
22.01.2025
Helüü, ben geldim :)
Nasılsınız canlarım?
Ay özlemişim yazmayıı :')
Oy verip bol bol yorum yapalım mıı?
Bölümü yazarken yazım yanlışlarını düzeltme şansım olmadı, görmezden gelelim olur mu?
...
Bağ çok önemlidir kaderde. Gönülden bağlanırsın bir insana veya bir iple fark etmez her türlü çok önemlidir.
Bir insanla kan bağınız olmasa da olur. Pekte önemli değildir.
"Okyanus, güzelim. Ne oluyor?" Yakup kolumdan tutup ona bakmamı sağlarken gözlerim yaşlarla dolmuştu.
"Abim, abim ölüyormuş. Gel dedi." ayakta duramayıp dizlerimin üstüne çöktüm. "Nereye gideceğim, ne yapacağım?" hem hıçkırıyor hem ağlıyordum.
Ali elimden telefonumu alıp abimi yeniden aradı. Cevap verilmeyince kapattı ancak mesaj geldi ve sesli bir şekilde okudu.
"Sabırlı ol ve bekle. Sana yeri mesaj atacağım."
"Ne mal mal konuşuyor bu kaşar!" deyip ayağa kalktım. "Abim iyi mi kötü mü? Anlamıyorum."
Deniz yanıma gelip sıkıca sarıldı.
"İyidir, korkma sen. Babam gidip her yerde arayacak abini."
Bakışlarım babama değdi.
"Adamlarım yola çıktı, söylediğim her yere bakacaklar güzel kızım. Sen hiç merak etme."
Kafamı Deniz'in omzuna yaslayıp koltuğa oturdum. Annem elinde bir bardak suyla gelip yanıma oturdu.
"İç anneciğim, iyi gelir." suyu elime alıp bir yudum içtim.
Poyraz karşıma geçip oturduğunda yüzü endişeliydi.
"Okyanus, gücünü kaybetmemen gerek." dedi söyleyecek başka söz olmadığını biliyordu.
Deniz kafamı göğsüne yaslayınca parmaklarımla oynaya oynaya bekledim. Yüreğimdeki endişe damarlarımın içinde yayıldıkça yayıldı.
Gözyaşlarım usulca akarken abimi hayal ettim, onunla oynadığımız oyunları...
***
Geçen dakikalar sonrasında babam adamlarıyla birlikte her yeri aramış ancak eli boş dönmüştü eve.
"Böyle eli kolu bağlı bekleyecek miyiz?" Deniz'in sorusuyla kafamı göğsünden kaldırdım.
"Polise haber versek sinirlenip daha da kötü bir şey yapabilir." babam eliyle çenesini sıvarlarken Alparslan önümde diz çöktü.
Konuşmadı ama gözleriyle sakinleştirdi beni. Kollarımı boynuna dolayıp gözlerimi kapattım.
"Ah yavrum, helak ettin kendini." annem üzgün sesiyle konuşunca omuz silktim.
Abimdi o benim. Kendimi helak etmeyip ne yapacaktım?
Öz değildi elbette ama özden daha özdü. Yıllarca yanımda olan, yaralarımı saran, izlerimi gizleyendi.
Gözlerimi açıp karşımdaki Poyraz'a baktım. Gözleri bir endişeli bir kıskanç bakıyordu.
Kapı zili duvarlarda yankılanınca bir hışımla ayağa kalktım.
"Abim mi?" heyecanlı sesime karşılık Alparslan yanaklarımı okşadı.
"Sakin ol ikizim." Deniz saçlarımı okşarken heyecanım usulca söndü.
"Oğuz, oğul bir haber var midur?" dedemin sesiyle ona döndüm.
"Yok baba." dedem bana dönünce gözlerim yeniden doldu.
"Ah cüzel kizum. Şu cözlerinin haluna bakasun." bastonundan destek alarak yanıma geldi yanağımı okşayıp babama döndü.
"O it eniği ne boka ceziyor ortada?" Irmak için söylediği söze karşılık gülmek istedim ama gülmedim.
"Bulacağız baba, Salih'e bir şey yapamayacak!" babam kaşlarını çatmış, gözlerini bir noktaya sabitlemişti.
"Bulacaksin tabi ula!" baba tarafına kafasıyla işaret verip evden çıktılar bu sözü ardından.
Derin bir nefes alarak ofladım ve koltuğa oturdum. Dirseklerimi dizlerime yaslayıp avuç içimi alnıma bastırdım.
"Çok şerefsiz birisi, çok!" diye mırıldanıyordum kendi kendime.
Hayatım kaossuz geçiyor derken olan bu olay tüm dengemi alt üst etmişti. Bir yandan okul stresi vardı ama abim tüm hepsini unutturmuştu.
Deniz yanıma gelip elimden tuttu ve yanımda olduğunu gösterdi.
"Yalnız değilsin, sakın yalnız hissetme ikizim." kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım.
Birkaç dakika sonra telefonumun mesaj sesi duyuldu salonda, bir hışımla telefonu elime aldım. Gelen mesaj Irmak kaşarındandı.
05.. ... ....: Yüksek ama sığ değil, büyük ama sonsuz değil.
05.. ... ....: Abin burada, git ve yaşat!
"Ne diyor lan bu?" Deniz yanımda otururken mesajı okumuş ve gerçekten sinirlenmişti.
Poyraz yanıma gelip mesajı sesli okuduğunda abi tayfasından mırıltılar yükseldi.
Herkes bir şey söylerken telefonumu elime alıp odama çıktım. Kimseye açıklama yapma gereği duymadan hızlıca adımladım merdivenleri.
Odama girip kapıyı kapattım. Yatağın kenarına, yere çöküp başımı dizlerime yasladım. Aşağıdan gelen sesleri duymamaya çalışarak attığı sikimsonik bilmecenin cevabını düşündüm.
Gözlerimin önünden abimle anılarım geçti film şeridi gibi.
"Abi hadi uçuralım artık," dedi küçük Okyanus heyecanla yerinde zıplarken.
"Bekle abiciğim, uçuracağız." dedi abi uçurtmanın iplerini ayarlarken.
Salih uçurtmayı kardeşinin eline verip işaret parmağıyla ileriyi gösterdi.
"Oraya doğru koş ama fazla ileri gitme."
"Neden ki?" küçük kızın merakı abisini güldürüyordu.
"Çünkü uçurum büyük olsa bile bir sonu var güzelim. Aşağı düşebilirsin ve deniz sığ değil." küçük kız gözlerini kırpıştırarak baktı abisine.
"Sığ ne demek abi?"
"Derin olmayan demek abiciğim." küçük kız aklındaki soru işaretlerinin bitmesiyle gülümsedi.
"Deniz derin mi o zaman?" abisi kafasını aşağı yukarı sallayarak onayladı.
Uçurum, büyük ama sonsuz değil.
Uçurum denizden yüksek.
Uçurumun denizi sığ değil, derin.
Oturduğum yerden bir hışımla kalkıp hızlıca odamdan çıktım Koşa koşa aşağı indim.
"Buldum, anne, baba. Buldum." salona girdiğimde herkes ayağa kalkıp bana doğru geldi.
"Ne oldu anneciğim, neyi buldun?" annem kolumu tutup dikkatlice bana bakarken dilimle kuruyan dudaklarımı ıslattım.
"Bilmecenin cevabını, abim uçurumda!" Poyraz elini çenesine atıp çenesini sıvazlarken sesli düşündü.
"Yüksek ama sığ değil, büyük ama sonsuz değil." bakışları bana deyince kafasını aşağı yukarı salladı.
"Hadi gidelim, abimi kurtaralım. Hadi!" babamı kolundan tuttuğum gibi Yakup elimi tuttu.
"Sen gelmiyorsun Okyanus." kaşlarımı çattım.
"Sebep?"
"Tehlikeli, bu yüzden gelmeyeceksin." ellerimi belime koydum.
"Pardon da bilmecenin cevabını bulan ben!" deyip kendimi gösterdim. "Oradaki adamın kardeşi ben!" elimi hayırdır dercesine salladım. "Sen niye gidiyorsun?"
"Tamam Okyanus gel, tamam!" dediğinde hızlıca evden çıkıp arabaya bindim.
Arabaya bindiğimiz gibi korumalar diğer arabalarla etrafımızı çevirdi.
Kalbim korkuyla atarken parmaklarımı bileğimdeki izlere attım.
Dostumdu ya, teselli ederdi beni.
Geçen her dakika ömrümden azaldı ama korkum azalmadı.
Uçuruma geldiğimiz gibi arabadan indim. Uçurumun ortasına doğru ilerledim.
"SALİH ABİ!" bağırdım iki kez. Abim sesimi duysun istedim. İyi olsun dedim.
Biraz ilerideki bankta biri bana doğru döndü ancak Güneş ışığından göremedim. Abim olmasını dileyerek ilerledim oraya.
Banka yaklaştığımda gördüğüm şey ayaklarımı yere sabitledi. Ne ileri gidebildim ne de geri.
Bölüm sonu.
Anaamm, o neydi?
Sizce banktaki kim?
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?
Gelecek bölümlerden haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın.
İnstagram: z.nesa_
Tiktok: z.nesa_
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 48.1k Okunma |
3.21k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |