Bir girdabı andıran siyah gözler beni kendine hapsetmişti. Orada kalmaya bir ömür mahkûmdum fakat asla şikâyetçi değildim, ben orada gönüllüydüm. Bu nedenle siyah benim için karanlığın rengi değildi, sevdiğimin gözlerinden aldığı sevdamın rengiydi. Asildi, ulaşılmazdı ve hiçbir renge boyanamayacak kadar güçlüydü. Karanlık korkutucuydu ama onun siyah gözleri huzur veriyordu, yoluma ışık tutuyor, bana güzel şeyler vadediyordu. Derin bir iç çekmekten kendimi alamadım.
Yiğit bakışlarını hâlâ yüzümün her karesine sevgiyle dokunduruyordu. Bakışlarıyla bana dokunması, beni sevmesi, tenime dokunan teninden daha güzel hissettiriyordu. Tıpkı rüzgâr gibiydi. Görmediğim ama varlığını tenimde hissedebildiğim rüzgârın dokunuşu gibi, Yiğit’in gözlerindeki sevgi de tenime öyle dokunuyordu. Kalbimden tüm vücuduma doğru yayılan bir şeyler vardı ve içimin heyecanla kasılmasına yol açıyordu. Ellerim benden bağımsız harekete geçti. Ellerimi yönlendiren beynimdeki komut değil, kalbimden gelen bir komuttu.
“Seni seviyorum.” Gözleri parlayan sevdiğimin dudakları da yavaş yavaş genişleyerek güzel bir gülümseme sergiledi. Yiğit yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı ve dudaklarımız arasında az bir mesafe bırakarak konuştu.
“Seni seviyorum,” dedi. Sıcak nefesini dudaklarımda hissetmek, bedenimde az önceki heyecanlı akımları tekrar ortaya çıkarmıştı. Kalbim oldukça hızlı atıyordu ve içimdeki aşk bir at gibi şaha kalkmış, yükseklere başkaldırıyordu. Beni öpmesini sabırsızlıkla bekleyen dudaklarım bir türlü istediğini alamıyordu. Yiğit harekete geçmiyor, öylece bekliyordu. O an anladım ki, bunu benden bekliyordu. Dayanamadım, daha fazla duygularımın yoğunluğuna dayanamadım ve dudaklarımı hemen dibimde olan dudaklara bastırdım. Yiğit’in gerilen dudaklarından gülümsediğini anlasam da umursamadım, utanmayı sonraya bıraktım ve bir ilki gerçekleştirerek sevdiğimi kana kana öptüm.
Yiğit’in kucağında oturduğum için yüzüne tepeden bakıyordum. O ise kafasını hafifçe yukarı kaldırmıştı. İki elimle yüzünü avuçladım ve karşılığında Yiğit de belimdeki ellerini sıklaştırdı. Nefes nefese kalarak Yiğit’in dudaklarından koptum fakat uzaklaşmadım. Nefeslerimiz ve hızla inip kalkan göğüslerimiz birbirine çarpıyordu. Ne ara yumduğumu bilmediğim gözlerimi araladım ve bana tebessümle bakan sevdiğimin yüzüyle karşı karşıya geldim. Kızarmaya başladığını anladığım yanaklarımı gizlemek için bakışlarımı Yiğit’ten ayırdım ve ani bir atakla kucağından kalktım. Bedenim tekrar onun sıcaklığını arar gibi üşümüştü.
Açık olan saçlarımla yanaklarımı gizlemeye çalıştım ve ona bakmadan ellerimi harekete geçirerek, “Hadi gidelim artık,” dedim.
Yiğit’e göz ucuyla baktığımda bana bakıp gülümsediğini gördüm. Utandığımı anlamıştı ama üstüme gelmediği için sevinmiştim. O da oturduğu yerden ayaklandı ve bana yaklaşarak kolunu omzuma attı. Ardından şakağıma küçük bir buse bırakıp beni de kendiyle beraber yürüterek odadan çıkardı. Merdivenlerin başına gelince Yiğit’in telefonu çalmış, bununla beraber ikimiz de duraklamıştık. Yiğit omzumdaki kolunu benden ayırarak cebindeki telefonunu çıkardı ve açarak kulağına dayadı.
“Efendim Cihan?” dedi. “Ne?” Az önceki huzurlu ifadesi anında öfkeyle yer değiştirmişti. Gözlerimi bir an olsun Yiğit’in yüzünden ayırmıyor, neler olduğunu merak ediyordum. Cihan’ı sessizce dinledikten sonra sıktığı dişlerinin arasından, “Tamam,” dedi. “Sen yarın için iki bilet ayırt o zaman,” dedi ve bir s
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 69.23k Okunma |
4.33k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |